YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/16758
KARAR NO : 2023/3065
KARAR TARİHİ : 05.04.2023
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2021/253 E., 2021/340 K.
SUÇ : Uyuşturucu madde ticareti yapma
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEMYİZ EDENLER : Sanıklar müdafileri
Sanıklar hakkında bozma üzerine kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin
bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
A. Niğde 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 30.05.2014 tarihli ve 2013/87 Esas, 2014/166 Karar sayılı kararı ile; sanık …’in uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 188 inci maddesinin üçüncü fıkrası, 43 üncü maddesi, 31 inci maddesinin üçüncü fıkrası, 62 nci maddesi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca 3 yıl 5 ay 20 gün hapis ve 60,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına; sanık …’in uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 188 inci maddesinin üçüncü fıkrası, 43 üncü maddesi, 62 nci maddesi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası ve 53 üncü maddesinin birinci, ikinci fıkrası ile üçüncü fıkrasının ilk cümlesi uyarınca 5 yıl 6 ay 20 gün hapis ve 100,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına; sanık …’in uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 188 inci maddesinin üçüncü fıkrası, 43 üncü maddesi, 62 nci maddesi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası ve 53 üncü maddesinin birinci, ikinci fıkrası ile üçüncü fıkrasının ilk cümlesi uyarınca 5 yıl 2 ay 15 gün hapis ve 100,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
B. Niğde 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 30.05.2014 tarihli ve 2013/87 Esas, 2014/166 Karar sayılı kararının, sanıklar müdafileri tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 01.07.2021 tarihli ve 2017/1483 Esas, 2021/8393 Karar sayılı kararı ile;
“1. Anayasa’nın 141. maddesinin 3. fıkrası ile 5271 sayılı CMK’nın 34 ve 230. maddeleri gereğince, hükmün gerekçe bölümünde sanıkların lehindeki ve aleyhindeki delillerin belirtilmesi, gerçekleşen somut olgularla bağlantısının gösterilmesi, bu kapsamda hangi sanıkların hangi tarihte kimle ne şekilde telefon konuşması yaptığının ve bu konuşmaların nasıl yorumlandığının açıklanması, tüm delillerin ayrı ayrı tartışılarak değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilenlerin belirlenmesi, ulaşılan kanıya göre sanıkların sabit kabul edilen fiilleri açıklanarak bunun nitelendirilmesi, cezada artırım ve indirim gerektiren nedenlerin yasal bağlamda tartışılması gerektiği gözetilmeden, yetersiz gerekçeyle CMK’nın 289. maddesine aykırı olarak hüküm kurulması,
2. Sanık …’in 24.09.2012, 28.09.2012, 01.10.2012, 09.10.2012 ve 15.11.2012 tarihli eylemlerine ilişkin olay tutanaklarının, sanık …’in 25.09.2012, 11.10.2012, 14.11.2012, 30.10.2012, 04.12.2012 ve 13.12.2012 tarihli eylemlerine ilişkin olay tutanaklarının ve sanık …’in 24.09.2012 tarihli
eylemine ilişkin olay tutanağının dosyada bulunmadığı anlaşıldığından; sözü edilen belgelerin aslı veya onaylı suretlerinin denetime imkan verecek şekilde dosya içerisine konulmaması,
3. 04.12.2012 tarihinde, sanık …’in uyuşturucu madde sattığı iddia olunan …’den ele geçirilen maddenin analizine ilişkin Adli Tıp Kurumu veya Kriminal Polis Laboratuvarından alınmış ekspertiz raporunun dosyada bulunmadığı anlaşıldığından, bu maddenin “uyuşturucu madde niteliğinde olup olmadığına” ilişkin ekspertiz raporları var ise aslı ya da onaylı örneklerinin denetime imkan verecek şekilde dosya içerisine konulması, yok ise maddelerin “uyuşturucu madde niteliğini taşıyıp taşımadığına” ilişkin ekspertiz raporları alınmasından sonra, tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek sanık …’in hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden eksik araştırmaya dayalı hüküm kurulması,
