Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2022/10954 E. 2022/10009 K. 05.10.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/10954
KARAR NO : 2022/10009
KARAR TARİHİ : 05.10.2022

Mahkeme : İSTANBUL Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesi
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma
Hükümler : a) Mahkûmiyet; İstanbul 40. Ağır Ceza Mahkemesinin 17/11/2021 tarih, 2021/3 esas ve 2021/409 sayılı kararı
b) Düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddi; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesinin 24/03/2022 tarih, 2022/74 esas ve 2022/829 sayılı kararı

Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
5271 sayılı CMK’nın 288. ve 294. maddelerinde yer alan düzenlemeler ile 289. maddesinde sayılan kesin hukuka aykırılık halleri dikkate alınarak sanık müdafiinin dilekçesindeki temyiz sebeplerinin hükmün hukuki yönüne ilişkin olduğu belirlenerek anılan sebeplere göre yapılan incelemede:
1- Sanık yakalandığında kimlik tespitinin beyanına göre yapıldığının anlaşılması karşısında, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 21/04/2015 tarih, 2014/10-623 esas ve 2015/117 sayılı kararında da yabancı uyruklu olup, yakalandığında üzerinde herhangi bir kimlik belgesi çıkmayan sanığın nüfus ve adli sicil kayıtları ile ilgili hiçbir araştırma yapılmadan sadece beyan edilen kimlik bilgilerine dayanılarak hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır, denilmiştir.
6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun 91. maddesinde geçici koruma “Ülkesinden ayrılmaya zorlanmış, ayrıldığı ülkeye geri dönemeyen, acil ve geçici koruma bulmak amacıyla kitlesel olarak sınırlarımıza gelen veya sınırlarımızı geçen yabancılara geçici koruma sağlanabilir.” şeklinde hüküm altına alınmış, bu kişilerin Türkiye’ye kabulü, Türkiye’de kalışı, hak ve yükümlülüklerinin Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenleneceği belirtilmiştir.
6458 sayılı Kanun’un 91. maddesi uyarınca çıkartılan Geçici Koruma Yönetmeliğinin (Bakanlar Kurulu Kararının Tarihi: 13/10/2014 No: 2014/6883 Dayandığı Kanun’un Tarihi: 04/04/2013 No: 6458 Yayımlandığı Resmi Gazete’nin Tarihi: 22/10/2014 No: 29153) 21. maddesinde; bu Yönetmelik kapsamındaki yabancıların kayıtları sırasında kimliğine ilişkin belge sunamayan yabancının, aksi ispat edilinceye kadar beyanının esas alınacağı, fotoğraf, parmak izi ya da kimlik tespitine elverişli diğer biometrik verilerin esas alınıp merkezi veri tabanına kaydedileceği, mevcut biometrik verilerle eşleştirileceği, kayıt altına alınan yabancıların bilgilerinin derhal Göç İdaresi Genel Müdürlüğüne bildirileceği, yabancıların
kayıt bilgilerinin doğum, ölüm, evlilik, boşanma, gönüllü geri dönüş gibi hallerde güncelleneceği, adres kayıt sistemine kaydedilecekleri düzenlemeleri getirilmiş, 22. maddesinde ise; kayıt işlemleri tamamlananlara, valilikler tarafından geçici koruma kimlik belgesi düzenleneceği, geçici koruma kimlik belgesi verilenlere, 25/04/2006 tarihli ve 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu kapsamında yabancı kimlik numarası verileceği belirtilmiştir.
6458 sayılı Kanun’un 121. maddesine dayanılarak çıkartılan Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik 17 Mart 2016 tarih ve 29656 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Somut olayımızda ise; sanığın Filistin vatandaşı olduğu ve kendi beyanına göre kimlik bilgilerinin tespit edilmiş olduğunun, ayrıca il göç idaresi müdürlüğünden gelen müzekkere cevaplarının sanığın kimliğini tespit için yeterli olmadığının anlaşılması karşısında, yabancı uyruklu sanığa ait nüfus ve adli sicil kayıtlarının vatandaşı olduğu ülke ve gerektiğinde uluslararası kurum ve kuruluşlardan genelgeler doğrultusunda temin edilmesi gerektiği, sanığın resmi kimlik bilgilerinin diplomatik yazışmalarla belirlenemediği takdirde soruşturma makamınca sanığın beyanı üzerine tespit edilen kimlik bilgileri, dosya içerisindeki parmak izi ve fotoğraf kayıt formu ile sanığın temin edilen fotoğraflarının Göç İdaresi Genel Müdürlüğüne gönderilerek Geçici Koruma Yönetmeliğinin 21 ve 22. maddeleri uyarınca sanığın Türkiye’ye kabul edilen yabancılardan olup olmadığının ve varsa yabancı kimlik numarası ile adres kayıt sistemindeki kayıtlarının tespit edilmesi, şayet kimliği bu şekilde belirlenmiyorsa 6458 sayılı Kanun’un 91. maddesi uyarınca çıkartılan Geçici Koruma Yönetmeliğinin 21. ve 22. maddeleri gereğince gerekli kayıtlarının yapılıp geçici koruma belgesi çıkarılıp gönderilmesi istenilerek belirlenen kimliği esas alınıp hükümlülüğüne karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
2-Dosya kapsamından anlaşıldığı üzere; kolluk görevlilerinin ring görevini ifası sırasında, kimlik bilgilerinin gizli kalmasını isteyen bir şahsın kolluk görevlilerinin yanına giderek sanık hakkında yaptığı ihbar üzerine, sanığın elinde suça konu uyuşturucu maddelerin bulunduğu poşet ile yakalandığı olayda, dosya içerisinde hiçbir arama kararının bulunmadığı dikkate alınarak; 2559 sayılı PVSK’nın 9. maddesine göre olay yeri ve tarihini kapsayacak nitelikte “önleme araması kararı” veya CMK’nın 116., 117. ve 119. maddelerine uygun şekilde alınmış “adli arama kararı” ya da “yazılı arama emri” bulunup bulunmadığının araştırılarak varsa aslı veya onaylı bir örneğinin dosya içine getirilmesi; yoksa, sanığın elindeki poşete dışarıdan bakıldığında suça konu uyuşturucu maddelerin dışarıdan gözle görülür vaziyette olup olmadıkları ve sanığın poşeti rızası ile teslim edip etmediği hususlarında tutanak mümzilerinin tanık olarak dinlenmelerinden sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilerek hüküm kurulması gerekirken eksik araştırma ile hüküm kurulması,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazı bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, diğer yönleri incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA, tutuklama koşullarında değişiklik olmaması ve tutuklu kalınan süre göz önüne alınarak sanık hakkındaki salıverilme talebinin reddine,
28/02/2019 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7165 sayılı Kanun’un 8. maddesi ile değişik CMK’nın 304/1. maddesi gereğince dosyanın İstanbul 40. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesine gönderilmesine, 05.10.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.