Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2022/269 E. 2023/3292 K. 11.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/269
KARAR NO : 2023/3292
KARAR TARİHİ : 11.04.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Çocuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/64 E., 2021/71 K.
SUÇ : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Düşme

Sanık hakkında bozma ilâmı üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının, 30.03.2010 tarihli iddianamesi ile sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 191 inci maddesinin birinci fıkrası ile 31 inci maddesinin üçüncü fıkrası, 53 üncü ve 54 üncü maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır.
2. Bakırköy 4. Çocuk Mahkemesinin, 07.09.2010 tarihli ve 2010/327 Esas, 2010/504 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5560 sayılı Kanun’la değişik 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin ikinci fıkrası gereği tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verilmiştir. Kararın 23.09.2010 tarihinde itiraz edilmeksizin kesinleşmesi üzerine, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı için dosya Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderilmiştir.

3. Sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gerektirdiği yükümlülüklere uymadığının bildirilmesi üzerine dosya yeniden ele alınarak yapılan yargılama sonucunda, Bakırköy 4. Çocuk Mahkemesinin, 04.12.2012 tarihli ve 2010/327 Esas, 2010/504 Karar sayılı ek kararı ile sanık hakkında, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan lehine olan 5237 sayılı Kanun’un 5560 sayılı Kanun’la değişik 191 inci maddesinin birinci fıkrası, aynı Kanun’un 31 inci maddesinin üçüncü fıkrası ve 62 nci maddesi uyarınca hükmedilen 6 ay 20 gün hapis cezasının, 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin beşinci fıkrası ve sekizinci fıkrası uyarınca açıklanmasının geri bırakılmasına ve sanığın üç yıl süre ile denetim süresine tabi tutulmasına karar verilmiştir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, 05.02.2013 tarihinde itiraz edilmeksizin kesinleşmiştir.

4. Sanığın denetim süresi içinde 02.11.2013 tarihinde işlediği kasten yaralama suçundan Boğazlıyan Asliye Ceza Mahkemesince verilen 19.02.2015 tarihli ve 2014/227 Esas, 2015/226 Karar sayılı mahkûmiyet kararının 27.02.2015 tarihinde kesinleştiğinin ihbar olunması üzerine dosya yeniden ele alınarak yapılan yargılama sonucunda, Bakırköy 4. Çocuk Mahkemesinin, 09.06.2015 tarihli ve 2015/240 Esas, 2015/319 Karar sayılı kararı ile 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin on birinci fıkrası uyarınca hüküm açıklanarak, sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan lehine olan 5237 sayılı Kanun’un 5560 sayılı Kanun’la değişik 191 inci maddesinin birinci fıkrası, aynı Kanun’un 31 inci maddesinin üçüncü fıkrası, 62 nci maddesi, 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası ve 52 nci maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca 4.000,00 TL adli para cezasına karar verilmiştir.

5. Yargıtay (Kapatılan) 20. Ceza Dairesinin 06.01.2020 tarihli ve 2019/4604 Esas, 2020/42 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında 6545 sayılı Kanun’un 68 inci maddesi ile değiştirilen 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin beşinci fıkrası ve aynı Kanun’un 85 inci maddesi ile eklenen 5320 sayılı Kanun’un geçici 7 nci maddesinin olaya tatbik kabiliyeti bulunup bulunmadığının tesbiti açısından araştırma yapılmaması ve lehe aleyhe değerlendirme yapılmaması gerekçesiyle 09.06.2015 tarihli hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

6. Bozmaya uyularak, Bakırköy 4. Çocuk Mahkemesinin, 16.02.2021 tarihli ve 2020/64 Esas, 2021/71 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan lehine olan 5237 sayılı Kanun’un 5560 sayılı Kanun’la değişik 191 inci maddesinin birinci fıkrası, aynı Kanun’un 31 inci maddesinin üçüncü fıkrası, 62 nci maddesi, 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası ve 52 nci maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca 4.000,00 TL adli para cezasına karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ

Sanık, kararı temyiz ettiğini belirtmiştir.
III. GEREKÇE
1. UYAP sistemi üzerinden alınan nüfus kayıt örneğine göre 27.01.1993 doğumlu olan ve suç tarihinde 15-18 yaş aralığında bulunan sanığın yargılama konusu eylemi için, 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca belirlenecek cezanın türü ve üst haddine göre aynı Kanun’un 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi ve ikinci fıkrası ile 67 nci maddesinin dördüncü fıkrası gereği, 7 yıl 12 ay olağanüstü zamanaşımı süresinin öngörüldüğü anlaşılmıştır.
2. Suç tarihinden itibaren temyiz incelemesinin yapıldığı tarihe kadar, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin kesinleştiği 23.09.2010 tarihi ile tedbirin gereklerine uymama nedeniyle mahkemeye bildirim tarihi olan 17.09.2012 tarihleri arasındaki süre ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği 05.02.2013 tarihi ile hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının ihlali niteliğindeki eylemin gerçekleştiği tarih olan 02.11.2013 tarihi arasında duran süre eklendiğinde de, 7 yıl 12 aylık olağanüstü zamanaşımı süresinin gerçekleşmiş olduğu belirlenmiştir.
IV. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Bakırköy 4. Çocuk Mahkemesinin, 16.02.2021 tarihli ve 2020/64
Esas, 2021/71 Karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz talebi yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereğince BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinin verdiği yetkiye dayanılarak sanık hakkındaki kamu davasının 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası gereği gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle DÜŞMESİNE,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
11.04.2023 tarihinde karar verildi.