YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/2204
KARAR NO : 2023/3645
KARAR TARİHİ : 26.04.2023
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2016/465 E., 2021/437 K.
SUÇ : Uyuşturucu madde ticareti yapma
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet
TEMYİZ EDENLER :1. Sanıklar müdafileri, 2. Ceza miktarı itibariyle sanıklar… ve … yönünden re’sen
Sanıklar hakkında bozma üzerine kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin, sanıklar… ve … yönünden re’sen de temyize tabi olan hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310
uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.
Sanık … müdafiinin temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına dair isteminin, hükmedilen cezanın süresine göre, 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesinin birinci fıkrası, 1412 sayılı Kanun’un 318 inci ve 5271 sayılı Kanun’un 299 uncu maddeleri uyarınca, reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
A. Bakırköy 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 16.10.2015 tarihli, 2015/158 Esas ve 2015/270 Karar sayılı kararı ile;
1. Sanıklar ….., … ve… hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan, suç tarihi itibari ile lehe düzenleme olan 6545 sayılı Kanun değişikliğinden önceki 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 188 inci maddesinin üçüncü ve dördüncü fıkraları, 52 nci ve 53 üncü maddeleri uyarınca 12 yıl 6 ay hapis ve 3.750,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmalarına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
2. Sanık … hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan, atılı suçu işlediği sabit olmadığından 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraat kararı verilmiştir.
B. Bakırköy 10. Ağır Ceza Mahkemesi kararının, sanıklar ….. ile sanıklar ….., … ve… müdafileri ile Cumhuriyet savcısı (Sanıklar… ve … yönünden aleyhe) tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 20. Ceza Dairesinin 13.10.2016 tarihli ve 2016/2267 Esas, 2016/5146 Karar sayılı kararı ile; “…Sanıklar ….., … ve… hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan verilen mahkûmiyet hükümlerinin incelenmesinde: Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1. Dosya kapsamından, sanık …’ın, aracında yapılan aramada, gizli bölmelere saklanmış halde ele geçirilen net 5.587,3 gram saf eroin ile birlikte sınır kapısından çıkış yapmak için sıra beklerken yakalanmış olması ve diğer sanıklar…,… ve …’un da sanık …’ın “uyuşturucu madde ihraç etme” eylemine iştirak halinde katıldıklarının anlaşılması karşısında, eylemin uyuşturucu madde ihracına teşebbüs aşamasında kalmış olduğu değerlendirildiğinde, biri ihraca teşebbüs, diğeri
tamamlanmış nakletme olmak üzere iki ayrı suç işlenmiş olacağından, 5237 sayılı Kanun’un 44 üncü maddesi gereğince, tamamlanmış nakletme ve ihraca teşebbüs suçlarından ayrı ayrı uygulama yapılarak belirlenecek sonuçlar karşılaştırılıp, daha ağır sonuç doğuran suç esas alınarak hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi,
2. Eş zamanlı operasyon sonucu yapılan aramalarda, sanık …’in konutunda ve sanık …’ın aracında ele geçen uyuşturucu maddelerin niteliği ve miktarına, buna bağlı olarak suç konusunun önem ve değerine göre, temel cezaların, alt sınır aşılarak tayin edilmesi yerinde ise de, orantılılık ilkesi gereğince üst sınıra yakın belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
3. Kabule göre de;
a. 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesinin uygulanması ile ilgili olarak Anayasa Mahkemesinin 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
b. Hakkında ek kovuşturmaya yer olmadığına karar verilen … …’a at sim kart ve iki adet cep telefonunun adı geçene iadesi yerine, yazılı şekilde hem müsaderesine, hem de dosyada delil olarak saklanmasına karar verilmesi ; …Sanık … hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan verilen beraat hükmünün incelenmesinde: Dosya kapsamında alınan iletişimin tespiti kararları uyarınca gerçekleştirilen telefon dinlemelerinde, sanık …’in uyuşturucu madde ticareti yaptığına dair bilgiler edinilmesi, yurt dışına çıkmak için sınık kapısında sıra beklerken aracındaki uyuşturucu maddelerle yakalanan sanık …’ın soruşturma aşamasında müdafi huzurunda alınan savunmasının içeriği ve hakkında iletişimin tespiti kararı bulunan sanık …’in, iletişimin tespiti tutanaklarının içeriğinden, suç konusu uyuşturucu maddelerin temini, saklanması, suçta kullanılacak aracın seçimi, araçtaki gizli bölmelere uyuşturucu madde gizlenmesi ile uyuşturucu maddenin nakli ve ihracına teşebbüs gibi eylemleri , haklarında mahkûmiyet kararı verilen diğer sanıklarla iştirak halinde işlediklerinin; olay tarihinde ele geçen uyuşturucu maddelerle irtibatlı olduğunun anlaşılması karşısında, sanık … hakkında 5237 sayılı Kanun’un 44 üncü maddesi gereğince, tamamlanmış nakletme suçundan ve ihraca teşebbüs suçundan ayrı ayrı uygulama yapılarak belirlenecek sonuç cezaların karşılaştırılması ve daha ağır sonuç doğuran suç esas alınarak mahkûmiyet hükmü kurulması gerekirken, yazılı şekilde beraat kararı verilmesi,” nedenleriyle hükümlerin bozulmasına, haklarında aleyhe temyiz bulunmayan sanıklar… … ve…’ın 1412 sayılı Kanun’un 326 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca kazanılmış haklarının korunmasına karar verilmiştir.
