Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2023/16103 E. 2023/9956 K. 22.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/16103
KARAR NO : 2023/9956
KARAR TARİHİ : 22.11.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2023/179 E., 2023/235 K.
SUÇ : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Düzeltilerek onama

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin, hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
A. Mersin 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 24.01.2023 tarihli ve 2022/359 Esas, 2023/13 Karar sayılı kararı ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 191 inci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci, 51 inci maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve cezasının ertelenmesine karar verilmiştir.

B. Mersin 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 24.01.2023 tarihli ve 2022/359 Esas, 2023/13 Karar sayılı kararının sanık tarafından temyizi üzerine Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 24.05.2023 tarihli ve 2023/5818 Esas, 2023/4724 Karar sayılı kararı ile
” Kabul edilebilir temyiz başvurusu üzerine yapılan inceleme neticesinde;
Dairemizin 03.02.2021 tarihli 2020/3932 Esas, 2021/1573 Karar sayılı kararı ile “30/07/2011 tarihli tutanak içeriğine göre, sanıkta 8 paket halinde uyuşturucu maddenin ele geçirildiğinin anlaşılması karşısında; suç konusu uyuşturucu maddenin miktarı ve ele geçiriliş biçimine göre, sanığın eyleminin ticaret amacıyla uyuşturucu madde bulundurma suçunu oluşturup oluşturmadığına ilişkin delilleri tartışma ve değerlendirme görevinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilip, görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yargılamaya devamla hüküm kurulması,” gerekçesiyle bozulmasına karar verildiği, Mersin 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 2021/195 esas 2021/148 karar sayılı kararı ile görevsizlik kararı verilerek yargılamaya Mersin 6. Ağır Ceza Mahkemesince devam edilerek “dosyada mevcut bilgi ve belgelere göre sanığın savunmasının alındığı, sanığın alınan savunmasında önceki savunmalarını tekrar ettiğini ve olay tarihinde de uyuşturucu madde kullandığını beyan ettiği anlaşılmış, sanık hakkında bir ihbarın olmaması, uyuşturucu madde sattığına veya satacağına ilişkin her hangi bir tanık beyanının olmaması, satış yaparken görülmemesi, ele geçen uyuşturucu maddelerin miktarı da dikkate alındığında sanığın kullanmak için aldığı yönündeki savunmasının aksinin ispat edilemediği ve sanığın üzerine atılı uyuşturucu madde kullanmak için bulundurma suçunu işlediğinin sabit olduğuna” karar verildiği anlaşıldığından; Tebliğnamedeki (1) nolu bozma görüşüne iştirak edilmemiştir.
Sanığın suç oluşturan eylemi nedeniyle, bozma öncesi hükümde 6000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, 01.06.2021 tarihli hükmün sanık ve müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine 04.04.2022 tarihli bozma ilamı ile bozulduğunun anlaşılması karşısında: 1412 sayılı Kanunun 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 326 ncı maddesinin dördüncü fıkrasında; “Hüküm yalnız sanık tarafından veya onun lehine Cumhuriyet savcısı veya 291 inci maddede gösterilen kimseler tarafından temyiz edilmişse, yeniden verilen hüküm, evvelki hükümle tayin

