Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2023/4752 E. 2023/3633 K. 25.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/4752
KARAR NO : 2023/3633
KARAR TARİHİ : 25.04.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Uyuşturucu madde ticareti yapma
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet

Sanıklar hakkında bozma üzerine kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 … maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 … maddesi gereği temyiz edilebilir

olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin, hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
A. Gebze 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 20.05.2014 tarihli ve 2014/86 Esas, 2014/224 Karar sayılı kararı ile;
Sanıklar …, …, … ve İsa’nın uyuşturucu madde ticareti yapma suçlarından 5237 sayılı … Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 188 … maddesinin üçüncü fıkrası, 43 üncü maddesinin birinci fırkası, 62 nci maddesi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci fıkrası ile üçüncü fıkrasının ilk cümlesi uyarınca 5 yıl 2 ay 15 gün hapis ve 100,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmalarına, hak yoksunluklarının uygulanmasına;
Sanık …’in uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan 5237 sayılı Kanun’un 188 … maddesinin üçüncü fıkrası, 62 nci maddesi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci fıkrası ile üçüncü fıkrasının ilk cümlesi uyarınca 4 yıl 2 ay hapis ve 80,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarının uygulanmasına;
Karar verilmiştir.
B. Gebze 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 20.05.2014 tarihli ve 2014/86 Esas, 2014/224 Karar sayılı kararının, sanıklar müdafileri ve sanık … taraflarından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 15.12.2020 tarihli ve 2017/1070 Esas, 2020/9021 Karar sayılı kararı ile;
“1- Suçun sübutunun tespiti için sanıklardan uyuşturucu madde alma – temin etme eylemini gerçekleştiren gizli soruşturmacı kolluk görevlisi ise “suçu ve faili belirleme, suçla ilgili delilleri toplama” konusunda faaliyette bulunabileceklerinden, öncelikle gizli soruşturmacıların adli kolluk görevlisi olup olmadığının araştırılması, adli kolluk görevlisi ise CMK’nın 139/3. maddesi hükmü de gözetilerek tanık olarak dinlenilip tutanak içeriği okunup diyecekleri sorulduktan sonra sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ile hüküm kurulması,
2- Gizli soruşturmacının adli kolluk görevlisi olmadığının tespiti halinde “suçu ve faili belirleme, suçla ilgili delilleri toplama” konusunda faaliyette bulunamayacaklarından bu yöntemle elde edilen bilgilerin delil olarak değerlendirilemeyeceği hususu gözetilerek sanıkların beyanı da dikkate alınarak haklarında TCK’nın 192/3. maddesinde öngörülen etkin pişmanlık hükmünün uygulanıp uygulanmayacağı tartışılmadan hüküm kurulması,
3- Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 28/04/2015 tarih, 2014/462 esas, 2015/135 karar ve 2014/848 esas, 2015/136 karar sayılı kararlarında da bahsedildiği üzere; gizli soruşturmacı tarafından sanıktan birden fazla kez esrar satın alınmasının, ayrıca suç oluşturmayacağı ve gerçek anlamda bir “alım-satım” söz konusu olmadığı gözetilmeden atılı suçun zincirleme olarak işlendiği kabul edilerek, sanıklar İsa, …, … ve …’in cezasının TCK’nın 43. maddesi ile artırılması suretiyle fazla ceza tayin edilmesi,
4- Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanıkların hukuki durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması”
Nedenleriyle bozulmasına karar verilmiştir.
C. Gebze 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 06.10.2022 tarihli ve 2021/1 Esas, 2022/294 Karar sayılı kararı ile sanıkların uyuşturucu madde ticareti yapma suçlarından, 5237 sayılı Kanun’un 188 … maddesinin üçüncü fıkrası, 192 nci maddesinin üçüncü fırkası, 62 nci maddesi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci fıkrası ile üçüncü fıkrasının ilk cümlesi uyarınca 2 yıl 1 ay hapis ve 20,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmalarına, hak yoksunluklarının uygulanmasına karar verilmiştir.
D. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca özetle; hükümlerin onanması yönünde karar verilmesi görüşünü içeren Tebliğname ile dava dosyası Daireye tevdi edilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Sanık … ve … müdafiinin temyiz sebepleri özetle;
Kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkindir.
B. Sanık … müdafiinin temyiz sebepleri özetle;
1. Kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna ,
2. Gizli soruşturmacıların sanığı yönlendirmesi dolayısıyla sanığın suç kastının bulunmadığına ve beraat kararı verilmesi gerektiğine ilişkindir.
C. Sanık … müdafiinin temyiz sebepleri özetle;
Gizli soruşturmacıların sanığı yönlendirmesi dolayısıyla sanığın suç kastının bulunmadığına ve beraat kararı verilmesi gerektiğine ilişkindir.
D. Sanık … müdafiinin temyiz sebepleri özetle;
1. Gizli soruşturmacıların sanığı yönlendirmesi dolayısıyla sanığın suç kastının bulunmadığına ve beraat kararı verilmesi gerektiğine,
2. Delillerin hukuka aykırı şekilde toplandığına ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Sanıkların gizli soruşturmacı olarak görevlendirilen adli kolluk görevlilerine uyuşturucu madde sattıkları olaylarda; sanık savunmaları, tutanak tanıklarının beyanları, ele geçirilen maddeler ve bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamından, gizli soruşturmacıların herhangi bir yönlendirmesi bulunmaksızın sanıkların üzerlerine atılı uyuşturucu madde ticareti yapma suçunu işledikleri gerekçesiyle mahkûmiyetlerine karar verildiği, haklarında mahkûmiyet kararı verilmesine yeterli bir delil bulunmadığı aşamada sanıkların ikrarda bulunmak suretiyle fiillerinin ortaya çıkmasına hizmet etmeleri nedeniyle etkin pişmanlık hükümlerinin uygulandığı anlaşılmıştır.
IV. GEREKÇE
Gizli soruşturmacı olarak görevlendirilen adli kolluk görevlilerine sanıkların uyuşturucu madde sattıkları olaylara ilişkin olarak bozmaya uyularak yapılan yargılamada, sanıkların eylemlerinin başında uyuşturucu madde satmaları için gizli soruşturmacılar tarafından yönlendirildiğine dair ifadelerin bulunup bulunmadığı yönünde alınan 08.04.2022 tarihli bilirkişi raporunun netice kısmında, “… alıcı kılığındaki kişilerin sanıklardan uyuşturucu madde almak istediklerini, uyuşturucunun kendilerinde bulunup bulunmadığını belirtir talepte bulunur cümleler kullandıkları tespit edilmiştir.” denilmiş ise de;

