YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/1486
KARAR NO : 2023/2981
KARAR TARİHİ : 04.04.2023
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2020/13 E., 2021/200 K.
SUÇLAR : 1. Uyuşturucu madde ticareti yapma, 2. Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
SUÇ TARİHLERİ : 25.09.2012 ve 24.10.2013
HÜKÜM : Mahkûmiyet
dde ticareti yapma suçu yönünden kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin, hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.
Sanık müdafiinin duruşmalı inceleme talebinin, 7079 sayılı Kanun’un 94 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 299 uncu maddesinin birinci fıkrası gereğince hükmedilen hapis cezasının süresine göre reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
A. … 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 18.02.2014 tarihli, 2013/630 esas ve 2014/38 Karar sayılı kararı ile sanığın uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 188 inci maddesinin üçüncü fıkrası, 62 nci maddesi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları uyarınca 5 yıl hapis ve 2.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluğuna karar verilmiştir.
B. … 2. Ağır Ceza Mahkemesi hükmünün sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 20. Ceza Dairesinin 19.11.2019 tarihli ve 2016/1093 Esas, 2019/6322 Karar sayılı kararı ile;
“6545 sayılı Kanun’un 81. maddesi ile değişik 5275 sayılı Kanunun 106/3. maddesinde yer alan “Hükümlü, tebliğ olunan ödeme emri üzerine belli süre içinde adli para cezasını ödemezse, Cumhuriyet savcısının kararı ile ödenmeyen kısma karşılık gelen gün miktarı hapis cezasına çevrilerek…” şeklindeki düzenleme gözetildiğinde, tebliğnamedeki “ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğinin ihtarına” kısmının hüküm fıkrasından çıkartılmasına ilişkin görüşe iştirak edilmemiştir.
İddianamede sanık …’in kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan cezalandırılması da talep edilmiş ancak mahkemece bu suçtan dolayı hüküm kurulmamış olduğu anlaşılmakla; bu suçtan zamanaşımı süresi içerisinde mahallinde bir karar verilmesi mümkün görülmüştür.
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların aşağıda belirtilenler dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-) Dosya içeriğindeki bilgi ve belgeler ile UYAP sistemindeki kayıtlardan 26/09/2012 tarihinde ele geçen esrarla ilgili olarak sanık hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan 11/07/2014 tarihli, 2014/7042 Soruşturma sayılı iddianame ile … 6. Ağır Ceza Mahkemesi’ne ayrı bir kamu davası açıldığı ve 2014/206 esas numarasını aldığı anlaşılmış olup … 2. Ağır Ceza Mahkemesi 2014/206 esas sayılı dosyası ile mevcut bu dosya yönünden tüm eylemlerin birlikte TCK’nın 43. maddesi
gereğince zincirleme suç kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceğinin belirlenmesi için diğer dosyanın hukuki denetime elverecek şekilde getirilerek dava derdest ise birleştirilmesi, hüküm verilmiş ve kesinleşmiş ise dosyanın aslı ya da onaylı fotokopileri temyiz denetimine olanak verecek şekilde getirtilerek bu dosya içine konulması; zincirleme suç oluşturduğunun kabul edilmesi halinde, ağır sonuç doğuran suç esas alınarak belirlenecek cezanın, zincirleme suç nedeniyle TCK’nın 43. maddesi gereğince artırılması ve böylece bulunacak sonuç cezanın, kesinleşen hükümdeki sonuç cezadan “fazla olması halinde” aradaki fark kadar “ek cezaya hükmolunması”, aksi halde “ek ceza verilmesine yer olmadığına” karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
2-) Üretimi, bulundurulması, kullanılması, taşınması, alım ve satımı suç oluşturan uyuşturucu maddenin TCK’nın 54/4 maddesi gereğince müsaderesi yerine TCK’nın 54/1 maddesi gereğince müsaderesine karar verilmesi,
3-) … Kriminal Polis Laboratuvarı’nca suç konusu uyuşturucu maddeden alınan şahit numunelerin müsaderesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
4-) Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı kararı ile, 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,”
Nedenleriyle bozulmasına karar verilmiştir.
C. Bozma sonrası … 6. Ağır Ceza Mahkemesinin, 14.07.2020 tarihli ve 2020/213 Esas, 2020/182 Karar sayılı kararı ile … 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2020/13 Esas sayılı dosyası ile aralarında hukuki ve fiili irtibat bulunması sebebiyle her iki dosyanın birleştirilmesine, yargılamaya … 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2020/13 Esas sayılı dosyası üzerinden devam olunmasına karar verilmiştir.
