Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2023/12937 E. 2023/9911 K. 21.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/12937
KARAR NO : 2023/9911
KARAR TARİHİ : 21.11.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/989 E., 2016/396 K.
SUÇ : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
HÜKÜM : Beraat
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
A. Sanık hakkında, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı başlatılan soruşturmada, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 6545 sayılı Kanun ile değişik 191 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca Nevşehir Cumhuriyet Başsavcılığınca 20.04.2015 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile birlikte tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararı verilmiştir.
B. Sanığın, kendisine yüklenen tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gerektirdiği yükümlülüklere uygun davranmadığının bildirilmesi üzerine, Nevşehir Cumhuriyet Başsavcılığının, 18.11.2015 tarihli iddianamesi ile sanığın 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin dördüncü fıkrası delaletiyle aynı maddenin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır.
C. Nevşehir 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 12.04.2016 tarihli ve 2015/989 Esas, 2016/396 Karar sayılı kararı ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan sanığın üzerine atılı suçun yasal unsurları oluşmadığından 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi gereğince beraatine karar verilmiştir.
D. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesi uyarınca sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması ve eksik araştırma ile hüküm kurulması nedenleriyle hükmün bozulması yönünde karar verilmesi görüşünü içeren Tebliğname ile dava dosyası Daireye tevdi edilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Cumhuriyet savcısı temyiz talebinde özetle; her ne kadar sanık hakkında uyuşturucu kullanmak suçundan seminerlere katılmamaktan ısrarlı davranması nedeniyle kamu davası açılmış ve mahkemece mazeretinin haklı ve geçerli olduğundan bahisle sanığın beraatine karar verilmiş ise de; sanık savunmasında denetim süresi içerisinde annesinin kalça çıkıklığından kaynaklanan ameliyatı nedeniyle belirtilen seminere gidemediğini, annesinin ameliyatına ilişkin evrakları daha sonra dosyaya sunacağını beyan ettiği, 12.04.2016 tarihli duruşmada sanığın savunmasında; annesine ait ameliyat evraklarını alamadığını beyan etmesi ve mazeretine ilişkin başkaca bir belge ibraz etmemesi karşısında mahkemece sanığın annesinin ameliyat olması geçerli bir mazeret kabul edilmiş olması halinde dahi annesinin ameliyatının hangi tarihte olduğunun mahkemece tespit edilmediği, ihlalin sanık tarafından ikinci kez

gerçekleştirildiği, ameliyat tarihinin tespit edilmemesi nedeniyle ameliyat sürecinin iki ihlali de kapsayıp kapsamadığının dosyadan anlaşılamadığı, mevcut delil durumu itibari ile bu aşamada sanık hakkında beraat kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasını talep etmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
Her ne kadar sanık hakkında uyuşturucu madde kullanmak suçundan kamu davası açılmış ise de sanığın seminerlere katılmamakta ısrarlı davranmadığı, mazeretinin haklı ve geçerli olduğu bu nedenle sanığın 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi gereğince beraatine denetimli serbestliğinin kaldığı yerden devamına karar vermek gerektiği, gerekçesiyle sanık hakkında atılı suçtan beraatine karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
Kabul edilebilir bir temyiz başvurusu üzerine yapılan inceleme neticesinde;
Suç tarihi itibarıyla sanık hakkında 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinin uygulanma koşulu bulunmadığı belirlenmekle, Tebliğnamedeki bu yöndeki görüşe iştirak olunmamıştır.
1. Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin “21.10.2014” yerine “2014” olarak eksik yazılması,
2. İncelemeye konu 21.10.2014 tarihli eylem nedeniyle, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık hakkında yapılan soruşturma sonunda, 6545 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, Nevşehir Cumhuriyet Başsavcılığının 20.04.2015 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi ve tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair kararını müteakip, sanığın kendisine yüklenen yükümlülükleri ihlal ettiği gerekçesiyle 18.11.2015 tarihli iddianame ile kamu davası açılması üzerine; Mahkemece “sanığın seminerlere katılmamakta ısrarlı davranmadığı, mazeretinin haklı ve geçerli olduğu” gerekçesi ile 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi gereğince beraatine karar verildiği,
20.04.2015 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile birlikte verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararının sanığa 04.05.2015 tarihinde tebliğ edildiği, erteleme kararının kesinleşmesinin ardından kararın infazı için dosyanın 20.05.2015 tarihinde Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği, Denetimli serbestlik tedbiri kararının infazına başlanması için Denetimli Serbestlik Müdürlüğü tarafından çıkarılan çağrı yazısını alan sanığın denetime başladığı, 24.06.2015 tarihinde