4. Sanık …’in iddianamede belirtilen 28.09.2012 tarihli 4. olaya ilişkin atılı suçlamayı kabul etmediğinin anlaşılması karşısında, hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan soruşturma yürütülen …’in tanık olarak dinlenilerek sonucuna göre sanık …’in hukuki durumunun belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
5. Sanık …’in yargılamanın yapıldığı tarihte onsekiz yaşını doldurmamış olması nedeniyle duruşmaların kapalı yapılması gerektiği gözetilmeden, duruşmaların açık yapılması ve hükmün de kapalı yerine açık celsede açıklanması suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 185. maddesine aykırı davranılması,
6. Suç tarihinde 15-18 yaş grubunda olan sanık … hakkında 5395 sayılı Kanun’un 35. maddesi uyarınca bireysel özelliklerini ve sosyal çevresini gösteren sosyal inceleme raporu alınmaması ya da alınmama gerekçesinin hükümde gösterilmemesi,
7. Suç tarihinde 18 yaşından küçük olan sanık … hakkında, TCK’nın 52/4. maddesinin uygulanması sırasında, 5275 sayılı Kanun’un 106/4. maddesine aykırı olacak şekilde, ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceği ihtarında bulunulması,
8. Hükmedilen gün para cezasının, adli para cezasına çevrilmesine karar verilmesi sırasında 5237 sayılı TCK’nın 52/2. maddesi ve tayin edilen adli para cezasının taksitlendirilmesi sırasında 52/4. maddesinin uygulanan kanun maddeleri olarak gösterilmesi gerekirken, sadece 52. maddesinin yazılması suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 232/6. maddesine aykırı davranılması,
9. Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren
Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi ve 7242 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikler nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanıklar … ve Taner’in durumlarının yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması” nedenleriyle bozulmasına karar verilmiştir.
C. Niğde 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 08.11.2021 tarihli ve 2021/253 Esas, 2021/340 Karar sayılı kararı ile; sanık …’in uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 188 inci maddesinin üçüncü fıkrası, 43 üncü maddesi, 31 inci maddesinin üçüncü fıkrası, 62 nci maddesi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca 3 yıl 5 ay 20 gün hapis ve 60,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına; sanıklar …ve …in uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 188 inci maddesinin üçüncü fıkrası, 43 üncü maddesi, 62 nci maddesi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası ve 53 üncü maddesinin birinci, ikinci fıkrası ile üçüncü fıkrasının ilk cümlesi uyarınca 5 yıl 2 ay 15 gün hapis ve 100,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmalarına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Sanıklar … ve …müdafiinin temyiz sebepleri özetle;
1. Delil değerlendirmesinin hatalı yapıldığına,
2. Yeterli delil bulunmadığına, beraat kararı verilmesi gerektiğine,
3. Asgari hadden ceza tayini gerekirken yüksek hadden ceza miktarının belirlendiğine ilişkindir.
B. Sanık … müdafiinin temyiz sebepleri özetle;
Kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Sanık … yönünden mahkemece yapılan değerlendirme;
24.09.2012 tarihli eylemi yönünden; sanık … ile tanık Özer arasındaki telefon görüşmeleri sonrasında fiziki takibe başlanmış ve Özer’in üzerinden 3 adet MDMA etken maddesini içeren tablet ele geçirilmiştir. Sanık her ne kadar suçlamaları kabul etmemiş ise de, fiziki takip tutanağı ve tanığın uyuşturucu maddeyi sanık …’ten aldığına dair beyanı birlikte değerlendirildiğinde, sanığın bu ara yakalama yönünden atılı suçu işlediği sabit görülmüştür.
01.10.2012 tarihli eylemi yönünden; sanık … ile tanık Barış arasındaki telefon görüşmeleri sonrasında fiziki takibe başlanmış, tarafların buluşup ayrıldıkları ve akabinde durdurulan Barış’ın üzerinden net 2 gram esrar ve 50 adet MDMA etken maddesini içeren tablet ele geçirilmiştir. Barış beyanlarında yakalanan uyuşturucuları sanık …’ten aldığını beyan etmiş, sanık her ne kadar suçlamaları kabul etmese de tanığın beyanı ile fiziki takip tutanağı birlikte değerlendirildiğinde, sanığın bu eylemi sabit görülmüştür.
