Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2023/15335 E. 2023/10272 K. 29.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/15335
KARAR NO : 2023/10272
KARAR TARİHİ : 29.11.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin, hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
A. İstanbul Anadolu 47. Asliye Ceza Mahkemesinin 22.04.2015 tarihli ve 2014/194 Esas, 2015/338 Karar sayılı kararı ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin birinci fıkrası, aynı Kanun’un 62 inci maddesi ve 53 üncü maddesi uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına hükmedilmiştir.

B. İstanbul Anadolu 47. Asliye Ceza Mahkemesinin 22.04.2015 tarihli ve 2014/194 Esas, 2015/338 Karar sayılı kararının sanık tarafından temyizi üzerine Dairemizin 03.02.2020 tarihli 2019/3742 Esas, 2020/600 Karar sayılı kararı ile
” A- Karar tarihinde Ümraniye T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda başka suçtan hükümlü bulunan ve duruşmalardan bağışık tutulma talebi de olmayan sanığın, hükmün verildiği duruşmada bizzat veya SEGBİS ile hazır edilmesi gerektiği gözetilmeden, yargılamaya devam edilerek CMK’nın 193. ve 196. maddelerine aykırı davranılarak savunma hakkının kısıtlanması,
B- Kabule göre;
1- Sanığın soruşturma aşamasındaki beyanının, ele geçirilen suç konusu madde ile ilgili ekspertiz raporunun ve olay tutanağının aslı veya onaylı fotokopisinin dosyada bulunmadığı anlaşıldığından, bu belgelerin bulunduğu tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararının verildiği Tuzla Kapatılan Sulh Ceza Mahkemesinin 2010/872 esas ve 2012/160 karar sayılı dosyasının aslı veya onaylı örneğinin getirtilerek denetime imkan verecek şekilde bu dosya içerisinde bulundurulması gerektiğinin gözetilmemesi,
2- Sanığın suçunun sübuta erdiğinin kabul edilmesi durumunda, hükümden önce 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değiştirilen TCK’nın 191. maddesi ve aynı Kanunun 85. maddesi ile eklenen 5320 sayılı Kanunun geçici 7. maddesi sanık lehine hükümler içermekte olup, öncelikle; 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değiştirilen TCK’nın 191. maddesinin 5. fıkrası ve aynı Kanunun 85. maddesi ile eklenen 5320 sayılı Kanunun geçici 7. maddesinin olaya tatbik kabiliyeti bulunup bulunmadığının tespiti açısından, sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı bu suç tarihinden önce açılmış başka dava olup olmadığının, varsa sanığın bu suçu diğer davaya konu olan suç nedeniyle verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işleyip işlemediğinin ve önceki dava sonucunun araştırılması, gerektiğinde Denetimli Serbestlik Müdürlüğünden suç tarihinde sanığın infazda olan başka bir tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararının bulunup bulunmadığı sorulup belirlendikten sonra;

a) Sanık bu suçu, daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş ve önceki suçtan mahkûmiyet kararı verilmiş ise, 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değiştirilen TCK’nın 191. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlâl nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz” hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, CMK’nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca “davanın düşmesine” karar verilmesi,
b) Sanık hakkında aynı suçtan açılmış başka dava yoksa veya sanık bu suçu daha önce işlediği suçtan dolayı verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş değilse veya daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş ve önceki suçtan mahkûmiyet dışında bir hüküm verilmiş ise, bu suç nedeniyle doğrudan tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmış olan sanığın, yükümlülüklerini ihlal ettiğinin sabit görülmesi halinde hakkında, 6545 sayılı Kanunun 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 7. maddenin 3. fıkrası uyarınca, yargılamaya devam olunarak, suç tarihi itibarıyla, 5560 sayılı Yasa ile değişik TCK’nın 191. maddesi çerçevesinde bir karar verilmesi, Gerekirken, eksik araştırma ile hüküm kurulması,”
Nedenleriyle bozulmasına karar verilmiştir.
C. Bozma sonrası yapılan yargılama ile İstanbul Anadolu 47. Asliye Ceza Mahkemesinin, 25.02.2021 tarihli ve 2020/212 Esas, 2021/144 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan, 6545 sayılı Kanun’un 85 inci maddesi ile eklenen 5320 sayılı Kanun’un geçici 7 nci maddesinin ikinci fıkrası çerçevesinde 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin birinci fıkrası, 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesi, 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin beşinci ve sekizinci fıkraları uyarınca, 10 ay hapis cezasına dair hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir. Karar 02.04.2021 tarihinde kesinleşmiştir.
D. Sanığın denetim süresi içinde 30.07.2021 tarihinde işlediği “resmi belgede sahtecilik” suçundan İstanbul Anadolu 7. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 26.02.2023 tarihli ve 2022/81 Esas, 2022/319 Karar sayılı mahkûmiyet kararının kesinleştiğinin ihbar olunması üzerine dosya yeniden ele alınarak yapılan yargılama sonucunda, İstanbul Anadolu 47. Asliye Ceza Mahkemesinin 02.05.2023 tarihli ve 2023/144 Esas, 2023/255 Karar sayılı kararı ile 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin on birinci

