YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/7629
KARAR NO : 2022/8080
KARAR TARİHİ : 21.06.2022
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma
İtiraz yazısı ile dava dosyası incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) KONUYLA İLGİLİ BİLGİLER:
Sanık hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan, Kayseri 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 14/03/2018 tarih, 2017/821 esas ve 2018/156 sayılı kararı ile mahkûmiyetine karar verilmiş, sanık müdafiinin istinaf başvuruları üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesinin 15/11/2018 tarihli 2018/834 esas ve 2018/1170 sayılı kararı ile yeniden yapılan yargılama sonucunda ilk derece mahkemesinin kararı kaldırılarak sanık hakkında yeni bir mahkûmiyet hükmü kurulmuş, sanık müdafiinin temyiz talebi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının CMK’nın 298. maddesi uyarınca reddi düşünceli tebliğnamesi ile dosya Dairemize gönderilmiştir.
Dairemizce 13/02/2020 tarih, 2019/938 esas ve 2020/990 karar sayılı karar ile temyiz isteminin CMK’nın 298. maddesi uyarınca reddine karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca, Dairemizin bu kararına itiraz edilmiştir.
B) İTİRAZ NEDENLERİ:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz yazısında özetle;
“İtiraz konusunun, sanık müdafiinin yüzüne karşı tefhim olunan hükme ilişkin gerekçeli kararın kendisine tebliği üzerine vermiş olduğu gerekçeli temyiz dilekçesinin süresinde kabul edilip edilmeyeceği, buna bağlı olarak dosyanın esastan incelenip incelenmeyeceğine dair olduğu,15/11/2018 tarihli, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesi tarafından sanık ve müdafiinin yüzüne karşı verilen mahkumiyet hükmü kararına karşı sanık müdafiince 16/11/2018 tarihinde temyiz nedenlerini içermeyen süre tutum mahiyetinde temyiz dilekçesi verdiği, 12/12/2018 günü gerekçeli kararın sanık müdafisine tebliğ edildiği, sanık müdafii temyiz sebeplerini içeren dilekçeyi CMK’nın 295. maddesinde yazılı “7” günlük ek süre geçtikten sonra ancak hüküm fıkrasında belirtilmiş
olan “15” günlük süre içerisinde, 20/12/2018 günü verdiği, temyiz edilen kararda, CMK’nın 34/2, 231/2, 232/6 maddeleri uyarınca kanun yolunun ne olduğuna, bu kanun yoluna başvurma süresi, şekli ve merciine ilişkin olarak “… oybirliği ile verilen karar, iddia makamı ile sanık … ve sanık müdafi Av. … huzurunda, hükmün tefhiminden itibaren 15 günlük süre içerisinde dairemize verilecek dilekçe veya aynı süre içerisinde tutanağa geçirilmek koşulu ile zabıt kâtibine beyanda bulunmak suretiyle,Ceza İnfaz Kurumunda bulunan sanık yönünden ise bulunduğu kurum zabıt katibi veya kurum Müdürlüğü’ne dairemize gönderilmek üzere vereceği dilekçe yada tutturacağı tutanak ile Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere..” şeklinde bir açıklamanın yer aldığı, Sanık müdafiinin yüzüne karşı 15/11.2018 tarihinde tefhim olunan hükümde 5271 sayılı CMK’nın 295. maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz nedenlerini bildirir ek dilekçenin temyiz başvurusu için belirlenen sürenin bitmesinden veya tebliğden itibaren (7) gün içerisinde verilmesi gerektiğine değinilmediği gibi bu hususun meşruhatlı tebligat ile de bildirilmemiş olduğu, Temyiz istemi ve süresini düzenleyen CMK’nın 291. maddesi, hükmün tefhiminden veya yoklukta tefhim edilmişse tebliğinden itibaren 15 gün içinde hükmü veren mahkemeye bir dilekçe verilmesi veya zabıt kâtibine bir beyanda bulunulması suretiyle temyiz edilebileceğini, zabıt katibine beyanda bulunmak suretiyle temyiz hakkı kullanılmış ise bu beyanın tutanağa geçirilmesi ve hakime onaylattırılması gerektiğini, temyiz başvurusunun içeriği başlıklı CMK’nın 294. maddesi, temyiz edenin hükmün neden bozulması istediğini başvurusunda göstermesi ve bu sebebin hükmün hukuki yönüne ilişkin olması gerektiğini, temyiz gerekçesi başlıklı CMK’nın 295. maddesi, temyiz başvurusunda sebep gösterilmemiş ise temyiz edenin, temyiz süresinin bitimini yahut gerekçeli kararın tebliğini müteakiben “7” günlük içinde temyiz sebeplerinin bildirilebileceği hususlarını düzenlenmiş olduğu, Anayasanın 40, CMK’nın 231/2, 232/6 maddeleri gereğince de verilen karar ve hükümlere karşı hangi kanun yoluna gidilebileceğinin, bu