YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/16957
KARAR NO : 2023/2772
KARAR TARİHİ : 29.03.2023
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi.
SUÇ : Uyuşturucu madde ticareti yapma
HÜKÜM : Hükmün düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddi
Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKİ SÜREÇ
A. Söke Ağır Ceza Mahkemesinin 20.11.2018 tarihli ve 2018/9 Esas, 2018/409 Karar sayılı kararı ile sanığın uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı
Kanun) 188 inci maddesinin üçüncü fıkrası, 43 üncü maddesi, 62 nci maddesi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları ile üçüncü fıkrasının ilk cümlesi, 55 inci maddesi ve 58 inci maddesi uyarınca 10 yıl 5 ay hapis ve 20.820,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve tekerrür hükümlerinin uygulanmasına karar verilmiştir.
B. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin 27.11.2019 tarihli ve 2019/267 Esas, 2019/2111 Karar sayılı kararı ile, sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükümdeki hukuka aykırılıklar düzeltilerek, hükme yönelik sanık müdafiinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
C. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi kararının, Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 01.06.2021 tarihli ve 2020/13974 Esas, 2021/6572 Karar sayılı kararı ile;
“5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 288 inci ve 294 üncü maddelerinde yer alan düzenlemeler ile 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinde sayılan kesin hukuka aykırılık halleri dikkate alınarak, Cumhuriyet savcısının temyiz talebinde belirttiği temyiz sebeplerinin hükmün hukuki yönüne ilişkin olduğu değerlendirilerek, anılan sebeplere bağlı olarak yapılan incelemede,
1- 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde, Bölge Adliye Mahkemesinin “İlk Derece Mahkemesinin kararında usule veya esasa ilişkin herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığını, delillerde veya işlemlerde herhangi bir eksiklik olmadığını, ispat bakımından değerlendirmenin yerinde olduğunu saptadığında istinaf başvurusunun esastan reddine, 303 üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (c), (d), (e), (f), (g) ve (h) bentlerinde yer alan ihlallerin varlığı hâlinde hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine” karar verebileceği düzenlenmiş olup, Bölge Adliye Mahkemesince, “5237 sayılı Kanun’un 192 nci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına ve 5237 sayılı Kanun’un 43 üncü maddesi uyarınca zincirleme suç hükümlerinin uygulanmamasına” karar verilebilmesi için, 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi uyarınca duruşma açılarak, delil değerlendirilmesi yapıldıktan sonra hüküm kurulması gerektiği gözetilmeyerek, 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamına girmediği halde, duruşma açılmadan istinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddine karar verilmesi,
2- Sanığın 19.09.2017 tarihinde uyuşturucu madde temin ettiği iddia olunan, hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan ayrı soruşturma yapılan duruşmada beyanı alınmayıp soruşturma aşamasındaki beyanlarının okunulması ile yetinilen …’nun usulüne uygun olarak çağrılıp duruşmada beyanının alınması sonucuna göre tüm deliller birlikte değerlendirilerek sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken eksik araştırma sonucu beraatine karar verilmesi,
Kabule göre;
3- 5237 sayılı Kanun’un 192 nci maddesinin üçüncü fıkrasında düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanma şartları oluşmadığı halde, sanık hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması suretiyle eksik ceza tayini
4- Adli emanetin 2018/146 sırasında kayıtlı bulunan sanıktan ele geçirilen 1457,60 Türk lirası ve 5,00 avronun suçtan elde edildiğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı halde iadesi yerine 5237 sayılı Kanun’un 55 inci maddesi gereğince müsaderesine karar verilmesi,” nedenleriyle bozulmasına ve dava dosyasının 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
D. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin, 24.11.2021 tarihli ve 2021/1901 Esas, 2021/2466 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında, uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan 5237 sayılı Kanun’un 188 inci maddesinin üçüncü fıkrası, 43 üncü maddesi, 62 nci maddesi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları ile üçüncü fıkrasının ilk cümlesi ve 58 inci maddesi uyarınca 10 yıl 5 ay hapis ve 20.820,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve tekerrür hükümlerinin uygulanmasına karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz sebepleri özetle;
1. Sanık hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerektiğine,
2. Delillerin değerlendirilmesinin hatalı yapıldığına,
İlişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Bölge Adliye Mahkemesince, 19.09.2017 tarihli olayda; hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan tanık …’in şüpheli sıfatıyla alınan ifadesinde sanığın suçla ilgisini açıkladığı, tanık …’in bu beyanı yakalama öncesi buluşmayı ve madde alışverişini ortaya koyan telefon görüşmeleri içerikleri ile birlikte değerlendirildiğinde sanık …’in üzerine atılı uyuşturucu madde ticareti yapma suçunun sübut bulduğu; 16.10.2017 tarihli olayda; temyiz dışı sanık …’den emanet aldığı otomobil içerisinde yapılan aramada ele geçirilen kullanım sınırları içerisindeki uyuşturucu maddeler ile uyuşturucu kullanmaya yarar düzenek ve üzerinde kriminal inceleme yapılmayan terazinin kendisine ait olduğunu ve kullanma dışında bir amaçla bulundurduğunu söyleyerek suçunu ortaya
çıkartan sanığın uyuşturucu madde ticareti yapma suçunun sübut bulduğu; zincirleme suçlarda, zincire dahil tüm suçlar yönünden 5237 sayılı Kanun’un 192 nci maddesinin üçüncü fıkrasının uygulanma şartları varsa, daha ağır sonuç doğuran suça göre temel ceza belirlenip 5237 sayılı Kanun’un 43 üncü maddesi uyarınca arttırım yapıldığından zincirleme suçun oluştuğu incelemeye konu dosyada, sanık … hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin fiilen uygulama yeri bulunmadığı gerekçesiyle sanık hakkında etkin pişmanlık hükümleri uygulanmadan mahkûmiyetine karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
Bölge Adliye Mahkemesinin, suçun vasfına, sübutuna ve sanık hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmamasına ilişkin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, tüm dosya kapsamı, iletişim tespit tutanaklarının içerikleri, tanık …’in aşamalardaki beyanları ve sanığın savunması karşısında Bölge Adliye Mahkemesinin delillerin değerlendirilmesinde hataya düşmediği anlaşılmakla sanık müdafiinin temyiz sebepleri yerinde görülmemiş, hükümde açıklanan gerekçeler, tüm dosya kapsamına göre usul ve yasaya uygun bulunarak, hükümde hukuka aykırılık tespit edilmemiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin, 24.11.2021 tarihli ve 2021/1901 Esas, 2021/2466 Karar sayılı kararında sanık müdafiince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden; 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Söke 1. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
29.03.2023 tarihinde karar verildi.