Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2023/14675 E. 2023/10305 K. 30.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/14675
KARAR NO : 2023/10305
KARAR TARİHİ : 30.11.2023

T U T U K L U

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Uyuşturucu madde ticareti yapma
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin, hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
A. İzmir 12. Ağır Ceza Mahkemesinin 15.02.2016 tarihli ve 2015/335 Esas, 2016/43 Karar sayılı kararı ile sanığın uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca “eylemin sanık tarafından işlendiğinin sabit olmadığı” gerekçesiyle beraatine karar verilmiştir.
B. İzmir 12. Ağır Ceza Mahkemesinin 15.02.2016 tarihli ve 2015/335 Esas, 2016/43 Karar sayılı kararının, Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 25.01.2023 tarihli ve 2021/4895 Esas, 2023/550 Karar sayılı kararı ile; “Dosya kapsamından, olay tarihinde sanığın babası Reşit’e ait iş yerine, yakalama kararının infazı için gidildiğinde, Reşit’in bulunamadığı, bir süre sonra yan taraftaki kahvehaneden iş yerine doğru gelen sanığın durdurularak kimliğinin tespit edildiği, tedirgin davranışları nedeniyle yapılan kaba üst yoklamasında, eşofmanın cebinde şişkinlik görülerek sorulduğunda, rızası ile 16 fişek halinde daralı 5,92 gram kokaini teslim ettiği anlaşılmakla, 2559 sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu’nun 4/A maddesine uygun şekilde durdurulan ve şüphe üzerine aynı madde kapsamında “elle dıştan kontrol” yapılan sanığın, eşofmanının cebinde ele geçen kokainin, hukuka uygun şekilde elde edilmiş maddi delil olarak hükme esas alınması ve yargılamaya devam edilerek bir hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden, “uyuşturucu maddelerin hukuka aykırı arama sonucu ele edildiği ve maddi delil olarak hükme esas alınamayacağı” kabul edilerek, yazılı şekilde beraat kararı verilmesi hukuka aykırı bulunmuştur.” denmek suretiyle diğer yönleri incelenmeksizin bozulmasına karar verilmiştir.
C. İzmir 12. Ağır Ceza Mahkemesinin 22.05.2023 tarihli ve 2023/170 Esas, 2023/217 Karar sayılı kararı ile sanığın uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 188 inci maddesinin üçüncü fıkrası ve dördüncü fıkrasının (a) bendi, 62 nci, 52 nci ve 53 üncü maddeleri uyarınca 12 yıl 6 ay hapis ve 25.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
D. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca özetle; hükmün onanması yönünde karar verilmesi görüşünü içeren Tebliğname ile dava dosyası Daireye tevdi edilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz sebepleri özetle; 1. Aramanın hukuka aykırı olduğuna, ele geçen uyuşturucu maddelerin hükme esas alınamayacağına, 2. Eylemin “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçunu oluşturduğuna, 3. “Şüpheden sanık yararlanır.” ilkesinin ihlal edildiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Bozma üzerine İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda;
Dosya kapsamında yer alan olay tutanağının, uzmanlık raporunun içerikleri ve tutanak düzenleyen kolluk görevlerinin mahkeme huzurundaki yeminli beyanları birlikte dikkate alındığında, olay tarihinde sanığın babası Reşit’e ait iş yerine, yakalama kararının infazı için gidildiğinde, Reşit’in bulunamadığı, bir süre sonra yan taraftaki kahvehaneden iş yerine doğru gelen sanığın durdurularak kimliğinin tespit edildiği, tedirgin davranışları nedeniyle yapılan kaba üst yoklamasında, eşofmanın cebinde şişkinlik görülerek sorulduğunda, rızası ile 16 fişek halinde daralı 5,92 gram kokaini teslim ettiği olayda, 2559 sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu’nun 4/A maddesine uygun şekilde durdurulan ve şüphe üzerine aynı madde kapsamında “elle dıştan kontrol” yapılan sanığın, eşofmanının cebinde ele geçen kokainin, hukuka uygun şekilde elde edilmiş maddi delil olarak hükme esas alınması gerektiği, uyuşturucu maddelerin satışa hazır paketçikler içinde taş ve toz kokain halinde bulundurulması, kokainin cinsi itibari ile pahalı olması ve piyasa değerinin sanığın beyan ettiği aylık gelirle uyumlu olmaması hususları göz önüne alındığında, eylemin “uyuşturucu madde ticareti yapma” suçunu oluşturduğu sabit olup, temel cezanın suçun işleniş biçimine, suç konusunun önem ve değeri ile meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığına göre alt sınırdan belirlendiği, suç konusunun niteliği itibari ile 1/2 oranında arttırım yapıldığı ve 1/6 oranında takdiri indirim uygulandığı gerekçesiyle sanığın mahkûmiyetine karar verildiği anlaşılmıştır.
IV. GEREKÇE
Bozmaya uyulduğu, yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği, Mahkemenin aramada hukuka aykırılık bulunmadığına, delillerin hukuka uygun olarak toplandığına ilişkin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, sanık müdafiinin temyiz sebepleri yerinde görülmemiş, aşağıdaki husus dışında hükümde hukuka aykırılık tespit edilmemiştir.
694 sayılı KHK’nın (7078 sayılı Kanun ile yasalaşan) 137 nci maddesi ile 5237 sayılı Kanun’un 188 inci maddesinin üçüncü fıkrasında yapılan ve 25.08.2017 tarihinde yürürlüğe giren değişikliğe göre adli para cezasının alt sınırının 1000 gün karşılığı olarak belirlendiği, yasa değişikliğinden önce ise adli para cezasının alt sınırının 5 gün karşılığı olduğu, sanığın 09.11.2015 tarihli eylemini anılan yasa
değişikliğinden önce işlediği gözetilmeden, temel cezanın alt sınırdan tespit edildiği belirtildiği halde, adli para cezasının 1000 gün karşılığı olarak belirlenip, arttırım ve indirimlerin buna göre yapılması suretiyle sanık hakkında fazla cezaya hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğu değerlendirilmiş; ancak bu hususun Yargıtay tarafından düzeltilmesi mümkün görülmüştür.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle İzmir 12. Ağır Ceza Mahkemesinin 22.05.2023 tarihli ve 2023/170 Esas, 2023/217 Karar sayılı kararına yönelik sanık müdafiinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesi gereği hükmün;
Hüküm fıkrasının “1-” nolu bendinde yer alan “(1000)” ibaresi yerine, “5”; “2-” nolu bendinde yer alan “1500” ibaresi yerine “7”; “3-” nolu bendinde yer alan “1250” ibaresi yerine, “5”; “4-” nolu bendinde yer alan “1250” ve “(25.000)” ibareleri yerine sırasıyla “5” ve “100” ibarelerinin yazılması
Suretiyle, Tebliğname’ye kısmen aykırı olarak, oy birliğiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
30.11.2023 tarihinde karar verildi.