YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/2268
KARAR NO : 2023/3916
KARAR TARİHİ : 03.05.2023
T U T U K L U
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2021/1684 E., 2021/2178 K.
SUÇ : Uyuşturucu madde ticareti yapma
HÜKÜMLER : 1. Sanık … hakkında istinaf başvurusunun esastan reddi
2. İlk derece mahkemesinin sanık … hakkındaki düşme kararı ile sanık … hakkındaki mahkûmiyet hükmü kaldırılarak sanıklar … ve … hakkında yeniden kurulan mahkûmiyetler
TEMYİZ EDENLER : 1. Cumhuriyet savcısı
2. Sanıklar müdafileri
3. Sanık …
İlk Derece Mahkemesince verilen hükümlere yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararların; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.
Sanık … müdafiinin temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğinin, yasal süre içinde olmaması nedeniyle reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKİ SÜREÇ
A. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının, 29.09.2020 tarihli ve 2020/23273 Esas, 2020/77234 Soruşturma sayılı iddianamesi ile sanıklar … ve …’in 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 188 inci maddesinin üçüncü fıkrası, dördüncü fıkrasının (a) bendi, beşinci fıkrası ve 58 inci maddesi uyarınca; Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının, 27.04.2020 tarihli ve 2020/11490 Esas, 2020/31318 Soruşturma sayılı iddianamesi ile sanıklar … ve …’in 5237 sayılı Kanun’un 188 inci maddesinin üçüncü fıkrası, dördüncü fıkrasının (a) bendi ve 58 inci maddesi uyarınca cezalandırılmaları istemiyle kamu davası açılmıştır.
B. Sanıklar … ve … yönünden Bakırköy 23. Ağır Ceza Mahkemesinin, 08.12.2020 tarihli ve 2020/253 Esas, 2020/154 Karar sayılı kararı ile Bakırköy 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 2020/211 Esas sayılı dosyası ile aralarında hukuki ve fiili irtibat bulunması sebebiyle her iki dosyanın birleştirilmesine, yargılamaya Bakırköy 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 2020/211 Esas sayılı dosyası üzerinden devam olunmasına karar verilmiştir.
C. Bakırköy 7. Ağır Ceza Mahkemesinin, 13.04.2021 tarihli ve 2020/211 Esas, 2021/222 Karar sayılı kararı ile sanık …’un 06.01.2020 tarihli eylemi nedeniyle değişen suç vasfına göre kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası uyarınca sanık hakkındaki davanın düşürülmesine; sanık …’in 06.01.2020 tarihli eylemi nedeniyle değişen suç vasfına göre kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci fıkraları ile üçüncü fıkrasının ilk cümlesi ve 58 inci maddesi uyarınca 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmasına; sanık
…’in 27.10.2019 tarihli eylemi nedeniyle uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 188 inci maddesinin üçüncü fıkrası, dördüncü fıkrasının (a) bendi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci fıkraları ile üçüncü fıkrasının ilk cümlesi ve 58 inci maddesi uyarınca 18 yıl hapis ve 60.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmasına; sanık … hakkında 27.10.2019 tarihli eylemi nedeniyle uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 188 inci maddesinin üçüncü fıkrası, dördüncü fıkrasının (a) bendi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci fıkraları ile üçüncü fıkrasının ilk cümlesi ve 58 inci maddesi uyarınca 18 yıl hapis ve 60.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmasına karar verilmiştir.
D. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin, 07.10.2021 tarihli ve 2021/1684 Esas, 2021/2178 Karar sayılı kararı ile sanık … hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan ve re’sen de istinafa tabi olan hükme yönelik sanık ve müdafiinin istinaf başvurularının 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
E. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin, 07.10.2021 tarihli ve 2021/1684 Esas, 2021/2178 Karar sayılı kararı ile sanık … hakkında 06.01.2020 tarihli eylemi nedeniyle değişen suç vasfına göre kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan İlk Derece Mahkemesince kurulan düşme kararına yönelik Cumhuriyet savcısının, sanık … hakkında 06.01.2020 tarihli eylemi nedeniyle değişen suç vasfına göre kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan İlk Derece Mahkemesince kurulan mahkûmiyet hükmüne ve 27.10.2019 tarihli eylemi nedeniyle uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan ve re’sen de istinafa tabi olan mahkûmiyet hükmüne yönelik Cumhuriyet savcısı ile sanık … ve müdafiinin istinaf başvurularına ilişkin olarak 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca duruşmalı yapılan inceleme neticesinde aynı Kanun’un 280 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile sanık …’un uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 188 inci maddesinin üçüncü fıkrası, dördüncü fıkrasının (a) bendi, 62 nci maddesi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci fıkraları ile üçüncü fıkrasının ilk cümlesi ve 58 inci maddesi uyarınca 12 yıl 6 ay hapis ve 25.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmasına; sanık …’in 06.01.2020 ve 27.10.2019 tarihli eylemler nedeniyle uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 188 inci maddesinin üçüncü fıkrası, dördüncü fıkrasının (a) bendi, 43 üncü maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci fıkraları ile üçüncü fıkrasının ilk cümlesi ve 58 inci maddesi uyarınca
18 yıl 9 ay hapis ve 62.500,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmasına karar verilmiştir.
F. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca özetle; sanık …’in 06.01.2020 ve 27.10.2019 tarihli eylemler nedeniyle uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan ayrı ayrı cezalandırılması gerekirken, zincirleme suç hükümleri uygulanmak suretiyle eksik ceza tayin edilmesi nedeniyle hükmün bozulması yönünde karar verilmesi görüşünü içeren Tebliğname ile dava dosyası Daireye tevdi edilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Cumhuriyet savcısının temyiz sebepleri özetle;
1. Sanık …’in 06.01.2020 ve 27.10.2019 tarihli eylemleri nedeniyle gerçek içtima hükümleri uyulanarak her iki eylemden ayrı ayrı mahkûmiyetine karar verilmesi gerektiğine,
B. Sanık … müdafiinin temyiz sebepleri özetle;
1. Kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna,
2. Lehe delillerin toplanmadığına ve savunma hakkının kısıtlandığına,
3. Hükmün gerekçesiz olduğuna,
4. Delillerin açıklanmadığına ve tartışılmadığına, bu hususun adil yargılanma hakkının ihlali niteliğinde olduğuna,
5. Sanık aleyhinde husumetli olduğu diğer sanık …’ın atfı cürüm niteliğindeki beyanı dışında her türlü şüpheden uzak, kesin ve somut delil bulunmadığına,
6. Takdiri indirim uygulanması ya da uygulanmaması hususunda takdir yetkisinin sınırsız olmadığına, gerekçe göstermenin zorunluğu olduğuna,
C. Sanık … müdafiinin temyiz sebepleri özetle;
1. Kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna,
2. 27.10.2019 tarihli olayda usulüne uygun alınan arama kararı olmaksızın suça konu uyuşturucu maddelerin hukuka aykırı şekilde ele geçirildiğine ve hükme esas alınamayacağına, 5271 sayılı
Kanun’un 138 inci maddesinde düzenlenen tesadüfi delilden bahsedilebilmesi için yaralama suçuna ilişkin usulüne uygun olarak alınan arama kararının olması gerektiğine, dosyada yaralama suçu yönünden arama kararı ve arama emri bulunmadığına,
3. Sanığın yaralama eylemi sonrası suça konu madde üzerinde hakimiyet kurma imkanı olmasına rağmen olay yerinde bırakarak ayrılmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğuna; bilirkişi raporundan sanığın araca bindiği sırada poşet taşımadığının anlaşıldığı ve sanık …’ın poşeti kendisinin torpido gözüne bıraktığına dair beyanda bulunduğu dikkate alındığında suça konu uyuşturucu maddenin sanığa ait olmadığına,
4. 06.01.2020 tarihli olay yönünden tutanak mümzilerinin dinlenmesi yönündeki talebin hukuka aykırı olarak reddine karar verildiğine ve 5271 sayılı Kanun’un 217 nci maddesine aykırı olarak duruşmada tartışılmayan delile dayanılarak mahkûmiyet hükmü kurulduğuna,
5. 06.01.2020 tarihli olay yönünden eylemin kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu oluşturacağına,
D. Sanık … ve müdafiinin temyiz sebepleri özetle;
1. Kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna,
2. Eylemin kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu oluşturacağına, İlk Derece Mahkemesince verilen düşme kararının usul ve yasaya uygun olduğuna,
İlişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
1. 27.10.2019 tarihinde, sanık …’ın sanık … tarafından silahla yaralanması nedeniyle olay mahalline gidildiğinde, kardeşine ait kimliği kullandığı tespit edilen …’ın kullanımında olan aracın yolcu kapısı açık ve anahtarı olmadığı halde görüldüğü, torpido gözünde poşet içinde 295 gram eroin ve 6-MAM ihtiva eden uyuşturucu maddenin ele geçirildiği olayda;