kanun yoluna başvuru süresi ve şeklinin, başvurunun yapılabileceği mercilerin ilgilisine bildirilmesi gerektiğinin hüküm altına alınmış olduğu, Anayasal ve yasal nitelikteki emredici düzenlemelerden, Yargı mercilerince verilen kararın ne olduğunun, uygulanan kanun maddelerinin, ceza miktarının, kanun yollarına başvuru imkanı varsa süresi ve mercisinin tereddüde yer vermeyecek açıklıkta taraflara bildirilmesi gerektiği şeklindeki düzenleme ile kanun koyucunun Anayasa’daki emredici düzenlemeye paralel şekilde ilgililerin “kanun yolu” başvurularında hak kayıpları ile sonuçlanabilecek yanılgıyı önlemek için ayrıntılı düzenleme yapılmış olduğu, Sanık müdafii, kendisine tebliğ edilen gerekçeli kararın hüküm fıkrasında yazılı “15” günlük süre içerisinde vermiş olduğu gerekçeli temyiz dilekçesinin süresinde kabulüyle, esastan temyiz incelemesi yapılarak bir karar verilmesi yerine “…CMK’nın 295/1. maddesinde öngörülen yasal süresi içerisinde gerekçeli temyiz dilekçesi vermediği anlaşılmakla, temyiz isteminin 5271 sayılı CMK’nın 298. maddesi uyarınca REDDİNE,” şeklinde karar verilmiş olunması hukuka aykırılık oluşturduğu, dosyanın esastan yapılan incelemesinde ise , hukuka aykırılık bulunmadığı ve verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu değerlendirilmiştir, Açıklanan nedenlerle Yüksek Daire kararına karşı sanık … lehine 5271 sayılı Kanun’un 308. maddesi uyarınca itiraz olağanüstü kanun yoluna başvurulmuştur.” denilerek itiraz edilmiştir.
C) CUMHURİYET BAŞSAVCISININ İTİRAZIYLA İLGİLİ YASA HÜKÜMLERİ:
1- 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 308. maddesi:
(1) Yargıtay ceza dairelerinden birinin kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, resen veya istem üzerine, ilâmın kendisine verildiği tarihten itibaren otuz gün içinde Ceza Genel Kurulu’na itiraz edebilir. Sanığın lehine itirazda süre aranmaz.
(2) (05.07.2012 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan 6352 sayılı Kanun’la eklenen fıkra) İtiraz üzerine dosya, kararına itiraz edilen daireye gönderilir.
(3) (05.07.2012 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan 6352 sayılı Kanun’la eklenen fıkra) Daire, mümkün olan en kısa sürede itirazı inceler ve yerinde görürse kararını düzeltir; görmezse dosyayı Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na gönderir.
2- 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un geçici 5. maddesi (05.07.2012 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan 6352 sayılı Kanun’la eklenen):
(1) Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 308 inci maddesinde yapılan değişiklikler, bu Kanunun yayımı tarihinde Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nda bulunan ve henüz karara bağlanmamış dosyalar hakkında da uygulanır.
D) İTİRAZIN VE KONUNUN İRDELENMESİ:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz yazısında ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden sanık hakkındaki itirazının kabulüne karar vermek gerekmiştir.
E) KARAR: Açıklanan nedenlerle;
1-Yerinde görülen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının kabulüne,
2- Dairemizin 13/02/2020 tarih, 2019/938 esas ve 2020/990 sayılı ret kararının KALDIRILMASINA,
3- Sanık hakkında kurulan hükmün incelenmesinde;
5271 sayılı CMK’nın 288. ve 294. maddelerinde yer alan düzenlemeler ile CMK’nın 289. maddesinde sayılan kesin hukuka aykırılık halleri de dikkate alınarak sanık müdafiinin dilekçesindeki temyiz sebeplerinin hükmün hukuki yönlerine ilişkin olduğu belirlenerek anılan sebeplere göre yapılan incelemede,
Sanık hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan ilk derece mahkemesince kurulan mahkûmiyet hükmünün kaldırılarak, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesi tarafından yeniden kurulan mahkûmiyet hükmü hukuka uygun bulunduğundan, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz isteğinin CMK’nın 302/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
28/02/2019 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7165 sayılı Kanun’un 8. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 304/1. maddesi uyarınca dosyanın Kayseri 1. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesine gönderilmesine,
21/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.