YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/16589
KARAR NO : 2023/10151
KARAR TARİHİ : 27.11.2023
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2023/100 E., 2023/525 K.
SUÇ : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama
Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
A. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının 21.05.2013 tarihli iddianamesi ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 191 inci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesi ve 54 üncü maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır.
B. Diyarbakır 1. Sulh Ceza Mahkemesinin, 21.01.2014 tarihli ve 2013/456 Esas, 2014/14 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine karar verilmiştir. Karar 18.06.2014 tarihinde kesinleşmiştir.
C. Sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri yükümlülüklerine uymaması ile dosya yeniden ele alınarak Diyarbakır 9. Asliye Ceza Mahkemesinin 19.03.2015 tarihli ve 2015/36 Esas, 2015/419 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında 6545 sayılı Kanun’un 85 inci maddesi ile eklenen 5320 sayılı Kanun’un geçici 7 nci maddesinin ikinci fıkrası çerçevesinde suç tarihi itibarıyla lehine olan 5560 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin birinci fıkrası, 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesi ve 53 üncü maddesi uyarınca takdir edilen 10 ay hapis cezası ile hak yoksunluğuna dair hükmün açıklanmasının geri bırakılması ile birlikte tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verilmiştir. Karar 22.05.2015 tarihinde itiraz edilmeksizin kesinleşmiştir.
D. İskenderun Cumhuriyet Başsavcılığının 08.06.2016 tarihli ve 2016/7-59 sayılı yazısı ile dosya ele alınarak Diyarbakır 9. Asliye Ceza Mahkemesinin 27.06.2016 tarihli ve 2016/392 Esas, 2016/382 Karar sayılı kararı 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin birinci fıkrası, 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesi ve 53 üncü maddesi uyarınca takdir edilen 10 ay hapis cezası ile hak yoksunluğuna karar verilmiştir
E. Kararın sanık tarafından temyizi ile Dairemizin 29.11.2022 tarihli ve 2020/12630 Esas, 2022/12463 Karar sayılı kararı ile;
“Hükmün açıklanmasına neden olan İskenderun Cumhuriyet Başsavcılığının 20/05/2016 tarih, 2016/7-59 taşra ilam dosya numarası ile bildirilen dosyanın aslı ya da onaylı suretinin denetime imkan verecek şekilde dosyada bulundurulmaması,
Suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan TCK’nın 191. maddesinde sanığa isnat edilen suç için temel ceza miktarının “bir yıldan iki yıla kadar hapis cezası” olarak belirlendiği; hükümden sonra yürürlüğe giren 17/10/2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanun’un 24. maddesiyle 5271 sayılı CMK’nın başlığı ile birlikte
yeniden düzenlenmiş olan “Basit Yargılama Usulü” başlıklı 251. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir.” şeklindeki düzenlemeye, 7188 sayılı Kanun’un geçici 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan “01/01/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz.” şeklindeki düzenleme ile sınırlama getirilmiş ise de; Anayasa Mahkemesinin 19/08/2020 tarihli 31218 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 25/06/2020 tarihli ve 2020/16 esas, 2020/33 karar sayılı iptal kararı ile, “…kovuşturma evresine geçilmiş…” ibaresinin, aynı bentte yer alan “… basit yargılama usulü…” yönünden Anayasaya aykırı bulunarak iptaline karar verilmesi sebebiyle kovuşturma evresine geçilmiş olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanun’un 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan düzenlemenin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümesi mümkün olmayıp, Ceza Muhakemesi Kanununda yapılan değişikliklerin ise derhal uygulanması gerekmekle birlikte, basit yargılama usulü uygulanan olaylarda CMK’nın 251. maddesinin 3. fıkrasına göre; “mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir.” şeklindeki düzenleme karşısında, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararının neticeleri itibarıyla maddi ceza hukukuna ilişkin olduğunun ve CMK’nın 251. maddesinin 3. fıkrasında yer alan düzenlemenin sanık lehine sonuç doğurabilecek nitelikte olduğunun anlaşılması karşısında, TCK’nın 7. maddesi ile CMK’nın 251. maddesi hükümleri gözetilmek suretiyle sanık lehine olan uygulamanın belirlenerek yerine getirilmesi ve gereği için dosyanın, “Basit Yargılama Usulü” yönünden yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması” nedeni ile bozma kararı verilmiştir.
F. Bozma sonrası yapılan yargılamada Diyarbakır 9. Asliye Ceza Mahkemesinin 15.06.2023 tarihli ve 2023/100 Esas, 2023/525 Karar sayılı kararı ile yapılan yargılamada Diyarbakır 11. Asliye Ceza Mahkemesinin 29.07.2015 tarihli ve 2015/362 Esas, 2015/583 Karar sayılı kararının ihbarı ile hüküm açıklanarak 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesi ve 53 üncü maddesi uyarınca 10 ay hapis cezasına ve hak yoksunluğuna karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz sebepleri özetle; üzerinde ele geçen maddeyi içmek için bulundurduğunu, olay tarihinden sonra tedavi gördüğüne ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR (İlk Derece Mahkemesinin Kabulüne Göre)
Olay tarihinde Bağlar ilçesinde bulunan parklarda yapılan uygulamada; Körhat Parkı içerisinde durumundan şüphelenilen sanık …’ın üzerinde yapılan aramada esrarın ele geçirildiği, ele geçirilen maddeler üzerinde yapılan kriminal inceleme sonucunda söz konusu maddelerin THC (Tetrahydrocannabinol) ihtiva eden ve esrar elde etmeye elverişli hint keneviri bitkileri olduğunun tespit edildiği, sanığın atılı suçu ikrar ettiği anlaşılmakla, açılan kamu davasında sanık hakkında tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine karar verilmiş, sanığın yükümlülüklerine uymaması ile dosya tekrar ele alınarak yapılan yargılamada verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş, İskenderun Cumhuriyet Başsavcılığının 08.06.2016 tarihli ve 2016/7-59 sayılı yazısı ile hüküm açıklanarak sanığın mahkumiyetine karar verilmiştir. Kararın sanık tarafından temyizi ile Dairemizin 29.11.2022 tarihli kararı ile karar bozulmuş, bozma sonrası yapılan yargılamada eksiklikler giderilerek sanığın mahkûmiyetine karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
Kabul edilebilir bir temyiz başvurusu üzerine yapılan inceleme neticesinde;
Sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan açılan kamu davası üzerine 6545 sayılı Kanun’un 85 inci maddesi ile 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 7 nci maddesinin ikinci fıkrasındaki yasal düzenleme dikkate alınarak hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın kesinleşmesi üzerine sanığın denetim süresi içerisinde “hırsızlık” suçunu işlediği gerekçesi ile hükmün açıklanarak sanığın 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği anlaşılmakla,
6545 sayılı Kanun’un 68 inci maddesi ile değişik 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesi ve aynı Kanun’un 85 inci maddesi ile eklenen 5320 sayılı Kanun’un geçici 7 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, 191 inci madde hükümleri çerçevesinde verilen “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına” ilişkin kararların 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin uygulanmasına ilişkin özel bir düzenleme niteliğinde olduğu, bu itibarla hükmün ancak; ihbara konu suçun “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçu olması halinde açıklanabileceği gözetilmeksizin, “hırsızlık” suçundan verilen mahkûmiyet hükmü nedeniyle sanık hakkındaki hükmün açıklanmasına karar verilmesi, hukuka aykırı bulunmuştur.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Diyarbakır 9. Asliye Ceza Mahkemesinin 15.06.2023 tarihli ve 2023/100 Esas, 2023/525 Karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün,1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
27.11.2023 tarihinde karar verildi.