Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2023/15630 E. 2023/9976 K. 22.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/15630
KARAR NO : 2023/9976
KARAR TARİHİ : 22.11.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2023/102 E., 2023/637 K.
SUÇ : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin, hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Alaşehir 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 30.12.2015 tarihli ve 2015/350 Esas, 2015/873 Karar sayılı kararı ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 Sayılı Kanun) 191 inci maddesinin birinci fıkrası, 62 inci, 58 inci ve 53 üncü maddeleri uyarınca 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, tekerrür hükümlerinin uygulanmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

2. Alaşehir 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 30.12.2015 tarihli ve 2015/350 Esas, 2015/873 Karar sayılı kararının sanık tarafından temyizi üzerine Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 11.01.2023 tarihli ve 2020/17672 Esas, 2023/116 Karar sayılı kararı ile
” 1. Sanık hakkında verilen 24/09/2014 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararına ilişkin soruşturma dosyasında erteleme kararının sanığa 20/11/2014 tarihinde tebliğ edildiğine dair tutanak tutulduğunun görüldüğü, ancak tebliğ mazbatasının dosyada ve UYAP ortamında bulunmadığı, bu belgenin aslı veya onaylı örneğinin getirtilip denetime imkan verecek şekilde dosya içerisinde bulundurularak hukuki durumunun tayini yerine, eksik araştırma ile hüküm kurulması,
2. 28/06/2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 68. maddesi ile değiştirilen 5237 sayılı Kanun’un 191. maddesinin 5. fıkrasının olaya tatbik kabiliyeti bulunup bulunmadığının tesbiti açısından; sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı, bu suç tarihinden önce açılmış başka bir dava veya soruşturma olup olmadığının, varsa sanığın bu suçu diğer davaya konu olan suç nedeniyle verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında veya 6545 sayılı Kanun yürürlüğe girdikten sonra verilmiş olan bir kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı uyarınca tabi tutulduğu tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işleyip işlemediğinin ve önceki dava sonucunun araştırılması, gerektiğinde Denetimli Serbestlik Müdürlüğünden suç tarihinde sanığın infazda olan başka bir tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararının bulunup bulunmadığı sorulup belirlendikten sonra;
a) Sanık bu suçu, daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında veya 6545 sayılı Kanun’la değişik 5237 sayılı Kanun’un 191/2. maddesi uyarınca verilmiş bir “kamu davasının açılmasının ertelenmesi” kararının denetim süresi içinde işlemiş ve önceki suçtan mahkûmiyet kararı verilmiş ise; 6545 sayılı Kanun’un 68. maddesi ile değiştirilen 5237 sayılı Kanun’un 191. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlal nedeni

sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz” hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, 5271 sayılı Kanun’un 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca “davanın düşmesine” karar verilmesi,
b) Sanık bu suçu daha önce işlediği suçtan dolayı verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında veya 6545 sayılı Kanun’la değişik 5237 sayılı Kanun’un 191/2. maddesi uyarınca verilmiş bir “kamu davasının açılmasının ertelenmesi” kararının denetim süresi içinde işlemiş değilse veya daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında veya 6545 sayılı Kanun’la değişik 5237 sayılı Kanun’un 191/2. maddesi uyarınca verilmiş bir “kamu davasının açılmasının ertelenmesi” kararının denetim süresi içinde işlemiş ve önceki suçtan mahkûmiyet dışında bir hüküm verilmiş ise; bu suç nedeniyle 6545 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Kanun’un 191/2. maddesi uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile birlikte, tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmış olan sanık hakkında 6545 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Kanun’un 191. maddesinin 4. fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde gösterilen dava açma şartlarının gerçekleştiğinin sabit görülmesi halinde yargılamaya devam olunarak, suç tarihi itibarıyla 6545 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Kanun’un 191. maddesi hükümleri çerçevesinde bir karar verilmesi, gerekirken eksik araştırma ile hüküm kurulması,
3. Suç tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 5237 sayılı Kanun’un 191. maddesinde sanığa isnat edilen suç için temel ceza miktarının “bir yıldan iki yıla kadar hapis cezası” olarak belirlendiği; hükümden sonra yürürlüğe giren 17/10/2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanun’un 24. maddesi ile başlığıyla birlikte yeniden düzenlenmiş olan 5271 sayılı CMK’nın “Basit Yargılama Usulü” başlıklı 251. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “Asliye Ceza Mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir.” şeklindeki düzenlemeye, 7188 sayılı Kanun’un geçici 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan “01/01/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz.” şeklindeki düzenleme ile sınırlama getirilmiş ise de; Anayasa Mahkemesinin 19/08/2020 tarihli 31218 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 25/06/2020 tarihli ve 2020/16 esas, 2020/33 sayılı iptal kararı ile, “…kovuşturma evresine geçilmiş…” ibaresinin, aynı bentte yer alan “… basit yargılama usulü…” yönünden Anayasaya aykırı bulunarak iptaline karar verilmesi sebebiyle kovuşturma evresine geçilmiş olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanun’un 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan düzenlemenin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümesi mümkün olmayıp, Ceza Muhakemesi Kanunu’nda yapılan değişikliklerin ise derhal uygulanması gerekmekle birlikte, basit yargılama usulü uygulanan olaylarda CMK’nın 251. maddesinin 3. fıkrasına göre;

“mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir.” şeklindeki düzenleme karşısında, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararının neticeleri itibarıyla maddi ceza hukukuna ilişkin olduğunun ve 5271 sayılı Kanun’un 251. maddesinin 3. fıkrasında yer alan düzenlemenin sanık lehine sonuç doğurabilecek nitelikte olduğunun anlaşılması karşısında, 5237 sayılı Kanun’un 7. maddesi ile 5271 sayılı Kanun’un 251. maddesi hükümleri gözetilmek suretiyle sanığın hukuki durumunun “Basit Yargılama Usulü” yönünden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,” nedenleriyle bozulmasına karar verilmiştir.
3. Bozma sonrası yapılan yargılama ile Alaşehir 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 30.05.2023 tarihli ve 2023/102 Esas, 2023/637 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin dördüncü fıkrası (b) bendi delaletiyle 191 inci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci, 58 inci ve 53 üncü maddeleri uyarınca 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, tekerrür hükümlerinin uygulanmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık 13.06.2023 tarihli dilekçesi ile “kararın hukuka aykırı olduğunu” beyan ederek temyiz talebinde bulunmuştur.
III. OLAY VE OLGULAR (İLK DERECE MAHKEMESİNİN KABULÜ)
“Sanık hakkında Alaşehir Sulh Ceza Mahkemesi 2013/152 esas 2013/522 karar sayılı ilamı 6545 sayılı Kanun’la değişik 5237 sayılı Kanun’un 191/2. maddesi uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verildiği, kararın 31/05/2013 tarihinde kesinleştiği, 1 yıl denetim süresi belirlendiği anlaşılmıştır. Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde sanığın dava konusu suçu 6545 sayılı Kanun’la değişik 5237 sayılı Kanun’un 191/2. maddesi uyarınca verilmiş bir “kamu davasının açılmasının ertelenmesi” kararının denetim süresinden sonra işlediği anlaşılmıştır. Bu halde Sanık …’in 02/05/2014 tarihinde Yenimahalle Fırat Caddesi üzerinde kavga olayına karışması nedeniyle üzerinde yapılan aramada esrar maddesi bulunduğu, yine sanık …’den alınan kan ve idrar örneklerinde THC(esrar) metabolitine rastlanıldığı, bu suretle sanığın 5237 sayılı TCK’nın 191/1. maddesinde düzenlenen kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçunu işlediği, 6545 sayılı Kanun’ un 68. maddesi ile değişik TCK’ nun 191/2. maddesindeki ” Bu suçtan dolayı başlatılan soruşturmada şüpheli hakkında 04/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 171 inci maddesindeki şartlar aranmaksızın, beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilir (…) ” hükmü karşısında sanık hakkında üzerine atılı suçtan dolayı hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesine dair 24/09/2014 tarih ve 2014/4098 soruşturma, 2014/5 sayı

ile karar verildiği, sanık hakkında Antalya Cumhuriyet Başsavcılığınca aynı suç ile ilgili olarak soruşturma başlatıldığı ve uyap ortamında Mehmet Emin Güler’in 02/03/2015 tarihli suç ihbarı ile Alaşehir Cumhuriyet Başsavcılığında da aynı suçtan dolayı soruşturma yürütüldüğünün tespit edilmesi üzerine Antalya Cumhuriyet Başsavcılığınca 5237 sayılı TCK’nın 191. maddesi gereğince sanık hakkında yeniden soruşturma yapılamayacağından soruşturma dosyasının Alaşehir Cumhuriyet Başsavcılığına, 2014/3098 soruşturma sayılı dosya ile birleştirilmek üzere yetkisizlik kararı ile gönderildiği, her iki dosyanın incelenmesinde ise, sanığın dava açılmasının ertelenmesi kararından sonra Antalya Cumhuriyet Başsavcılığınca sanığın alınan ifadesi ile 01/03/2015 tarihinde kendisinden ele geçen uyuşturucu maddeleri kullanmak maksadıyla satın aldığını, ele geçmeseydi içmek suretiyle kullanacağından bahisle üzerine atılı suçu kabul ettiğini beyan ettiği, dolayısıyla mevcut deliller ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında, sanık hakkında verilen dava açılmasının ertelenmesi kararından sonra sanığın kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suretiyle üzerine atılı suçu işlediği” gerekçesiyle mahkûmiyetine karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
Kabul edilebilir bir temyiz başvurusu üzerine yapılan inceleme neticesinde;
Suçun işlendiği 02.05.2014 tarihi itibari ile yürürlükte olan 5560 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesi birinci fıkrasında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçuna ilişkin ceza miktarının “bir yıldan iki yıla kadar hapis cezası” olduğu, daha sonra 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik ile ceza miktarının artırılarak “iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası” olarak düzenlendiği, 5237 sayılı Kanun’un 7 nci maddesi ikinci fıkrası uyarınca suç tarihi itibari ile sanığın lehine olan kanun maddesinin uygulanması gerektiği cihetle, mahkemece ceza miktarının suç tarihinde yürürlükte olan ve ceza miktarı itibari ile sanık lehine olan 5560 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesi birinci fıkrası gereğince belirlenmesi, teşdiden üst sınırdan ceza takdir edildi ise gerekçesinin gösterilmesi gerekirken, herhangi bir gerekçe gösterilmeksizin suç tarihinden sonra yürürlüğe giren ve ceza miktarı itibari ile sanık aleyhine olan 6545 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesi birinci fıkrası gereğince ceza takdir edilerek hüküm kurulması, nedeniyle hukuka aykırılık görülmüştür.

V. KARAR

Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Alaşehir 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 30.05.2023 tarihli ve 2023/102 Esas, 2023/637 Karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
22.11.2023 tarihinde karar verildi.