Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2021/6980 E. 2021/9358 K. 29.09.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/6980
KARAR NO : 2021/9358
KARAR TARİHİ : 29.09.2021

Mahkeme : … 6. Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
Hüküm : Mahkûmiyet

Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
1- 28/06/2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değiştirilen TCK’nın 191. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlâl nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz” hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, CMK’nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca “davanın düşmesine” karar verilmesinde zorunluluk bulunması nedeniyle,
Temyiz incelemesine konu suçun, … 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 10/07/2014 tarihli, 2014/219 esas ve 2014/349 sayılı kararı ile verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlenip işlenmediği belirlendikten sonra sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
2- Kabule göre de;
a) 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 191/2. maddesinde, “Bu suçtan dolayı başlatılan soruşturmada şüpheli hakkında … beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilir.” şeklinde düzenlemenin yer aldığı, 5237 sayılı Kanunda, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ve bu kararla birlikte verilebilecek olan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararlara yönelik herhangi bir kanun yolu öngörülmemiş ise de; kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile bu karara bağlı olarak verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararlara yönelik TCK’nın 191/2. maddesinin 2. cümlesinde yer alan “Cumhuriyet savcısı, bu durumda şüpheliyi, erteleme süresi zarfında kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmadığı veya yasakları ihlal ettiği takdirde kendisi bakımından ortaya çıkabilecek sonuçlar konusunda uyarır.” şeklindeki
düzenleme karşısında şüpheliye itiraz hakkı tanınması gerektiği, … Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararında şüpheliye itiraz kanun yoluna başvuru hakkı tanınmadığı, bu hâliyle kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının kesinleşmediği,
b) 7201 sayılı Tebligat Kanununun 10/2. maddesinde; “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” düzenlemesi ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsendiği, tebligatın öncelikle bilinen en son adrese, MERNİS adresi olduğu belirtilmeksizin, 7201 sayılı Tebligat Kanununun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanun’un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından tebligata 7201 sayılı Tebligat Kanununun 23/1-8 ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanununun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği, somut olayda ise; Düzce Cumhuriyet Başsavcılığınca ve … Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce doğrudan şüphelinin MERNİS adresine tebligat çıkarıldığı, Tebligat Kanununda yer alan düzenleme karşısında tebliğ işlemlerinin usulsüz olduğu anlaşıldığından; şüpheli hakkında verilen kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin karar kendisine usulüne uygun şekilde tebliğ edilmeden ve itiraz hakkı beklenilmeden, dolayısıyla kesinleşmeden Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlanamayacağı, bu nedenle Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce yapılan işlemlerin hukuki sonuç doğurmayacağı, dolayısıyla ısrar şartının da gerçekleşmeyeceği, açılan kamu davası hakkında kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden “durma kararı” verilerek, şüpheli hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararın, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde ilgili sulh ceza hakimliğine itiraz hakkı bulunduğu ihtarı ile birlikte usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmesinin sağlanması ve usulüne uygun şekilde kesinleştirilmesini takiben geçerli tebligat işlemleri yapılarak denetimli serbestlik kararının infazının sonucunun beklenilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde mahkûmiyet kararı verilmesi,
Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazı bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 29/09/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.