edilmiş olan cezadan daha ağır olamaz” şeklindeki düzenleme gereğince 01.06.2021 tarihli hükümle tayin edilen 6.000,00 TL adli para cezasının sonuç ceza açısından sanık bakımından kazanılmış hak olduğu gözetilmeden bozma sonrası yapılan yargılama sonucu 24/01/2023 tarihli kararla hükmedilen 10 ay hapis cezasının ertelenmesine karar verilmesi, ” nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.
C. Bozma sonrası yapılan yargılama ile Mersin 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 11.07.2023 tarihli ve 2023/179 Esas, 2023/235 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesi, 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi, 52 nci maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca 6.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık ve müdafii 13.07.2023 ve 12.07.2023 tarihli dilekçeleri ile “lehe hükümlerin uygulanmaması, isnat edilen suç unsurlarının oluşmaması nedenleriyle kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu ” beyan ederek temyiz talebinde bulunmuştur.
III. OLAY VE OLGULAR (İLK DERECE MAHKEMESİNİN KABULÜ)
” Yapılan yargılama, yargılama sırasında toplanan deliller, Yargıtay bozma ilamı ve tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesi sonucunda; suç tarihi olan 30/07/2011 tarihinde sanık … ile hakkında daha önce yapılan yargılama sonucunda beraat kararı verilen … Uğur Çelik’in motosiklet üzerinde yakalandıkları, yakalandıkları sırada sanık …’ın elinde bulunan maddeyi yere attığı, yapılan kontrolde bu cismin sigara paketi olduğu ve içerisinde uyuşturucu eroin maddesi olduğu değerlendirilen maddenin bulunduğu, Adana Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü’nün 30/10/2011 tarihli ekspertiz raporuna göre sanıktan ele geçirilen maddenin eroin olduğunun belirlendiği, sanık …’ın alınan savunmasında suça konu uyuşturucu maddenin kendisine ait olduğunu kabul ve beyan ettiği, diğer sanığın beyanın da aynı yönde olduğu, delillerin savunmaları doğruladığı anlaşıldığından Mersin 5. Sulh Ceza Mahkemesince yapılan yargılama sanık … Uğur …’ın beraatine, sanık … hakkında ise Tedavi ve Denetim Tedbiri Uygulanmasına karar verildiği, sanık hakkındaki tedavi ve denetim tedbiri uygulaması devam ettiği sırada sanığın yükümlülüklerine uymadığı ve uyarılmasına rağmen bu hususta ısrar ettiği anlaşıldığından sanık hakkındaki tedavi ve denetim tedbiri dosyası kapatılarak gereğinin yapılması amacıyla Mersin 5. Sulh Ceza Mahkemesine ihbarda bulunulduğu, bunun üzerine dosyanın Mersin 5. Sulh Ceza Mahkemesinin 2014/348 Esas sırasına kayıtla yeniden ele alındığı, akabinde Sulh Ceza Mahkemelerinin kapatılması