5271 sayılı Kanun’un 67 nci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca bilirkişilerin bu yönde bir tespit ve değerlendirme yapamayacağı, ancak rapor ekindeki ve dosya içerisinde bulunan konuşma dökümleri incelendiğinde 11.07.2013 tarihli eylem dışında diğer eylemlerde sanıkların alıcı görevliler tarafından yönlendirildiğine dair ifadelerin bulunmadığı belirlenerek yapılan incelemede;
A. Sanıklar …, İsa, … ve … Haklarındaki Hükümler Yönünden;
Bozmaya uyulduğu, yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemlerin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlere uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği, Mahkemenin, suçun vasfına ve sübutuna, delillerin hukuka uygun olarak toplandığına ilişkin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, sanıklar müdafilerinin temyiz sebepleri yerinde görülmemiş, hükümlerde hukuka aykırılık tespit edilmemiştir.
B. Sanık … Hakkındaki Hüküm Yönünden;
Bozmaya uyulmuş ise de; bozma ilamında da belirtildiği üzere; sanık atılı suçu “örgüt faaliyeti çerçevesinde işlemediğinden” suç tarihi itibarıyla bu suçla ilgili gizli soruşturmacı atanması kanuna aykırıdır. Ancak adli kolluk görevlisi “suçu ve failini belirleme, suçla ilgili delilleri toplama” konusundaki genel görevi kapsamında, örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenmese de, uyuşturucu madde ticareti yapma suçu ile ilgili olarak, alıcı rolüne girerek sanıklardan uyuşturucu madde alabilir. Bu şekilde elde edilen delil gizli soruşturmacının adli kolluk görevlisi olması halinde hukuka uygundur. Adli kolluk görevlisi de olsalar delil toplama faaliyetlerini 5271 sayılı Kanun’un 2 nci maddesinin (e) bendi ve 161 … maddesinin ikinci fıkrası ile 2559 sayılı Polis Vazife ve Salâhiyet Kanunu’nun Ek 6 ıncı maddesine uygun bir biçimde gerçekleştirmesi halinde ele geçirilen deliller hükme esas alınabilecektir. Bu kapsamda görevlilerin kışkırtıcı ajan sayılabilecek şekilde faili suç işlemeye yönlendirmesi sonucu ele geçirilen deliller hükme esas alınamayacaktır.
Alıcı olarak davranan görevlinin 11.07.2013 tarihinde sanık ile tanışması üzerine konuşma sırasında sanığa uyuşturucu olup olmadığını sorduğu, sanığın uyuşturucu maddesinin olduğunu söylemesi sonrasında alıcı görevlinin sanık ile birlikte hareket eden sanıklar … ve …’den uyuşturucu madde satın aldığı olayda, görevlinin sanığın serbest iradesi dışında uyuşturucu madde satışına yönlendirmesi üzerine suçun konusu olan uyuşturucu maddenin ele geçirildiği, kolluk görevlisinin sanığı suça

yönlendirmesi suretiyle elde edilen delillerin hukuka aykırı olduğu ve Anayasa’nın 38 … maddesinin altıncı fıkrası ve 5271 sayılı Kanun’un 206 ıncı maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca hükme esas alınamayacağı gözetilmeden, sanığın beraati yerine mahkûmiyetine karar verilmesi,
Hukuka aykırı görülmüştür.
V. KARAR
A. Sanıklar …, ve … Haklarındaki Hükümler Yönünden;
Gerekçe bölümünde (A) numaralı bentte açıklanan nedenlerle Gebze 1. Ağır Ceza Mahkemesinin kararında sanıklar müdafileri tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanıklar müdafilerinin temyiz sebeplerinin reddiyle, hükümlerin, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
B. Sanık … Hakkındaki Hüküm Yönünden;
Gerekçe bölümünde (B) numaralı bentle açıklanan nedenle Gebze 1. Ağır Ceza Mahkemesinin kararına yönelik sanık müdafiinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 … maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
25.04.2023 tarihinde karar verildi.