Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2021/941 E. 2023/9317 K. 01.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/941
KARAR NO : 2023/9317
KARAR TARİHİ : 01.11.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/599 E., 2015/556 K.
SUÇ : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Düzeltilerek onama

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin, hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
A. Sanık hakkında, 08.06.2014 tarihinde işlediği suça ilişkin Pazar(Rize) Cumhuriyet Başsavcılığınca kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan dolayı başlatılan soruşturmada, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 6545 sayılı Kanun ile değişik 191 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca 15.10.2014 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile birlikte tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararı verilmiştir. Sanığın 22.04.2015 tarihli eylemine ilişkin hakkında 15.10.2014 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının olduğu anlaşılarak 28.05.2015 tarihinde Keşan Cumhuriyet Başsavcılığınca yetkisizlik ve birleştirme kararı verilerek soruşturma dosyası Pazar (Rize) Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildi.

B. Pazar (Rize) Başsavcılığı 22.04.2015 tarihli eylemi tedavi ve denetimli serbestlik kararının ihlali sayarak 18.09.2015 tarihli iddianame ile 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır.

C. Pazar (Rize) 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 11.11.2015 tarihli ve 2015/599 Esas, 2015/556 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan 6545 sayılı Yasa ile değişik 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 51 inci maddesinin birinci, üçüncü fıkraları uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılması ile cezasının ertelenmesine karar verilmiştir.

D. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca usul ve yasaya uygun hükmün düzeltilerek onanması yönünde karar verilmesi görüşünü içeren Tebliğname ile dava dosyası Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ

Cumhuriyet savcısı ” 5237 Sayılı TCK’nın 51/3 fıkrası incelendiğinde cezası ertelenen hükümlü hakkında 1 yıldan az 3 yıldan fazla olmamak üzere bir denetim süresi belirleneceği bu sürenin alt sınırının mahkum olunan ceza süresinden az olamayacağının belirtildiği, yani sanık hakkında 1 yıl 8 ay denetim süresi öngörülmesi gerekirken 1 yıllık denetim süresinin ön görülmesinin usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini” beyan ederek 04.12.2015 tarihli temyiz talebinde bulunmuştur.

