Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2022/517 E. 2022/1975 K. 23.02.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/517
KARAR NO : 2022/1975
KARAR TARİHİ : 23.02.2022

İtiraz Eden : Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma

İtiraz yazısı ile dava dosyası incelendi.
A) KONUYLA İLGİLİ BİLGİLER:
Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 02.07.2021 tarihli ve 211 sayılı işbölümüne ilişkin kararı uyarınca, itirazın Dairemizce incelenmesinde zorunluluk bulunduğu belirlenerek yapılan incelemede:
Sanık hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan yapılan yargılama sonucu, Konya 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 16/03/2016 tarih, 2015/330 esas ve 2013/27 sayılı kararı ile sanığın mahkûmiyetine dair karar verilmiştir.
Hüküm sanık müdafii tarafından temyiz edilmiştir.
Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 02/11/2016 tarih, 2016/1628 esas ve 2016/8070 sayılı ilamı ile sanık hakkında verilen hükmün, oy birliği ile onanmasına karar verilmiştir.
B) İTİRAZ NEDENLERİ:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itiraz yazısında özetle;
“Uyuşturucu madde ticareti suçundan sanık …’nin 5237 sayılı TCK’nın 188/3-4, 62, 52/2-4, 63. maddeleri uyarınca 12 yıl 6 ay hapis ve 3.000,00 Türk Lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair, Konya 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 16/03/2016 tarih ve 2015/330- 2013/27 E/K sayılı kararına ilişkin olarak;
Vareste talebi bulunmayan hükümlünün aynı yargı çevresinde Konya Açık Ceza infaz Kurumunda hükümlü/tutuklu olarak bulunduğu sırada 16/03/2016 tarihinde yokluğunda karar verilmiş, sanık müdafii tarafından temyiz edilen hüküm, Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin 02/11/2016 gün ve 2016/1628 Esas, 2016/8070 sayılı kararı ile onanmış olup; Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 15/11/2018 tarih, 2018/339 Esas ve 2018/536 Karar sayılı kararında değinildiği üzere aynı yargı çevresindeki ceza infaz kurumunda başka bir suçtan hükümlü/tutuklu olarak bulunan, asıl mahkemesince yapılan sorgusu sırasında duruşmadan bağışık tutulma isteğinde de bulunmayan sanığın Cumhuriyet savcısının esas hakkındaki görüşünü bildirdiği ve hükmün açıklandığı son oturumda hazır bulundurulmayıp yokluğunda yargılama yapılarak mâhkumiyetine karar verilmesi savunma hakkının sınırlandırılması
niteliğinde olduğundan; 5271 sayılı CMK’nın 196. maddesine aykırı olarak savunma hakkının kısıtlanması nedeniyle usul ve yasaya aykırı olan kararın bozulmasına, karar verilmesi gerekirken onanmasına dair verilen Yargıtay 9. Ceza Dairesinin, kararı aleyhine itiraz yoluna başvurmak gerektiği” belirtilerek, Yargıtay 9. Ceza Dairesinin sanık hakkındaki onama kararının kaldırılması ve yerel mahkeme hükmünün belirtilen nedenle bozulması istenmiştir.
C) YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞININ İTİRAZIYLA İLGİLİ YASA HÜKÜMLERİ:
A- 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun “Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının itiraz yetkisi” kenar başlıklı 308. maddesi:
“(1) Yargıtay ceza dairelerinden birinin kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, resen veya istem üzerine, ilâmın kendisine verildiği tarihten itibaren otuz gün içinde Ceza Genel Kuruluna itiraz edebilir. Sanığın lehine itirazda süre aranmaz.
(2) (05.07.2012 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan 6352 sayılı Kanun’la eklenen fıkra) İtiraz üzerine dosya, kararına itiraz edilen daireye gönderilir.
(3) (05.07.2012 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan 6352 sayılı Kanun’la eklenen fıkra) Daire, mümkün olan en kısa sürede itirazı inceler ve yerinde görürse kararını düzeltir; görmezse dosyayı Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderir.”