D. … 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 31.03.2021 tarihli, 2020/13 Esas ve 2021/200 Karar sayılı kararı ile sanığın uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 188 inci maddesinin üçüncü fıkrası, 43 üncü maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci fıkrası ile üçüncü fıkrasının ilk cümlesi uyarınca 7 yıl 3 ay 15 gün hapis ve 31.240 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık ve müdafiinin temyiz sebepleri özetle;
1. Eylemin kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu oluşturacağına,
2. Delil değerlendirmesinin hatalı yapıldığına,
3. Kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna,
İlişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
25.09.2012 tarihli olay yönünden kolluk görevlilerince… ilinde dosyamızda tanık olarak dinlenen… …ve …’ın içinde bulunduğu …plakalı aracın durdurulduğu,… ve …un içinde bulunduğu … plakalı aracın ise, durdurulmaya çalışılmasına rağmen kaçtığı, durdurulan araçta yapılan aramada herhangi bir suç unsuruna rastlanmamasına rağmen, …’in kullandığı telefonun arandığı, bu numaranın …a ait olduğunun belirlendiği ve telefondaki kişinin kaçmakta olduklarını, arkadan jandarmanın kovaladığını söylediği, daha sonra bu aracın içinde sanık … olduğu halde yakalandığı, torpido gözünde gazeteye sarılı esrar ile döşemelerde esrar kırıntıları olduğu, …un yanındaki kişinin… olduğunu söylediği ve uyuşturucuyu kaçarken attıklarını ifade ederek yerini gösterdiği ve uyuşturucuların ele geçirildiği, daha sonra …’in…plakalı aracın da uyuşturucu naklettiğini bildirmesi üzerine, kolluk görevlilerince bu aracın terk edilmiş halde bulunduğu ve içerisinden yine suça konu uyuşturucuların ele geçirildiği,… 2. Ağır Ceza Mahkemesince yapılan yargılamada şahıslara bu uyuşturucuyu sanık …’in temin ettiğinin belirlendiği, sanığın eyleminin bu haliyle sübut bulduğu, her ne kadar sanık tarafından atılı suçlama kabul edilmeyerek, uyuşturucu temin etmediği yönünde savunmada bulunulmuş ise de, yapılan yargılama, toplanan deliller, kollukça tanzim olunan tutanak, alınan tanık beyanları, uyuşturucu maddenin ele geçirilme biçimi, ibraz edilen uzmanlık raporu ile suça konu ele geçen uyuşturucu miktarına göre, sanığın üzerine atılı eylemi gerçekleştirdiği ve Yargıtay 10. Ceza Dairesinin yerleşik uygulamalarına göre de maddenin miktarı itibarıyla sanıkta uyuşturucu madde temin etme saikinin bulunduğu sonuç ve kanaatine varılmakla, sanığın bu eylem nedeniyle kendisini alacağı cezadan kurtarmaya matuf bulunan savunmasına itibar edilmediği; 24.10.2013 tarihli olay yönünden ise; sanıklar … ve …’in olay tarihinde… plakalı oto ile … iline uyuşturucu esrar maddesi getirecekleri yönünde bilgi alındığı, olay günü saat 16:00 sıralarında … iline girişte güvenlik görevlileri tarafından tedbir alındığı,… plakalı aracın
… iline geldiğinin görülmesi üzerine durdurulduğu, araç içerisinde sanıklar… …,… ve … …’in bulunduğu, kaba üst yoklamaları yapılacağı sırada sanık …’in montunun cebinden çıkarttığı, şeffaf naylona sarılı daralı 6 gram ağırlığındaki esrar maddesini görevlilere teslim ettiği, araçta yapılan aramada ise 3 paket halinde daralı toplam ağırlığı 1070 gram gelen toz esrar maddesinin ele geçirildiği, aldırılan uzmanlık raporuna göre ele geçirilen bu maddelerin esrar olduğunun anlaşıldığı, bu şekilde sanıkların fikir ve eylem birliği içerisinde uyuşturucu madde ticareti yapmak kastı ile hareket ettikleri vicdani kanaatine varılmış, sanık … araçta ele geçirilen esrarın ……’e ait olduğunu bildiğini, ancak ……’in kullanmak için yanında bulundurduğunu beyan etmiş iseler de, olay öncesi … Emniyet Müdürlüğü KOM Narkotik Suçlar Bürosu görevlilerinin yapmış oldukları istihbarat çalışmalarına göre, sanıklar … ve …’in …’ya uyuşturucu getirdikleri bilgisine ulaşmaları, araçta ele geçirilen