YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/4766
KARAR NO : 2023/3079
KARAR TARİHİ : 05.04.2023
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2021/78 E., 2022/111 K.
SUÇ : Uyuşturucu madde ticareti yapma
HÜKÜMLER : a. Mahkûmiyet (sanıklar hakkında)
b. 22.04.2022 tarihli 2021/78 E., 2022/111 Karar sayılı ek kararla sanık …’in temyiz talebinin reddi
TEMYİZ EDENLER : Sanıklar
Sanıklar hakkında bozma üzerine kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı
Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin, hükmü ve ek kararı temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği sanık …’ın mahkûmiyet hükmüne, sanık …’in temyizin reddine dair ek karara karşı temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı, 5271 sayılı Kanun’un 150 inci maddesinin üçüncü fıkrasında bulunan “Alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlardan dolayı yapılan soruşturma ve kovuşturmada ikinci fıkra hükmü uygulanır.” şeklindeki düzenleme karşısında, suç tarihi itibarıyla sanık …’in üzerine atılı uyuşturucu madde ticareti yapma suçunun cezasının alt sınırı itibarıyla zorunlu müdafi tayininin gerekmediği, ancak 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile 5237 sayılı Kanun’un 188 inci maddesinin üçüncü fıkrasında yapılan değişiklikle hapis cezasının alt sınırının on yıl olarak değiştirildiği ve 5271 sayılı Kanun’un 150 nci maddesi uyarınca uyuşturucu madde ticareti yapma suçunun cezasının alt sınırı itibarıyla zorunlu müdafi tayini gerekmesine rağmen, sanık …’e bozma sonrası yapılan yargılama aşamasında müdafii tayin edilmeksizin yargılama işlemlerinin yapıldığı ve bu sebeple hükmün usulüne uygun bir biçimde tefhim edilmediğinden dolayı 22.04.2022 tarihli ve 2021/78 Esas, 2022/111 Karar sayılı temyizin reddine dair ek karar hukuki değerden yoksun olup, 22.04.2022 tarihli talebin öğrenme üzerine süresinde temyiz istemi olduğu değerlendirilerek yapılan incelemede;
I. HUKUKİ SÜREÇ
A. 1. 29.08.2013 tarihli eyleme ilişkin olarak Uşak 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 20.03.2014 tarihli ve 2013/375 Esas, 2014/71 Karar sayılı kararı ile sanık …’ın uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 188 inci maddesinin üçüncü fıkrası, 62 nci maddesi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci fıkrası ile üçüncü fıkrasının ilk cümlesi uyarınca 4 yıl 7 ay hapis ve 5.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna karar verilmiştir.
2. 05.09.2013 tarihli eyleme ilişkin olarak Uşak 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 08.01.2014 tarihli ve 2013/269 Esas, 2014/10 Karar sayılı karar sanıkların uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 188 inci maddesinin üçüncü fıkrası, 62 nci maddesi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci fıkrası ile üçüncü fıkrasının ilk cümlesi uyarınca 5 yıl 10 ay hapis ve 10.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmalarına, hak yoksunluklarına ve sanık … hakkında 58 inci maddesi uyarınca tekerrür hükümlerinin uygulanmasına karar verilmiştir.
B. 1. Uşak 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 20.03.2014 tarihli ve 2013/375 Esas, 2014/71 Karar sayılı kararının sanık … tarafından tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 14.01.2021 tarihli ve
2017/5921 Esas, 2021/442 Karar sayılı kararı ile;
“1- Sanık hakkında 29/08/2013 tarihli uyuşturucu madde ticareti yapma eyleminden dolayı 19/12/2013 tarihli iddianame ile temyiz konusu bu davanın açıldığı; sanığın 05/09/2013 tarihinde işlediği başka bir uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan dolayı 23/09/2013 iddianame tarihi ile dava açıldığı ve birlikte incelenen Dairemizin 2017/918 esasında kayıtlı Uşak 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 08/01/2014 – 2013/296 esas ve 2014/10 karar sayılı dosyası ile yargılamasının yapıldığı, her iki dosyanın suç tarihleri ve iddianame tarihlerine göre hukuki kesintinin bulunmadığının anlaşılması karşısında, belirtilen davaların birleştirilmesi ve tüm deliller birlikte değerlendirilip, eylemlerinin tek suç, iki ayrı suç ya da zincirleme suç oluşturup oluşturmadığı tartışıldıktan sonra sanığın hukukî durumunun belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
2- Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı hükmü ile 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi ve 7242 sayılı Kanunun 10. maddesinde yapılan değişiklikler nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,” nedenleriyle bozulmasına karar verilmiştir.
