Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2023/6245 E. 2023/5181 K. 06.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/6245
KARAR NO : 2023/5181
KARAR TARİHİ : 06.06.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2022/320 E., 2022/389 K.
SUÇ : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
SUÇ TARİHLERİ : 21.11.2014, 25.03.2015
HÜKÜM : Mahkûmiyet

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Sanık hakkında, Kozan Cumhuriyet Başsavcılığınca kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı başlatılan 2014/4819 Nolu soruşturmada, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 6545 sayılı Kanun ile değişik 191 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile birlikte denetimli serbestlik tedbiri kararı verilmiştir.
2. Sanığın denetimli serbestlik tedbirinin gerektirdiği yükümlülüklere uymadığının bildirilmesi üzerine Kozan Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/1095 Esas numaralı, 01.06.2015 tarihli iddianamesi ile 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır.
3. Kozan Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/1274 Esas numaralı, 10.06.2015 tarihli iddianamesi ile sanığın 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin altıncı fıkrasının yollamasıyla 191 inci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesi ve 54 üncü maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır.
4. Kozan 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 18.11.2015 tarihli ve 2015/599 Esas, 2015/757 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesi ve 54 üncü maddesi uyarınca 2 yıl hapis cezası ile hak yoksunluğuna hükmedilmiştir.
5. Kozan 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 26.11.2015 tarihli ve 2015/366 Esas, 2015/536 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesi ve 53 üncü maddesi uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile hak yoksunluğuna hükmedilmiştir.
6. Kozan 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 18.11.2015 tarihli ve 2015/599 Esas, 2015/757 Karar sayılı kararının sanık tarafından temyizi üzerine Dairemizin 10.05.2022 tarihli ve 2019/8512 Esas, 2022/5976 Karar sayılı kararı ile;
“Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipinin doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;

1) Sanığın birlikte incelenen Kozan 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/366 esas 2015/536 karar sayılı dosyasına konu 21/12/2014 tarihinde işlediği uyuşturucu madde kullanma eylemi nedeniyle 08/01/2015 tarihinde kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verildiği, bu kararın 26/01/2015 tarihinde sanığa tebliğ edildiği ve kararın 10/02/2015 tarihinde kesinleştiği, sanık 10/03/2015 tarihinde tekrar uyuşturucu madde kullanarak tedbir kararını ihlal ettiğinden 01/06/2015 tarihli iddianame ile hakkında kamu davası açıldığı, dava konusu 25/03/2015 tarihinde işlediği uyuşturucu madde kullanma eylemi nedeniyle ise TCK’nın 191/6. maddesi gereği doğrudan kamu davası açıldığı görülmekle; suç ve iddianame tarihleri dikkate alındığında; sanığın 25/03/2015 tarihli eylemini birlikte incelenen Kozan 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 01/06/2015 tarihli iddianamesi düzenleninceye kadar gerçekleştirmiş olması nedeniyle, bu eylemin TCK’nın 43. maddesinde yer alan zincirleme suçu oluşturup oluşturmadığının tartışılarak, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesinde zorunluluk bulunduğundan, her iki suça ilişkin davaların birleştirilmesi ve delillerin tartışılması gerekirken, eksik araştırma ile hüküm kurulması,
2) Kabule göre de;
a) Sanık hakkında gerekçe kısmında uygulama maddeleri içinde TCK’nın 62/1. maddesinin uygulandığı yazılmasına rağmen, gerekçeli kararda “Sanığın fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, sanığın geçmişi gözetilerek sanık hakkında TCK 62. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına,” ifadelerine yer verilerek hükmün esasını oluşturan gerekçe ile hüküm arasında çelişki oluşturulmak suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 232/6. maddesine aykırı davranılması,
b) Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı hükmü ile 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi ve 7242 sayılı Kanun’un 10. maddesinde yapılan değişiklikler nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması” nedenleriyle bozulmasına karar verilmiştir.
7. Kozan 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 26.11.2015 tarihli ve 2015/366 Esas, 2015/536 Karar sayılı kararının sanık tarafından temyizi üzerine Dairemizin 10.05.2022 tarihli ve 2020/19067 Esas, 2022/5968 Karar sayılı kararı ile;
“1) Kozan Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/990 soruşturma numaralı dosya içerisinde yer alan olay tutanakları, ifade tutanakları, Adli Tıp Kurumu raporları da dahil olmak üzere tüm soruşturma evrakının

