Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2021/9441 E. 2023/1604 K. 01.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/9441
KARAR NO : 2023/1604
KARAR TARİHİ : 01.03.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Uyuşturucu madde ticareti yapma
HÜKÜM : İstinaf başvurularının esastan reddi

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKİ SÜREÇ

A. Mersin 9. Ağır Ceza Mahkemesinin, 21.01.2021 tarihli ve 2020/262 Esas, 2021/24 Karar sayılı kararı ile sanığın uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 188 inci maddesinin üçüncü fıkrası, dördüncü fıkrasının (a) bendi, 62 nci, 52 nci, 53 üncü ve 58 inci maddeleri uyarınca 12 yıl 6 ay hapis ve 25.000,00 adli para cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve sanık hakkında ikinci kez tekerrür hükmünün uygulanmasına karar verilmiştir.

B. Adana Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesinin, 17.03.2021 tarihli ve 2021/466 Esas, 2021/584 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık ve müdafiinin istinaf başvurularının 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ

Sanık ve müdafiinin temyiz sebepleri özetle;

1. Kararın usule ve esasa aykırı olduğuna,

2. Eylemin sabit olmadığına, “Şüpheden sanık yararlanır.” ilkesinin ihlal edildiğine,

3. Eylemin “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçunu oluşturduğuna,

4. Aramanın hukuka aykırı olduğuna,

5. Tanık …’un mahkemede alınan beyanına itibar edilmesi gerektiğine, tanığın kendi beyanları ile tutanak düzenleyici polis memurlarının tanıklık beyanları arasındaki çelişkinin giderilmediğine, hangi nedenle tutanak düzenleyici tanıkların beyanlarının üstün tutulduğunun gerekçede gösterilmediğine,

ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR

Temyizin kapsamına göre;

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü

Olay tarihinde sanığın adı -soyadı, eşkal bilgileri, satış yaptığı adres belirtilerek yapılan ihbar üzerine, fiziki takibe başlandığı, aynı gün saat 16.50 sıralarında sanığın, belirtilen adres civarında hakkında “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçundan ayrıca soruşturma yürütülen tanık … ile buluştukları, aralarındaki para ve madde alışverişinin açıkça görüldüğü, kesintisiz takip sonrası durdurulan …’un avucunun içindeki kitap sayfası parçasına sarılı 1 gram sentetik kannabinoidi arama yapılmaksızın teslim ettiği; eş zamanlı olarak ikametinin önünde durdurulan sanıkta 145 TL paranın ele geçtiği, yazılı arama emrine istinaden sanığın ikametinde yapılan aramada, üzerinde sanığa ait bir adet parmak izinin bulunduğu, tanık …’ta ele geçen uyuşturucunun sarılı olduğu materyal ile birebir benzer, aynı yazı tipi ve puntosunda 2 adet kitap sayfası parçasının ele geçtiği olayda; ihbarın ve fiziki takibin içeriği, tanık …’un kollukta müdafi huzurunda alınan beyan ve teşhisi, sanığın ikametinde ele geçen ve üzerinde parmak izi bulunan kitap sayfası parçalarının, tanık …’ta ele geçen uyuşturucu maddenin sarılı olduğu materyal ile birebir benzerlik göstermesi ve tutanak düzenleyici kolluk görevlilerinin tanık sıfatıyla alınan beyanları birlikte dikkate alındığında, “uyuşturucu madde ticareti yapma” suçunun sabit olduğu, suç konusunun “sentetik kannabinoid” olması nedeniyle, 5237 sayılı Kanunun 188 inci maddesinin dördüncü fıkrasının (a) bendi uyarınca arttırım yapıldığı, adli sicilinde ikinci kez tekerrüre esas kaydı bulunduğundan hakkında aynı Kanunun 58 inci maddesinin uygulandığı gerekçesiyle sanığın mahkûmiyetine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü

İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgular ile hukuki nitelendirme ve uygulama konusunda, Bölge Adliye Mahkemesince, hükümde isabetsizlik görülmediği gerekçesi ile istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE

İlk Derece Mahkemesinin ve Bölge Adliye Mahkemesinin, suçuna sübutuna, vasfına, 5237 sayılı Kanun’un 188 inci maddesinin dördüncü fıkrasının (a) bendinin uygulanmasına, arama ve arama kararında bir hukuka aykırılık bulunmadığına, delillerin hukuka uygun olarak toplandığına ilişkin takdirlerinde bir isabetsizlik bulunmadığı, gerekçede, sanığın savunması ve tanıkların beyanlarının ayrıntılı şekilde irdelendiği ve oluşa uygun olan beyanların hükme esas alındığı anlaşılmakla, sanık ve müdafiinin temyiz sebepleri yerinde görülmemiş, hükümde açıklanan gerekçeler, tüm dosya kapsamına göre usul ve yasaya uygun bulunarak, hükümde hukuka aykırılık tespit edilmemiştir.

V. KARAR

Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Adana Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesinin, 17.03.2021 tarihli ve 2021/466 Esas, 2021/584 Karar sayılı kararında sanık ve müdafii tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden; 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMLERİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Mersin 9. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Adana Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

01.03.2023 tarihinde karar verildi.