Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2022/13526 E. 2023/9364 K. 02.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/13526
KARAR NO : 2023/9364
KARAR TARİHİ : 02.11.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
İNCELEME KONUSU KARAR: Mahkûmiyet
KANUN YARARINA BOZMA
YOLUNA BAŞVURAN : Adalet Bakanlığının istemi üzerine Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcılığı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : İlgili kararın kanun yararına bozulması

Samsun 11. Asliye Ceza Mahkemesinin 28.01.2016 tarihli ve … Karar sayılı kararı ile, hükümlü hakkında, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 191 inci maddesinin birinci fıkrası ve 62 nci maddesi uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve cezasının aynı Kanun’un 51 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ertelenmesine karar verildiği, hükmün, temyiz edilmeksizin 11.03.2016 tarihinde usûlüne uygun şekilde kesinleştiği anlaşılmıştır.

Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 309 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca, 07.07.2022 tarihli ve 2021/8422 sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 07.10.2022 tarihli ve … sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü:

I. İSTEM

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 07.10.2022 tarihli ve KYB-2022/104404 sayılı kanun yararına bozma isteminin;

” 1. Sanığın üzerinde uyuşturucu madde ele geçmemesi ve dosya arasında bulunan Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesi Biyokimya Laboratuvarı’nın tahlillerde uyuşturucu maddeye rastlanmadığına dair raporu dikkate alındığında, kendisinde herhangi bir uyuşturucu ya da uyarıcı madde ele geçmeyen ve uyuşturucu madde kullandığı teknik yöntemlerle saptanamayan sanığın, yakalanmadan önce uyuşturucu madde kullandığı yönündeki maddî bulgularla desteklenmeyen soyut beyanı dışında, uyuşturucu madde kullandığına dair delil bulunmadığı, sanığın kullandığını söylediği maddenin ele geçmemesi ve kriminal inceleme yapılamamış olması karşısında uyuşturucu madde olarak kabul edilemeyeceği anlaşıldığından sanığın beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden mahkûmiyetine karar verilmesinde,

Kabule göre de,

2. Samsun Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 17.02.2015 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı sonrası sanığın 08.05.2014 tarihinde askere gitmesi nedeniyle Samsun Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce 08.05.2015 tarihine kadar denetime ara verildiği, buna rağmen 20.02.2015 tarihli çağrı kağıdının “Kadıköy mah. Salih Reis sk. No:19/2 İlkadım/Samsun” adresine birlikte oturan babası Ahmet Demirtaş’a 24.02.2015 tarihinde tebliğ edildiği, 08.05.2015 tarihli ikinci çağrı kağıdının aynı adresteki sanığın babasına 11.05.2015 tarihinde tebliğ edilmesini müteakip, sanığın 10 gün içerisinde başvurmaması nedeniyle kaydının kapatılarak bildirimde bulunulması üzerine, Samsun Cumhuriyet Başsavcılığının 25.06.2015 tarihli ve 2015/3763 Soruşturma, 2015/6217 Esas, 2015/5236 sayılı iddianamesi ile açılan kamu davasının yapılan yargılaması neticesinde anılan Mahkemenin 28.01.2016 tarihli kararı ile sanığın cezalandırılmasına karar verilmiş ise de; Milli Savunma Bakanlığı İlkadım Askerlik Şubesi Başkanlığının 28.01.2016 tarihli yazısına göre sanığın 08.05.2014 ile 04.06.2015 tarihleri arasında askerlik görevini ifa ettiği, sanığın 11.01.2016 tarihli duruşmada alınan savunmasında askerlik görevi nedeniyle tebligatlardan haberinin olmadığını ve bu sebeple başvuruda bulunmadığını