B- 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un geçici 5. maddesi (05.07.2012 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan 6352 sayılı Kanun’la eklenen) :
“(1) Ceza Muhakemesi Kanununun 308 inci maddesinde yapılan değişiklikler, bu Kanunun yayımı tarihinde Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nda bulunan ve henüz karara bağlanmamış dosyalar hakkında da uygulanır.”
D) İTİRAZIN VE KONUNUN İRDELENMESİ:
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının “hak arama hürriyeti” kenar başlıklı 36. maddesinde düzenlenen “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile … yargılama hakkına sahiptir.” hükmü ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin “… yargılanma …” kenar başlıklı 6/3. maddesinde düzenlenen “Bir suç isnat edilen herkes, en azından aşağıdaki haklara sahiptir:
(a) Kendisine yöneltilen suçlamanın mahiyeti ve nedeni hakkında, derhal, anlayabileceği dilde ve ayrıntılı olarak bilgilendirilmiş olmak;
(b) Savunmasını hazırlamak için yeterli zamana ve olanaklara sahip olmak;
(c) Bizzat ya da kendi seçtiği bir yasal yardımcı/(savunmanı) yoluyla savunmasını yapmak ya da, yasal yardım almak için yeterli ödeme gücüne sahip değil ise, bu yardımın, adaletin yararının gerektirmesi halinde, kendisine ücretsiz olarak sağlanması;
(d) Aleyhine olan tanıkları sorguya çekmek ya da çektirmek ve kendi lehine olan tanıkların, aleyhine olan tanıklarla aynı koşullar çerçevesinde, hazır bulunmalarını ve sorgulanmalarını sağlamak; …” hükmü ile savunma … ve … yargılanma … güvence altına alınmıştır.
CMK’nın “Sanığın duruşmadan bağışık tutulması” kenar başlıklı 196/1. maddesinde ise “Mahkemece sorgusu yapılmış olan sanık veya bu hususta sanık tarafından yetkili kılındığı hâllerde müdafii isterse, mahkeme sanığı duruşmada hazır bulunmaktan bağışık tutabilir.” hükmü ile asıl olanın sanığın duruşmalarda hazır edilmesi olduğu, sanığın kendisinin veya müdafiinin isteği ile duruşmadan bağışık tutulması halinin istisna olduğu düzenlenmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi makul sürede … yargılanmayı mahkemelere ödev, talep edenlere de bir hak olarak öngörmüştür.Dosya kapsamına ve UYAP’tan yapılan araştırmaya göre; sanığın sorgusunun yapıldığı 11.11.2015 tarihli (1) numaralı celsede sanık ve müdafiine CMK’nın 196. maddesinde düzenlenen duruşmadan bağışık tutulmayı isteme hakkının anlatılmadığı, sanık ve müdafiinin de sanığın duruşmadan bağışık tutulmasını talep etmedikleri ve mahkûmiyet hükmünün verildiği 16.03.2016 tarihinde sanığın aynı yargı çevresinde bulunan Konya Açık Ceza İnfaz Kurumunda başka suçtan hükümlü olduğu anlaşıldığından, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının kabulüne karar vermek gerekmiştir.
E) KARAR : Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının kabulüne,
2- Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 02/11/2016 tarih, 2016/1628 esas ve 2016/8070 karar sayılı ONAMA KARARININ KALDIRILMASINA
3- Sanık hakkında verilen 16.03.2016 tarihli mahkûmiyet hükmünün incelenmesinde :
UYAP kayıtlarına göre aynı yargı çevresinde bulunan Konya Açık Ceza İnfaz Kurumunda başka suçtan hükümlü olması nedeniyle kendiliğinden duruşmaya gelme olanağı bulunmayan ve duruşmalardan bağışık tutulma talebinde bulunmayan sanığın, hükmün esasını oluşturan kısa kararın açıklandığı son oturumda hazır bulundurulması gerektiği gözetilmeden, yargılamaya devamla CMK’nın 196. maddesine aykırı davranılarak savunma hakkının kısıtlanması,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazı bu nedenle yerinde olduğundan, diğer yönleri incelenmeyen hükmün BOZULMASINA,
23.02.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.