Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2023/6299 E. 2023/4925 K. 30.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/6299
KARAR NO : 2023/4925
KARAR TARİHİ : 30.05.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2022/340 E., 2022/552 K.
SUÇ : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
HÜKÜM : Mahkûmiyet

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
A. I… Cumhuriyet Başsavcılığının, 14.03.2014 tarihli ve 2014/1204 Esas, 2014/2774 Soruşturma sayılı iddianamesi ile sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 191 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır.
B. I… (Kapatılan) 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 25.06.2014 tarihli ve 2014/298 Esas, 2014/662 Karar sayılı kararı ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 1 yıl hapis cezası ve hak yoksunluğuna karar verilmiştir.
C. I… 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 25.06.2014 tarihli ve 2014/688 Esas, 2014/10 Karar sayılı kararının (I… (Kapatılan) 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 25.06.2014 tarihli ve 2014/298 Esas, 2014/662 Karar sayılı kararı) sanık tarafından temyizi üzerine Dairemizin 22.01.2019 tarihli 2015/228 Esas, 2019/490 Karar sayılı kararı ile;
Hükümden sonra 28.06.2014 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 68. maddesi ile değiştirilen 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesi ve aynı Kanun’un 85 inci maddesi ile eklenen 5320 sayılı Kanun’un geçici 7 nci maddesi sanıklar lehine hükümler içermekte olup, öncelikle; 6545 sayılı Kanun’un 68 inci maddesi ile değiştirilen 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin beşinci fıkrası ve aynı Kanun’un 85 inci maddesi ile eklenen 5320 sayılı Kanun’un geçici 7 nci maddesinin, olaya tatbik kabiliyeti bulunup bulunmadığının tesbiti açısından; sanıklar hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı bu suç tarihinden önce açılmış başka dava olup olmadığı, varsa sanıkların bu suçu diğer davaya konu olan suç nedeniyle verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işleyip işlemediklerinin ve önceki dava sonucunun araştırılması, gerektiğinde Denetimli Serbestlik Müdürlüğünden suç tarihinde sanıkların infazda olan başka bir tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararlarının bulunup bulunmadığı sorulup belirlendikten sonra;
a. Sanıklar bu suçu, daha önce işledikleri aynı nitelikteki başka bir suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemişler ve önceki suçtan mahkûmiyet kararı verilmiş ise, 6545 sayılı Kanun’un 68 inci maddesi ile değiştirilen 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin beşinci fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlâl nedeni sayılır ve ayrı bir
soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz” hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin 8. fıkrası uyarınca “davanın düşmesine” ,
b. Sanıklar hakkında, bu suç tarihinden önce, aynı suçtan açılmış başka dava yoksa veya sanıklar bu suçu daha önce işledikleri suçtan dolayı verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş değillerse veya daha önce işledikleri suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemişler ve önceki suçtan beraat kararı verilmiş ise, daha önceki tarihlerde işledikleri aynı suçtan dolayı verilmiş olan tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararları dikkate alınmaksızın,bu suç nedeniyle doğrudan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmamış olan sanıklar hakkında, 6545 sayılı Kanun’un 68. maddesi ile değişik 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesi ve aynı Kanun’un 85 inci maddesi ile eklenen 5320 sayılı Kanun’un geçici 7 nci maddesinin 2 nci fıkrası uyarınca, 191 inci madde hükümleri çerçevesinde “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına”, karar verilmesinde zorunluluk bulunması,
Nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.
C. Bozma sonrası yapılan yargılama ile I… 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 07.02.2020 tarihli ve 2019/233 Esas, 2020/53 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca 1 yıl hapis cezası ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
D. I… 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 07.02.2020 tarihli ve 2019/233 Esas, 2020/53 Karar sayılı kararının sanık tarafından temyizi üzerine Dairemizin 24.02.2021 tarihli 2020/19192 Esas, 2021/2723 Karar sayılı kararı ile;
1. Suç tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinde sanıklara isnat edilen suç için temel ceza miktarının “bir yıldan iki yıla kadar hapis cezası” olarak belirlendiği; hükümden önce yürürlüğe giren 5271 sayılı Kanun’un 17.10.2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanun’un 24 üncü maddesi ile başlığı ile birlikte yeniden düzenlenmiş olan “Basit Yargılama Usulü” başlıklı 251 inci maddesinin 1 inci fıkrasında yer alan “Asliye Ceza Mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir.” şeklindeki düzenlemeye, 7188 sayılı Kanun’un geçici 5 inci maddesinin 1-d bendinde yer alan “01.01.2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü
uygulanmaz.” şeklindeki düzenleme ile sınırlama getirilmiş ise de; Anayasa Mahkemesinin 19.08.2020 tarihli 31218 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 25.06.2020 tarihli ve 2020/16 Esas, 2020/33 Karar sayılı iptal kararı ile, “…kovuşturma evresine geçilmiş…” ibaresinin, aynı bentte yer alan “… basit yargılama usulü…” yönünden Anayasaya aykırı bulunarak iptaline karar verilmesi sebebiyle kovuşturma evresine geçilmiş olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanun’un 5 inci maddesinin 1-d bendinde yer alan düzenlemenin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümesi mümkün olmayıp, Ceza Muhakemesi Kanunun’da yapılan değişikliklerin ise derhal uygulanması gerekmekle birlikte, basit yargılama usulü uygulanan olaylarda 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre; ” mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir.” şeklindeki düzenleme karşısında, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararının neticeleri itibarıyla maddi ceza hukukuna ilişkin olduğunun ve 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan düzenlemenin sanıklar lehine sonuç doğurabilecek nitelikte olduğunun anlaşılması karşısında, 5237 sayılı Kanun’un 7 nci maddesi ile 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesi hükümleri gözetilmek suretiyle sanıklar lehine olan uygulamanın belirlenerek yerine getirilmesi ve gereği için dosyanın, “Basit Yargılama Usulü” yönünden yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
2. Sanıklar hakkında, bu suç tarihinden önce, aynı suçtan açılmış başka dava yoksa veya sanıklar bu suçu daha önce işlediği suçtan dolayı verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş değilse veya daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş ve önceki suçtan mahkûmiyet dışında bir hüküm verilmiş ise, daha önceki tarihlerde işledikleri aynı suçtan dolayı verilmiş olan tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararları ve önceki hükümlülükleri dikkate alınmaksızın, bu suç nedeniyle doğrudan tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmamış olan sanıklar hakkında, 6545 sayılı Kanun’un 68 inci maddesi ile değişik 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesi ve aynı Kanun’un 85 inci maddesi ile eklenen 5320 sayılı Kanun’un geçici 7. maddesinin 2. fıkrası çerçevesinde suç tarihi itibarıyla, 5560 sayılı Yasa ile değişik 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesine göre ceza takdir edilip “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına”, Karar verilmesi gerekirken sanıklar hakkında mahkûmiyete hükmedilmesinin yasaya aykırı olduğu” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
E. Bozma sonrası yapılan yargılama ile I… 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 21.04.2021 tarihli ve 2021/209 Esas, 2021/344 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında yürütülen davada basit yargılama usulü uygulanmasına karar verilerek, sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan

5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesi ve 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca 9 ay hapis cezası ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
F. Sanığın itirazı ile dosya yeniden ele alınarak I… 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 09.12.2022 tarihli ve 2022/340 Esas, 2022/552 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca 1 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz sebepleri özetle; lehe olan hükümlerin uygulanmasına ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Sanığın kullandığı otomobilin şüphe üzerine durdurulduğu, yapılan aramada sanıktan esrar ele geçirildiği ve sanığın idrar tahlilinde eroin ve esrar kalıntılarına rastlandığı dikkate alınarak sanığın mahkûmiyetine karar verilmiş. Sanık hakkında aynı suçtan verilmiş tedavi denetim karar bulunması ve ileride bir daha suç işlemekten kaçınacağına dair yeterli kanaat oluşmadığından takdiren hakkında 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin beşinci fıkrası ve devamı maddeleri gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesine yer olmadığına, karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
Bozmaya uyulduğu halde, Dairemizin 24.02.2021 tarih ve 2020/19192 Esas, 2021/2723 Karar sayılı ilamının (2) numaralı bozma gerekçesinin gereğinin yerine getirilmediği görülmekle;
Sanık hakkında 6545 sayılı Kanun’un 68 inci maddesi ile değişik 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesi ve aynı Kanun’un 85 inci maddesi ile eklenen 5320 sayılı Kanun’un geçici 7 nci maddesinin ikinci fıkrası çerçevesinde suç tarihi itibarıyla, 5560 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesine göre ceza takdir edilip “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına”, karar verilmesinde zorunluluk bulunduğunun gözetilmemesi, hukuka aykırı bulunmuştur.
V. KARAR

Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle I… 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 09.12.2022 tarihli ve 2022/340 Esas, 2022/552 Karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden

hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
30.05.2023 tarihinde karar verildi.