ifade ettiği, Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliğinin 40 ıncı maddesinin üçüncü fıkrasındaki “Düzenlenen tebligatta, yükümlünün haklı, geçerli ve gerektiğinde belgelendirilebilen bir mazereti olmadan müdürlüğe gelmemesi veya hakkında belirlenen yükümlülüklerin gereğini yerine getirmemesi halinde, denetimli serbestlik kararının niteliğine göre kapalı ceza infaz kurumuna gönderilmesine karar verilebileceği, seçenek yaptırım veya tedbirin hapse çevrilebileceği ya da koşullu salıverilme kararının geri alınabileceği gibi gelmemenin hukuki sonuçları yükümlüye bildirilir.” şeklideki düzenleme karşısında sanığın askerde olması nedeniyle Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne başvurmamasında haklı mazeretinin bulunduğu, sanığın yükümlülüklere uymamakta ısrar ettiğinden bahsedilemeyeceğinin anlaşılması karşısında, kovuşturma şartının gerçekleşmediğinin kabulünün gerektiği, bu nedenle 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrasının ikinci cümlesi uyarınca mahkemesince durma kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesinde,

İsabet görülmemiştir.”

Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.

II. GEREKÇE

A. Şüpheli … hakkında, 08.07.2014 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan Samsun Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma sonucunda, 17.02.2015 tarihli ve 2015/3763 soruşturma, 2015/278 sayılı karar ile, 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine, aynı maddenin üçüncü fıkrası uyarınca bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, erteleme süresi içerisinde kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi ya da tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması durumunda hakkında kamu davası açılacağının ihtarına karar verildiği, tedbirin infazı için Samsun Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği,

B. Samsun Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün 19.02.2015 tarihli ve 2015/633 DS sayılı çağrı yazısının 24.02.2015 tarihinde aynı konutta oturan babası Ahmet Demirtaş imzasına tebliğ edildiği, şüphelinin askerde olduğunun anlaşılması üzerine 08.05.2015 tarihine kadar infazın ertelenmesine karar verildiği, 07.05.2015 tarihli çağrı yazısının 14.05.2015 tarihinde aynı konutta oturan babası Ahmet Demirtaş imzasına tebliğ edildiği, müdürlüğe başvurmaması nedeniyle dosyanın kapatılmasına karar verilerek 04.06.2015 tarihinde Samsun Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği,

C. Erteleme kararının kaldırılarak Samsun Cumhuriyet Başsavcılığının 25.06.2015 tarihli ve 2015/3763 Soruşturma, 2015/6217 Esas, 2015/5236 sayılı iddianamesi ile kamu davası açıldığı,

D. Samsun 11. Asliye Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 28.01.2016 tarihli ve 2015/783 Esas, 2016/180 Karar sayılı kararı ile, sanığın 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin birinci fıkrası ve 62 nci maddesi uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve cezanın aynı Kanun’un 51 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ertelenmesine karar verildiği, kararın 11.03.2016 tarihinde temyiz edilmeksizin kesinleştiği,

Anlaşılmıştır.

E. Dosya kapsamına göre;

1. Sanığın yükümlülük ihlali nedeniyle açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda Samsun 11. Asliye Ceza Mahkemesinin 28.01.2016 tarihli kararı ile cezalandırılmasına karar verilmiş ise de;
Uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan yakalanan Ersin Köseoğlu isimli şahsın İlker Gürel ve … isimli şahıslara uyuşturucu madde sattığı şeklinde istihbari bilgi alınması üzerine sanık …’ın güvenlik görevlilerince yakalandığı olayda,

Sanığın üzerinde uyuşturucu madde ele geçmemesi ve dosya arasında bulunan Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesi Biyokimya Laboratuvarının tahlillerde uyuşturucu maddeye rastlanmadığına dair raporu dikkate alındığında, kendisinde herhangi bir uyuşturucu ya da uyarıcı madde ele geçmeyen ve uyuşturucu madde kullandığı teknik yöntemlerle saptanamayan sanığın, yakalanmadan önce uyuşturucu madde kullandığı yönündeki maddî bulgularla desteklenmeyen soyut beyanı dışında, uyuşturucu madde kullandığına dair delil bulunmadığı, sanığın kullandığını söylediği maddenin ele geçmemesi ve kriminal inceleme yapılamamış olması karşısında uyuşturucu madde olarak kabul edilemeyeceği anlaşıldığından sanığın “beraatine” karar verilmesi gerektiği gözetilmeden mahkûmiyetine karar verilmesi, Kanun’a aykırıdır.

