Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2023/3878 E. 2023/3359 K. 11.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/3878
KARAR NO : 2023/3359
KARAR TARİHİ : 11.04.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2022/387 E., 2022/392 K.
SUÇ : Uyuşturucu madde ticareti yapma
SUÇ TARİHLERİ : 18.01.2014 ve 19.01.2014
HÜKÜM : Mahkûmiyet

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin, hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un

317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKİ SÜREÇ
A. … 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 26.11.2014 tarihli ve 2014/238 Esas 2014/335 Karar sayılı kararı ile sanığın uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 188 inci maddesinin üçüncü fıkrası, 43 üncü maddesi, 62 nci maddesi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci fıkrası ile üçüncü fıkrasının ilk cümlesi uyarınca 5 yıl 2 ay 15 gün hapis ve 150,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna karar verilmiştir.
B. … 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 26.11.2014 tarihli ve 2014/238 Esas 2014/335 Karar sayılı kararının sanık müdafileri tarafından temyizi üzerine Dairemizin 16.05.2022 tarihli ve 2020/12161 Esas, 2022/6285 Karar sayılı kararı ile;
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlerin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eylemlere uyan suç tipi ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanığın uyuşturucu madde sattığına ilişkin edinilen bilgiler üzerine, alıcı görevlilerin 18.01.2014 ve 19.01.2014 tarihlerinde sanıktan AB FUBINACA satın aldıkları alıcı görevlilerin değişik tarihlerdeki satın alma fiillerinin suçu ve failini belirleyerek suç delillerini elde etmeye yönelik çalışmalar kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, dolayısıyla alıcı görevlilere yapılan uyuşturucu madde satışlarında zincirleme suç hükümlerinin uygulanamayacağı, sanığın hareketlerinin bütünüyle 5237 sayılı Kanun’un 188 inci maddesinin üçüncü fıkrasında açıklanan “satmak için uyuşturucu madde bulundurma” ve “uyuşturucu maddeyi satışa arz etme” seçimlik hareketlerini oluşturduğu gözetilmeden, değişik zamanlarda aynı suçun birden fazla işlendiği düşüncesiyle sanıklar hakkında zincirleme suçla ilgili 5237 sayılı Kanun’un 43 üncü maddesinin uygulanması, nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.
C. … 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 06.10.2022 tarihli ve 2022/387 Esas 2022/392 Karar sayılı kararı ile sanığın uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 188 inci maddesinin üçüncü fıkrası, 62 nci maddesi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci

fıkrası ile üçüncü fıkrasının ilk cümlesi uyarınca 4 yıl 2 ay hapis ve 120,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz sebepleri özetle;
1. Kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna,
2. 5271 sayılı Kanun’un 139 ve 5271 sayılı Kanun’un 140 ıncı maddeleri gereği verilen kararların hukuka aykırı olduğuna,
3. Gizli soruşturmacı görevlendirilmesinin hukuka aykırı olduğuna,
4. Beraat kararı verilmesi gerektiğine,
İlişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
18.01.2014 ve 19.01.2014 tarihlerinde alıcı görevli gizli soruşturmacıların sanıktan 10,00 TL karşılığında toplam 4 adet sentetik kannabinoid maddeleri satın aldıkları, sanığın savunmasının suçtan kurtulmaya yönelik olduğu, olayların gerçekleşme biçimi, görüntü çözüm tutanakları, raporlar, tutanaklar dikkate alındığında sanığın üzerine atılı bulunan uyuşturucu madde ticareti yapma suçunu işlediği gerekçesiyle mahkûmiyetine karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
Bozmaya uyulduğu, yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemlerin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlere uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği, Mahkemenin, suçun vasfına, sübutuna, ilişkin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından sanık müdafiinin temyiz sebepleri yerinde görülmemiş, aşağıdaki hususlar dışında hükümde hukuka aykırılık tespit edilmemiştir.
Gizli soruşturmacı görevlendirilmesine ilişkin kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan 5271 sayılı

Kanun’un 139 uncu maddesine göre gizli soruşturmacı görevlendirilebilmesi için işlenen suçun kanunda sayılan ve gizli soruşturmacı kullanılabilecek suçlardan olması, suçun işlendiği konusunda somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebeplerinin bulunması, başka yolla delil elde etme imkanının bulunmaması, suçun örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenmiş bir suç olması halinde yetkili ve görevli mahkemece gizli soruşturmacı görevlendirilecektir.
Dava konusu suçun, uyuşturucu madde ticareti yapma suçu olduğu ancak örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen suç olmadığından; 5271 sayılı Kanun’un 139 uncu maddesinin dördüncü fıkrasına göre gizli soruşturmacı görevlendirilmesi mümkün değildir.
5271 sayılı Kanun’un 217 nci maddesine göre sanığa atılı suç hukuka uygun şekilde elde edilmiş her türlü delille ispat edilebilir.
Yapılan soruşturma işlemleri kovuşturma kapsamı ve tüm dosya içeriğine göre sonuç olarak;
a) Suçun sübutunun tespiti için sanıktan uyuşturucu madde alma ve temin etme eylemini gerçekleştiren gizli soruşturmacılar kolluk görevlisi ise “suçu ve faili belirleme, suçla ilgili delilleri toplama” konusunda faaliyette bulunabileceklerinden, öncelikle gizli soruşturmacıların adli kolluk görevlisi olup olmadığının sorulması, adli kolluk görevlisi ise 5271 sayılı Kanun’un 139 uncu maddesinin üçüncü fıkrası hükmü de gözetilerek gerekirse tanık olarak dinlenilip sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
b) Gizli soruşturmacıların adli kolluk görevlisi olmadığının tespiti halinde “suçu ve faili belirleme, suçla ilgili delilleri toplama” konusunda faaliyette bulunamayacaklarından bu yöntemle elde edilen bilgilerin delil olarak değerlendirilemeyeceği hususu gözetilerek sanığın hukuki durumunun tartışılmadan hüküm kurulması, hukuka aykırı görülmüştür.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle … 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 06.10.2022 tarihli ve 2022/387 Esas 2022/392 Karar sayılı kararında sanık müdafiinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
11.04.2023 tarihinde karar verildi.