C. Bakırköy 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 01.12.2021 tarihli, 2016/465 Esas ve 2021/437 Karar sayılı kararı ile; sanıkların, bozma ilamına uyularak yapılan karşılaştırma sonucu daha ağır sonuç doğurduğu anlaşılan uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan, suç tarihi itibari ile lehe olan 6545 sayılı Kanun değişikliğinden önceki 5237 sayılı Kanun’un 188 inci maddesinin üçüncü ve dördüncü fıkraları, 52 nci ve 53 üncü maddeleri uyarınca 18 yıl hapis ve 22.500,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmalarına ve hak yoksunluklarına; sanıklar… … ve… hakkında bozma öncesi aleyhe temyiz olmadığından sonuç ceza yönünden kazanılmış hakları korunarak, 12 yıl 6 ay hapis ve 3.750,00 TL adli para cezasına hükmedilmesine karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Sanık … müdafilerinin temyiz sebepleri özetle;
1. Eylemin sabit olmadığına, “Şüpheden sanık yararlanır.” ilkesinin ihlal edildiğine,
2. Teşebbüs ve etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerektiğine,
3. Temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesinin hukuka aykırı olduğuna,
4. Takdiri indirimin uygulanması gerektiğine,
İlişkindir.
B. Sanık … müdafiinin temyiz sebepleri özetle;
Kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkindir,
C. Sanık … müdafiinin temyiz sebepleri özetle;
1. Suçun manevi unsurunun oluşmadığına,
2. Eylemin sabit olmadığına,
İlişkindir.
D. Sanık … müdafiinin temyiz sebepleri özetle;
1. Eylemin sabit olmadığına, “Şüpheden sanık yararlanır.” ilkesinin ihlal edildiğine,
2. Temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesinin hukuka aykırı olduğuna,
İlişkindir.
E. Sanık … müdafiinin temyiz sebepleri özetle;
Eylemin sabit olmadığına, beraat kararı verilmesi gerektiğine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Dosya kapsamında yer alan istihbari raporların, iletişimin tespiti kararları ile iletişimin tespiti tutanaklarının, arama ve yakalama tutanaklarının, uzmanlık raporlarının ve savunmaların içerikleri birlikte değerlendirildiğinde, sanıkların iştirak halinde uyuşturucu madde temini, depolaması ve yurt dışına göndermek amacıyla nakil eylemlerini gerçekleştirdikleri, sanık …’ın gizli bölmelerine uyuşturucu saklanmış araç ile yurt dışına çıkmak için sınır kapısında sıra beklediği sırada yakalandığında, araçta yapılan aramada net 5.587,3 gram saf eroinin ve aynı gün sanık …’in konutunda yapılan aramada net 14.006 ve 3,7 gram sentetik kannabinoid, net 5.495,5 gram saf eroin, net 96.064 ve 17,5 gram MDMA etken maddesi içeren tabletlerin ele geçtiği olayda; 5237 sayılı Kanun’un 44 üncü maddesi uyarınca tamamlanmış uyuşturucu madde nakletme suçu ile teşebbüs aşamasında kalmış uyuşturucu madde ihraç etme suçlarının birlikte oluşması nedeni ile, iki suç yönünden ayrı ayrı uygulama yapıldığında, 5237 sayılı Kanun’un 188 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca teşdiden 20 yıl hapis ve 1000 gün adli para cezası belirlendiği ; aynı maddenin dördüncü fıkrası uyarınca 1/2 oranında arttırım ve aynı Kanun’un 35 inci maddesi uyarınca 1/2 oranında indirim yapıldığında sonuç cezanın 15 yıl hapis ve 750 gün adli para cezası olarak tespit edildiği; 5237 sayılı Kanun’un 188 inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca teşdiden 12 yıl hapis ve 500 gün adli para cezası belirlendiği, aynı maddenin dördüncü fıkrası uyarınca 1/2 oranında arttırım yapıldığında sonuç cezanın 18 yıl hapis ve 750 gün adli para cezası olarak tespit edildiği; dolayısı ile sonuç ceza yönünden ağır olan uygulamanın tamamlanmış uyuşturucu madde nakletme suçuna ilişkin olduğu ve buna göre uygulama yapıldığı; temel cezanın suçun işleniş özelliklerine ve uyuşturucu maddenin miktarına göre alt sınırdan uzaklaşılarak
belirlendiği, suçun işleniş özellikleri, sanıkların dosyaya yansıyan kişilikleri dikkate alınarak takdiri indirim yapılmadığı; bozma öncesinde haklarında aleyhe temyiz bulunmayan sanıklar … … ve… yönünden, kazanılmış hakları korunarak bozma öncesi verilen 12 yıl 6 ay hapis ve 3.750,00 TL adli para cezasına hükmedildiği gerekçesiyle sanıkların mahkûmiyetlerine karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
Gerekçeli kararın başlık kısmında suç tarihinin “29.08.2013” yerine, “2013- 29.08.2013- 29.08.2013” şeklinde gösterilmesi, mahallinde düzeltilmesi mümkün maddi hata olarak değerlendirilmiştir.