09.10.2012 tarihli eylemi yönünden; sanık … ile tanık Ramazan arasındaki telefon görüşmeleri sonrasında fiziki takibe başlanmış, tarafların buluşup aynı araç içerisine bindikleri, daha sonra Ramazan’ın araçtan inerek araç dışında bekleyen tanık …’ye birşeyler verdiğinin görüldüğü ve akabinde durdurulan …’nin üzerinden net 0,69 gram esrar ele geçirilmiştir. …’nin sanık …’ten uyuşturucu madde almadığını beyan ettiği, ancak taraflar arasındaki alışverişin fiziki takip tutanağında net görüldüğü anlaşılmış ve bu sebeple sanığın bu eylemi de sabit görülmüştür.
Sonuç olarak; sanık …’in üzerine atılı uyuşturucu madde ticareti suçunu birden çok kez işlediği kabul edilmiş olup 5237 sayılı Kanun’un 188 inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca cezalandırılmasına, sanığın cezasında 5237 sayılı Kanun’un 43 üncü maddesi gereği arttırım yapılmasına karar verilmiştir.
Sanık … yönünden mahkemece yapılan değerlendirme;
25.09.2012 tarihli eylemi yönünden; sanık … ile tanık Mikayil arasındaki telefon görüşmeleri sonrasında fiziki takibe başlanmış ve fiziki takip tutanağına göre Mikayil’in sanık …’in bulunduğu aracın camından sanıktan birşeyler aldığı görülmüş ve Mikayil’in üzerinden 4 adet MDMA etken maddesini içeren tablet ele geçirilmiştir. Sanık her ne kadar suçlamaları kabul etmese de fiziki takip tutanağı ve Mikayil’in uyuşturucu maddeyi sanık …’den 80,00 TL karşılığında aldığına dair beyanı birlikte değerlendirildiğinde, sanığın bu ara yakalama yönünden atılı suçu işlediği sabit görülmüştür.
30.10.2012 tarihli eylemi yönünden; Sanık …’in tanık … ile görüşmelerinin olduğu, fiziki takibe başlandığı, sanık ile … ve …’ın buluştuğu, birbirlerine bir şeyler alıp verdiklerinin görüldüğü, daha sonra durdurulan …’ın üzerinden net 0,46 gram esrar ele geçirildiği anlaşılmıştır. … sanığın kendisine bedelsiz olarak uyuşturucu madde verdiğini beyan etmiş, sanık da beyanlarında bedelsiz olarak uyuşturucu verdiğini kabul etmiş, sanık beyanı, fiziki takip tutanağı ile tanık beyanlarının uyuşması nedeniyle sanığın atılı suçu işlediği kabul edilerek bu eylemi sabit kabul edilmiştir.
13.12.2012 tarihli eylemi yönünden; sanık … ile tanık Fikret arasındaki telefon görüşmeleri sonrasında fiziki takibe başlanmış, sanık ile Fikret’in buluşması sonrasında durdurulan Fikret’in üzerinden 4 adet MDMA etken maddesini içeren tablet ele geçirilmiştir. Sanık her ne kadar uyuşturucu madde vermediğini beyan etmiş ise de, Fikret uyuşturucu hapları sanıktan bedelsiz olarak aldığını beyan etmiş, fiziki takip tutanağı ve tanık beyanı uyumlu olup sanığın bu eylemi de sabit kabul edilmiştir.
Sonuç olarak; sanık …’in üzerine atılı uyuşturucu madde ticareti suçunu birden çok kez işlediği kabul edilmiş olup 5237 sayılı Kanun’un 188 inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca cezalandırılmasına, sanığın cezasında 5237 sayılı Kanun’un 43 üncü maddesi gereği arttırım yapılmasına karar verilmiştir.
