Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2022/14187 E. 2023/9722 K. 16.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/14187
KARAR NO : 2023/9722
KARAR TARİHİ : 16.11.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
İNCELEME KONUSU KARAR : “Durma” kararına yönelik itirazın kabulü
KANUN YARARINA BOZMA
YOLUNA BAŞVURAN : Adalet Bakanlığının istemi üzerine Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcılığı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : İlgili kararın kanun yararına bozulması

Kocaeli 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 16.07.2021 tarihli ve 2021/445 Değişik iş sayılı kararı ile; sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan açılan kamu davasında Karamürsel Asliye Ceza Mahkemesinin 16.06.2021 tarihli ve 2021/202 Esas, 2021/456 Karar sayılı kararı ile verilen durma kararına yönelik itirazın kabulüne, kesin olarak karar verildiği, anlaşılmıştır.

Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 309 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca, 04.08.2022 tarihli ve 2021/28333 sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 12.10.2022 tarihli ve KYB-2022/112056 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü:
I. İSTEM
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 12.10.2022 tarihli ve KYB-2022/112056 sayılı kanun yararına bozma isteminin;
“Tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infaz işlemlerinin, infazın yapıldığı tarihteki kurallara göre yapılması gerektiği, 6545 sayılı Kanun ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191 inci maddesinde yapılan ve ısrar teriminin de içinde yer aldığı değişikliklerin yürürlüğe girdiği 28.06.2014 tarihinden sonra yapılan infaz işlemlerinde, sanığın kendisine yüklenen yükümlülüklere veya tedavinin gereklerine uygun davranmamakta “ısrar” ettiğinin kabul edilebilmesi için; sanığa tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı için denetimli serbestlik müdürlüğüne başvurması gerektiği uyarısını içeren tebligat yapılması, sanığın başvuruda bulunmaması halinde, “önceki tebligat gereğince başvuruda bulunmadığı, bu tebligat üzerine öngörülen süre içinde de başvurmaması halinde yükümlülüklere ve tedavinin gereklerine uymamakta ısrar etmiş sayılacağı” uyarısı ile yeniden tebligat yapılması, bu tebligata rağmen de başvuruda bulunmadığı takdirde, sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar ettiği gerekçesi ile dava açılabileceği nazara alındığında,
Sanığın; 07.12.2013 tarihinde uyuşturucu madde kullandığından bahisle açılan kamu davası üzerine Karamursel Sulh Ceza Mahkemesinin 28.03.2014 tarihli kararı ile sanık hakkında denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verilmesini müteakip Cumhuriyet Başsavcılığının 16.05.2014 tarihli yazısı ile Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne infaz işlemlerinin başlatılmasının bildirmesini takiben sanığın kendisine usulüne uygun tebligat yapılmış olmasına rağmen denetime başlanılması hususunda müracaat etmediğinden bahisle 17.07.2014 tarihli ve 2014/2310 sayılı İnfaz İşlemleri Değerlendirme Komisyon Kararı ile dosyanın kapatılmasına karar verildiğinin anlaşıldığı, sanık hakkında uygulanan denetimin; 6545 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 28.06.2014 tarihinden sonra da devam ettiğinin tespit edilmesi üzerine, infaz işlemleri devam ederken lehe kanuni düzenleme yapılmış olduğundan, Karamürsel Asliye Ceza Mahkemesinin 16.06.2021 tarihli kararıyla “sanığın fiilinin ısrar olarak değerlendirilmesi için en az iki haklı ihtar yapılmış olması gerektiği, neticeten sanığa iki haklı ihtar yapılmadığı” şeklindeki gerekçe ile kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden davanın durmasına karar vermiş olmasında hukuka aykırılık bulunmadığı cihetle, merciince itirazın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar
vermesinde isabet görülmemiştir.”
Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.
II. GEREKÇE
A. Şüpheli hakkında, 07.12.2013 tarihinde işlediği kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonunda, Karamürsel Cumhuriyet Başsavcılığının 17.01.2014 tarihli ve 2013/2233 Soruşturma, 2014/36 Esas, 2014/21 sayılı iddianamesi ile cezalandırılması istemiyle Karamürsel Sulh Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı,
B. Karamürsel Sulh Ceza Mahkemesinin 28.03.2014 tarihli ve 2014/21 Esas, 2014/294 Karar sayılı kararı ile, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 5560 sayılı Kanun ile değişik 191 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına karar verildiği, kararın 07.04.2014 tarihinde itiraz edilmeksizin kesinleşmesini takiben infazı için 16.05.2014 tarihinde Kocaeli Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği,
C. Kocaeli Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün 19.05.2014 tarihli ve 2014/973 DS sayılı çağrı yazısının sanığa 29.05.2014 tarihinde usulûne uygun şekilde tebliğ edildiği, yasal süre içerisinde müdürlüğe başvurmaması nedeniyle dosyanın kapatılmasına karar verildiği,
D. Karamürsel Asliye Ceza Mahkemesinin 12.01.2015 tarihli ve 2014/416 Esas, 2015/6 Karar sayılı kararı ile; sanığın 5237 sayılı Kanun’un 5560 sayılı Kanun ile değişik 191 inci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesi ve 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca 6.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, sanığın kararı temyiz ettiği,
E. Dairemizin 12.11.2020 tarihli ve 2020/7349 Esas, 2020/7463 Karar sayılı kararı ile, basit yargılama usulü yönünden yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, gerekçesiz hüküm kurulması, kabule göre de, bu suçun başka bir tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işleyip işlemediğinin araştırılması gerektiği gözetlmeden eksik araştırma ile hüküm kurulması nedenleriyle hükmün bozulmasına karar verildiği,
F. Bozmadan sonra, Karamürsel Asliye Ceza Mahkemesinin 16.06.2021 tarihli ve 2021/202 Esas, 2021/456 Karar sayılı kararı ile; ısrar şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrasının ikinci cümlesi uyarınca “kamu davasının durmasına” karar verildiği, karara Cumhuriyet savcısının itiraz ettiği,