2. Uşak 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 08.01.2014 tarihli ve 2013/269 Esas, 2014/10 Karar sayılı kararının sanıklar tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 14.01.2021 tarihli ve 2017/918 Esas, 2021/443 Karar sayılı kararı ile;
Sanık … yönünden
1- Sanık hakkında 05/09/2013 tarihli uyuşturucu madde ticareti yapma eyleminden dolayı 23/09/2013 tarihli iddianame ile temyiz konusu bu davanın açıldığı; sanığın 29/08/2013 tarihinde işlediği başka bir uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan dolayı 19/12/2013 iddianame tarihi ile dava açıldığı ve birlikte incelenen Dairemizin 2017/5921 esasında kayıtlı Uşak 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 20/03/2014 – 2013/375 esas ve 2014/71 karar sayılı dosyası ile yargılamasının yapıldığı, her iki dosyanın suç tarihleri ve iddianame tarihlerine göre hukuki kesintinin bulunmadığının anlaşılması karşısında, belirtilen davaların birleştirilmesi ve tüm deliller birlikte değerlendirilip, eylemlerinin tek suç, iki ayrı suç ya da zincirleme suç oluşturup oluşturmadığı tartışıldıktan sonra sanığın hukukî durumunun belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
2- Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı hükmü ile 5237 sayılı
TCK’nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi ve 7242 sayılı Kanunun 10. maddesinde yapılan değişiklikler nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,” nedenleriyle,
Sanık … hakkında “İddianamede ve Cumhuriyet savcısının esas hakkındaki görüşünde sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 58. maddesinin uygulanması istenmediğinin ve yargılama tarihi itibarıyla sabıkası bulunan sanığın duruşmada adli sicil kaydının okunduğunda dosya kapsamına uymayan şekilde sabıkasız olduğunun belirtildiğinin anlaşılması karşısında, 5271 sayılı CMK’nın 226. maddesi uyarınca ek savunma hakkı verilmeden tekerrür hükümlerinin uygulanması suretiyle savunma hakkının sınırlanması,” nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.
C. Uşak 2. Ağır Ceza Mahkemesi bozma sonrası Berat yönünden her iki dosyayı birleştirip, 22.03.2022 tarihli ve 2021/78 Esas, 2022/111 Karar sayılı kararı ile sanık …’ın uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 188 inci maddesinin üçüncü fıkrası, 43 üncü maddesinin birinci fıkrası 62 nci maddesi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci fıkrası ile üçüncü fıkrasının ilk cümlesi uyarınca 7 yıl 3 ay 15 gün hapis ve 2.500,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna, sanık …’in ise 5237 sayılı Kanun’un 188 inci maddesinin üçüncü fıkrası, 62 nci maddesi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci fıkrası ile üçüncü fıkrasının ilk cümlesi uyarınca 5 yıl 10 ay hapis ve 10.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmalarına, hak yoksunluklarına ve 58 inci maddesi uyarınca tekerrür hükümlerinin uygulanmasına karar verilmiştir.
D. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 24.02.2023 tarihli Tebliğnamesi ile sanık … hakkındaki temyizin reddine dair ek karar ile sanık … hakkındaki mahkûmiyet hükmünün onanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık …’ın temyiz dilekçesi hükmün usul ve yasaya aykırı olduğuna, sanık …’in temyiz dilekçesi ise beraat etmesi gerektiğine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
29.08.2013 tarihli olaya ilişkin olarak sanık …’ın ele geçirilen uyuşturucu maddelerin miktar ve çeşitliliğine, yakalanış biçimine göre temyiz dışı sanıklar … ve Birol Kapısız ile fikir ve eylem birliği içersinde hareket ederek uyuşturucu madde ticareti yapma suçunu işlediği sabit görülmüş,
05.09.2013 tarihli eyleme ilişkin olarak ise; ihbar içeriği, iletişimin tespitine dair tutanakların içerikleri, sanıkların temyiz dışı sanıklar … … ve … ile birlikte bulundukları araç içerisindeki uyuşturucu madde miktarının kişisel kullanım sınırlarının çok üstünde olmasına göre temyiz dışı sanıklarla fikir ve eylem birliği içerisinde uyuşturucu madde ticareti yapma suçunu işlediği sabit görülmüş, haklarında mahkûmiyet hükümleri kurulmuştur.
IV. GEREKÇE
5271 sayılı Kanun’un 150 nci maddesinin üçüncü fıkrasında bulunan “Alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlardan dolayı yapılan soruşturma ve kovuşturmada ikinci fıkra hükmü uygulanır.” şeklindeki düzenleme karşısında, suç tarihi itibarıyla sanıkların üzerine atılı uyuşturucu madde ticareti yapma suçunun cezasının alt sınırı itibarıyla zorunlu müdafi tayininin gerekmediği, ancak 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile 5237 sayılı Kanun’un 188 inci maddesinin üçüncü fıkrasında yapılan değişiklikle hapis cezasının alt sınırının on yıl olarak değiştirildiği ve 5271 sayılı Kanun’un 150 nci maddesi uyarınca uyuşturucu madde ticareti yapma suçunun cezasının alt sınırı itibarıyla zorunlu müdafi tayinini gerektirdiği gözetilmeden müdafisiz bir şekilde yargılamaya devam edilip, sanıkların savunma haklarının kısıtlanması, hukuka aykırı görülmüştür.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Uşak 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 22.03.2022 tarihli ve 2021/78 Esas, 2022/111 Karar sayılı kararına yönelik sanıkların temyiz istekleri yerinde görüldüğünden hükümlerin 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, sair yönleri incelenmeksizin oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
05.04.2023 tarihinde karar verildi.