Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2023/4304 E. 2023/3126 K. 05.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/4304
KARAR NO : 2023/3126
KARAR TARİHİ : 05.04.2023

B O Z M A Ü Z E R İ N E

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2021/340 E., 2022/197 K.
SUÇ : Uyuşturucu madde ticareti yapma
HÜKÜM : Mahkûmiyet

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin, hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
A. … 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 24.11.2015 tarihli ve 2015/143 Esas, 2015/407 Karar sayılı kararı ile sanığın uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 188 inci maddesinin üçüncü fıkrası, 62 nci maddesi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci fıkrası ile üçüncü fıkrasının ilk cümlesi ve 58 inci maddesi uyarınca 5 yıl hapis ve 2.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmasına karar verilmiştir.
B. … 5. Ağır Ceza Mahkemesi kararının sanık ve müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 30.11.2021 tarihli ve 2021/6794 Esas, 2021/12730 Karar sayılı kararı ile;
“Sanığın üzerine atılı uyuşturucu madde ticareti yapma suçu için suç tarihi itibarıyla 5237 sayılı Kanun’un 188 inci maddesinin üçüncü fıkrasında öngörülen hapis cezasının alt sınırına göre zorunlu müdafi tayini gerekmemekte ise de; sanığın savunmasının alındığı ve hükmün verildiği tarihten önce 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile 5237 sayılı Kanun’un 188 inci maddesinin üçüncü fıkrasında düzenlenen suç için öngörülen hapis cezasının alt sınırının “on yıl” olarak değiştirildiği, bu itibarla sanığın savunmasının alındığı 07.05.2015 celsede 5271 sayılı Kanun’un 150 inci maddesi uyarınca zorunlu müdafi tayini gerektiği gözetilmeden hakkında yargılamaya devamla hüküm kurularak savunma hakkının kısıtlanması,”
Nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.
C. … 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 23.06.2022 tarihli ve 2021/340 Esas, 2022/197 Karar sayılı kararı ile sanığın uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 188 inci maddesinin üçüncü fıkrası, 62 nci maddesi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci fıkrası ile üçüncü fıkrasının ilk cümlesi ve 58 inci maddesi uyarınca 5 yıl hapis ve 2.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmasına karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz sebepleri özetle,
Eylemin sabit olmadığına ve sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerektiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Olay, yakalama ve muhafaza altına alma tutanağı, HTS kayıtları, temyiz dışı sanık ……’in savunmaları ve tüm dosya kapsamına göre; temyiz dışı sanıklar …, … ve …… ile birlikte öncü ve artçı şekilde uyuşturucu madde taşıdığı gerekçesiyle sanığın mahkûmiyetine karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
Sanık hakkında tekerrüre esas alınan mahkûmiyete konu suçun 5237 sayılı Kanun’un 157 nci maddesinin birinci fıkrasında yazılı dolandırıcılık suçu olduğu ve 5271 sayılı Kanun’un 253 üncü maddesinde 6763 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonrası uzlaşma kapsamına alındığı anlaşılmış olup, tekerrüre esas alınan bu ilam sebebiyle uyarlama yargılaması yapılıp yapılmadığının araştırılarak, sonucuna göre sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 58 inci maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanıp uygulanmayacağının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Bozmaya uyulduğu, yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği, Mahkemenin eylemin sübutuna ilişkin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, sanık müdafiinin temyiz sebepleri yerinde görülmemiş, eleştiri dışında hükümde hukuka aykırılık tespit edilmemiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle … 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 23.06.2022 tarihli ve 2021/340 Esas, 2022/197 Karar sayılı kararında sanık müdafii tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanık müdafiinin temyiz sebeplerinin reddiyle, hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy çokluğuyla ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
05.04.2023 tarihinde karar verildi.

(Karşı Oy)
K A R Ş I O Y

5237 sayılı Kanun’un birinci kitabının ikinci kısmının dördüncü bölümünde “suça iştirak” düzenlenmiş; “fail, azmettirme ve yardım etme” olmak üzere üç iştirak biçimi kabul edilmiştir.
5237 sayılı Kanun’un 37 nci maddesinin birinci fıkrasında “suçun kanuni tanımında yer alan fiili birlikte gerçekleştiren kişilerden her biri, fail olarak sorumlu olur” denilerek “fail” tanımlanmıştır.
Aynı Kanun’un 39 uncu maddesinde ise, suçun işlenmesine yardım edenin cezasından indirim yapılması öngörülmüş ve “suçun işlenmesine yardım etme” kapsamındaki hareketler “suç işlemeye teşvik etmek veya suç işleme kararını kuvvetlendirmek veya fiilin işlenmesinden sonra yardımda bulunacağını vaat etmek, suçun nasıl işleneceği hususunda yol göstermek veya fiilin işlenmesinde kullanılan araçları sağlamak, suçun işlenmesinden önce veya işlenmesi sırasında yardımda bulunarak icrasını kolaylaştırmak” şeklinde sayılmıştır.
Somut olayda sanık …’in, 5237 sayılı Kanun’un 188 nci maddesinin üçüncü fıkrasında seçimlik olarak sayılan hareketlerden herhangi birini gerçekleştirdiğine; bu bağlamda suç konusu uyuşturucu maddenin temini, yüklenmesi, paketlenmesi, taşınması gibi bir fiile katıldığına ya da uyuşturucu maddeye ortak olduğuna ilişkin temyiz dışı sanık ……’in soyut beyanı dışında yeterli delil bulunmamaktadır. Sabit olan fiili, suç konusu uyuşturucu maddeyi taşıyan temyiz dışı sanıklar … ve ……’in önünden, başka bir araçla giderek (Öncü araçta), yol kontrolü yapmak suretiyle, uyuşturucu maddenin taşınmasına yardım etmekten ibarettir. Açıklanan nedenlerle sanık hakkındaki hükmün bozulması gerektiği görüşünde olduğumdan çoğunluğun hükmün onanması yönündeki görüşüne katılmıyorum. 05.04.2023