Sanıklar … ve …’ın uyuşturucu madde ticareti için önceden anlaşarak gece buluştukları, uyuşturucu maddelerin bulunduğu poşette …’ın parmak izinin bulunduğu ve yaralama olayından önce …’ın poşeti alarak kaçtığına dair beyanı dikkate alındığında her iki sanığın uyuşturucu madde üzerinde birlikte hakimiyet kurduklarının ve uyuşturucu maddeyi ticaret kastıyla bulundurduklarının kabul edildiği, sanık …’ın yaralama olayı nedeniyle uyuşturucu madde üzerindeki hakimiyetini devam ettiremediği, …’ın ise yaralanma sonrası uyuşturucu maddeden kurtulmak yerine uyuşturucu maddeyi aracın torpido gözüne koyarak saklamak suretiyle uyuşturucu madde üzerindeki hakimiyetini sürdürme kastıyla hareket ettiği, sanıkların savunmalarının suçtan kurtulma amacına yönelik olduğu, Adli Kolluk Cumhuriyet Savcısı Görüşme Tutanağı içeriğinden olay yeri inceleme ekiplerinin kapıları ve camları açık, terk edilmiş hâlde bulunan araba üzerinde yaralama suçunu soruşturdukları sırada aracın torpido gözünde buldukları uyuşturucu maddeyi 5271 sayılı Kanun’un “Tesadüfen elde edilen deliller” kenar başlıklı 138 inci maddesinin birinci fıkrasına uygun olarak muhafaza altına alıp Cumhuriyet Savcılığına bildirdiklerinin anlaşılması karşısında, delilin hukuka uygun kabul edildiği gerekçesiyle suça konu maddenin niteliği ve miktarı dikkate alınarak her iki sanığın mahkûmiyetlerine, sanıkların geçmişi, suç sonrası ve yargılama sürecindeki davranışları dikkate alınarak haklarında 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
2. 06.01.2020 tarihinde plakası ve markası belirlenen araçla uyuşturucu madde satışı yapıldığına dair istihbari bilgi üzerine yapılan fiziki takipte, söz konusu aracın olay yerinde beklemekte olan tanıklar … ve …’in yanına yaklaşarak durduğunun ve birşeyler uzattığının görüldüğü, bu esnada müdahale edildiği, araç sürücüsünün sanık … olduğunun ve ön yolcu koltuğunda …’ın bulunduğunun tespit edildiği, …’ın avucunda sıktığı 7 fişek halinde 9,3 gram eroin ve 6-MAM ihtiva eden uyuşturucu maddenin ele geçirildiği olayda;
Sanıklar … ve … hakkında ayrı bir ihbar tutanağının ve alışverişe ilişkin g… ve fiziki takip olmaması, alıcı olduğu değerlendirilen tanıklar … ve …’de suç unsuru bulunmaması, tanıkların uyuşturucu madde satışı yapıldığını bildikleri araçtan ve Engin isimli şahıstan uyuşturucu madde aldıklarını, sanıkları tanımadıklarını beyan etmeleri, …’in …’dan ele geçen maddelerle ilişkilendirilmesi için yeterli delil bulunmazken duruşmada kullanmak amacıyla birlikte satın aldıklarını beyan etmesi, sanık …’ın da aynı şekilde kullanmak amacıyla birlikte satın aldıklarını beyan etmesi karşısında, her iki sanık için eylemin bir bütün halinde kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu oluşturduğu gerekçesiyle sanık …’ın değişen suç vasfına göre kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan mahkûmiyetine ve sanık …’in ise değişen suç vasfına göre kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu aynı suçtan yapılan yargılama sonucu verilip 18.03.2016 tarihinde kesinleşen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı (Büyükçekmece 15. Asliye Ceza
Mahkemesi’nin 2014/980 Esas sayılı kararı) ile hükmedilen denetim süresi içinde işlediği dikkate alınarak 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin beşinci fıkrası uyarınca davanın düşmesine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Bölge Adliye Mahkemesince;
Sanık … hakkında 27.10.2019 tarihli olay yönünden; İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgular konusunda isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Sanık … hakkında 06.01.2020 tarihli olay yönünden; …’in sanık …’la birlikte hareket etmek suretiyle, uyuşturucu maddeyi kullanma dışı maksatla bulundurduğunun ve alıcı konumundaki tanıklara devretmek isterken yakalandığının kabulüyle İlk Derece Mahkemesinin suç vasfına yönelik değerlendirmesinin isabetsiz olduğunun anlaşıldığı, sanığın uyuşturucu madde ticareti yapma suçunu işlediği gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak sanığın mahkûmiyetine karar verilmiştir.