G. İtiraz mercii Kocaeli Ağır Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 16.07.2021 tarihli ve 2021/445 Değişik iş sayılı kararı ile, “itirazın kabulüne, durma kararının kaldırılmasına” kesin olarak karar verildiği,
Anlaşılmıştır.
H. 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile 5237 sayılı Kanun’da yapılan değişiklikle davaya devam olunabilmesi için yükümlülüklere ve tedavinin gereklerine uymamakta “ısrar” etme koşulunun getirildiği, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun, Dairemizce de benimsenen 02.05.2019 tarihli ve 2018/172 Esas, 2019/373 Karar sayılı kararı ile; 6545 sayılı Kanun’un 68 inci maddesi ile 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinde yapılan değişikliklerin yürürlüğe girdiği 28.06.2014 tarihinden önce işlenen kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçlarından dolayı verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararının infazı amacıyla gönderilen uyarılı ilk başvuru davetiyesinin tebliğine rağmen başvuruda bulunmayan sanığa, Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce bu hususta ikinci bir tebligat yapılmasına gerek bulunmadığına karar verilmiş olduğundan;
5560 sayılı Kanun’la değişik 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına karar verilen sanığa, Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne başvurarak denetimli serbestlik tedbiri uygulamasına başlaması için uyarılı ilk başvuru davetiyesi gönderildiği, sanığın çağrıya uymadığı ve bu şekilde yükümlülüklerini ihlal edip denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranmadığı, somut olayda “ısrar” şartının aranmayacağı, suç tarihi itibarıyla uygulanması gereken 5560 sayılı Kanun’la değişik 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin beşinci fıkrası uyarınca yargılamaya devam edilme koşullarının bu yönüyle oluştuğu, Karamürsel Asliye Ceza Mahkemesinin 16.06.2021 tarihli “durma” kararının Kanun’a aykırı olduğu, bu nedenle merciin “itirazın kabulü” kararının Kanun’a uygun olduğu anlaşıldığından, kanun yararına bozma istemi yerinde görülmemiş, istemin reddine karar vermek gerekmiştir.
III. KARAR
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, kanun yararına bozma istemi doğrultusunda düzenlediği Tebliğnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesindeki koşulları taşımayan KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNİN oy birliğiyle REDDİNE,

Dava dosyasının, Mahkemesine sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
16.11.2023 tarihinde karar verildi.