Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2022/16006 E. 2023/3259 K. 10.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/16006
KARAR NO : 2023/3259
KARAR TARİHİ : 10.04.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2020/1156 E., 2020/3521 K.

SUÇ : Uyuşturucu madde ticareti yapma
HÜKÜM : Hükmün düzeltilerek istinaf başvurularının esastan reddi
TEMYİZ EDENLER : Cumhuriyet savcısı (lehine), sanıklar ve müdafileri

İlk Derece Mahkemesince verilen hükümlere yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz

dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.

I. HUKUKİ SÜREÇ

A. Ödemiş Ağır Ceza Mahkemesinin, 11.05.2018 tarihli ve 2018/203 Esas, 2018/180 Karar sayılı kararı ile Ödemiş 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/91 Esas sayılı dosyası ile aralarında hukuki ve fiili irtibat bulunması sebebiyle her iki dosyanın birleştirilmesine, yargılamaya Ödemiş 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/91 Esas sayılı dosyası üzerinden devam olunmasına karar verilmiştir.

B. Ödemiş 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 19.06.2019 tarihli ve 2018/91 Esas, 2019/129 Karar sayılı kararı ile sanık …’in 2313 sayılı Kanun’a muhalefet suçundan 2313 sayılı Kanun’un 23 üncü maddesinin birinci ve beşinci fıkraları, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 43 üncü maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesi, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci fıkrası ile üçüncü fıkrasının ilk cümlesi uyarınca 8 yıl 4 ay hapis cezası ve hak yoksunluklarına, uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 188 inci maddesinin üçüncü fıkrası, 62 nci maddesi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci fıkrası ile üçüncü fıkrasının ilk cümlesi uyarınca 10 yıl hapis ve 10.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına; suça sürüklenen çocuk …’ın 2313 sayılı Kanun’a muhalefet suçundan 2313 sayılı Kanun’un 23 üncü maddesinin birinci ve beşinci fıkraları, 5237 sayılı Kanun’un 43 üncü maddesinin birinci fıkrası, 31 inci maddesinin üçüncü fıkrası, 62 nci maddesi uyarınca 5 yıl 6 ay 20 gün hapis cezasına; uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 188 inci maddesinin üçüncü fıkrası, 31 inci maddesinin üçüncü fıkrası, 62 inci maddesi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca 6 yıl 8 ay hapis ve 6.660,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

C. … Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesinin, 31.12.2020 tarihli ve 2020/1156 Esas, 2020/3521 Karar sayılı kararı ile, sanıklar hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükümdeki hukuka aykırılıklar düzeltilerek, hükme yönelik sanık, suça sürüklenen çocuk ve suça sürüklenen çocuk müdafiinin istinaf başvurularının 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ

A) Sanık … ve müdafiinin temyiz sebepleri özetle;

1) Kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna,

2) Delil değerlendirmesinin hatalı yapıldığına,

3) Yeterli delil bulunmadığına,

İlişkindir.

B) Suça sürüklenen çocuk … ve müdafiinin temyiz sebepleri özetle;

1) Suçun oluşmadığı, beraat kararı verilmesi gerektiğine,

2) 5237 sayılı Kanun’un 43 üncü maddesi uyarınca cezasında artırım yapılmaması gerektiğine,

3) Eksik inceleme ile hüküm kurulduğuna,

İlişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR

Temyizin kapsamına göre;

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü

Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; sanığın ve suça sürüklenen çocuk’un baba oğul oldukları ve aynı yerde yaşadıkları, olay tarihinde … mahallesi… mevkiinde ormanlık alanda kurumaya bırakılmış kubar esrar maddesi olduğu ihbarının gelmesi üzerine kolluk kuvvetlerince bölgede yapılan arama ve taramada sanığın ve suça sürüklenen çocuk’un yaşadığı evin 20 metre uzağında, yolun üst tarafındaki patikanın bitiminde ormanlık alan içerisinde 942 kök dikili hint keneviri bitkisinin ve 3.550 gram kurumaya bırakılmış kubar esrar maddesinin, yine sanığın evinin beş metre altında bahçe içerisinde ayva ağacına asılı kurumaya bırakılmış 540 gram kubar esrar maddesinin, evin 50 metre altında sanığa ait fasulye ve mısır bahçesi içerisinde 295 kök dikili hint keneviri bitkisinin bulunduğu, bu bahçenin aşağı tarafında kalan dere yatağında 1.217 kök dikili hint keneviri bitkisinin ele geçirildiği, bu bitkilerin yanında kurumaya bırakılmış 10,050 gram kubar esrar maddesinin bulunduğu,