fıkrası uyarınca hüküm açıklanarak, sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin birinci fıkrası, aynı Kanun’un 62 inci maddesi ve 53 üncü maddesi uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılması ile hak yoksunluğuna hükmedilmiştir.

E. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca hükmün onanması yönünde karar verilmesi görüşünü içeren Tebliğname ile dava dosyası Daireye tevdi edilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık 11.05.2023 tarihli dilekçesi ile temyiz talebinde bulunmuştur.
III. OLAY VE OLGULAR
“Yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Emniyet görevlilerince sanığın üzerinde yapılan aramada esrar maddesinin ele geçirildiği, İstanbul Kriminal Polis Laboratuarı raporuna göre ele geçen maddenin esrar elde edilmesinde kullanılan hint keneviri bitki parçaları olduğunun anlaşıldığı, Uyap ortamında yapılan kontrolde sanık hakkında aynı suçtan açılan soruşturma ve kovuşturma dosyalarının incelenmesinde birden çok dava dosyası bulunduğu ancak bu dava dosyasına konu olayla ilgili olabilecek belirtilen suç tarihi itibarıyla yakın olan başka bir dosyanın bulunmadığı, sanığın eyleminin müstakil suç oluşturduğu” gerekçesiyle mahkûmiyetine karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
Kabul edilebilir bir temyiz başvurusu üzerine yapılan inceleme neticesinde; bozmaya uyulduğu ancak,
Sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan açılan kamu davası üzerine 6545 sayılı Kanun’un 85 inci maddesi ile eklenen 5320 sayılı Kanun’un geçici 7 nci maddesinin ikinci fıkrasındaki, yasal düzenleme dikkate alınarak hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın kesinleşmesi üzerine sanığın denetim süresi içerisinde “resmi belgede sahtecilik” suçunu işlediği gerekçesi ile hükmün açıklanarak sanığın 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği anlaşılmakla,
6545 sayılı Kanun’un 68 inci maddesi ile değişik 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesi ve aynı Kanun’un 85 inci maddesi ile eklenen 5320 sayılı Kanun’un geçici 7 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, 191 inci madde hükümleri çerçevesinde verilen “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına”

ilişkin kararların 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin uygulanmasına ilişkin özel bir düzenleme niteliğinde olduğu, bu itibarla hükmün ancak; ihbara konu suçun “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçu olması halinde açıklanabileceği gözetilmeksizin, “resmi belgede sahtecilik” suçundan verilen mahkûmiyet hükmü nedeniyle sanık hakkındaki hükmün açıklanmasına karar verilmesi, nedeniyle hukuka aykırılık görülmüştür.
V. KARAR
Başkaca yönleri incelenmeyen İstanbul Anadolu 47. Asliye Ceza Mahkemesinin 02.05.2023 tarihli ve 2023/144 Esas, 2023/255 Karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğnameye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
29.11.2023 tarihinde karar verildi.