üzerine dosyanın Mersin (Kapatılan) 18. Asliye Ceza Mahkemesine tevzi olunarak bu mahkemenin 2014/208 Esas sırasına kayıtla görülmeye başlandığı, Mersin (Kapatılan) 18. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda sanığın hakkında verilen ve uygulanan tedavi ve denetim tedbirine uymamakta ısrar ettiği gerekçesi ile cezalandırılmasına karar verildiği, verilen kararın sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine yapılan inceleme sonucunda Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 16/05/2019 tarih, 2017/2324 Esas ve 2019/2933 Karar sayılı ilamı ile bu kararın “23/10/2014 tarihinde başka suçtan Mersin E Tipi Kapalı Ceza İnfaz kurumunda tutuklu olarak bulanan sanık hazır edilmeyip yokluğunda hükümlülüğüne karar verildiği.” gerekçesi ile bozulduğu, bozma sonrasında Mersin 3.Asliye Ceza Mahkemesinin 22019/393 esas ve 2019/785 karar sayılı kararı ile uyuşturucu madde kullanmaktan cezalandırıldığı ve yapılan temyiz incelemesi neticesinde Yargıtay 10.CD. 03/02/2021 tarih, 2020/3932 esas ve 2021/1573 karar sayılı kararı ile ele geçen 8 paket uyuşturucunun ticaret maksadıyla bulunup bulunmadığı hususundaki delillerin tartışma ve değerlendirilmesinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle bozulmasına karar verildiği, Mersin 3.Asliye Ceza Mahkemesinin 2021/195 esas 2021/148 karar sayılı kararı ile görevsizlik kararı verilerek dosyanın mahkememize gönderilerek mahkememizce de 2021/117 sayılı esasa kaydedilerek yapılan yargılama neticesinde sanık hakkında TCK’nin 7/2 maddesi gereğince sanık lehine olan 6545 sayılı yasa ile değişiklik öncesine göre TCK’nin 191/1 maddesi gereğince cezalandırılmasına karar verildiği, Mahkememizce verilen karar Yargıtay 10.Ceza Dairesinin 2022/1467 esas 2022/4205 karar sayılı ilamı ile sanığın hukuki durumunun Basit Yargılama Usulü yönünden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması gerekçesi ile bozularak dosya mahkememize gönderildiği ve mahkememizin 2022/248 esasına kayıt edildiği, sanığın üzerine Kullanmak İçin Uyuşturucu Madde Bulundurmak suçunun cezasının “bir yıldan iki yıla kadar hapis cezası” olduğu, 5271 sayılı CMK’nın “Basit Yargılama Usulü” başlıklı 251. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “Asliye Ceza Mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir.” şeklindeki düzenlemenin yer aldığı ve 7188 sayılı Kanun’un geçici 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan “01/01/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz.” şeklindeki düzenleme ile sınırlama getirilmiş ise de; Anayasa Mahkemesinin 19/08/2020 tarihli 31218 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 25/06/2020 tarihli ve 2020/16 esas, 2020/33 sayılı iptal kararı ile, “…kovuşturma evresine geçilmiş…” ibaresinin, aynı bentte yer alan “… basit yargılama usulü…” yönünden Anayasaya aykırı bulunarak iptaline karar verilmesi sebebiyle kovuşturma evresine geçilmiş olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanun’un 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan düzenlemenin iptal edildiği anlaşıldığından sanık hakkında Basit Yargılama Usulü’nün uygulanmasına karar verildiği, Sanığa 15 gün içinde beyan ve savunmalarını yazılı olarak mahkememize bildirmesi, süre
sonunda duruşma yapılmaksızın dosyadaki mevcut bilgi ve belgelere göre karar verileceği, mahkumiyet kararı verildiği takdirde sonuç cezanın 1/4 ineceği, mahkemece koşulları bulunması halinde kısa süreli hapis cezasının seçenek yaptırımlara çevrilebileceği veya ertelenebileceği veya caza alması halinde verilecek HAGB kararına açıkça muvafakat etmemesi halinde HAGB kararı verileceğine ilişkin meşruhatlı davetiye çıkarıldığı, 15 günlük süre içinde sanığın herhangi bir bilgi ve belge sunmadığı anlaşılmakla, dosyada mevcut bilgi ve belgelere göre sanığın savunmasının alındığı, sanığın alınan savunmasında önceki savunmalarını tekrar ettiğini ve olay tarihinde de uyuşturucu madde kullandığını beyan ettiği anlaşılmış, sanık hakkında bir ihbarın olmaması, uyuşturucu madde sattığına veya satacağına ilişkin her hangi bir tanık beyanının olmaması, satış yaparken görülmemesi, ele geçen uyuşturucu maddelerin miktarı da dikkate alındığında sanığın kullanmak için aldığı yönündeki savunmasının aksinin ispat edilemediği ve sanığın üzerine atılı uyuşturucu madde kullanmak için bulundurma suçunu işlediğinin bozma öncesi yapılan yargılama ile yukarıda izah edildiği şekilde sabit olduğu anlaşılmakla sanık hakkında TCK’nin 7/2 maddesi gereğince sanık lehine olan 6545 sayılı yasa ile değişiklik öncesine göre TCK’nin 191/1 maddesi gereğince cezalandırılmasına karar verildiği, yine sanığın hakkında verilen tedavi ve denetim tedbirine uymamakta ısrar ettiği hususunun sanığın dosya kapsamında yer alan denetim dosyası içeriği ve Gaziantep Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’nün 06/03/2014 tarih ve 2014/1172 sayılı yazısı ile sabit olduğu anlaşılmış, sanığın daha önceden denetim ihlali yapmış olması nedeniyle sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin hükümler uygulanmamış, sanığın suç tarihindeki adli sicil kaydı incelendiğinde daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı üç aydan fazla hapis cezasına mahkum edilmemiş olması ve mahkemece sanığın bir daha suç işlemeyeceği yönünde olumlu bir kanaat oluşması nedeniyle sanık hakkında hapis cezasının ertelenmesine karar verilerek hüküm kurulmuştur. Sanık müdafii tarafından mahkememizce basit yargılama usulü uygulanarak verilen karar karşı itiraz edilmesi üzerine dosya yeniden ele alınarak dosyada mevcut bilgi ve belgelere göre sanığın savunmasının alındığı, sanığın alınan savunmasında önceki savunmalarını tekrar ettiğini ve olay tarihinde de uyuşturucu madde kullandığını beyan ettiği anlaşılmış, sanık hakkında bir ihbarın olmaması, uyuşturucu madde sattığına veya satacağına ilişkin her hangi bir tanık beyanının olmaması, satış yaparken görülmemesi, ele geçen uyuşturucu maddelerin miktarı da dikkate alındığında sanığın kullanmak için aldığı yönündeki savunmasının aksinin ispat edilemediği ve sanığın üzerine atılı uyuşturucu madde kullanmak için bulundurma suçunu işlediğinin bozma öncesi yapılan yargılama ile yukarıda izah edildiği şekilde sabit olduğu anlaşılmakla sanık hakkında TCK’nin 7/2 maddesi gereğince sanık lehine olan 6545 sayılı yasa ile değişiklik öncesine göre TCK’nin 191/1 maddesi gereğince cezalandırılmasına karar verildiği, yine sanığın hakkında verilen tedavi ve denetim tedbirine uymamakta ısrar ettiği hususunun sanığın dosya kapsamında yer alan denetim dosyası içeriği ve Gaziantep Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’nün 06/03/2014 tarih ve 2014/1172
sayılı yazısı ile sabit olduğu anlaşılmış, sanığın daha önceden denetim ihlali yapmış olması nedeniyle sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin hükümler uygulanmamış, sanığın suç tarihindeki adli sicil kaydı incelendiğinde daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı üç aydan fazla hapis cezasına mahkum edilmemiş olması ve mahkemece sanığın bir daha suç işlemeyeceği yönünde olumlu bir kanaat oluşması nedeniyle sanık hakkında hapis cezasının ertelenmesine karar verilerek hüküm kurulmuştur.
Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 2023/5818 Esas 2023/4724 Karar sayılı ilamı ile sanığın suç oluşturan eylemi nedeniyle, bozma öncesi hükümde 6000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, 01.06.2021 tarihli hükmün sanık ve müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine 04.04.2022 tarihli bozma ilamı ile bozulduğunun anlaşılması karşısında: 1412 sayılı Kanunun 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 326 ncı maddesinin dördüncü fıkrasında; “Hüküm yalnız sanık tarafından veya onun lehine Cumhuriyet savcısı veya 291 inci maddede gösterilen kimseler tarafından temyiz edilmişse, yeniden verilen hüküm, evvelki hükümle tayin edilmiş olan cezadan daha ağır olamaz” şeklindeki düzenleme gereğince 01.06.2021 tarihli hükümle tayin edilen 6.000,00 TL adli para cezasının sonuç ceza açısından sanık bakımından kazanılmış hak olduğu gözetilmeden karar verilmesi gerekçesi ile bozulması üzerine yapılan yargılamada dosyada mevcut bilgi ve belgelere göre sanığın savunmasının alındığı, sanığın alınan savunmasında önceki savunmalarını tekrar ettiğini ve olay tarihinde de uyuşturucu madde kullandığını beyan ettiği anlaşılmış, sanık hakkında bir ihbarın olmaması, uyuşturucu madde sattığına veya satacağına ilişkin her hangi bir tanık beyanının olmaması, satış yaparken görülmemesi, ele geçen uyuşturucu maddelerin miktarı da dikkate alındığında sanığın kullanmak için aldığı yönündeki savunmasının aksinin ispat edilemediği ve sanığın üzerine atılı uyuşturucu madde kullanmak için bulundurma suçunu işlediğinin bozma öncesi yapılan yargılama ile yukarıda izah edildiği şekilde sabit olduğu anlaşılmakla sanık hakkında TCK’nin 7/2 maddesi gereğince sanık lehine olan 6545 sayılı yasa ile değişiklik öncesine göre TCK’nin 191/1 maddesi gereğince cezalandırılmasına karar verildiği, yine sanığın hakkında verilen tedavi ve denetim tedbirine uymamakta ısrar ettiği hususunun sanığın dosya kapsamında yer alan denetim dosyası içeriği ve Gaziantep Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’nün 06/03/2014 tarih ve 2014/1172 sayılı yazısı ile sabit olduğu” gerekçesiyle mahkûmiyetine karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
Bozmaya uyulduğu, yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve

bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği, Mahkemenin, sanık hakkında etkin pişmanlık, erteleme ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanmamasına ilişkin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, sanık müdafiinin temyiz sebepleri yerinde görülmemiş, aşağıdaki husus dışında hükümde hukuka aykırılık tespit edilmemiştir.

1. Adli para cezasının tespiti sırasında, 5237 sayılı Kanun’un 52 nci maddesinin ikinci fıkrası yerine 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi gösterilerek, 5271 sayılı Kanun’un 232 nci maddesinin altıncı fıkrasının ihlal olunması,

2. Adli para cezasının taksitlendirilmesine ilişkin kısımda, ödenmeyen para cezasının hapse çevrileceğine karar verildikten sonra, “5275 sayılı yasanın 106/3 maddesi uyarınca işlem yapılacağının da” belirtilmesi suretiyle, 5237 sayılı Kanun’un 52 nci maddesinin dördüncü fıkrasının son cümlesine aykırı davranıldığı değerlendirilmiş; ancak bu hususun Yargıtay tarafından düzeltilmesi mümkün görülmüştür.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Mersin 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 11.07.2023 tarihli ve 2023/179 Esas, 2023/235 Karar sayılı kararına yönelik sanık ve müdafiinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesi gereği hükmün; “5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 52 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca” ibaresinin eklenmesi, “5275 sayılı yasanın 106/3 maddesi ile ilgili bölümün” çıkartılması suretiyle, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
22.11.2023 tarihinde karar verildi.