sanığın üzerine atılı suçlamayı kenevir bitkilerini kullanmak üzere ektiği yönünde savunmada bulunarak evinin üst yanında bulunan kenevir bitkisi haricindeki kenevir bitkileri bıkımından kısmen ikrar ettiği ve suça konu kenevir bitkilerini tek başına ekerek bakımını yaptığını, bir kısmını sökerek kurumaya bıraktığını beyan ettiği, suça sürüklenen çocuk’un ise savunmasında kenevir bitkilerinin ekimine ve bakımına yardım etmediğini, yalnızca jandarmaların geldiği tarihte ve onlar gelmeden önce babası tarafından köklenen kenevir bitkilerini bahçenin alt yanına bıraktığını beyan ettiği, sanığın ve suça sürüklenen çocuk’un yolun üst yanında kalan kenevir bitkileri ile kendilerinin ilgilerinin olmadığı yönündeki savunmalarına suça sürüklenen çocuk’un DNA’sını taşıyan sigara izmaritinin söz konusu alandan ele geçirilmiş olduğu, kenevir bitkilerinin başkası tarafından ekilmesi halinde suça sürüklenen çocuk’un burada gezmesine ekmiş olan kişilerin müsade etmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, yine söz konusu alanın sanığın ve suça sürüklenen çocuk’un ikametine olan yakınlığı nedeniyle sanık ve suça sürüklenen çocuk tarafından kolaylıkla gözlemlenebilir, ulaşılabilir bir alan olduğu, yani sanığın ve suça sürüklenen çocuk’un hakimiyet alanı içerisinde sayılacağı, keşif sırasında yapılan gözlemde bu alana en yakın noktanın sanığa ait ikamet olduğu ve sanık ile suça sürüklenen çocuk’un iddialarında zikrettikleri bu kenevirlerin sahibi olarak bildirilen kişilerin ikametlerinin bu alana hakimiyet kuramayacakları mesafede olduğu birlikte değerlendirildiğinde itibar edilmemiş, sanık ve suça sürüklenen çocuk birbirleri ile uyumlu biçimde suça sürüklenen çocuk’un kenevir ekimi ile ilgisinin bulunmadığını belirtmişlerse de; suça sürüklenen çocuk’un kenevir ekili alanda DNA’sını taşıyan sigara izmaritinin bulunduğu, yine kendi savunmasına göre babası olan sanığın söktüğü kenevirleri talimatı doğrultusunda kurumaya bıraktığı ve jandarmaların olay mahalline intikal ettikleri anda suça sürüklenen çocuk’un kenevir ekili alandan gelirken gördükleri yönündeki tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde; sanık ve suça sürüklenen çocuk’un ele geçirilen tüm kenevir bitkilerini iştirak iradesi ile yetiştirdikleri ve yine ele geçirilen kubar esrar maddesinin de suça sürüklenen çocuk’un ve sanığa ait olduğu kanaatine varıldığı, her ne kadar sanık kenevir bitkilerini münhasıran kendi kullanımı için ektiğini beyan etmişse de; gerek sanığın savunmasında uyuşturucu madde kullanmadığını belirttiği, gerekse ele geçirilen kenevir ve kubar esrar maddesinin miktar itibarıyla yerleşik Yargıtay içtihatlarında belirtilen kişisel kullanım sınırını aştığı dikkate alındığında kenevir bitkilerinin ticari amaçla yetiştirildiği, yine kubar esrar maddelerin ise uyuşturucu madde ticareti yapılmak üzere bulundurulduğu kanaatine varıldığı, sanığın ve suça sürüklenen çocuk’un cezası belirlenirken ele geçirilen kubar esrar ve kenevir bitkilerinin miktarı, kasıtlarının yoğunluğu, kenevir bitkilerinin ekiminde devlete ait arazilerin de kullanılması suretiyle hem daha fazla bitkinin yetiştirilmesi yoluna hem de yakalanmayı güçleştirme yoluna gidilmiş oluşu, ele geçirilen maddelerin ekonomik değeri dikkate alınarak alt sınırdan uzaklaşıldığı, 2313 sayılı Kanun’a muhalefet suçu bakımından kenevir bitkilerinin boylarının 1 ila 3 metre olması nedeniyle aynı anda ekilmiş olamayacağı kanaatine ulaşıldığından; aynı suç işleme kararının icrası kapsamında farklı zamanlarda aynı suçun işlenmiş olduğu gözetilerek cezada zincirleme
suç hükümleri gereğince arttırıma gidildiği, suça sürüklenen çocuk’un suç tarihinde 15 yaşını tamamlamakla birlikte 18 yaşını henüz tamamlamadığı anlaşıldığından suça sürüklenen çocuk’un cezasında 5237 sayılı Kanun’un 31 inci maddesinin üçüncü fıkrası gereğince

indirim yapıldığı, sanık ve suça sürüklenen çocuk’un yargılama sürecine yansıyan olumsuz bir davranışının bulunmaması, sabıkasız geçmişleri, cezanın geleceği üzerindeki muhtemel olumsuz etkileri nedeniyle cezalarında takdiri indirime gidildiği, suç tarihinden sonra 5237 sayılı Kanun’un 188 inci maddesinin üçüncü fıkrası ve 2313 sayılı Kanun’un 23 üncü maddesinin beşinci fıkrasının birinci cümlesinde yasal değişiklik olduğu anlaşıldığından lehe kanunun tespiti ve tatbiki gerektiği gerekçesiyle sanıkların mahkûmiyetlerine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü

İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgular konusunda, Bölge Adliye Mahkemesince sanık … hakkındaki hükümde 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesinde yapılan değişiklikler gözetilerek hükme ekleme yapılması, sanık … hakkındaki 5237 sayılı Kanun’un 54 üncü maddesinde adli para cezasının ödenmemesi halinde hapse çevrilemeyeceği hususu gözetilerek hükme ekleme yapılması, yargılama giderlerine ilişkin hükümdeki “müştereken ve müteselsilen” kısmının çıkarılması suretiyle, oluşan hukuka aykırılıklar düzeltilerek İlk Derece Mahkemesi hükmüne yönelik istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE

A. Suça sürüklenen çocuk … hakkında “uyuşturucu madde ticareti yapma” suçundan kurulan hüküm yönünden;

İlk Derece Mahkemesinin ve Bölge Adliye Mahkemesinin, suçun vasfına ve sübutuna ilişkin takdirlerinde bir isabetsizlik bulunmadığı, delillerin eksiksiz elde edildiği ve incelendiği, suça sürüklenen çocuk hakkında zincirleme suç hükümlerinin uygulanmasının yerinde olduğu anlaşılmakla, suça sürüklenen çocuk ve müdafiinin temyiz sebepleri yerinde görülmemiş, hükümde açıklanan gerekçeler, tüm dosya kapsamına göre usul ve yasaya uygun bulunarak, hükümde hukuka aykırılık tespit edilmemiştir.

B. Suça sürüklenen Çocuk … hakkında “2313 sayılı Kanun’a muhalefet” suçundan kurulan hükümler yönünden;

İlk Derece Mahkemesinin ve Bölge Adliye Mahkemesinin, suçun vasfına ve sübutuna ilişkin takdirlerinde bir isabetsizlik bulunmadığı, delillerin eksiksiz elde edildiği ve incelendiği, suça sürüklenen çocuk hakkında zincirleme suç hükümlerinin uygulanmasının yerinde olduğu anlaşılmakla, suça sürüklenen çocuk ve müdafiinin temyiz sebepleri yerinde görülmemiş, hükümde açıklanan gerekçeler, tüm dosya kapsamına göre usul ve yasaya uygun bulunarak, hükümde hukuka aykırılık tespit edilmemiştir.

6545 sayılı Kanun’la yapılan değişiklik ile 2313 sayılı Kanun’un 23 üncü maddesinde kenevir ekme suçuna ilişkin hapis cezasının alt sınırı 1 yıl, üst sınırı 7 yıl olarak belirlenmiş olduğundan, ormanlık alan içinde dikili olarak ele geçirilen kök kenevirin miktarına bağlı olarak önemi, değeri ve oluşturduğu tehlikenin ağırlığı gözetildiğinde, alt sınırdan uzaklaşma nedenleri mevcut ise de, 5237 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 61 inci maddelerine aykırı olarak temel hapis cezasının fiille orantılı olmayacak şekilde alt sınırdan fazla uzaklaşılarak 8 yıl olarak belirlenmesi, kanuna aykırı görülmüştür.

C. Sanık … hakkında “uyuşturucu madde ticareti yapma” ve “2313 sayılı Kanun’a muhalefet” suçlarından kurulan hüküm yönünden;

5271 Sayılı Kanun’un 150 nci maddesi uyarınca uyuşturucu madde ticareti yapma suçunun cezasının alt sınırı itibarıyla zorunlu müdafi tayinini gerektirdiği, çekilme üzerine müdafi atanmadan birlikte görülen uyuşturucu madde ticareti yapma ve 2313 sayılı Kanun’a Muhalefet suçlarından duruşmaya devamla yazılı şekilde karar verilerek sanığın savunma hakkının kısıtlanması, Kanun’a aykırı görülmüştür.

V. KARAR

A. Suça sürüklenen çocuk … hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan verilen hüküm yönünden;

Gerekçe bölümünde (A) bendinde açıklanan nedenlerle … Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesinin, 31.12.2020 tarihli ve 2020/1156 Esas, 2020/3521 Karar sayılı kararında sanık ve müdafiince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden; 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle sanık …’ın uyuşturucu madde ticareti yapma suçuna ilişkin karara yönelik TEMYİZ İSTEMLERİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

B. Suça sürüklenen çocuk … hakkında 2313 sayılı Kanuna Muhalefet suçundan, sanık … hakkında uyuşturucu madde ticareti ve 2313 sayılı Kanun’a Muhalefet Suçlarından kurulan hükümler yönünden;

Gerekçe bölümünde (B) ve (C) bentlerinde açıklanan nedenlerle … Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesinin, 31.12.2020 tarihli ve 2020/1156 Esas, 2020/3521 Karar sayılı kararında sanıklar ve müdafiileri ile Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, sanık …’ın 2313 sayılı Kanun’a aykırılık suçuna ve sanık …’ın 2313 sayılı Kanun’a aykırılık ile uyuşturucu madde ticareti yapma suçlarına yönelik kararların Tebliğname’ye aykırı olarak oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Ödemiş 1. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise … Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

10.04.2023 tarihinde karar verildi.