tedavi programına katılmayarak uymadığının bildirilmesi nedeniyle uyarılmasının ardından başvurduğu ve tedavisinin tamamlandığı ancak 17.09.2015 tarihli bireysel görüşmesine katılmadığından bahisle ikinci bir uyarı yapılmaksızın dosyasının kapatıldığı anlaşılmakla, olayda kovuşturma şartı olan ısrar şartının gerçekleşmediği,
5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin birinci fıkrasında; “Duruşmanın sona erdiği açıklandıktan sonra hüküm verilir. Beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, mahkûmiyet, güvenlik tedbirine hükmedilmesi, davanın reddi ve düşmesi kararı, hükümdür.” ve aynı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrasında “Türk Ceza Kanunu’nda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı ya da soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir. Ancak, soruşturmanın veya kovuşturmanın yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da şartın henüz gerçekleşmediği anlaşılırsa; gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararı verilir. Bu karara itiraz edilebilir.” şeklinde düzenlemenin yer aldığı, hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilmiş olan sanığın kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmamakta ısrar etmesi şartının gerçekleşmediği gerekçesi ile beraat kararı verilemeyeceği, kovuşturma şartı olan ısrar koşulunun sağlanmadığı dikkate alınarak kovuşturma şartının gerçekleşmesini beklemek üzere 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrasının ikinci cümlesi uyarınca kamu davasının durmasına karar verilebileceği ancak, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) ve adli sicilde yapılan incelemede sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan başka kayıtların da olduğu anlaşılmakla;
Sanığa isnat edilen eylemin sübut bulduğu kanaatine varılması halinde, sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı bu suç tarihinden önce açılmış başka dava olup olmadığı, varsa sanığın bu suçu diğer davaya konu olan suç nedeniyle verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işleyip işlemediğinin ve önceki dava sonucunun araştırılması, gerektiğinde Denetimli Serbestlik Müdürlüğünden suç tarihinde sanığın infazda olan başka bir tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararlarının bulunup bulunmadığı sorulup belirlendikten sonra;
5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin dördüncü fıkrasının (b) ve (c) bendlerinde yer verilen koşulların oluşup oluşmadığının değerlendirilmesi, dolayısıyla 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin beşinci fıkrasında yer alan “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlal nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu

yapılmaz.” hükmü kapsamında ihlal nedeni sayılacak eylem bulunup bulunmadığı hususunun tespiti için, sanık hakkında incelemeye konu 21.10.2014 tarihli suç tarihinden sonra, ancak kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının kesinleştiği 20.05.2015 tarihinden itibaren erteleme süresi olan 5 yıl içinde işlenen kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan verilen herhangi bir kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ya da 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin altıncı fıkrası gereği doğrudan açılan kamu davaların bulunup bulunmadığının araştırılarak,
aa) Var ise; Cumhuriyet Başsavcılığı ve/veya mahkemelerden ilgili dosyaların getirtilip dosya arasına alınıp, derdest ise temyize konu dava dosyası ile birleştirilmesi; hüküm verilmiş ve kesinleşmiş ise, gerektiğinde olağanüstü kanun yollarına başvurulabileceği, sonucuna göre, tüm deliller birlikte gözetilmek suretiyle ihlal niteliğinde eylem olup olmadığı ya da eylemlerin tek suç, ayrı suç veya zincirleme suç oluşturup oluşturmadığı tartışılıp değerlendirildikten sonra sanığın hukukî durumunun belirlenmesi,
bb) Yok ise; kovuşturma şartı olan ısrar koşulunun sağlanmadığı dikkate alınarak, kovuşturma şartının gerçekleşmesini beklemek üzere 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrasının ikinci cümlesi uyarınca kamu davasının durmasına ve erteleme kararı ile birlikte verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına devam edilmesi için dosyanın Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verilmesi gerekmekte ise de; dosya inceleme tarihi itibarıyla kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının kesinleştiği 05.01.2015 tarihinden itibaren 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin ikinci fıkrasında öngörülen 5 yıllık erteleme süresinin dolduğu ve 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrasının birinci cümlesinde yer verilen “Türk Ceza Kanununda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı ya da soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir.” hükmü uyarınca erteleme süresinin dolması nedeniyle kovuşturma şartının gerçekleşmediği dikkate alınarak düşme kararı verilmesinde zorunluluk bulunması,
Nedenleriyle hukuka aykırılık görülmüştür.
V. KARAR
Başkaca yönleri incelenmeyen Nevşehir 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 12.04.2016 tarihli ve 2015/989 Esas, 2016/396 Karar sayılı kararının gerekçe bölümünde açıklanan nedenle, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye kısmen uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
21.11.2023 tarihinde karar verildi.