Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2023/12081 E. 2023/10636 K. 06.12.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/12081
KARAR NO : 2023/10636
KARAR TARİHİ : 06.12.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2022/313 E., 2023/162 K.
SUÇ : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin, hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
A. Mersin 1. Sulh Ceza Mahkemesinin, 12.02.2014 tarihli ve 2013/676 Esas, 2014/82 Karar sayılı kararı ile sanığın kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 191 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verilmiştir. Tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararı itiraz edilmeden 04.03.2014 tarihinde kesinleşmiştir.
B. Mersin 1. Sulh Ceza Mahkemesinin, 30.06.2014 tarihli ve 2014/414 Esas, 2014/496 Karar sayılı kararı ile sanığın kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191 inci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesi, 50 nci maddesi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci fıkraları ile üçüncü fıkrasının ilk cümlesi uyarınca 6.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna karar verilmiştir.
C. Mersin 1. Sulh Ceza Mahkemesi kararının, sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 17.12.2018 tarihli ve 2014/14898 Esas, 2018/9370 Karar sayılı kararı ile;
” 1- Hükümden önce 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunla 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrasında “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Türk Ceza Kanununun 191 inci maddesinde tanımlanan suç nedeniyle yürütülen kovuşturmalarda, hakkında daha önce denetimli serbestlik veya tedavi tedbiri uygulanmayan kişilerle ilgili olarak 191 inci madde hükümleri çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilir.” hükmü öngörülmüş, yine aynı Kanunla değişik TCK’nın 191. maddesinin 8. fıkrasında, 188 veya 190. maddelerde tanımlanan suçlardan dolayı yapılan kovuşturma evresinde, suçun 191. madde kapsamına girdiğinin anlaşılması halinde, sanık hakkında “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına” karar verilmesi hükme bağlanmış, 191. maddenin 9. fıkrasında ise “Bu maddede aksine düzenleme bulunmayan hâllerde, Ceza Muhakemesi Kanununun kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin 171 inci maddesi veya hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 231 inci maddesi hükümleri uygulanır.” denmiştir.
Dolayısı ile 5320 sayılı Kanun’un geçici 7. maddesinin 2. fıkrasına göre, 28.06.2014 itibarıyla TCK’nın 191. maddesinde tanımlanan “kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak” suçu nedeniyle yürütülmekte olan kovuşturma aşamasında, hakkında daha önce tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmamış olan sanık hakkında, suçu sabit görüldüğü takdirde, CMK’nın 231. maddesindeki şartlar aranmaksızın, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi zorunlu olup, sanığın önceki
hükümlülükleri bu geçici maddenin uygulanmasına engel teşkil etmeyeceğinden, bu suç nedeniyle doğrudan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmamış olan sanık hakkında, 6545 sayılı Kanun’un 68. maddesi ile değişik TCK’nın 191. maddesi ve aynı Kanun’un 85. maddesi ile eklenen 5320 sayılı Kanun’un geçici 7. maddesinin 2. fıkrası uyarınca, 191. madde hükümleri çerçevesinde “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına”, karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
2- Kabule göre; suç ve hüküm tarihinde yürürlükte olan 5560 sayılı Yasa ile değişik TCK’nın 191. maddesinin 5. fıkrasında, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uymayan sanık hakkında davaya devam edilerek hüküm verileceği öngörüldüğünden;
Duruşma günü için sanığa gönderilen davetiyenin “tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uymadığının iddia edilmesi nedeniyle, duruşmaya gelip bu konuda beyanda bulunması veya diyeceklerini duruşma gününe kadar yazılı olarak bildirmesi gerektiği, mazeretsiz olarak duruşmaya gelmediği ve diyeceklerini yazılı olarak bildirmediği takdirde tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uymadığı kabul edilerek hakkında cezaya hükmolunabileceği” uyarısı ile birlikte duruşma tarihi ve saati yazılarak sanığa tebliğ edilmesi gerektiği gözetilmeden, belirtilen nitelikte uyarıyı içeren davetiye tebliğ edilmeden ya da sanık dinlenmeden mahkûmiyet hükmü kurulması,” nedenleriyle bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mersin 14. Asliye Ceza Mahkemesinin, 17.02.2020 tarihli ve 2019/18 Esas, 2020/172 Karar sayılı kararı ile sanığın kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesi, 50 nci maddesi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci fıkraları ile üçüncü fıkrasının ilk cümlesi uyarınca 6.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
E. Mersin 1. Sulh Ceza Mahkemesi kararının, sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 17.12.2020 tarihli ve 2020/4330 Esas, 2020/9322 Karar sayılı kararı ile;
