Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2023/14251 E. 2023/10216 K. 28.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/14251
KARAR NO : 2023/10216
KARAR TARİHİ : 28.11.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
A. Sanık hakkında, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı başlatılan soruşturmada, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 6545 sayılı Kanun ile değişik 191 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca Tercan Cumhuriyet Başsavcılığınca 29.12.2014 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile birlikte tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararı verilmiştir.
B. Kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile birlikte verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında sanıktan alınan tahlil sonucunda sanığın yeniden uyuşturucu madde kullandığının anlaşılması üzerine, Tercan Cumhuriyet Başsavcılığının, 02.04.2015 tarihli iddianamesi ile sanığın 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin birinci fıkrası ile 53 üncü maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır.
C. Tercan Asliye Ceza Mahkemesinin 17.06.2015 tarihli ve 2015/37 Esas, 2015/148 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin birinci fıkrası, 62 inci maddesi uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezasının, aynı Kanun’un 51 inci maddesi uyarınca ertelenmesine ve 2 yıl denetim süresi belirlenmesine karar verilmiştir.
D. Kararın sanık tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 14.04.2022 tarihli 2019/9013 Esas, 2022/4916 Karar sayılı kararı ile, “Tercan Cumhuriyet Başsavcılığının 29/12/2014 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi ve tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararının, şüpheliye 19/01/2015 tarihinde tebliğ edilmekle birlikte kesinleşmesi beklenmeden infazı için Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği, 05/01/2015 tarihinde sanığın Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne başvurduğu ve hastaneye sevk edildiği, sanıktan 09/01/2015 tarihinde alınan idrar numunesinde uyuşturucu madde tespit edilmesi üzerine denetimli serbestlik dosyasının kapatıldığı ve 09/01/2015 tarihli tahlil sonucunun hükme esas alındığı ancak denetimli serbestlik dosyası incelendiğinde tedbirin infazı sırasında ve 29/12/2014 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı kesinleştikten sonra sanıktan 06/02/2015 tarihinde alınan idrar numunesinde uyuşturucu madde tespit edildiği dikkate alınarak yapılan incelemede, 1) Sanık hakkında verilen mahkûmiyet kararında; Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 141/3. CMK’nın 34. ve 230. maddeleri uyarınca hükmün gerekçesinde, iddia ve savunmada ileri sürülen görüşlerin yazılması, kanıtların tartışılarak değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilen kanıtlar ile mahkemece ulaşılan kanaatin, sanığın suç oluşturduğu veya oluşturmadığı sabit görülen fiilinin belirtilmesi ve bu fiilinin nitelendirilmesinin yapılması suretiyle infazı kabil bir hüküm kurulması gerekirken, gerekçesiz olarak hüküm kurulması, 2) Suç tarihinden önce

28.06.2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 68. maddesi ile değiştirilen TCK’nın 191. maddesinin 5. fıkrasının olaya tatbik kabiliyeti bulunup bulunmadığının tesbiti açısından; sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı, bu suç tarihinden önce açılmış başka bir dava veya soruşturma olup olmadığının, varsa sanığın bu suçu diğer davaya konu olan suç nedeniyle verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında veya 6545 sayılı Kanun yürürlüğe girdikten sonra verilmiş olan bir kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı uyarınca tabi tutulduğu tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işleyip işlemediğinin ve önceki dava sonucunun araştırılması, gerektiğinde Denetimli Serbestlik Müdürlüğünden suç tarihinde sanığın infazda olan başka bir tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararının bulunup bulunmadığı sorulup belirlendikten sonra; a) Sanık bu suçu, daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında veya 6545 sayılı Kanun’la değişik TCK’nın 191/2. maddesi uyarınca verilmiş bir “kamu davasının açılmasının ertelenmesi” kararının denetim süresi içinde işlemiş ise; 6545 sayılı Kanun’un 68. maddesi ile değiştirilen TCK’nın 191. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıca madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlal nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz” hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, CMK’nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca “davanın düşmesine” ve tedavi ve/veya denetimli serbestlik kararı veren ilgili mahkemeye ya da kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı veren ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına ihbarda bulunulmasına karar verilmesi, b) Sanık bu suçu daha önce işlediği suçtan dolayı verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında veya 6545 sayılı Kanun’la değişik TCK’nın 191/2. maddesi uyarınca verilmiş bir “kamu davasının açılmasının ertelenmesi” kararının denetim süresi içinde işlemiş değilse veya daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında veya 6545 sayılı Kanun’la değişik TCK’nın 191/2. maddesi uyarınca verilmiş bir “kamu davasının açılmasının ertelenmesi” kararının denetim süresi içinde işlemiş ve önceki suçtan mahkûmiyet dışında bir hüküm verilmiş ise; bu suç nedeniyle 6545 sayılı Yasa ile değişik TCK’nın 191/2. maddesi uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile birlikte tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmış olan sanık hakkında 6545 sayılı Yasa ile değişik TCK’nın 191. maddesinin 4. fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde gösterilen dava açma şartlarının gerçekleştiğinin sabit görülmesi halinde yargılamaya devam olunarak, suç tarihi itibarıyla 6545 sayılı Yasa ile değişik TCK’nın 191. maddesi hükümleri çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ile hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiş,” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

E. Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, Tercan Asliye Ceza Mahkemesinin 10.05.2023 tarihli ve 2022/278 Esas, 2023/147 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci ve 53 üncü maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezasının, aynı Kanun’un 51 inci maddesi uyarınca ertelenmesine ve 1 yıl 8 ay denetim süresi belirlenmesine karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz sebepleri özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna, bir önceki verilmiş olan karardan farklı olarak Mahkemece, HAGB ihbarında bulunulduğuna ancak işbu hususun bozma nedeni yapılmadığına ve sanık aleyhine de temyiz bulunmadığına, dolayısıyla sanık aleyhine temyiz olmaksızın ve sanığın kazanılmış hakkı gözetilmeksizin yeni kurulan işbu hükmün usul ve yasalara aykırı olduğuna, Mahkemece bozma ilamının gereklilikleri de yerine getirilmediğine, usul ve yasalara uygun olarak dava açma şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğine yönelik herhangi bir gerekçeye değinmeksizin cezalandırma yoluna gidildiğine, sanığın uyuşturucu madde kullanmadığı hususundaki savunmasına neden itibar edilmediğine yönelik olarak bir değerlendirme yapılmadığına, yasalara aykırı olarak kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının tebliği ve 15 günlük itiraz süresinin usulüne uygun gerçekleştirilmemesine rağmen, geniş yorumla numune alınma tarihleri arasındaki süre baz alınarak ve itiraz edilmediğinden bahisle alınan numunenin usulüne uygun olarak alındığı yorumuyla verilen cezanın, usul ve yasalara aykırı olduğuna ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR (İlk Derece Mahkemesinin Kabulüne Göre)
18.09.2014 tarihinde sanık hakkında yapılan ihbar üzerine arama kararı ile sanığın ikametinde arama yapılması üzerine sanığın ikametinden esrar edilebilecek nitelikte hint keneviri elde edildiği ve sanığın ifadesinde kullanmak için uyuşturucu madde bulundurduğunu beyan ederek üzerine atılı suçu ikrar ettiği, sanık hakkında verilen kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının kesinleşmesinden sonra 5 yılllık erteleme süresi içerisinde 06.02.2015 tarihinde sanıktan alınan numuneler üzerinde yapılan inceleme sonucunda tanzim edilen adli muayene raporunda THC maddesinin tespit edildiği, sanığın savunmalarında uyuşturucu madde kullandığını inkar ettiği, ancak anılan raporda kanında THC maddesinin tespit edilmesi karşısında sanığın işbu savunmalarının suçtan kurtulmaya yönelik olduğu, her ne kadar sanık hakkında verilen kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının sanığa tebliğ edilmeden kesinleştirilmeksizin denetimli serbestlik işlemlerinin infazı amacıyla Erzincan Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderilip müdürlük tarafından 05.01.2015 tarihinde infaz işlemlerine başlanılarak sanıktan 09.01.2015 tarihinde alınan numuneler üzerinde yapılan inceleme sonucunda

tanzim edilen 23.02.2015 tarihli adli muayene raporunda kanında pozitif değere rastlanıldığından bahisle denetim ve tedavi tedbirine uymadığı belirtilerek denetimli serbestlik dosyası kapatılarak Savcılığa gönderilmiş ise de; yerleşik Yargıtay içtihatları gözetildiğinde sanığa tebliğ yapıldıktan sonra itiraz süresinin itiraz edilmeksizin geçirilmesi ile kesinleştiği tarih itibariyle denetimli serbestlik süresinin başladığının kabul edilebileceği, bu halde somut olay değerlendirildiğinde sanığın dosya arasında yer alan kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının tebliğ tarihi olan 19.01.2015 tarihinden itibaren 15 günlük itiraz süresinin dolmuş olduğu 03.02.2015 tarihine kadar itirazda bulunmayarak 04.02.2015 tarihinde denetim süresinin başladığı kabul edildiğinde ihlale esas alınan raporun tarihi 23.02.2015 olsa da, numunenin alınmış olduğu tarihin denetim süresinin usulüne uygun olarak başladığı tarihten önce 09.01.2015 tarihi olduğu bu nedenle ihlal sayılamayacağı anlaşılmış olsa dahi yapılan incelemede sanıktan denetimli serbestlik dosyası içerisinde yer alan bir diğer raporda numune alınma tarihinin 06.02.2015 olduğu ve bu haliyle alınan numunenin usulüne uygun olarak başlayan denetimli serbestlik süresi içerisinde olduğu ve numuneler üzerinde yapılan incelemede sanığın kanında uyuşturucu maddenin tespit edildiği anlaşıldığından, ihlale konu edilen tarih olarak 06.02.2015 tarihinin esas alınarak yapılan değerlendirmelerde, sanık hakkında yapılan araştırmalar sonucunda sanığın üzerine atılı işlediği iddia olunan tarih itibariyle sanık hakkında herhangi bir denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmadığı, Savcılık tarafından verilen bir kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının denetim süresi içerisinde veya mahkeme tarafından verilen tedavi ve denetim tedbiri sırasında iddia olunan eylemi gerçekleştirmediğinin anlaşıldığı, gerekçesiyle sanık hakkında atılı suçtan mahkûmiyetine karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği, 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesi kapsamında ihlalin kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının kesinleştiği tarihten itibaren başlayacağı, somut olayda da erteleme kararının kesinleşmesinden sonra sanığın yeniden uyuşturucu madde kullandığının tespiti üzerine ihlalin gerçekleştiği, denetimli serbestlik tedbirine erteleme kararının kesinleşmesinden önce başlanılmasının sonuca etkili olmayacağı ve kazanılmış hakkın sadece sonuç ceza yönünden etkili olacağı anlaşıldığından; sanık müdafiinin temyiz sebepleri yerinde görülmemiş ve hükümde hukuka aykırılık tespit edilmemiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Tercan Asliye Ceza Mahkemesinin 10.05.2023 tarihli ve 2022/278 Esas, 2023/147 Karar sayılı kararında sanık müdafii tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden, sanık müdafiinin temyiz isteminin reddiyle, hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
28.11.2023 tarihinde karar verildi.