YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/8550
KARAR NO : 2023/2377
KARAR TARİHİ : 20.03.2023
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
Ankara 4.Asliye Ceza Mahkemesinin 18.02.2021tarihli ve 2020/1500 Esas, 2021/401 Karar sayılı, hükümlü hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Knaun) 191 inci maddesinin birinci fıkrası ve 62 nci maddesi uyarınca verilen ve aynı Kanun’un 51 inci maddesi uyarınca ertelenen 1 yıl 8 ay hapis cezasının aynen infazına ilişkin hükmün, itiraz edilmeksizin 08.04.2021 tarihinde usûlüne uygun şekilde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 309 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca, 10.03.2022 tarihli ve 2021/26838 sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 28.04.2022 tarihli ve KYB-2022/40806 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü:
I. İSTEM
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 28.04.2022 tarihli ve KYB-2022/40806 sayılı kanun yararına bozma isteminin;
” 15/04/2020 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Ceza Ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 9 uncu maddesi ile değişik 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 50 nci maddesinin yedinci fıkrasında ”Hükümlünün denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere, infaz hâkiminin uyarısına rağmen, uymamakta ısrar etmesi halinde; ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine infaz hâkimliğince karar verilir.” şeklinde yer alan yeni düzenlemeye nazaran,
Somut olayda, sanığın denetim süresi içerisinde işlediği kasıtlı suçtan mahkum olduğunun ihbar edilmesi üzerine, ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infazı hususunda inceleme tarihi itibariyle İnfaz Hâkimliğince bir karar verilmesi gerektiği cihetle, görevsizlik kararı verilerek dosyanın İnfaz Hâkimliğine gönderilmesi gerektiği gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.”
Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.
II. GEREKÇE
A. Şüpheli hakkında, 25.06.2014 tarihinde işlediği kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonucunda, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 06.01.2015 tarihli ve 2014/160468 soruşturma, 2015/59 sayılı kararı ile, 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca beş yıl süre ile kamu davasının açılmasının ertelenmesine, aynı maddenin üçüncü fıkrası uyarınca bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, denetimli serbestlik süresi içerisinde tedaviye tabi tutulmasına, erteleme süresi içerisinde kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi ya da tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde
kullanması durumunda hakkında kamu davası açılacağının ihtarına karar verildiği, kararın şüpheliye 14.02.2015 tarihinde usulûne uygun şekilde tebliğ edilerek tedbirin infazı için 21/05/2015 tarihinde Ankara Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği,
B. Ankara Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün 28.05.2015 tarihli ve 2015/8423 DS sayılı çağrı yazısının tebliği üzerine şüphelinin müdürlüğe başvurduğu, 29.06.2015 tarihinde Uyulması Gereken Kurallar Formu imzalatılarak aynı tarihte hastaneye sevkedildiği, Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesinin 20/08/2015 tarihli raporunda tedavi programına uyduğunun, tedavinin sona erdiğinin bildirilmesi üzerine Rehberlik ve İyileştirme Program Takvimi düzenlendiği, 16.02.2016 tarihli grup çalışmasına katılmaması nedeniyle uyarılmasına karar verildiği, uyarı yazısının tebliğ edilmesinden sonra, 29.03.2016 tarihli 6. oturuma, 12.04.2016 tarihli 7. oturuma, 26.04.2016 tarihli 8. oturuma ve 10.05.2016 tarihli 9. oturuma katıldığı, 24.05.2016 tarihli grup çalışmasının 10. oturumuna katılmaması nedeniyle 02.06.2016 tarihlinde dosyanın kapatılmasına karar verilerek 29.06.2016 tarihinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği,
C. Erteleme kararının kaldırılarak Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 23.08.2016 tarihli ve 2014/160468 Soruşturma, 2016/33245 Esas, 2016/28158 sayılı iddianamesi ile yükümlülüklerine uygun davranmamakta ısrar ettiği gerekçesiyle kamu davası açıldığı,
D. Ankara 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 09.05.2018 tarihli ve 2016/1557 Esas, 2018/1011 Karar sayılı kararı ile, sanığın 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin birinci fıkrası ve 62 nci maddesi uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezasının aynı Kanun’un 51 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ertelenmesine, 2 yıl 3 ay denetim süresi belirlenmesine karar verildiği, kararın 17.05.2018 tarihinde istinaf edilmeksizin kesinleştiği,
E. Sanığın denetim süresi içerisinde 12.11.2019 tarihinde işlediği kasıtlı suçtan mahkûm olduğunun ihbar edilmesi üzerine, Ankara 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 18.02.2021 tarihli ve 2020/1500 Esas, 2021/1401 Karar sayılı kararı ile, erteli hapis cezasının aynen infazına karar verildiği, kararın 08.04.2021 tarihinde itiraz edilmeksizin kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
F. 15.04.2020 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Ceza Ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 9 uncu maddesi ile değişik 5237 sayılı Kanun’un 51 inci maddesinin yedinci fıkrasında ”Hükümlünün denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere, infaz hâkiminin uyarısına
rağmen, uymamakta ısrar etmesi halinde; ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine infaz hâkimliğince karar verilir.” şeklinde yer alan yeni düzenlemeye göre,
Somut olayda, sanığın denetim süresi içerisinde işlediği kasıtlı suçtan mahkûm olduğunun ihbar edilmesi üzerine, ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infazı hususunda inceleme tarihi itibariyle İnfaz Hâkimliğince bir karar verilmesi gerektiği, mahkemesince görevsizlik kararı verilerek dosyanın İnfaz Hâkimliğine gönderilmesi gerektiği gözetilmeden karar verilmesi, Kanun’a aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerindedir.