Uyulmasına karar verilen Yargıtay (Kapatılan) 20. Ceza Dairesinin 13.10.2016 tarihli, 2016/2267 Esas ve 2016/5146 Karar sayılı bozma ilamında da belirtildiği üzere, düzenlenen eş zamanlı operasyon sonucu, sanık …’in konutunda net 14.006 ve 3,7 gram sentetik kannabinoid, net 5.495,5 gram saf eroin, net 96.064 ve 17,5 gram MDMA etken maddesi içeren tabletler ile sanık …’ın aracında net 5.587,3 gram saf eroinin ele geçirilmiş olması karşısında, sanıklar hakkında, ele geçen uyuşturucu maddelerin niteliği ile miktarına ve buna bağlı olarak suç konusunun önem ve değerine göre, temel cezaların, alt sınır aşılarak tayin edilmesi yerinde ise de, 5237 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesinin birinci fıkrasıdaki orantılılık ilkesi gereğince üst sınıra daha yakın belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde “12 yıl hapis ve 500 gün adli para cezası” olarak belirlenmesi, aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Sanık …’in adli sicil kaydında yer alan İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinin 16.03.2009 tarihli, 2009/35-57 sayılı, 24.03.2009 tarihinde kesinleşen ve 07.09.2012 tarihinde infaz edilen uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan 4 yıl 2 ay hapis ve 1.500,00 TL adli para cezasına ilişkin ilamın, 5237 sayılı Kanun’un 58 inci maddesi uyarınca tekerrüre esas alınması gerektiğinin gözetilmemesi, aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Sanık … hakkında … 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 17.12.2018 tarihli, 2017/121 Esas ve 2018/312 Karar sayılı ek kararı ile temyize konu dosyada gözaltında ve tutuklulukta geçirdiği sürelerin mahsup edildiği anlaşılmakla, bu hususun infaz aşamasında değerlendirilmesi mümkün görülmüştür.
Bozmaya uyulduğu, yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı,
eylemin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve
bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği; dosya kapsamındaki iletişimin tespiti tutanakları, uzmanlık raporları ve arama yakalama tutanaklarının içerikleri birlikte değerlendirildiğinde, sanıkların eylemlerinin sabit olduğu anlaşıldığından, sanıkların savunmaları ile kendilerinin veya suç ortaklarının suçunu ortaya çıkardığından söz edilemeyeceğinden etkin pişmanlık hükmünün uygulama koşullarının bulunmadığı; 5237 sayılı Kanun’un 188 inci maddesinin üçüncü fıkrasında tanımlanan seçimlik hareketlerden biri olan “nakil” eyleminin gerçekleşmesi, suçun tamamlanması için yeterli olduğundan, teşebbüs hükümlerinin uygulanamayacağı anlaşıldığından, sanıklar müdafilerinin temyiz sebepleri yerinde görülmemiş, eleştiri dışında hükümlerde hukuka aykırılık tespit edilmemiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Bakırköy 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 01.12.2021 tarihli, 2016/465 Esas ve 2021/437 Karar sayılı kararında sanıklar müdafileri tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanıklar müdafilerinin temyiz sebeplerinin reddiyle, sanıklar… ve … yönünden re’sen de temyize tabi olan hükümlerin, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
26.04.2023 tarihinde karar verildi.