Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2023/5831 E. 2023/3121 K. 05.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/5831
KARAR NO : 2023/3121
KARAR TARİHİ : 05.04.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2021/33 E., 2022/281 K.
SUÇ : Uyuşturucu madde ticareti yapma
HÜKÜM : Mahkûmiyet

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin, hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ

A. … 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 04.12.2014 tarihli ve 2014/242 Esas, 2014/344 Karar sayılı kararı ile sanığın uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 188 inci maddesinin üçüncü fıkrası, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci fıkrası ile üçüncü fıkrası uyarınca 5 yıl hapis ve 1.200,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluğuna karar verilmiştir.

B. … 2. Ağır Ceza Mahkemesi kararının, sanığın eşi … tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 26.01.2021 tarihli ve 2019/2505 Esas, 2021/1112 Karar sayılı kararı ile;
“1. Gizli soruşturmacı görevlendirilmesine ilişkin kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan CMK’nın 139. maddesine göre gizli soruşturmacı görevlendirilebilmesi için işlenen suçun kanunda sayılan ve gizli soruşturmacı kullanılabilecek suçlardan olması, suçun işlendiği konusunda somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebeplerinin bulunması, başka yolla delil elde etme imkanının bulunmaması, suçun örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenmiş bir suç olması ve yetkili ve görevli mahkemece bir karar verilmesi gerekir.
Dava konusu suç uyuşturucu madde ticareti yapma suçu olduğu halde, örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen suç olmadığı, zira CMK’nın 139. maddesinin 4. fıkrasına göre örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenmeyen suçlarda gizli soruşturmacı görevlendirilemeyeceği; yine CMK’nın “Teknik Araçlarla İzleme” başlıklı 140. maddesindeki düzenlemeye göre, sanığın teknik araçlarla izlenmesine ilişkin bir karar bulunmadığı, gizli soruşturmacı görevlendirilmesine ilişkin karara dayanılarak ve CMK’nın 140. maddesi uyarınca ayrıca bir karar alınmadan teknik araçlarla izleme ve görüntüleme ve ses alma işlemi yapıldığı dosya kapsamından anlaşılmıştır.
Mahkemece suçun sübutu gizli soruşturmacı faaliyetleri ile teknik araçlarla izleme sonucu elde edilen kayıtlara dayandırılmıştır. CMK ‘nın 217. maddesine göre sanıklara atılı suç hukuka uygun şekilde elde edilmiş her türlü delille ispat edilebilir. Hukuka uygun olmayan teknik araçlarla izleme sonucu elde edilen delile dayanılarak sübuta gidilmesi mümkün değildir. Yapılan soruşturma işlemleri kovuşturma kapsamı ve tüm dosya içeriğine göre sonuç olarak;
Suçun sübutunun tespiti için sanıktan uyuşturucu madde alma – temin etme eylemini gerçekleştiren gizli soruşturmacılar kolluk görevlisi ise “suçu ve faili belirleme, suçla ilgili delilleri toplama” konusunda faaliyette bulunabileceklerinden, öncelikle gizli soruşturmacıların adli kolluk görevlisi olup olmadığının sorulması, adli kolluk görevlisi ise CMK’nın 139/3. maddesi hükmü de gözetilerek tanık olarak dinlenilip sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,

2. Hükümlerden sonra 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih, 2014/140 esas ve 2015/85 sayılı kararı ile TCK’nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi ve 7242 sayılı Kanunla yapılan değişiklikler nedeniyle bu maddenin uygulanması açısından sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Nedenleriyle bozulmasına karar verilmiştir.

C. … 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 10.11.2022 tarihli ve 2021/33 Esas, 2022/281 Karar sayılı kararı ile sanığın uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 188 inci maddesinin üçüncü fıkrası, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci fıkrası ile üçüncü fıkrasının ilk cümlesi uyarınca 5 yıl hapis ve 1.200,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

D. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca hukuka uygun olması nedeniyle hükmün onanması yönünde karar verilmesi görüşünü içeren Tebliğname ile dava dosyası Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ

Sanık müdafiinin temyiz sebepleri özetle;

1. Eylemin sabit olmadığı gerekçesiyle sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerektiğine,

2. Delillerin hukuka aykırı yöntemlerle elde edildiğine,

İlişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR

Olay, yakalama ve uyuşturucu alışverişine dair rapor, gizli soruşturmacı görevlendirilmesine dair karar ve tüm dosya kapsamına göre; 05.02.2014, 07.02.2014 ve 10.02.2014 tarihlerinde gizli soruşturmacılara uyuşturucu madde verdiği ve ilk eylemden sonraki eylemlerin delil toplama faaliyeti olduğu gerekçesiyle zincirleme suç hükümleri uygulanmadan sanığın mahkûmiyetine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE

Suçun sübutunun tespiti için sanıktan uyuşturucu madde alma – temin etme eylemini gerçekleştiren alıcı görevlilerin talimat duruşmasında dinlenilmesi sırasında aradan zaman geçmesi nedeniyle olayı hatırlamadıklarını belirttikleri, imzalarının bulunduğu tutanakların talimat evrakına ekli olmaması nedeniyle duruşmada okunamadığı ve alıcı görevlilerin bu olaya dair bilgilerinin olup olmadığının tam olarak anlaşılamadığı tespit edildiğinden; alıcı görevlilerin imzalarının bulunduğu tutanakların duruşmada alıcı görevlilere okunması ve tanık sıfatıyla yeniden beyanlarının alınması, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi hukuka aykırı görülmüştür.

V. KARAR

Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle … 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 10.11.2022 tarihli ve 2021/33 Esas, 2022/281 Karar sayılı kararına yönelik sanık müdafiinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

05.04.2023 tarihinde karar verildi.