Ancak;
5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan, “Kişinin, erteleme süresi zarfında; a) Kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi, b) Tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması, c) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması hâlinde, hakkında kamu davası açılır.” şeklindeki düzenleme dikkate alındığında Dairemizin istikrar kazanmış içtihatlarına göre;
6545 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden sonra, fakat 10.11.2021 tarihli ve 31655 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliğinin yürürlüğe girmesinden önce kapatılmış infaz dosyalarında;
Kamu davasının açılmasının ertelenmesi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararın kesinleşmesinden sonra denetimli serbestlik tedbirinin infazı için Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderilmesi gerektiği,
Şüphelinin çağrı yazısı tebliğinden sonra müdürlüğe başvurarak Rehberlik ve İyileştirme Program Takviminin düzenlenmesinden sonra, yükümlülük ihlalinde bulunması üzerine uyarılmasına karar verileceği, uyarı yazısının tebliğinden sonra şüphelinin müdürlüğe gelerek program takvimi uyarınca belirlenen yükümlülüklerini bir veya birden fazla kez yerine getirmesinden sonra yeniden yükümlülük ihlalinde bulunması halinde; ısrar uyarısını içeren bir tebligat daha yapılması gerekeceği, ikinci uyarıdan sonra müdürlüğe gelmemesi veya gelip de yeniden yükümlülük ihlalinde bulunması halinde artık ısrar şartının gerçekleşeceği ve infaz dosyasının kapatılması gerekeceği, somut olayda; Ankara Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün çağrı yazısının tebliği üzerine şüphelinin müdürlüğe başvurduğu, Uyulması Gereken Kurallar Formu imzalatılarak aynı tarihte hastaneye sevk edildiği, hastanenin raporunda tedavisine gerek olmadığı hususunun bildirildiği, 16.02.2016 tarihli grup çalışmasına katılmaması nedeniyle uyarılmasına karar verildiği, uyarı yazısının tebliğ edilmesinden sonra, 29.03.2016 tarihli
6. oturuma, 12.04.2016 tarihli 7. oturuma, 26.04.2016 tarihli 8. oturuma ve 10.05.2016 tarihli 9. oturuma katıldığı, 24.05.2016 tarihli grup çalışmasının 10. oturumuna katılmaması nedeniyle 02.06.2016 tarihinde dosyanın kapatılmasına karar verildiği, sanığın uyarılmasından sonra müdürlüğe başvurarak grup – seminer çalışmasının 4 ayrı oturumuna katıldıktan sonra yeniden yükümlülük ihlalinde bulunması karşısında; tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı aşamasında, yüklenen yükümlülüklere veya tedavinin gereklerine uygun davranmamakta “ısrar” ettiğinin kabul edilebilmesi için sanığa “yükümlülüklere ve tedavinin gereklerine uymamakta ısrar etmiş sayılacağı” uyarısı ile yeniden tebligat yapılması, bu tebligata rağmen başvuruda bulunmadığı veya yeniden yükümlülük ihlalinde bulunduğu takdirde denetimli serbestlik tedbirlerine uymamakta ısrar ettiğinin kabul edilebileceği anlaşıldığından, kovuşturma şartı olan “ısrar şartının” gerçekleşmemesi nedeniyle mahkemece “durma” kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden mahkûmiyet kararı verilmesi kanuna aykırı olduğundan;
Ankara 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 09.05.2018 tarihli ve 2016/1557 Esas, 2018/1011 Karar sayılı kararına karşı belirlenen husus yönünden kanun yararına bozma isteminde bulunulup bulunulmayacağına ilişkin Adalet Bakanlığından görüş istenilmesine karar vermek gerekmiştir.
III. KARAR
Gerekçe bölümünde tespit edilen husus yönünden Ankara 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 09.05.2018 tarihli ve 2016/1557 Esas, 2018/1011 Karar sayılı kararına karşı kanun yararına bozma isteminde bulunulup bulunulmayacağının takdiri için dava dosyasının, Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
20.03.2023 tarihinde karar verildi.