onaysız fotokopi olduğu anlaşılmakla, hükme esas alınan belgelerin aslı veya onaylı örneklerinin dosya içinde bulundurulmaması suretiyle CMK’nın 169. maddesine aykırı davranılması,
2) Kabule göre de;
a) Sanığın 21/12/2014 tarihinde işlediği uyuşturucu madde kullanma eylemi nedeniyle 08/01/2015 tarihinde kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verildiği, bu kararın 26/01/2015 tarihinde sanığa tebliğ edildiği ve kararın 10/02/2015 tarihinde kesinleştiği, sanık 10/03/2015 tarihinde tekrar uyuşturucu madde kullanarak tedbir kararını ihlal ettiğinden 01/06/2015 tarihli iddianame ile hakkında kamu davası açıldığı görülmekle; suç ve iddianame tarihleri dikkate alındığında; sanığın birlikte incelenen Kozan 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/599 esas 2015/757 karar sayılı dosyasına konu 25/03/2015 tarihli eylemini 01/06/2015 tarihli iddianame düzenleninceye kadar gerçekleştirmiş olması nedeniyle, bu eylemin TCK’nın 43. maddesinde yer alan zincirleme suçu oluşturup oluşturmadığının tartışılarak, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesinde zorunluluk bulunduğundan, her iki suça ilişkin davaların birleştirilmesi ve delillerin tartışılması gerekirken, eksik araştırma ile hüküm kurulması,
b) Hükümden önce 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı hükmü ile 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi ve hükümden sonra 7242 sayılı Kanun’un 10. maddesi ile yapılan değişiklikler nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması” nedenleriyle bozulmasına karar verilmiştir.
8. Kozan 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 24.06.2022 tarihli ve 2022/527 Esas, 2022/293 Karar sayılı kararı ile Kozan 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 2022/320 Esas sayılı dosyası ile aralarında hukuki ve fiili irtibat bulunması sebebiyle her iki dosyanın birleştirilmesine, yargılamaya Kozan 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 2022/320 Esas sayılı dosyası üzerinden devam olunmasına karar verilmiştir.
9. Kozan 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 20.10.2022 tarihli ve 2022/320 Esas, 2022/389 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin birinci fıkrası, 43 üncü maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesi, 53 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları ile üçüncü fıkrasının birinci cümlesi uyarınca 2 yıl 1 ay hapis cezası ile hak yoksunluğuna hükmedilmiştir.

II. GEREKÇE
Kabul edilebilir bir temyiz başvurusu üzerine yapılan inceleme neticesinde;
Yargıtayın denetim işlevini yerine getirebilmesi için temyiz incelemesine konu hükmün gerekçe bölümünde, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 141 inci maddesinin üçüncü fıkrası, 5271 sayılı Kanun’un 34 üncü ve 230 uncu maddeleri uyarınca mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olması, hükmün gerekçesinde iddia ve savunmada ileri sürülen görüşlerin belirtilmesi, mevcut kanıtların tartışılarak değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin belirtilmesi ile mahkemece ulaşılan kanaatin, sanığın suç oluşturduğu sabit görülen fiilinin belirtilmesi ve bunun nitelendirmesinin belirtilmesi, delillerle sonuç arasında bağ kurulması ve bu şekilde cezanın şahsileştirilmesi gerekirken, açıklanan ilkelere uyulmadan yalnızca sanığın kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile birlikte verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uymamasına dair hususlar anlatılmak suretiyle hüküm kurulması, 1412 sayılı Kanun’un 308 inci maddesinin yedinci fıkrası kapsamında Kanuna muhalefet hâli olarak saptanmıştır.
III. KARAR
Başkaca yönleri incelenmeyen Kozan 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 20.10.2022 tarihli ve 2022/320 Esas, 2022/389 Karar sayılı kararının, gerekçe bölümünde açıklanan nedenle, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
06.06.2023 tarihinde karar verildi.