“Suç tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan TCK’nın 191. maddesinde sanığa isnat edilen suç için temel ceza miktarının “bir yıldan iki yıla kadar hapis cezası” olarak belirlendiği; hükümden sonra yürürlüğe giren 5271 sayılı CMK’nın 17/10/2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanunun 24. maddesi ile başlığı ile birlikte yeniden düzenlenmiş olan “Basit Yargılama Usulü” başlıklı 251. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “Asliye Ceza Mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir.” şeklindeki düzenlemeye, 7188 sayılı Kanunun geçici 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan “01/01/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş
dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz.” şeklindeki düzenleme ile sınırlama getirilmiş ise de; Anayasa Mahkemesinin 19/08/2020 tarihli 31218 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 25/06/2020 tarihli ve 2020/16 esas, 2020/33 sayılı iptal kararı ile, “…kovuşturma evresine geçilmiş…” ibaresinin, aynı bentte yer alan “… basit yargılama usulü…” yönünden Anayasaya aykırı bulunarak iptaline karar verilmesi sebebiyle kovuşturma evresine geçilmiş olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanunun 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan düzenlemenin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümesi mümkün olmayıp, Ceza Muhakemesi Kanununda yapılan değişikliklerin ise derhal uygulanması gerekmekle birlikte, basit yargılama usulü uygulanan olaylarda CMK’nın 251. maddesinin 3. fıkrasına göre; ” mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir.” şeklindeki düzenleme karşısında, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararının neticeleri itibarıyla maddi ceza hukukuna ilişkin olduğunun ve CMK’nın 251. maddesinin 3. fıkrasında yer alan düzenlemenin sanık lehine sonuç doğurabilecek nitelikte olduğunun anlaşılması karşısında, TCK’nın 7. maddesi ile CMK’nın 251. maddesi hükümleri gözetilmek suretiyle sanık lehine olan uygulamanın belirlenerek yerine getirilmesi ve gereği için dosyanın, “Basit Yargılama Usulü” yönünden yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,” nedenleriyle bozulmasına karar verilmiştir.
F. Mersin 14. Asliye Ceza Mahkemesinin, 25.06.2021 tarihli ve 2021/134 Esas, 2021/342 Karar sayılı kararı ile sanığın kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesi, 50 nci maddesi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci fıkraları ile üçüncü fıkrasının ilk cümlesi uyarınca 6.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
G. Mersin 1. Sulh Ceza Mahkemesi kararının, sanık vasisi tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 28.02.2022 tarihli ve 2021/19939 Esas, 2022/2227 Karar sayılı kararı ile;
“Yargıtay’ın bozma kararı üzerine yeniden yapılan yargılamada da bozma kararına uyulması halinde, mahkemenin soruşturma aşamasında toplanmış delillerle, ilgili kurum ve kuruluşlardan resen toplanması gereken belgeleri dikkate alarak, davada basit yargılama usulünün uygulanıp uygulanmayacağı hususunda bir karar vermesi gerekmektedir.
Mahkeme tarafından sanığın sabıkalı kişiliği olması sebebiyle basit yargılama usulünün uygulanmadığı, sanığın sabıkalı olmasının basit yargılama usulünün uygulanmasına engel olmadığı anlaşıldığından, yasal olmayan gerekçe ile basit yargılama usulünün uygulanmaması,” nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.

H. Mersin 14. Asliye Ceza Mahkemesinin, 07.03.2023 tarihli ve 2022/313 Esas, 2023/162 Karar sayılı kararı ile sanığın kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesi, 50 nci maddesi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci fıkraları ile üçüncü fıkrasının ilk cümlesi uyarınca 6.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık vasisinin temyiz sebepleri özetle;
1. Suçun zamanaşımına uğradığına,
2. Beraat kararı verilmesi gerektiğine, ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
03.10.2013 günü İstiklal Caddesi üzerinde yaya olarak bulunan sanık …’ın polis memurlarınca yapılan üst aramasında esrar maddesinin ele geçirildiği, sanığın bu şekilde üzerine atılı suçu işlediği sabit olduğu gerekçesiyle sanığın mahkûmiyetine karar verildiği anlaşılmıştır.
IV. GEREKÇE
Bozmaya uyulduğu, yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği, Mahkemenin, suçun vasfına ve sübutuna ilişkin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, sanık vasisinin temyiz sebepleri yerinde görülmemiş, aşağıdaki husus dışında hükümde hukuka aykırılık tespit edilmemiştir.
5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin uygulanırken “…takdiren alt sınırdan 1 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına,” yerine; “…takdiren alt sınırdan 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına,”, ibaresinin yazılmasının hukuka aykırı olduğu değerlendirilmiş; ancak bu hususun Yargıtay tarafından düzeltilmesi mümkün görülmüştür.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Mersin 14. Asliye Ceza Mahkemesinin 07.03.2023 tarihli ve 2022/313 Esas, 2023/162 Karar sayılı kararına yönelik sanık vasisinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesi gereği hükmün;
5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin uygulanması ile ilgili bölüme “…takdiren alt sınırdan 1 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına,” yerine; “…takdiren alt sınırdan 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına,”, ibaresinin yazılması,
Suretiyle, Tebliğname’ye kısmen uygun olarak, oy birliğiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
06.12.2023 tarihinde karar verildi.