Kabule göre de,

2. Samsun Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 17.02.2015 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı sonrası sanığın 08.05.2014 tarihinde askere gitmesi nedeniyle Samsun Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce 08.05.2015 tarihine kadar denetime ara verildiği, buna rağmen 20.02.2015

tarihli çağrı kağıdının “Kadıköy mah. Salih Reis sk. No:19/2 İlkadım/Samsun” adresine birlikte oturan babası Ahmet Demirtaş’a 24.02.2015 tarihinde tebliğ edildiği, 08.05.2015 tarihli ikinci çağrı kağıdının aynı adresteki sanığın babasına 11.05.2015 tarihinde tebliğ edilmesini takiben, sanığın 10 gün içerisinde başvurmaması nedeniyle kaydının kapatılarak bildirimde bulunulması üzerine, Samsun Cumhuriyet Başsavcılığının 25.06.2015 tarihli ve 2015/3763 Soruşturma, 2015/6217 Esas, 2015/5236 sayılı iddianamesi ile açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda sanığın cezalandırılmasına karar verilmiş ise de; Milli Savunma Bakanlığı İlkadım Askerlik Şubesi Başkanlığının 28.01.2016 tarihli yazısına göre sanığın 08.05.2014 ile 04.06.2015 tarihleri arasında askerlik görevini ifa ettiği, sanığın 11.01.2016 tarihli duruşmada alınan savunmasında askerlik görevi nedeniyle tebligatlardan haberinin olmadığını ve bu sebeple başvuruda bulunmadığını ifade ettiği, sanığın askerde olması nedeniyle Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne başvurmamasında haklı mazeretinin bulunduğu, sanığın yükümlülüklere uymamakta ısrar ettiğinden bahsedilemeyeceğinin anlaşılması karşısında, kovuşturma şartının gerçekleşmediğinin kabulünün gerektiği, bu nedenle 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrasının ikinci cümlesi uyarınca mahkemesince “durma” kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden, mahkûmiyetine karar verilmesi kanuna aykırıdır.

Yukarıda (1) numaralı paragrafta açıklanan gerekçe ile kanun yararına bozma istemi yerinde görülmüştür.

III. KARAR

1. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin KABULÜNE,

2. Samsun 11. Asliye Ceza Mahkemesinin 28.01.2016 tarihli ve 2015/783 Esas, 2016/180 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin üçüncü fıkrası gereği, oy birliğiyle KANUN YARARINA BOZULMASINA,

5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin dördüncü fıkrasının (d) bendi uyarınca bozma nedeninin cezanın kaldırılmasını gerektirdiği belirlendiğinden;

Yukarıda (E) bendinin (1) numaralı paragrafında açıklanan nedenlerle, kendisinde herhangi bir uyuşturucu ya da uyarıcı madde ele geçmeyen ve uyuşturucu madde kullandığı teknik yöntemlerle saptanamayan sanığın, maddî bulgularla desteklenmeyen soyut beyanı dışında, uyuşturucu madde kullandığına dair delil bulunmadığı, sanığın kullandığını söylediği maddenin ele geçmemesi ve kriminal

inceleme yapılamamış olması karşısında uyuşturucu madde olarak kabul edilemeyeceği, suçun maddi delilinin elde edilemediği, bu nedenle sanığın suçunun sabit olmadığı anlaşıldığından, hüküm fıkrasının;
“Sanığın üzerine atılı kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi gereğince yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle BERAATİNE”

Şeklinde DEĞİŞTİRİLMESİNE,

Hükmün değiştirilen bu şekliyle infazına,

Dosyanın, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

02.11.2023 tarihinde karar verildi.