Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2022/8552 E. 2023/2379 K. 20.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/8552
KARAR NO : 2023/2379
KARAR TARİHİ : 20.03.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma

Şanlıurfa 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 18.07.2017 tarihli ve 2016/495 Esas, 2017/501 Karar sayılı kararı, hükümlü hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 191 inci maddesinin birinci fıkrası ve 62 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezasının aynı Kanun’un 51 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ertelenmesine ilişkin hükmün istinaf edilmeksizin 21.02.2020 tarihinde usûlüne uygun şekilde kesinleştiği anlaşılmıştır.

Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 309 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca, 10.03.2022 tarihli ve 2021/11654 sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 28.04.2022 tarihli ve KYB-2022/40825 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü:
I. İSTEM
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 28.04.2022 tarihli ve KYB-2022/40825 sayılı kanun yararına bozma isteminin;
“İncelemeye konu Şanlıurfa 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 18.07.2017 tarihli kararına esas 03/09/2016 tarihli suçun, daha önce Şanlıurfa 9. Asliye Ceza Mahkemesince, 6545 sayılı Kanun kapsamında zorunlu olarak verilmiş olan 15.01.2015 tarihli ve 2014/318 esas, 2015/113 sayılı hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının ihlali mahiyetinde bulunduğu ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılamayacağı cihetle, sanık hakkında düşme kararı verilerek anılan dosyaya ihbarda bulunulması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde mahkûmiyet kararı verilmesinde isabet görülmemiştir.”
Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.
II. GEREKÇE
A. Şüpheli hakkında, 03.09.2016 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonucunda, Şanlıurfa Başsavcılığının 04.11.2016 tarihli ve 2016/27630 Soruşturma, 2016/7370 Esas, 2016/5373 sayılı iddianamesi ile Şanlıurfa 5. Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, Şanlıurfa 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 18.07.2017 tarihli ve 2016/495 Esas, 2017/501 Karar sayılı kararı ile, 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin birinci fıkrası ve 62 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezasının aynı Kanun’un 51 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ertelenmesine karar verildiği, kararın istinaf edilmeksizin 21.02.2020 tarihinde kesinleştiği,
B. Şanlıurfa 9. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/318 Esas, 2015/113 Karar sayılı kararının incelenmesinde;
Şüpheli hakkında, 20.05.2014 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan Şanlıurfa