III. OLAY VE OLGULAR (İLK DERECE MAHKEMESİNİN KABULÜ)
” İddia, sanık savunması, kolluk tutanakları, nüfus kaydı, adli sicil kaydı ve tüm dosya kapsamından; Sanık …’in kullanmak için uyuşturucu maddeyi arkadaşları olan Fatih Şahinkovan, Ömer Çorbacı, Onur Cenk Karaca ile birlikte Ardeşen sahilinde içtikleri, sanık …’den 0,015 gram esrar maddesinin ele geçirildiği, suça konu esrar maddesinden alınan kriminal raporda 0,225 gram esrar elde edilebileceğinin belirtildiği, bu suretle sanık … ile arkadaşları hakkında Cumhuriyet Başsavcılığının 2014/1557 soruşturma sayılı dosyasında soruşturma başlatıldığı, sanık … ile arkadaşları hakkında Kullanmak İçin Uyuşturucu Madde Kabul Etmek veya Bulundurmak suçundan Dava Açılmasının Ertelenmesi Kararı verildiği, sanık ve arkadaşları hakkında 15/10/2014 tarih 2014/1557 soruşturma sayılı dosyasında verilen Dava Açılmasının Ertelenmesi kararının Rize Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği, Keşan Cumhuriyet Başsavcılığınca sanık …’in 13/05/2015 tarihinde işlemiş olduğu Kullanmak İçin Uyuşturcu Madde Kullanmak suçundan soruşturma başlatıldığı, Keşan Cumhuriyet Başsavcılığının sanık … hakkında yürütülen soruşturma kapsamında; Pazar Cumhuriyet Başsavcılığınızın 2014/1557 soruşturma sayılı dosyasında ertelenme kararı olduğu ve sanığın erteleme kararını ihlal ettiği, sanık hakkında kamu davasının açılmasının gerektiği belirtilerek soruşturma dosyalarına yetkisizlik kararı verilerek Pazar Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği, Pazar Cumhuriyet Başsavcılığınca sanığın Denetimli Serbestlik kararına uyarak riayet etmemesi nedeniyle TCK’nın 191/1. Maddesi uyarınca mahkememize cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır. Sanık savunmasında daha önceden uyuşturucu madde kullandığını, bunun sonucu olarak savcılıkça dava açılmasının ertelenmesine karar verildiği, askere gittiği dönemde askerlik psikolojisi ile yeniden uyuşturucu madde kullandığını, ancak askerlik bittikten sonra herhangi bir şekilde uyuşturucu madde kullanmadığını savunmuştur. Trakya Üniversitesi Ataştırma, Geliştirme ve Uygulama merkezinin raporunda sanık …’in Labaratuvar’a gönderilen kan örneğinde yapılan analize -7.2 ppm kütle hatası ile halk arasında Ekstazi olarak bilinen maddeye rastlandığı rapor edilmiştir. Mahkememizce yapılan değerlendirmede, sanığın savunması ve ikrarı, uzmanlık ve analiz raporuna göre, uyuşturucu madde kullandığı ve hakkında denetim öngörülerek davanın açılmasının ertelendiği ve sanığın denetim süresi içerisinde yeniden uyuşturucu madde kullandığı anlaşıldığından eylemi sabit ” görüldüğü gerekçesiyle mahkûmiyetine karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
Sanık hakkında, 08.06.2014 tarihinde işlediği suça ilişkin Pazar (Rize) Cumhuriyet Başsavcılığınca kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan dolayı başlatılan soruşturmada, 5237 sayılı Kanun’un 6545 sayılı Kanun ile değişik 191 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca 15.10.2014 tarihli
kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile birlikte tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararı verildiği, sonrasında sanığın 22.04.2015 tarihinde gerçekleştirdiği benzer eylemine ilişkin hakkında 15.10.2014 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının olduğu gerekçesi ile 28.05.2015 tarihinde Keşan Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen yetkisizlik ve birleştirme kararına ilişkin soruşturma dosyasının Pazar (Rize) Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesi üzerine Pazar (Rize) Başsavcılığının 22.04.2015 tarihli eylemi tedavi ve denetimli serbestlik kararının ihlali sayarak 18.09.2015 tarihli iddianame ile incelemeye konu kamu davasını açtığı görülerek yapılan inceleme de;
1) Sanık hakkında, 08.06.2014 tarihinde işlediği suça ilişkin Pazar (Rize) Cumhuriyet Başsavcılığınca kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan dolayı başlatılan soruşturmada, 5237 sayılı Kanun’un 6545 sayılı Kanun ile değişik 191 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca 15.10.2014 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının sanığa usulüne uygun tebliğ edildiğine dair belgenin dosya içerisinde ve Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sisteminde (UYAP) sisteminde bulunmadığı, ancak 21.10.2014 tarihinde Denetimli Serbestlik Şube Müdürlüğüne gönderildiği Denetimli Serbestlik Şube Müdürlüğü tarafından çıkartılan 30.10.2014 tarihli ilk çağrı yazısının tebliğ tarihinde sanığın askerde olduğunun 11.11.2014 tarihli tutanak ile tespit edilmesi üzerine 30.12.2014 tarihli infaza ara verme kararı verildiği bu kararın da sanığa 22.04.2015 tarihli ihlal sayılan eylemden sonra 29.04.2015 tarihinde tebliğ edildiği, sanığın, ihlal sayılan 22.04.2015 tarihli eylemini, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı kesinleşmeden gerçekleştirdiği anlaşılmakla, sanık hakkında kovuşturma şartlarının oluşmaması nedeniyle, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası gereğince kovuşturma şartının gerçekleşmesini beklemek üzere, kamu davasının durmasına ve gerekli tebligat işlemlerinin tamamlanarak, kararın infazına devam edilmesi için dosyanın Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verilmesi yerine, yargılamaya devamla sanık hakkında mahkûmiyet hükmü kurulması,
