Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2021/7656 E. 2023/859 K. 09.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/7656
KARAR NO : 2023/859
KARAR TARİHİ : 09.02.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Uyuşturucu madde ithal etme
HÜKÜM : Düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddi

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKİ SÜREÇ
A. İstanbul Anadolu 16. Ağır Ceza Mahkemesinin, 27.10.2020 tarihli ve 2020/53 Esas, 2020/296 Karar sayılı kararı ile sanığın uyuşturucu madde ithal etme suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237
sayılı Kanun) 188 inci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci fıkrası ile üçüncü fıkrasının ilk cümlesi uyarınca 16 yıl 8 ay hapis ve 33.320,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
B. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesinin, 05.02.2021 tarihli ve 2020/3780 Esas, 2021/352 Karar sayılı kararı ile, sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan, re’sen de istinafa tabi olan hükümdeki hukuka aykırılık düzeltilerek, hükme yönelik sanık müdafiinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz sebepleri özetle;
1. Bölge adliye mahkemesinin kararının gerekçesiz olduğuna,
2. Sanığın ticaret amacının olmadığı, uyuşturucu madde kullanma amacı olduğundan eylemin kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçu kapsamında kalacağına,
3. Sanık hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerektiğine,
4. Eylemin ithal etmeye teşebbüs aşamasında kaldığı, bu nedenle tamamlanmış olan uyuşturucu madde ticareti suçundan hüküm kurulması gerektiğine,
İlişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
08.12.2019 tarihinde sanık …’in Fransa’dan Türkiye’ye uyuşturucu madde getireceğinin ihbar edilmesi üzerine yapılan çalışmalarda görevlilerce 10.12.2019 tarihinde Fransa’dan Sabiha Gökçen havalimanına gelen yolculardan sanığın takibe alındığı ve yapılan aramada sanığa ait valizin içerisinde suç konusu uyuşturucu maddenin ele geçirildiği, ele geçirilen uyuşturucu maddenin miktarı dikkate alındığında sanığın savunmasına itibar edilmeyerek hava yolu ile ülkemize ticari amaçla uyuşturucu madde ithal ettiği gerekçesiyle sanığın mahkûmiyetine, sanığın savunmasında uyuşturucu maddeleri
getirdiği şahıslar olarak isimler bildirmiş ise de bu şahıslar hakkında Cumhuriyet Başsavcılığınca uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiği anlaşıldığından sanık lehine etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgular konusunda, Bölge Adliye Mahkemesince yargılama giderlerinin hesaplanmasındaki yanlışlık nedeniyle hukuka aykırılık düzeltilerek İlk Derece Mahkemesi hükmüne yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
İlk Derece Mahkemesi ile Bölge Adliye Mahkemesinin gerekçeli karar başlıklarında, suç adının “uyuşturucu madde ithal etme” yerine “uyuşturucu madde imal etme” olarak, suç tarihinin ise “10.12.2019” olarak yazılması gerekirken “11.12.2019” olarak yanlış gösterilmesi, mahkemesince düzeltilebilir yazım hatası olarak kabul edilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesinin, suçun vasfına ve sübutuna, etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmamasına ilişkin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, uyuşturucu madde ithal etme suçunun uyuşturucu maddenin ülke sınırlarından girmesiyle tamamlanacağı, bu nedenle somut olayda teşebbüs hükümlerinin uygulanamayacağı, Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesinin gerekçesine dayanıldığı anlaşılmakla, sanık müdafiinin temyiz sebepleri yerinde görülmemiş, hükümde açıklanan gerekçeler tüm dosya kapsamına göre usul ve yasaya uygun bulunarak, hükümde hukuka aykırılık tespit edilmemiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesinin, 05.02.2021 tarihli ve 2020/3780 Esas, 2021/352 Karar sayılı kararında sanık müdafiince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden; 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, Üye …’in muhalefeti ve oy çokluğu ile TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Hükmolunan ceza miktarı ile tutuklu kalınan süre dikkate alınarak sanık hakkındaki salıverilme talebinin REDDİNE,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca İstanbul Anadolu 16. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
09.02.2023 tarihinde karar verildi.

KARŞI OY GEREKÇESİ

10.12.2019 tarihli Olay Tutanağına göre; 08.12.2019 tarihli suç ihbarına istinaden, 10.12.2019 günü Fransa’dan İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanına inen uçakta yolcu olarak bulunan sanık …, uçağın inişini müteakiben görevlilerce refakate alınmış ve sanığın uçak altındaki valizi bagaj alım bandından birlikte alındıktan sonra yapılan detaylı inceleme neticesinde, valizde daralı 3016 gram esrar ele geçirilmiş; yapılan yargılama sonucunda, İstanbul Anadolu 16. Ağır Ceza Mahkemesinin 27.10.2020 tarihli kararıyla, sanığın uyuşturucu veya uyarıcı madde ithal etme suçundan dolayı TCK’nın 188/1. ve 62. maddeleri uyarınca cezalandırılmasına hükmolunmuş; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesinin 05.02.2021 tarih ve 2021/352 sayılı kararıyla istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Olay tutanağı ile dosyadaki diğer belgeler incelendiğinde; önceden yapılan ihbara istinaden kolluk görevlileri tarafından yapılan takibi müteakiben, yurt dışından uçakla getirilen uyuşturucu maddenin ele geçirildiği, böylece görevlilerin müdahalesiyle sanığın uyuşturucu maddeleri ülkeye sokmasına engel olunduğu, dolayısıyla sanığın işlediği uyuşturucu veya uyarıcı madde ithal etme suçunun tamamlanmadığı ve teşebbüs aşamasında kaldığı anlaşılmaktadır.

