Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2023/16898 E. 2023/10568 K. 05.12.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/16898
KARAR NO : 2023/10568
KARAR TARİHİ : 05.12.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci

maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
A. Tekirdağ Cumhuriyet Başsavcılığının 24.11.2011 tarihli iddianamesi ile sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 191 inci maddesinin birinci ve altıncı fıkraları, 53 üncü maddesinin birinci fıkrası, 54 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır.
B. Tekirdağ (Kapatılan) 1. Sulh Ceza Mahkemesinin, 16.04.2012 tarihli ve 2011/681 Esas, 2012/304 Karar sayılı kararı sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5560 sayılı Kanun’la değişik 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin ikinci fıkrası gereği tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verilmiştir. Kararın 16.05.2012 tarihinde itiraz edilmeksizin kesinleşmesi üzerine, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı için dosya Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderilmiştir.
C. Sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gerektirdiği yükümlülüklere uymadığının bildirilmesi üzerine dosya yeniden ele alınarak yapılan yargılama sonucunda, Tekirdağ (Kapatılan) 1. Sulh Ceza Mahkemesinin, 14.01.2014 tarihli ve 2013/415 Esas, 2014/12 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan 5560 sayılı Kanun’la değişik 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin birinci fıkrası, 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca hükmedilen 10 ay hapis cezasının, 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin beşinci ve sekizinci fıkrası uyarınca açıklanmasının geri bırakılmasına ve sanığın beş yıl süre ile denetim süresine tabi tutulmasına karar verilmiştir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, 06.03.2014 tarihinde itiraz edilmeksizin kesinleşmiştir.
D. Sanığın denetim süresi içinde 12.11.2014 tarihinde işlediği basit yaralama suçundan Tekirdağ 2. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 22.01.2015 tarihli ve 2014/1304 Esas, 2015/99 Karar sayılı mahkûmiyet kararının 22.01.2015 tarihinde kesinleştiğinin ihbar olunması üzerine dosya yeniden ele alınarak yapılan yargılama sonucunda, Tekirdağ 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 02.04.2015 tarihli ve 2015/137 Esas, 2015/390 Karar sayılı kararı ile 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin on birinci fıkrası uyarınca hüküm açıklanarak, sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan 5237 sayılı Kanun’un 5560 sayılı Kanun’la değişik 191 inci maddesinin birinci fıkrası, 5237

sayılı Kanun’un 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları ile üçüncü fıkrasının birinci cümlesi uyarınca 10 ay hapis cezası ile hak yoksunluğuna hükmedilmiştir.
E. Tekirdağ 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 02.04.2015 tarihli ve 2015/137 Esas, 2015/390 Karar sayılı kararının sanık tarafından temyizi üzerine Dairemizin 26.02.2020 tarihli ve 2019/4579 Esas, 2020/1378 Karar sayılı kararı ile;
“1) Anayasa’nın 141. maddesinin 3. fıkrası ile 5271 sayılı CMK’nın 34/1 ve 230. maddeleri gereğince hükmün gerekçe bölümünde, sanığın lehindeki ve aleyhindeki delillerin belirtilmesi, tüm delillerin ayrı ayrı tartışılarak değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilenlerin belirlenmesi, hangi delile hangi nedenlerle üstünlük tanındığının belirtilmesi, delillerle ulaşılan kanıya göre sanığın sabit kabul edilen fiili açıklanarak bunun nitelendirilmesi, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun saptanması gerektiği gözetilmeden, hükmün açıklanmasının geriye bırakılmasına dair önceki karara atıfta bulunulmak suretiyle yetersiz gerekçe ile hüküm kurulması,
2) Hükümden önce 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 68. maddesi ile değiştirilen TCK’nın 191. maddesi ve aynı Kanun’un 85. maddesi ile eklenen 5320 sayılı Kanun’un geçici 7. maddesi sanık lehine hükümler içermekte olup, öncelikle; 6545 sayılı Kanun’un 68. maddesi ile değiştirilen TCK’nın 191. maddesinin 5. fıkrası ve aynı Kanun’un 85. maddesi ile eklenen 5320 sayılı Kanun’un geçici 7. maddesinin olaya tatbik kabiliyeti bulunup bulunmadığının tesbiti açısından,sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı bu suç tarihinden önce açılmış başka dava olup olmadığının, varsa sanığın bu suçu diğer davaya konu olan suç nedeniyle verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işleyip işlemediğinin ve önceki dava sonucunun araştırılması, gerektiğinde Denetimli Serbestlik Müdürlüğünden suç tarihinde sanığın infazda olan başka bir tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararının bulunup bulunmadığı sorulup belirlendikten sonra;
a) Sanık bu suçu, daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş ve önceki suçtan mahkûmiyet kararı verilmiş ise, 6545 sayılı Kanun’un 68. maddesi ile değiştirilen TCK’nın 191. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlâl nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz” hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, CMK’nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca “davanın düşmesine”, karar verilmesi,