Kabul ve uygulamaya göre de;
2) Suçun işlendiği 08.06.2014 tarihi itibari ile yürürlükte olan 5560 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Kanun’un 191inci maddesi birinci fıkrasında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçuna ilişkin ceza miktarının “bir yıldan iki yıla kadar hapis cezası” olduğu, daha sonra 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik ile ceza miktarının artırılarak “iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası” olarak düzenlendiği, 5237 sayılı Kanun’un 7 nci maddesi ikinci fıkrası uyarınca suç tarihi itibari ile sanıkların lehine olan kanun maddesinin uygulanması gerektiği cihetle, mahkemece ceza miktarının suç tarihinde yürürlükte olan ve ceza miktarı itibari ile sanık lehine olan 5560 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesi birinci fıkrası gereğince belirlenmesi, teşdiden üst sınırdan ceza takdir edildi ise gerekçesinin gösterilmesi gerekirken, herhangi bir gerekçe gösterilmeksizin
suç tarihinden sonra yürürlüğe giren ve ceza miktarı itibari ile sanıklar aleyhine olan 6545 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesi birinci fıkrası gereğince ceza takdir edilerek hüküm kurulması,
3) Suç tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinde sanığa isnat edilen suç için temel ceza miktarının “bir yıldan iki yıla kadar hapis cezası” olarak belirlendiği; hükümden sonra yürürlüğe giren 5271 sayılı Kanun’un 17.10.2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanun’un 24 üncü maddesi ile başlığı ile birlikte yeniden düzenlenmiş olan “Basit Yargılama Usulü” başlıklı 251 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Asliye Ceza Mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir.” şeklindeki düzenlemeye, 7188 sayılı Kanun’un geçici 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan “01.01.2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz.” şeklindeki düzenleme ile sınırlama getirilmiş ise de; Anayasa Mahkemesinin 19.08.2020 tarihli 31218 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 25.06.2020 tarihli ve 2020/16 Esas, 2020/33 Karar sayılı iptal kararı ile, “…kovuşturma evresine geçilmiş…” ibaresinin, aynı bentte yer alan “… basit yargılama usulü…” yönünden Anayasaya aykırı bulunarak iptaline karar verilmesi sebebiyle kovuşturma evresine geçilmiş olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanun’un 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan düzenlemenin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümesi mümkün olmayıp, 5271 sayılı Kanun’da yapılan değişikliklerin ise derhal uygulanması gerekmekle birlikte, basit yargılama usulü uygulanan olaylarda 5271 sayılı Kanun’nun 251 inci maddesinin 3 üncü fıkrasına göre; “mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir.” şeklindeki düzenleme karşısında, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararının neticeleri itibarıyla maddi ceza hukukuna ilişkin olduğunun ve 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan düzenlemenin sanık lehine sonuç doğurabilecek nitelikte olduğunun anlaşılması karşısında, 5237 sayılı Kanun’un 7 nci maddesi ile 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesi hükümleri gözetilmek suretiyle sanığın hukuki durumunun, “Basit Yargılama Usulü” yönünden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
4) 5237 sayılı Kanun’un 51 inci maddesinin üçüncü fıkrasında ”Cezası ertelenen hükümlü hakkında, bir yıldan az, üç yıldan fazla olmamak üzere, bir denetim süresi belirlenir. Bu sürenin alt sınırı, mahkûm olunan ceza süresinden az olamaz” şeklinde yer alan düzenleme gereğince, cezası ertelenen sanık hakkında mahkemesince en az “1 yıl 8 ay” denetim süresi belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, denetim süresinin “1 yıl” olarak belirlenmesi,

5) Mahkûm olduğu uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında, 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarına hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, nedenleriyle hukuka aykırılık görülmüştür.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Pazar (Rize) 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 11.11.2015 tarihli ve 2015/599 Esas, 2015/556 Karar sayılı kararına yönelik Cumhuriyet savcısının temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
01.11.2023 tarihinde karar verildi.