YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/8539
KARAR NO : 2023/2051
KARAR TARİHİ : 13.03.2023
MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
SUÇ : Sağlık için tehlikeli madde temin etme
Balıkesir 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 09.04.2013 tarihli ve 2013/61 Esas, 2013/387 Karar sayılı, hükümlü hakkında sağlık için tehlikeli madde temin etme suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 194 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 62 nci maddesi uyarınca 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezanın aynı Kanun’un 51 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ertelenmesine ilişkin hükmün, temyiz edilmeksizin 07.05.2013 tarihinde usûlüne uygun şekilde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 309 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca, 15.03.2022 tarihli ve 2021/27789 sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 28.04.2022 tarihli ve KYB-2022/41720 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü:
I. İSTEM
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 28.04.2022 tarihli ve KYB-2022/41720 sayılı kanun yararına bozma isteminin;
” 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231 inci maddesi uyarınca açıklanması geri bırakılan hükmün, sanığın denetim süresi içinde yeni bir suç işlemesi sebebiyle yeniden ele alınıp açıklanmasına karar verildiğinde, aynı Kanun’un 231 inci maddesinin onbirinci fıkrası hükmü uyarınca önceki hükümde değişiklik yapılmadan aynen açıklanması, ancak kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumu değerlendirerek, cezanın yarısına kadar belirlenecek bir kısmının infaz edilmemesi ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesi veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine dair cezanın bireyselleştirilmesi hükümlerinin tatbik edilebileceği, bunun dışındaki hususlarda hükmün değiştirilemeyeceği gözetilmeden, denetim süresi içerisinde suç işlediği anlaşılan sanık hakkında hükmün aynen açıklanması ile yetinilmesi gerekirken, bu hususa riayet edilmeyerek 5237 sayılı Kanun’un 51 inci maddesinin uygulanması suretiyle sanık hakkında hükmedilen hapis cezasının ertelenmesine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.”
Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.
II. GEREKÇE
A. Sanık hakkında, 01.01.2011 tarihli sağlık için tehlikeli madde temin etme suçundan Balıkesir Cumhuriyet Başsavcılığının 18.01.2011 tarihli ve 2011/671 Soruşturma, 2011/194 Esas, 2011/103 Karar sayılı iddianamesi ile açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda, Balıkesir 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 24.01.2012 tarihli ve 2011/153 Esas, 2012/19 Karar sayılı kararı ile, 5237 sayılı Kanun’un 194 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 62 nci maddesi uyarınca 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin beşinci fıkrası uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın 06.02.2012 tarihinde itiraz edilmeden kesinleştiği, sanığın denetim süresi içerisinde 07.09.2012 tarihinde işlediği 6136 sayılı Kanun’a aykırılık suçundan cezalandırıldığının ihbar edilmesi üzerine; savunma alınmadan Balıkesir 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 09.04.2013 tarihli ve
2013/61 Esas, 2013/387 Karar sayılı kararı ile; hükmün açıklanmasına, sanığın 5237 sayılı Kanun’un 194 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 62 nci maddesi uyarınca 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezanın aynı Kanun’un 51 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ertelenmesine karar verildiği,
Anlaşılmıştır.
B. 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin on birinci fıkrası uyarınca, sanık tarafından denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmesi halinde, duruşma açılmasını takiben, sanığın duruşmaya gelmediği takdirde yokluğunda duruşmaya devam edilerek hükmün açıklanacağına ilişkin ihtarı içeren meşruhatlı davetiye ile duruşmadan haberdar edilip savunmasının alınması gerektiği gözetilmeksizin , 5271 sayılı Kanun’un 176 ncı maddesinin ikinci fıkrasındaki meşruhatı içerir duruşma davetiyesi tebliğ edilerek duruşmaya gelmemesi üzerine savunması alınmadan veya meşruhatlı davetiye tebliğ edilmeden savunma hakkını kısıtlayacak şekilde hüküm kurulması, Kanun’a aykırıdır.
Kabule göre de;
5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesi uyarınca açıklanması geri bırakılan hükmün, sanığın denetim süresi içinde yeni bir suç işlemesi nedeniyle yeniden ele alınıp açıklanmasına karar verildiğinde, aynı Kanun’un 231 inci maddesinin on birinci fıkrası hükmü uyarınca önceki hükümde değişiklik yapılmadan aynen açıklanması, ancak kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumu değerlendirerek, cezanın yarısına kadar belirlenecek bir kısmının infaz edilmemesi ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesi veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine dair cezanın bireyselleştirilmesi hükümlerinin tatbik edilebileceği, bunun dışındaki hususlarda hükmün değiştirilemeyeceği gözetilmeden, denetim süresi içerisinde suç işlediği anlaşılan sanık hakkında hükmün aynen açıklanması ile yetinilmesi gerekirken, bu hususa riayet edilmeyerek 5237 sayılı Kanun’un 51 inci maddesinin uygulanması suretiyle sanık hakkında hükmedilen hapis cezasının ertelenmesine karar verilmesi de, Kanun’a aykırı olup kanun yararına bozma istemi ilave gerekçe ile yerinde görülmüştür.
III. KARAR
1. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin KABULÜNE,
2. Bursa 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 26.01.2021 tarihli ve 2020/631 Esas, 2021/144 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin üçüncü fıkrası gereği, oy birliğiyle KANUN YARARINA BOZULMASINA,
5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin dördüncü fıkrasının (c) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
13.03.2023 tarihinde karar verildi.