uyuşturucu miktarı göz önüne alındığında sanıkların birlikte hareket ettikleri kanaatine varıldığından savunmalarına itibar edilmediği, uyuşturucu ticaretine konu her iki olay anlatımı, suç tarihleri, iddianame tarihleri, Yargıtay (Kapatılan) 20. Ceza Dairesinin 19.11.2019 tarihli ve 2016/1093 Esas, 2019/6322 Karar sayılı ilamı ile 11.06.2020 tarihli ve 2019/6761 Esas, 2020/2785 Karar sayılı ilamı da nazara alındığında sanık hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan 11.07.2014 tarihli, 2014/7042 Soruşturma sayılı iddianame ile … 6. Ağır Ceza Mahkemesine ayrı bir kamu davası açıldığı ve 2014/206 esas numarasını aldığı anlaşılmış olup … 2. Ağır Ceza Mahkemesi 2014/206 esas sayılı dosyası ile mevcut bu dosya yönünden tüm eylemlerin birlikte 5237 sayılı Kanun’un 43 üncü maddesi gereğince zincirleme suç kapsamında değerlendirilerek sanık …’in cezalandırılmasına karar verildiği gerekçesiyle mahkûmiyetine karar verildiği anlaşılmıştır.
IV. GEREKÇE
1- Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçu yönünden;
5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un 25 inci ve geçici 2 nci maddeleri uyarınca kurulan Bölge Adliye Mahkemelerinin, 07.11.2015 tarih ve 29525 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan karar uyarınca tüm yurtta 20.07.2016 tarihinde göreve başladığı, sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçu nedeniyle verilen mahkûmiyet hükmünün 31.03.2021 tarihinde açıklandığı ve 5271 sayılı Kanun’un 272 nci maddesi uyarınca istinaf kanun yoluna tabi olduğu, sanık hakkında verilen mahkûmiyet hükmüne karşı kanun yolu başvurularının istinaf olarak kabulüyle, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçu yönünden esası incelenmeyen dosyanın görevli Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesi gerektiği tespit edilmiştir.
2- Uyuşturucu madde ticareti yapma suçu yönünden;
Gerekçeli karar başlığında “25.09.2012 ve 24.10.2013” olarak gösterilmesi gereken suç tarihlerinin “24.10.2013” şeklinde yazılmış olması, mahallinde düzeltilmesi mümkün maddi hata olarak kabul edilmiştir.
Mahkemece zincirleme uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan mahkûmiyet hükmüne esas alınan iki eylem arasındaki süre, her iki eylemde suç yerlerinin ve suça katılan diğer şeriklerin farklı olması hususları bir arada değerlendirildiğinde suç işleme kararının yenilenmiş olduğu sonuç ve kanaatine varılmakla, sanık hakkında iki ayrı suçtan ceza tayin edilmesi gerekirken zincirleme suç hükümlerinin uygulanması suretiyle eksik ceza tayin edilmesi, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Bozmaya uyulduğu, yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemlerin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlere uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık ve müdafiinin temyiz sebepleri yerinde görülmemiş, eleştiriler dışında hükümde hukuka aykırılık tespit edilmemiştir.
V. KARAR
1- Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçu yönünden;
Gerekçe bölümünde (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle sanık hakkında verilen mahkûmiyet hükmüne karşı kanun yolu başvurularının istinaf olarak kabulüyle, esası incelenmeyen dosyanın görevli Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendi uyarınca, Tebliğnameye uygun olarak, oy birliğiyle İNCELENMEKSİZİN İADESİNE,
2- Uyuşturucu madde ticareti yapma suçu yönünden;
Gerekçe bölümünde (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle … 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 31.03.2021 tarihli ve 2020/13 Esas, 2021/200 Karar sayılı kararında sanık ve müdafii tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık
görülmediğinden sanık ve müdafiinin temyiz sebeplerinin reddiyle, hükmün Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
04.04.2023 tarihinde karar verildi.