İthal “uyuşturucu ve uyarıcı maddelerin maddeten, Türkiye’nin siyasi sınırlarının her hangi bir yerinden sokulması” (Erman/Özek’ten aktaran: …., Uyuşturucu ve Uyarıcı Madde Suçları, Adalet Yayınevi, Ankara 2020, s. 63) olarak tanımlanmakla birlikte, gümrük (sınır) kapılarının bulunduğu yerlerde uyuşturucu maddenin Türkiye’ye sokulmuş sayılması için gümrük kontrol noktasından herhangi bir şekilde geçirilmiş olması gereklidir. Gümrük kontrolünün amaçlarından biri kaçak veya yasak eşyanın ülkeye girişinin önlenmesi olup, gümrük işlemleri sırasında uyuşturucu veya uyarıcı maddenin polis ya da gümrük görevlisi gibi yetkililer tarafından yakalanması halinde, maddenin ülkeye sokulmasına engel olunduğundan, ithal suçunun tamamlandığından söz edilemez. Zira uyuşturucu veya uyarıcı madde ithal etme, esas itibariyle ülkeye sokulan maddenin satılması, satışa arz edilmesi ya da başkalarına verilmesi gibi kullanmak amacı dışındaki eylemlerin icrasına yönelik olarak işlenen bir suç olup, uyuşturucu veya uyarıcı maddenin gümrük işlemleri sırasında yakalanması halinde, elverişli hareketlerle doğrudan doğruya ithal suçunun icrasına başlayan failin elinde olmayan nedenlerle, uyuşturucu veya uyarıcı maddenin ülkeye sokulmasına engel olunarak ithal suçunun tamamlanması ve aynı zamanda maddenin ülke içinde satışı, satışa arz edilmesi ve başkalarına verilmesi gibi tasarruflarda bulunulması önlenmektedir.

Doktrinde de yukarıda açıklanan görüşü destekleyen çok sayıda yazar bulunmaktadır. Örneğin …., “Gümrük kapısı olan yerler bakımından suça konu olan ve saklanan/bildirilmeyen maddenin gümrük işlemleri sırasında yetkililer tarafından yakalanması halinde failin tamamlanmış ithal suçundan dolayı değil de ithal suçuna teşebbüsten dolayı cezalandırılması gerektiği” görüşündedir (Yiğit İltaş, Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde İmal ve Ticareti Suçu, Adalet Yayınevi, Ankara, 2020, s. 192). Savaş/Mollamahmutoğlu’na göre de, “İthal suçu: maddenin ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak yabancı ülkeden yurda gümrükte saklanarak veya beyan edilmiyerek sokulması ile tamamlanır. Fail gümrükte işlemler sırasında yakalanmış ise suç tamamlanmamıştır. Eylem … teşebbüs derecesinde kalmıştır.” (Vural Savaş-Sadık Mollamahmutoğlu, Türk Ceza Kanununun Yorumu, 3. Cilt, Seçkin Yayınevi, Ankara 1999, s. 3609-3610).

Somut olayda, Türkiye’ye giriş havalimanından gerçekleştirilmiş olmakla birlikte; uyuşturucu maddenin, ülkeye giriş işlemlerinden önce yapılan aramada ele geçirilmiş olması nedeniyle, sanığın işlediği suç, teşebbüs hükümlerinin uygulanması bakımından gümrük kapılarında işlenen suçlarla benzerlik arz etmektedir. Zira sanığın Fransa/Lyon’dan valizini uçağa teslim etmesinden sonra uçak altı bagaj bölümüne konulan valiziyle irtibatı kesilmiş ve valizi üzerinde tasarruf imkânı kalmamıştır. Uçak Türkiye’ye iner inmez sanık görevlilerce refakate alınarak eşya kontrolüne başlanmış, sanığın uçak altı bagaj bölümündeki valizinde yapılan aramada uyuşturucu madde bulunmuştur. Dolayısıyla valiz uçakla Türkiye’ye getirilmiş ise de, uyuşturucu madde kolluk görevlileri tarafından ülkeye giriş ânında tespit edilip ele geçirildiğinden, sanığın valizi üzerinde hâkimiyet sağlaması ve içinde taşıdığı uyuşturucu maddeyi Türkiye sınırları içinde satış, satışa arz etme ve başkalarına verme gibi tasarruflarda bulunması önlenmiştir. Bu suretle sanığın fiili olarak uyuşturucu maddeyi ülkeye sokmasına engel olunduğundan, sanığın elverişli hareketlerle doğrudan doğruya icrasına başladığı uyuşturucu veya uyarıcı maddeyi ithal etme suçu, elinde olmayan nedenlerle tamamlanamamış ve teşebbüs aşamasında kalmıştır.

Yukarıda açıklanan nedenlerle; sanığın işlediği uyuşturucu veya uyarıcı madde ithal etme suçu teşebbüs aşamasında kaldığından, sanık hakkında TCK’nın 188/1. maddesi uyarınca tayin edilen cezadan TCK’nın 35. maddesi uyarınca indirim yapılması gerekirken, sanığın eylemi tamamlanmış suç olarak kabul edilmek suretiyle fazla ceza tayin edilmesinin hukuka aykırı olduğu kanaatini taşıdığımdan, sanık hakkında ilk derece mahkemesince verilen mahkûmiyet hükmüne yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesinin kararının bozulması yerine, temyiz isteminin esastan reddi yönündeki sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum. 09.02.2023