Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2023/6052 E. 2023/5752 K. 20.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/6052
KARAR NO : 2023/5752
KARAR TARİHİ : 20.06.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2021/388 E., 2021/365 K.
SUÇ : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
HÜKÜM : Mahkûmiyet

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
A. … Cumhuriyet Başsavcılığının, 11.10.2010 tarihli iddianamesi ile sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 191 inci maddesi ile 53 üncü maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır.
B. … 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 15.05.2012 tarihli ve 2010/352 Esas, 2012/139 Karar sayılı kararı ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan karar tarihinde yürülükte olan 5237 sayılı Kanun’un 5560 sayılı Kanun’la değişik 191 inci maddesinin birinci fıkrası ve 62 nci maddesi uyarınca 1 yıl 3 ay hapis cezası ile birlikte aynı Kanun’un 191 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine karar verilmiştir.

C. Kararın sanık müdafii tarafından temyizi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 20. Ceza Dairesinin 13.06.2016 tarihli ve 2015/8415 Esas, 2016/3653 Karar sayılı kararı ile

“Sanıklar hakkında kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurma suçundan dolayı başka dava olup olmadığı, varsa sanıkların bu suçu diğer davaya konu olan suç nedeniyle verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işleyip işlemedikleri belirlendikten sonra;

a) Sanıklar hakkında aynı suçtan açılmış başka dava yoksa veya sanıklar bu suçu daha önce işledikleri suçtan dolayı verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlememişler ise, bu suç nedeniyle tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmamış olan sanıklar hakkında, hükümden sonra 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 68. maddesi ile değiştirilen TCK’nın 191. maddesi ve aynı Kanun’un 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrası uyarınca, 191. madde hükümleri çerçevesinde “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına”,

b) Sanıklar bu suçu, daha önce işledikleri suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemişler ise, 6545 sayılı Kanun’un 68. maddesi ile değiştirilen TCK’nın 191. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlâl nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz” hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, CMK’nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca

davanın düşmesine” karar verilmesinde zorunluluk bulunduğu gerekçesi ile 15.05.2012 tarihli hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

D. Bozmaya uyularak, … 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 31.01.2017 tarihli ve 2016/305 Esas, 2017/23 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan, 6545 sayılı Kanun’un 85 inci maddesi ile eklenen 5320 sayılı Kanun’un geçici 7 nci maddesinin ikinci fıkrası çerçevesinde suç tarihi itibarıyla lehine olan 5560 sayılı Kanun’la değişik 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin birinci fıkrası, 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesi uyarınca takdir edilen 1 yıl 3 ay hapis cezasına dair hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir. Karar 07.02.2017 tarihinde itiraz edilmeksizin kesinleşmiştir.

E. Sanığın denetim süresi içinde 18.04.2019 tarihinde işlediği kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurma suçundan … 2. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 12.03.2020 tarihli ve 2020/57 Esas, 2020/199 Karar sayılı mahkûmiyet kararının 16.02.2021 tarihinde kesinleştiğinin ihbar olunması üzerine dosya yeniden ele alınarak yapılan yargılama sonucunda, … 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 18.11.2021 tarihli ve 2021/388 Esas, 2021/365 Karar sayılı kararı ile 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin on birinci fıkrası uyarınca hüküm açıklanarak, sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan lehine olan 5237 sayılı Kanun’un 5560 sayılı Kanun’la değişik 191 inci maddesinin birinci fıkrası, aynı Kanun’un 62 nci maddesi ve 53 üncü maddesi uyarınca 1 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılması ile hak yoksunluğuna hükmedilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz sebepleri özetle; zamanaşımı süresinin dolduğuna, hükmün açıklanmasının hukuka aykırı olduğuna ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR (İlk Derece Mahkemesinin kabulüne göre)
Sanığın olay tarihinde uyuşturucu madde kullandığını ikrar ettiği, 06.09.2010 tarihli raporda, sanığın uyuşturucu madde kullandığının tespit edildiği, kabule göre sanık …’ın kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan geçmişteki kullanımlarından saptanan ısrarı değerlendirilmek suretiyle sabit bulunan eylemine uyan 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin birinci fıkrası gereğince bu suç ile birlikte aynı zamanda uyuşturucu madde ticareti yapması ile uzun süredir kullanmasından saptanan kastının yoğunluğu göz önünde bulundurularak sanığa takdiren ve teşdiden hapis cezası verildiği, gerekçesi ile atılı suçtan mahkûmiyetine karar verildiği anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği 07.02.2017 tarihi ile hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının ihlali niteliğindeki eylemin gerçekleştiği tarih olan 18.04.2019 tarihi arasında zamanaşımı süresinin durduğu gözetildiğinde, duran süre ilave edildiğinde temyiz inceleme tarihi itibarıyla 5237 sayılı Kanun’un 67 ncı maddesinin dördüncü fıkrasında öngörülen 12 yıllık olağanüstü dava zamanaşımı süresinin dolmadığı belirlenmiştir.
Bozmaya uyulduğu, yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; sanık müdafiinin temyiz sebepleri yerinde görülmemiş ve hükümde hukuka aykırılık tespit edilmemiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle … 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 18.11.2021 tarihli ve 2021/388 Esas, 2021/365 Karar sayılı kararında sanık müdafii tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden, sanık müdafiinin temyiz isteminin reddiyle, hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
20.06.2023 tarihinde karar verildi.