Cumhuriyet Başsavcılığının 30.05.2014 tarihli iddianamesi ile kamu davası açıldığı, Şanlıurfa 9. Asliye Ceza Mahkemesinin 15.01.2015 tarihli ve 2014/318 Esas, 2015/113 Karar sayılı kararı ile, 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin birinci fıkrası ve 62 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 6545 sayılı Kanun’un 85 inci maddesi ile 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 7 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın 17.02.2015 tarihinde itiraz edilmeksizin kesinleştiği, Şanlıurfa 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 12.06.2017 tarihli ve 2016/627 Esas, 2017/417 Karar sayılı kararı ile ihbarda bulunulması üzerine Şanlıurfa 9. Asliye Ceza Mahkemesinin 07.09.2017 tarihli kararıyla hükmün açıklandığı, kararın 08.11.2017 tarihinde kesinleştiği,
C. Şanlıurfa 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/627 Esas ve 2017/417 Karar sayılı kararının incelenmesinde;
Şüpheli hakkında, 25.06.2015 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonucunda Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığınca 15.03.2016 tarihinde kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, kararın 20.04.2016 tarihinde şüpheliye tebliğ edildiği, yükümlülüklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi nedeniyle 05.10.2016 tarihli iddianame ile kamu davası açıldığı, Şanlıurfa 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 12.06.2017 tarihli ve 2016/627 Esas, 2017/417 Karar sayılı kararı ile, 25.06.2015 tarihli suçun Şanlıurfa 9. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/318 Esas, 2015/113 Karar sayılı kararı ile verilen ve 17.02.2015 tarihinde kesinleşen zorunlu hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının ihlali niteliğinde olduğu gerekçesiyle “davanın düşmesine” ve “Şanlıurfa 9. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/318 Esas, 2015/113 Karar sayılı dosyasına ihbarda bulunulmasına” karar verildiği,
D. Şanlıurfa 9. Asliye Ceza Mahkemesinin 14.03.2017 tarihli ve 2016/1270 Esas, 2017/433 Karar sayılı kararının incelenmesinde;
Şüpheli hakkında, 17.09.2016 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonucunda, Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığının 21.12.2016 tarihli iddianamesi ile kamu davası açıldığı, Şanlıurfa 9. Asliye Ceza Mahkemesinin 14.03.2017 tarihli ve 2016/1270 Esas, 2017/433 Karar sayılı kararı ile, 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, sanığın kararı istinaf ettiği, Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 12. Ceza Dairesinin 28.02.2019 tarihli ve 2018/73 Esas, 2019/340 Karar sayılı kararı ile, daha önceden 15.03.2016 tarihinde kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verildiği, ihlal nedeniyle 05.10.2016 tarihli iddianame ile Şanlıurfa 7. Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, yargılama sonucunda düşme kararı verildiği ve 08.09.2017 tarihinde kesinleştiği, inceleme konusu 17.09.2016 tarihli suçun erteleme kararının ihlali olduğu gerekçesiyle davanın düşürülmesine karar verildiği,
Anlaşılmıştır.
E. Tüm dosya kapsamına göre, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararına konu 25.06.2015 tarihli eylemin, Şanlıurfa 9. Asliye Ceza Mahkemesince verilen zorunlu hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının ihlali niteliğinde olduğu, nitekim Şanlıurfa 7. Asliye Ceza Mahkemesince de düşme kararı verilerek ihbarda bulunulduğu, bu nedenle artık 03.09.2016 ve 17.09.2016 tarihli eylemlerin, zorunlu hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının ihlali niteliğinde sayılamayacağı, esasen Şanlıurfa 7. Asliye Ceza Mahkemesince düşme kararı verilmesi nedeniyle kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının hukuki geçerliliğinin kalmadığı, ortada bir erteleme kararının varlığından sözedilemeyeceği, bu durumda 03.09.2016 ve 17.09.2016 tarihli eylemler yönünden yeni bir kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilmesi gerekeceği, bu nedenle Şanlıurfa 7. Asliye Ceza Mahkemesi ve Şanlıurfa 9. Asliye Ceza Mahkemesi davalarının birleştirlerek kovuşturma şartının gerçekleşmesini beklemek üzere durma kararı verilmesi ve tek bir erteleme kararı verilmek üzere Cumhuriyet savcılığına ihbarda bulunulması gerektiği, ancak; Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 12. Ceza Dairesinin 28.02.2019 tarihli ve 2018/73 Esas, 2019/340 Karar sayılı kararı ile, Şanlıurfa 9. Asliye Ceza Mahkemesinin kararının düzeltilerek davanın düşmesine kesin olarak karar verildiği, mahkemesince durma kararı verilmesi gerektiği cihetle, anılan karar aleyhine kanun yararına bozma yoluna gidilmesine kanunî imkân bulunmamakla birlikte, düşme kararına karşı, 5271 sayılı Kanun’un 308 inci maddesinin (a) bendi kapsamında itiraz kanun yoluna başvurulabileceği değerlendirilmiştir. Açıklanan nedenle, yukarıda belirlenen kanuna aykırılığın giderilebilmesi ancak Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 12. Ceza Dairesinin kesin kararına karşı 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanun’nun 308 inci maddesinin (a) bendinde düzenlenen itiraz yoluyla mümkündür.
Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz yetkisi  5271 sayılı Kanun’nun 308 inci maddesinin (a) bendinde düzenlenmiş olup;
“Bölge Adliye Mahkemesi ceza dairelerinin kesin nitelikteki kararlarına karşı Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığı, re’sen veya istem üzerine, kararın kendisine verildiği tarihten itibaren otuz gün içinde kararı veren daireye itiraz edebilir. Sanığın lehine itirazda süre aranmaz. (Değişik cümleler: 17.10.2019-7188/30 md.) Daire, mümkün olan en kısa sürede itirazı inceler ve yerinde görürse

kararını düzeltir; görmezse dosyayı itirazı incelemek üzere ceza daireleri başkanlar kuruluna gönderir. Kurula gönderilen itiraz hakkında, kararına itiraz edilen dairenin başkanı veya görevlendireceği üye tarafından kurula sunulmak üzere bir rapor hazırlanır. (Ek cümleler: 17.10.2019-7188/30 md.) Kurulun itirazın kabulüne ilişkin kararları, gereği için dairesine gönderilir. Kurulun verdiği kararlar kesindir. Dörtten fazla ceza dairesi olan Bölge Adliye Mahkemelerinde Hâkimler ve Savcılar Kurulu tarafından daire başkanları arasından belirlenen ve dört üyeden oluşan başkanlar kurulu bu incelemeyi yapar.” şeklindeki düzenleme gereğince,

Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 12. Ceza Dairesinin 28.02.2019 tarihli ve 2018/73 Esas, 2019/340 Karar sayılı kararına karşı sanık aleyhine itiraz yoluna gidilerek verilecek kararın beklenmesi ve sonucuna göre Şanlıurfa 7. Asliye Ceza Mahkemesi ve Şanlıurfa 9. Asliye Ceza Mahkemesinin davalarının birleştirilmesi, 03.09.2016 ve 17.09.2016 tarihli eylemler yönünden tek bir erteleme kararı verilmek üzere “durma” kararı verilerek Cumhuriyet Başsavcılığına ihbarda bulunulması gerektiği anlaşıldığından; kanun yararına bozma istemi değişik gerekçe ile yerinde görülmüştür.

III. KARAR

1. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin KABULÜNE,

2. Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 12. Ceza Dairesinin 28.02.2019 tarihli ve 2018/73 Esas, 2019/340 Karar sayılı kararına karşı 5271 sayılı Kanun’un 308 inci maddesinin (a) bendinin gereğince sanık aleyhine itiraz yoluna gidilmesi için Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığına ihbarda bulunulmasına,
3. Şanlıurfa 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 18.07.2017 tarihli ve 2016/495 Esas, 2017/501 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin üçüncü fıkrası gereği, oy birliğiyle KANUN YARARINA BOZULMASINA,
5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin dördüncü fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
20.03.2023 tarihinde karar verildi.