Sanık … yönünden mahkemece yapılan değerlendirme;
24.09.2012 tarihli eylemi yönünden; sanık … ile tanık Bilal arasındaki telefon görüşmeleri sonrasında fiziki takibe başlanmış ve fiziki takip tutanağına göre sanık …’in cebinden birşey çıkararak …e verdiği görülmüş, …in sanık ile ayrılmasından sonra üzerinden net 0,287 gram esrar ele geçirilmiştir. Sanık beyanlarında tanığa bedelsiz uyuşturucu verdiğini kabul etmiş, fiziki takip tutanağı ve tanığın uyuşturucu maddeyi sanık …’den bedelsiz aldığına dair beyanı birlikte değerlendirildiğinde, sanığın bu ara yakalama yönünden atılı suçu işlediği sabit görülmüştür.
09.12.2012 tarihli eylemi yönünden; sanık … ile tanık … arasındaki telefon görüşmeleri sonrasında fiziki takibe başlanmış, sanık ile … ve Faruk’un buluştuğu, sanık …’in elinde bir poşet olduğu ve bu poşeti …e verdiği ve durdurulan …in üzerinden 18 ayrı fişek halinde net 11,4 gram esrar ele geçirildiği anlaşılmıştır. … uyuşturucu maddeleri sanık …’den aldığını beyan etmiş, … dosyada sanık olarak yer almış ve hakkında beraat hükmü kurulup bu hüküm kesinleşmiştir. Sanık …’in beyanlarında …e 18 fişek uyuşturucu verdiğini kabul etmiş olması, …in beyanı ve fiziki takip tutanağı dikkate alındığında, sanığın bu eylemi de sabit kabul edilmiştir.
Her ne kadar sanık … hakkında 5395 sayılı Kanun’un 35 inci maddesi uyarınca bireysel özelliklerini ve sosyal çevresini gösteren sosyal inceleme raporu alınmamış ise de; suç tarihinin üzerinden uzun bir süre geçmiş olması ve sanığın yaşının büyümüş olması nedeniyle rapor aldırılmamıştır.
Sonuç olarak; sanık …’in üzerine atılı uyuşturucu madde ticareti suçunu birden çok kez işlediği kabul edilmiş olup 5237 sayılı Kanun’un 188 inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca cezalandırılmasına,
sanığın cezasında 5237 sayılı Kanun’un 43 üncü maddesi gereği arttırım yapılmasına ve olay tarihinde 15-18 yaş gurubunda bulunduğundan aynı Kanun’un 31 inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca cezasında indirim yapılmasına karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
Sanık … hakkında 02.01.2013 tarihli eylem yönünden dava açılmadığı halde bu eylem sabit kabul edilmiş ise de, sanığın 24.09.2012 ve 09.12.2012 tarihli eylemlerinin sabit olması sebebiyle hakkında 5237 sayılı Kanun’un 43 üncü maddesi gereğince asgari oranda (¼) artırım yapıldığı anlaşılmakla, bu husus sonuca etkili olmadığından bozma sebebi yapılmamış ve sanığın 02.01.2013 tarihli eylemi yönünden zamanaşımı süresince her zaman dava açılması mümkün görülmüştür.
Sanıklar … ve Taner’in mahkemece kabul edilen eylem sayıları dikkate alındığında, bu sanıklar hakkında zincirleme suç hükümleri gereğince artırım yapılırken (¼) oranından daha fazla oranda artırım yapılması gerektiğinin gözetilmemesi, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Gerekçeli kararda, sanık …’in 15.11.2012 tarihli eyleminin sabit kabul edilmediğinden bahsedildikten sonra çelişkiye yol açacak şekilde aynı eylemin sabit kabul edildiğinden bahsedilmesi, 5237 sayılı Kanun’un 43 üncü maddesi uyarınca asgari oranda (¼) artırım yapılması nedeniyle sonuca etkili görülmemiş ve bozma sebebi yapılmamıştır.
Bozmaya uyulduğu, yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemlerin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlere uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanıklar müdafilerinin temyiz sebepleri yerinde görülmemiş, eleştiriler dışında hükümlerde hukuka aykırılık tespit edilmemiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Niğde 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 08.11.2021 tarihli ve 2021/253 Esas, 2021/340 Karar sayılı kararında sanıklar müdafileri tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden,
sanıklar müdafilerinin temyiz sebeplerinin reddiyle, hükümlerin Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
05.04.2023 tarihinde karar verildi.