Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2022/13521 E. 2023/9353 K. 02.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/13521
KARAR NO : 2023/9353
KARAR TARİHİ : 02.11.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2019/362 E., 2019/685 K.
HÜKÜMLÜ : …
SUÇ : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
İNCELEME KONUSU KARAR: Mahkûmiyet
KANUN YARARINA BOZMA
YOLUNA BAŞVURAN : Adalet Bakanlığının istemi üzerine Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcılığı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : İlgili kararın kanun yararına bozulması
İstanbul Anadolu 19. Asliye Ceza Mahkemesinin, 14.11.2019 tarihli ve 2019/362 Esas, 2019/685 Karar sayılı kararı ile, hükümlü hakkında, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 191 inci maddesinin birinci fıkrası ve 62 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezasının aynı Kanun’un 51 inci maddesi uyarınca ertelenmesine karar verildiği, kararın istinaf edilmeksizin 10.12.2019 tarihinde usûlüne uygun şekilde kesinleştiği anlaşılmıştır.

Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 309 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca, 02.07.2022 tarihli ve 2021/23175 sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 07.10.2022 tarihli ve KYB-2022/105917 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü:
I. İSTEM
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 07.10.2022 tarihli ve KYB-2022/105917 sayılı kanun yararına bozma isteminin;
“Şüpheli hakkında verilen kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ve bu karar ile birlikte verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararların, şüpheliye itiraz hakkı tanınmadan, tebliğ edilmeden ve itiraz süresi beklenmeden denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlanamayacağı,
Somut olayda, şüpheli hakkında İstanbul Anadolu 45. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/729 Esas, 2017/423 Karar sayılı dosyasında hakkında dava açıldığı ve mahkumiyetine karar verildiğinden bahisle incelemeye konu dosyanın 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesini altıncı fıkrası gereğince açıldığı, İstanbul Anadolu 45. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/729 esas sayılı dosyasının ise şüpheli hakkında İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 01.03.2016 tarihli ve 2015/136778 soruşturma, 2016/326 sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin kararın ihlalinden dolayı açıldığı anlaşılmakla, anılan kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin kararda şüpheliye itiraz hakkı tanınmadığı cihetle, kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden kamu davasının durması yerine yazılı şekilde sanığın mahkumiyetine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.”
Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.
II. GEREKÇE
A. Şüpheli hakkında, 04.12.2018 tarihinde işlediği kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonunda İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 26.04.2019 tarihli ve 2019/79252 Soruşturma, 2019/26384 Esas, 2019/21377 sayılı iddianamesi ile İstanbul Anadolu 19. Asliye Ceza Mahkemesine, 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin altıncı fıkrası uyarınca doğrudan kamu davası açıldığı, iddianamede; şüpheli hakkında daha önce verilen erteleme kararının ihlali nedeniyle açılan davada İstanbul Anadolu 45. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/729 Esas, 2017/423 Karar sayılı mahkûmiyet kararı verildiği, yeniden erteleme kararı verilemeyeceği hususunun belirtildiği,

B. İstanbul Anadolu 19. Asliye Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 14.11.2019 tarihli ve 2019/362 Esas, 2019/685 Karar sayılı kararı ile, sanığın 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin birinci fıkrası ve 62 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezasının aynı Kanun’un 51 inci maddesi uyarınca ertelenmesine karar verildiği, kararın istinaf edilmeksizin 10.12.2019 tarihinde kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
C. İstanbul Anadolu 45. Asliye Ceza Mahkemesi dosyasının incelenmesinde;
1. Şüpheli hakkında, 19.08.2015 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonunda, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 01.03.2016 tarihli ve 2015/136778 soruşturma, 2016/326 sayılı kararı ile 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine, aynı maddenin üçüncü fıkrası uyarınca bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, denetimli serbestlik süresi içerisinde tedaviye tabi tutulmasına, erteleme süresi içerisinde kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi ya da tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması durumunda hakkında kamu davası açılacağının ihtarına karar verildiği, kararda itiraz kanun yolunun gösterilmediği ve kararın tebliğinin usulsüz olduğu,
2. Şüphelinin uyarılmasına rağmen denetimli serbestlik tedbiri yükümlülüklerine uygun davranmaması nedeniyle erteleme kararının kaldırılarak İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 29.11.2016 tarihli ve 2016/163861 Soruşturma, 2016/44720 Esas, 2016/37564 sayılı iddianamesi ile İstanbul Anadolu 45. Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı,
3. İstanbul Anadolu 45. Asliye Ceza Mahkemesinin 30.05.2017 tarihli ve 2016/729 Esas, 2017/423 Karar sayılı kararı ile, sanığın 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin birinci fıkrası ve 62 nci maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin beşinci fıkrası uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın 16.06.2017 tarihinde itiraz edilmeksizin kesinleştiği,
3. Kanun yararına bozma istemine konu karar ile ihbarda bulunulması üzerine, İstanbul Anadolu 45. Asliye Ceza Mahkemesinin 10.03.2020 tarihli ve 2020/21 Esas, 2020/150 Karar sayılı kararı ile hükmün açıklanmasına karar verildiği, sanığın istinaf kanun yoluna başvurduğu,

4. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin 13.07.2021 tarihli ve 2020/1901 Esas, 2021/1774 Karar sayılı kararı ile, erteleme kararının tebliğinin usulsüz olduğu gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verildiği,
5. Bozmadan sonra, İstanbul Anadolu 45. Asliye Ceza Mahkemesinin 01.09.2021 tarihli ve 2021/604 Esas, 2021/628 Karar sayılı kararı ile, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrasının ikinci cümlesi uyarınca davanın durmasına karar verildiği,
Anlaşılmıştır.
D. 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinde, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ve bu kararla birlikte verilebilecek olan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararlara yönelik herhangi bir kanun yolu öngörülmemiş ise de; kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile bu karara bağlı olarak verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararlara yönelik 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin ikinci fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan “Cumhuriyet savcısı, bu durumda şüpheliyi, erteleme süresi zarfında kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmadığı veya yasakları ihlal ettiği takdirde kendisi bakımından ortaya çıkabilecek sonuçlar konusunda uyarır.” şeklindeki düzenleme gereği, “Kamu davasının açılmasının ertelenmesi” kararı ve bu karar ile birlikte verilen “tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” ilişkin kararların itiraz yolu açık olmak üzere verilmesi ve şüpheliye tebliğ edilmesi gerektiği, şüpheliye, hakkında verilen karara karşı itiraz hakkı tanınmadan ve kendisine tebliğ edilmeden tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlanamayacağı gibi beş yıllık erteleme süresinin de işlemeye başlamayacağı, şüpheli hakkında İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin karara karşı itiraz kanun yolu gösterilmediği gibi kararın tebliğinin usülsüz olması nedeniyle de kararın kesinleşmediği, nitekim İstanbul Anadolu 45.Asliye Ceza Mahkemesinin 10.03.2020 tarihli ve 2020/21 Esas, 2020/150 Karar sayılı mahkûmiyet hükmünün İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4.Ceza Dairesinin 13.07.2021 tarihli ve 2020/1901 Esas, 2021/1774 Karar sayılı kararı ile bozulmasına karar verildiği, bozmadan sonra, İstanbul Anadolu 45.Asliye Ceza Mahkemesinin 01.09.2021 tarihli ve 2021/604 Esas, 2021/628 Karar sayılı kararı ile, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrasının ikinci cümlesi uyarınca davanın durmasına karar verildiği, bu durumda inceleme konusu dosyada da 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin altıncı fıkrasında düzenlenen doğrudan kamu davası açılması koşulunun gerçekleşmediği anlaşılmakla,

Mahkemece, İstanbul Anadolu 45. Asliye Ceza Mahkemesinin 01.09.2021 tarihli ve 2021/604 Esas, 2021/628 Karar sayılı durma kararından sonra yapılan işlemlerin araştırılması, 04.12.2018 tarihli suçun, önceki kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının kesinleşmesinden önce işlenmiş hale geleceği ve bu durumda 04.12.2018 tarihli suçun da erteleme kararı kapsamında kalacağı gözetilerek, durma kararı sonrasında açılmış bir dava var ise; bu davanın tespiti ile sanığın hukuki durumunun birlikte değerlendirilmek üzere birleştirme kararı verilmesi, eğer dava açılmamış ise; inceleme konusu davada kovuşturma şartının gerçekleşmesi ihtimali kalmadığından 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası uyarınca “düşme” kararı verilerek yine ileride açılması muhtemel davada 5237 sayılı Kanun’un 61 inci maddesi kapsamında cezanın bireyselleştirilmesi hususunda dikkate alınmak üzere İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesi gerektiği gözetilmeden, sanığın mahkûmiyetine karar verilmesi, Kanun’a aykırı olup kanun yararına bozma istemi değişik gerekçe ile yerinde görülmüştür.
III. KARAR
1. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin KABULÜNE,
2. İstanbul Anadolu 19. Asliye Ceza Mahkemesinin 14.11.2019 tarihli ve 2019/362 Esas, 2019/685 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin üçüncü fıkrası gereği, oy birliğiyle KANUN YARARINA BOZULMASINA,
5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin dördüncü fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
02.11.2023 tarihinde karar verildi.