Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2023/15696 E. 2023/9560 K. 07.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/15696
KARAR NO : 2023/9560
KARAR TARİHİ : 07.11.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
SUÇ TARİHLERİ : 01.04.2008, 22.06.2020
HÜKÜMLER : 1. 01.04.2008 tarihli suç yönünden mahkûmiyet
2. 22.06.2020 tarihli suç yönünden düşme
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin, hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Çarşamba Cumhuriyet Başsavcılığının 13.05.2008 tarihli iddianamesi ile sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 191 inci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır.
2. Çarşamba (Kapatılan) Sulh Ceza Mahkemesinin, 15.07.2008 tarihli ve 2008/338 Esas, 2008/576 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5560 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin birinci, altıncı, yedinci fıkraları ve 62 nci maddesi uyarınca 10 ay hapis cezası ile birlikte tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verilmiştir.
3. Çarşamba (Kapatılan) Sulh Ceza Mahkemesinin, 15.07.2008 tarihli ve 2008/338 Esas, 2008/576 Karar sayılı kararının sanık müdafii tarafından temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 20. Ceza Dairesinin 27.05.2015 tarihli ve 2015/2149 Esas, 2015/1028 Karar sayılı kararı “Sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurma suçundan dolayı başka dava olup olmadığı, varsa sanığın bu suçu diğer davaya konu olan suç nedeniyle verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işleyip işlemediği belirlendikten sonra;
a) Sanık hakkında aynı suçtan açılmış başka dava yoksa veya sanık bu suçu daha önce işlediği suçtan dolayı verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş değilse, bu suç nedeniyle tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmamış olan sanık hakkında, hükümden sonra 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 68. maddesi ile değiştirilen TCK’nın 191. maddesi ve aynı Kanun’un 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrası uyarınca, 191. madde hükümleri çerçevesinde “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına”,
b) Sanık bu suçu, daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş ise, 6545 sayılı Kanun’un 68. maddesi ile değiştirilen TCK’nın 191. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlâl nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz” hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, CMK’nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca “davanın düşmesine” Karar verilmesinde zorunluluk bulunması” nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.

4. Çarşamba 3. Asliye Ceza Mahkemesinin, 02.11.2015 tarihli ve 2015/747 Esas, 2015/850 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan, 6545 sayılı Kanun’un 85 inci maddesi ile eklenen 5320 sayılı Kanun’un geçici 7 nci maddesinin ikinci fıkrası çerçevesinde, 5560 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin birinci fıkrası, 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca 10 ay hapis cezasına dair hükmün, açıklanmasının geri bırakılmasına ve sanığın beş yıl süre ile denetim süresine tabi tutulmasına karar verilmiştir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, 04.12.2015 tarihinde itiraz edilmeden kesinleşmiştir.
5. Çarşamba 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 17.10.2022 tarihli ve 2022/526 Esas, 2022/779 Karar sayılı kararı ile Çarşamba 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 2022/393 Esas sayılı dosyası ile aralarında hukuki ve fiili irtibat bulunması sebebiyle her iki dosyanın birleştirilmesine, yargılamaya Çarşamba 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 2022/393 Esas sayılı dosyası üzerinden devam olunmasına karar verilmiştir.
6. Sanığın denetim süresi içinde, birleşen dosyada yargılaması yapılan 22.06.2020 tarihinde kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu işlediğinin ihbar olunması üzerine dosya yeniden ele alınarak yapılan yargılama sonucunda, Çarşamba 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 2022/393 Esas, 2023/286 Karar sayılı kararı ile 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin on birinci fıkrası uyarınca hüküm açıklanarak, sanık hakkında 01.04.2008 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan 5237 sayılı Kanun’un 5560 sayılı Kanun ile değişik 191 inci maddesinin birinci fıkrası, 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesi uyarınca 10 ay hapis cezası ile hak yoksunluğuna, 22.06.2020 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan açılan davanın 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin beşinci fıkrası ve 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası uyarınca düşürülmesine hükmedilmiştir.
7. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca hükmün onanması yönünde karar verilmesi görüşünü içeren Tebliğname ile dava dosyası Daireye tevdi edilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz isteği özetle; sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerektiğine, kararın usûl ve yasaya aykırı olduğuna ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Sanığın 01.04.2008 tarihinde evinde ve işyerinde kullanmak için uyuşturucu madde bulundurduğu, sanık hakkındaki bu eyleminden dolayı ceza verildiği ve hükmün açıklanmasının geriye bırakıldığı, bu kararın 04.12.2015 tarihinde kesinleştiği, sanığın denetim süresi içerisinde 26.06.2020 tarihinde uyuşturucu madde bulundurduğunun 22.06.2020 tarihli tutanak ile sabit olduğu, sanıktan alınan idrar örneğinde THC etken maddesinin pozitif çıktığı, sanığın denetim süresi içerisinde kasten aynı suçu işleyerek ihlalde bulunduğu, Çarşamba 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2022/526 Esas, 2022/779 Karar sayılı kararıyla mahkemeye birleştirme kararı verildiği, Çarşamba 1. Asliye Ceza Mahkemesi’ne açılan kamu davasının mahkemenin 2015/747 Esas sayılı dosyasının ihlali niteliğinde olduğu, 6545 sayılı Kanun’la değişik 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin beşinci fıkrası uyarınca ayrı bir soruşturma ve kovuşturma yapılma yasağı bulunduğundan açılan kamu davasının düşmesine gerekçesiyle sanığın 01.04.2008 tarihli suçtan mahkûmiyetine, 22.06.2020 tarihli suçtan açılan kamu davasının düşmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
IV. GEREKÇE
A. Sanık Hakkında 01.04.2008 Tarihli Suçtan Verilen Mahkûmiyet Kararı Yönünden
1. Sanığın yargılama konusu eylemi için, 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca belirlenecek cezanın türü ve üst haddine göre aynı Kanun’un 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi gereği 8 yıllık olağan zamanaşımı süresinin öngörüldüğü anlaşılmıştır.
2. 5237 sayılı Kanun’un 67 nci maddesinin ikinci fıkrasının (d) bendi uyarınca zamanaşımı süresini kesen bozma öncesi mahkûmiyet hükmünün verildiği 15.07.2008 tarihinden, bozma sonrası mahkûmiyet hükmünün verildiği 23.05.2023 tarihine kadar, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği 04.12.2015 tarihi ile hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının ihlali niteliğindeki eylemin gerçekleştiği tarih olan 22.06.2020 tarihi arasındaki duran süre de eklendikten sonra, 8 yıllık olağan zamanaşımı süresinin gerçekleşmiş olduğu belirlenmiştir.
B. Sanık Hakkında 22.06.2020 Tarihli Suçtan Verilen Düşme Kararı Yönünden
Kamu davasının düşmesine karar verilmesi aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dava dosyası içeriğine göre, sanığın eyleminin 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin beşinci fıkrası kapsamında ihlal olarak nitelendirilmesi karşısında,
mahkemenin, kamu davasının düşürülmesine ilişkin takdirinde bir isabetsizlik görülmediğinden sanık müdafiinin temyiz sebepleri yerinde görülmemiş, hükümde hukuka aykırılık tespit edilmemiştir.
V. KARAR
A. Sanık Hakkında 01.04.2008 Tarihli Suçtan Verilen Mahkûmiyet Kararı Yönünden
Gerekçe bölümünde (A) bendinde açıklanan nedenle Çarşamba 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 2022/393 Esas, 2023/286 Karar sayılı kararına yönelik sanık müdafiinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesinin birinci fıkrası gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinin verdiği yetkiye dayanılarak sanık hakkındaki kamu davasının 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası gereği gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle DÜŞMESİNE,
B. Sanık Hakkında 22.06.2020 Tarihli Suçtan Verilen Düşme Kararı Yönünden
Gerekçe bölümünde (B) bendinde açıklanan nedenle Çarşamba 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 2022/393 Esas, 2023/286 Karar sayılı kararında sanık müdafii tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanık müdafiinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
Dava dosyasının, mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
07.11.2023 tarihinde karar verildi.