Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2023/12236 E. 2023/10336 K. 30.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/12236
KARAR NO : 2023/10336
KARAR TARİHİ : 30.11.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2022/1074 E., 2022/1379 K.
SUÇ : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Düzeltilerek onama

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
A. Şanlıurfa (Kapatılan) 4. Sulh Ceza Mahkemesinin, 10.01.2013 tarihli ve 2012/298 Esas, 2013/30 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine karar verilmiş, karar 21.01.2013 tarihinde kesinleşmiştir.
B. Sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri yükümlülüklerine uymaması nedeniyle Şanlıurfa (Kapatılan) 4. Sulh Ceza Mahkemesinin 05.06.2014 tarihli ve 2013/687 Esas, 2014/761 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca 6.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
C. Kararın sanık tarafından temyizi ile Yargıtay (Kapatılan) 20. Ceza Dairesinin 07.03.2017 tarih, 2015/7771 Esas, 2017/1538 Karar sayılı kararı ile “Sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurma suçundan dolayı başka dava olup olmadığı, varsa sanığın bu suçu diğer davaya konu olan suç nedeniyle verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işleyip işlemediği belirlendikten sonra;
a) Sanık hakkında aynı suçtan açılmış başka dava yoksa veya sanık bu suçu daha önce işlediği suçtan dolayı verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş değilse, bu suç nedeniyle tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmamış olan sanık hakkında, hükümden sonra 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 68. maddesi ile değiştirilen TCK’nın 191. maddesi ve aynı Kanun’un 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrası uyarınca, 191. madde hükümleri çerçevesinde “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına”,

b) Sanık bu suçu, daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş ise, 6545 sayılı Kanun’un 68. maddesi ile değiştirilen TCK’nın 191. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlâl nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz” hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, CMK’nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca “davanın düşmesine”,

Karar verilmesinde zorunluluk bulunması,” nedeniyle bozulmuştur.

D. Bozma kararı sonrası yapılan yargılamada Şanlıurfa 9. Asliye Ceza Mahkemesinin, 07.04.2017 tarih, 2017/466 Esas, 2017/501 Karar sayılı kararı ile sanığın 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesi uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 6545 sayılı Kanun’un 85 inci maddesi ile eklenen 5320 sayılı Kanun’un geçici 7 nci maddesinin ikinci fıkrası, 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin beşinci ve altıncı fıkraları uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve sanığın beş yıl süre ile denetim süresine tabi tutulmasına karar verilmiş, karar 04.05.2017 tarihinde kesinleşmiştir.
E. Sanığın denetim süresi içinde 25.06.2019 tarihinde işlediği suçtan Şanlıurfa 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 25.11.2020 tarihli ve 2020/326 Esas, 2020/371 Karar sayılı kararı ile değişen suç vasfına göre, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan kurulan mahkûmiyet kararının kesinleştiğinin ihbar olunması üzerine dosya yeniden ele alınarak yapılan yargılama sonucunda Şanlıurfa 9. Asliye Ceza Mahkemesinin, 28.11.2022 tarih, 2022/1074 Esas, 2022/1379 Karar sayılı kararı ile hükmün aynen açıklanarak sanığın kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci ve 53 üncü maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
II. GEREKÇE
Kabul edilebilir bir temyiz başvurusu üzerine yapılan inceleme neticesinde;
1. Yargıtay’ın denetim işlevini yerine getirebilmesi için temyiz incelemesine konu hükmün gerekçe bölümünde, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 141 inci maddesinin üçüncü fıkrası, 5271 sayılı Kanun’un 34 üncü ve 230 uncu maddeleri uyarınca mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olması, hükmün gerekçesinde iddia ve savunmada ileri sürülen görüşlerin belirtilmesi, mevcut kanıtların tartışılarak değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin belirtilmesi ile mahkemece ulaşılan kanaatin, sanığın suç oluşturduğu sabit görülen fiilinin belirtilmesi ve bunun nitelendirmesinin belirtilmesi, delillerle sonuç arasında bağ kurulması ve bu şekilde cezanın şahsileştirilmesi gerekirken, açıklanan ilkelere uyulmadan yalnızca sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uymaması üzerine verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına dair hususlar anlatılmak suretiyle hüküm kurulması, 1412 sayılı Kanun’un 308 inci maddesinin yedinci fıkrası kapsamında kanuna muhalefet hâli olarak saptanmıştır.
2. 28.11.2022 tarihli karar celsesinde sanığın SEGBİS ile hazır edilmesine rağmen söz hakkı verilmeyerek savunma hakkının kısıtlanmasının,

3. Sanık hakkında Şanlıurfa (Kapatılan) 4. Sulh Ceza Mahkemesinin 05.06.2014 tarihli ve 2013/687 Esas, 2014/761 Karar sayılı kararda hükmolunan hapis cezasının 5237 sayılı Kanun’un 50 nci ve 52 nci maddeleri uyarınca adli para cezasına çevrilmiş olduğu ve aleyhe temyiz bulunmadığı halde incelemeye konu kararda hapis cezasına hükmedilmesinin,
Hukuka aykırı olduğu değerledirilmiştir.
III. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Şanlıurfa 9. Asliye Ceza Mahkemesinin 28.11.2022 tarihli ve 2022/1074 Esas, 2022/1379 Karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, diğer yönleri incelenmeksizin, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
30.11.2023 tarihinde karar verildi.