Sanık … hakkında 27.10.2019 tarihli olay yönünden; …’ın kullanımında olan aracın torpido gözünde ele geçen, kullanım sınırının üzerinde ve piyasa değeri oldukça yüksek olan uyuşturucu maddenin bulunduğu poşet üzerinde …’ın parmak izinin tespit edilmesi nedeniyle uyuşturucu madde üzerinde hakimiyet kurduğunun anlaşıldığı; sanık … hakkında 06.01.2020 tarihli olay yönünden; sanığın elinde 7 fişek uyuşturucu madde ile yakalanması, tanıklar … ve …’in beyanları dikkate alınarak sanığın uyuşturucu maddeyi kullanma dışında bir amaçla bulundurduğunun ve alıcı konumundaki tanıklara devretmeye çalışırken yakalandığının anlaşıldığı; sanığın her iki olayda aynı cins uyuşturucu maddeyi devretmeye çalışırken yakalandığı, her iki eylemin uyuşturucu madde ticareti yapma suçunu oluşturduğu ve suç işleme kastı yenilenmeden gerçekleştirildiği, bir suç işleme kararının icrası kapsamında iki farklı fiil olarak kabulüyle sanığın zincirleme suç hükümlerine göre cezalandırılması gerektiği gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi hükümleri kaldırılarak sanığın mahkûmiyetine karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
Sanıklar … ve … hakkında 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesinin uygulanması ile ilgili olarak 7242 sayılı Kanun ile yapılan değişikliklerin infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Sanık … yönünden 27.10.2019 ve 06.01.2020 tarihli olaylarda suç konusu uyuşturucu maddenin aynı nitelikte olduğu da dikkate alınarak her iki olayda benzer şekilde sanığın uyuşturucu madde satışı amacıyla diğer sanıkların sevk ve idaresinde bulunan araçları kullandığı kanaatine varılmakla, sanığın aynı suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda aynı suçu birden fazla işlemesi nedeniyle zincirleme suç hükümlerinin uygulanmasında isabetsizlik görülmediğinden Tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
İlk Derece Mahkemesinin sanık … yönünden suçun vasfına ve sübutuna, 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinin sanık … hakkında uygulanmamasına, 27.10.2019 tarihli olayda delilin hukuka uygun olarak toplandığına; Bölge Adliye Mahkemesinin tüm sanıklar yönünden suçun vasfına ve sübutuna, sanık … hakkında zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiğine ilişkin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı; 27.10.2019 tarihinde silahla yaralama olayı için olay yerine giden kolluğun terk edilmiş halde bulunan araç içerisinde yaptığı kontrol sırasında suça konu uyuşturucu maddenin ele geçmesi, 5271 sayılı Kanun’un 2 nci maddesi uyarınca silahla yaralama suçu açısından suç üstü halinin mevcut olması, kolluğun yetkisi kapsamında başkalarına zarar verilmesini önlemek amacıyla aldığı tedbir sırasında tesadüfen uyuşturucu maddenin ele geçmesi ile derhal Cumhuriyet savcısına bilgi verildiği ve aynı gün elkoyma kararı alındığının anlaşılması karşısında; suça konu uyuşturucu maddelerin ele geçmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı; 06.01.2020 tarihli olayda tanıklar … ve …’in sanıklar … ve …’ı tanımadıklarını, ancak …’in sevk ve idaresinde bulunan araçla uyuşturucu madde satışı yapıldığına dair bilgilerinin bulunduğunu beyan etmeleri, …’in ise aracın kendisi tarafından kiralandığını beyan etmesi karşısında, hayatın olağan akışına göre kullanmak amacıyla uyuşturucu madde satın almak için araç kiralamanın olası olmadığı da gözetilerek sanıkların sabit olan eylemlerinin uyuşturucu madde ticareti suçunu oluşturduğu, sanıklar ile tanıklar arasında uyuşturucu madde alışverişinin gerçekleşmemesi nedeniyle tutanak mümzilerinin tanık olarak dinlenmelerinin sonuca etkili olmadığı anlaşılmakla Cumhuriyet savcısı ile sanıklar müdafileri ve sanık …’un temyiz sebepleri yerinde görülmemiş, hükümde açıklanan gerekçeler, tüm dosya kapsamına göre usul ve yasaya uygun bulunarak, hükümlerde hukuka aykırılık tespit edilmemiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin, 07.10.2021 tarihli ve 2021/1684 Esas, 2021/2178 Karar sayılı kararında Cumhuriyet savcısı ile sanıklar müdafileri ve sanık … tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka
aykırılık görülmediğinden; 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, sanıklar … ve … yönünden Tebliğname’ye uygun, sanık … yönünden Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMLERİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA,
Hükmolunan ceza miktarı ile tutuklu kalınan süre dikkate alınarak sanıklar … Sonğur ve … hakkındaki salıverilme taleplerinin REDDİNE,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Bakırköy 7. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
03.05.2023 tarihinde karar verildi.