b) Sanık hakkında aynı suçtan açılmış başka dava yoksa veya sanık bu suçu daha önce işlediği suçtan dolayı verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş değilse veya daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş ve önceki suçtan mahkûmiyet dışında bir hüküm verilmiş ise, bu suç nedeniyle doğrudan tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmış olan sanığın, yükümlülüklerini ihlal ettiğinin sabit görülmesi halinde hakkında, 6545 sayılı Kanun’un 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 7. maddenin 3. fıkrası uyarınca, yargılamaya devam olunarak, suç tarihi itibarıyla, 5560 sayılı Kanun’la değişik TCK’nın 191. maddesi çerçevesinde bir karar verilmesi, Gerekirken eksik araştırma ile hüküm kurulması,
3) Kabule göre de; CMK’nın 231/11. maddesi uyarınca, sanık tarafından denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülükleri yerine getirmemesi halinde, duruşma açılmasını müteakip, sanığın duruşmaya gelmediği takdirde yokluğunda duruşmaya devam edilerek hükmün açıklanacağına ilişkin ihtarı içeren meşruhatlı davetiye ile duruşmadan haberdar edilip savunmasının alınması gerekir. Somut olayda, sanığa duruşmaya gelmediği takdirde yokluğunda duruşmaya devam edilerek hükmün açıklanacağına ilişkin ihtarı da içeren duruşma davetiyesi tebliğ edilmeden ya da savunması alınmadan hüküm kurulması,”
Nedenleriyle bozulmasına karar verilmiştir.
F. Tekirdağ 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 28.03.2022 tarihli ve 2020/131 Esas, 2022/467 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan 5237 sayılı Kanun’un 5560 sayılı Kanun’la değişik 191 inci maddesinin birinci fıkrası, 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesi, 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca 7 ay 15 gün hapis cezası ile hak yoksunluğuna hükmedilmiştir.
G. Sanığın 28.03.2022 tarihli karara itiraz etmesi üzerine dosya yeniden ele alınarak yapılan yargılama sonucunda, Tekirdağ 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 13.07.2023 tarihli ve 2022/634 Esas, 2023/687 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan lehine olan 5237 sayılı Kanun’un 5560 sayılı Kanun ile değişik 191 inci maddesinin birinci fıkrası, 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesi uyarınca 10 ay hapis cezası ile hak yoksunluğuna hükmedilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz isteği özetle; denetimli serbestlik için kendisine yapılan tebligattan haberdar olmadığına ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Tekirdağ 2. Sulh Ceza Mahkemesinin önleme araması yapılmasına dair kararı gereğince, suç tarihinde Sahil Dolgu Sahası Özgürlük Parkı civarında şüpheli hareket sergileyen sanık ile arkadaşının durdurularak üst aramalarının yapıldığı, yapılan üst aramasında sanığın pantolonunun sağ ön cebinde, sigara jelatininin içerisine sarılı vaziyette toplam 5 adet MDMA etken maddesi içeren hap bulunduğu, sanık hakkında tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uymadığından bahisle yapılan yargılama sonucunda sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararının kesinleşmesinden sonra sanığın basit kasten yaralama ve tehdit suçlarını işlediği, dava konusu suçun işlendiği tarihten önce sanığın başkaca aynı tür suçtan hakkında herhangi bir soruşturma yapılmadığı gerekçesiyle sanığın mahkûmiyetine karar verildiği anlaşılmıştır.
IV. GEREKÇE
5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesinin uygulanması ile ilgili olarak 7242 sayılı Kanun’la yapılan değişikliğin infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Bozmaya uyulduğu, yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği, Mahkemenin, sanığın bu suçu başka bir tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemediğine ilişkin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, sanığın temyiz sebepleri yerinde görülmemiş, hükümde hukuka aykırılık tespit edilmemiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Tekirdağ 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 13.07.2023 tarihli ve 2022/634 Esas, 2023/687 Karar sayılı kararında sanık tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate

alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanığın temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
05.12.2023 tarihinde karar verildi.