Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2021/5638 E. 2021/10756 K. 27.10.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/5638
KARAR NO : 2021/10756
KARAR TARİHİ : 27.10.2021

Adalet Bakanlığının, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık … hakkındaki … 25. Asliye Ceza Mahkemesinin 27/11/2015 tarihli ve 2015/597 esas, 2015/608 sayılı kararı ile aynı mahkemenin 30/05/2017 tarihli ve 2017/89 esas, 2017/345 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 17/03/2021 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A- Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Şüpheli … hakkında, 07/03/2013 tarihinde işlediği kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan … Cumhuriyet Başsavcılığının 20/12/2013 tarihli, 2013/123848 soruşturma, 2013/50118 esas ve 2013/19334 sayılı iddianamesi ile 5237 sayılı TCK’nın 191/1 ve 53. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle … 22. Sulh Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı,
2- … 22. Sulh Ceza Mahkemesinin 29/05/2014 tarihli ve 2014/87 esas, 2014/485 sayılı kararı ile sanığın TCK’nın 191/2. maddesi gereğince tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına karar verildiği, kararın 16/07/2014 tarihinde itiraz edilmeden kesinleştiği,
3- Sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uymadığının bildirilmesi üzerine … 25. Asliye Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 27/11/2015 tarihli ve 2015/597 esas, 2015/608 sayılı kararı ile TCK’nın 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değiştirilen TCK’nın 191 ve aynı Kanunun 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 7/2. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, karar verildiği, kararın 23/12/2015 tarihinde itiraz edilmeden kesinleştiği,
4- Sanığın denetim süresi içerisinde 06/03/2016 tarihinde işlediği trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan cezalandırıldığının ihbar edilmesi üzerine; … 25. Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 30/05/2017 tarihli ve 2017/89 esas, 2017/345 sayılı kararı ile hükmün açıklanmasına, sanığın TCK’nın 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezasının TCK’nın 51. maddesi gereğince ertelenmesine, karar verildiği, kararın 29/06/2017 tarihinde istinaf edilmeden kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B- Kanun Yararına Bozma Talebi:
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında;
“Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan sanık …’ün, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 191/2. maddesi gereğince tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına dair … 22. Sulh Ceza Mahkemesinin 29/05/2014 tarihli ve 2014/87 esas, 2014/485 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, sanığın denetimli serbestlik
kurallarını ihlal ettiğine dair … Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan ihbar üzerine anılan Kanunun 191/1 ve 62/1. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair … 25. Asliye Ceza Mahkemesinin 27/11/2015 tarihli ve 2015/597 esas, 2015/608 sayılı kararının 23/12/2015 tarihinde kesinleşmesini müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde 06/03/2016 tarihinde işlediği kasıtlı suçlardan mahkum edildiğinin ihbar edilmesi üzerine hükmün açıklanmasına, 5237 sayılı Kanunun 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezasının aynı Kanun’un 51. maddesi gereğince ertelenmesine ve 1 yıl denetim süresine tâbi tutulmasına dair … 25. Asliye Ceza Mahkemesinin 30/05/2017 tarihli ve 2017/89 esas, 2017/345 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
… 25. Asliye Ceza Mahkemesinin 27/11/2015 tarihli ve 2015/597 esas, 2015/608 sayılı kararı yönünden yapılan incelemede;
Sanık hakkında yargılama konusu suç bakımından daha önce … 22. Sulh Ceza Mahkemesinin 29/05/2014 tarihli ve 2014/87 esas, 2014/485 sayılı kararıyla 5560 sayılı Kanunla değişik 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesi uyarınca tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulandığı ve sanığın tedbiri ihlal ettiği için, 6545 sayılı Kanun ile değişik 5320 sayılı Kanunun geçici 7/3. maddesi gereğince yargılamaya devam edilerek bir hüküm kurulması gerekirken, şartları oluşmadan 6545 sayılı Kanunla değişik 5320 sayılı Kanunun geçici 7/2. maddesi uyarınca 5237 sayılı Kanun’un 191. maddesi kapsamında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesinde,
… 25. Asliye Ceza Mahkemesinin 30/05/2017 tarihli ve 2017/89 esas, 2017/345 sayılı kararın yönünden yapılan incelemede;
Kabule göre de,
1- 28/06/2014 tarihli ve 29044 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 68. maddesi ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191. maddesi yeniden düzenlenmiş olup, anılan maddenin 9. fıkrasında “Bu maddede aksine düzenleme bulunmayan hâllerde, Ceza Muhakemesi Kanununun kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin 171 inci maddesi veya hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 231 inci maddesi hükümleri uygulanır.” şeklinde bir hükme yer verildiği, keza 6545 sayılı Kanun’un 65. maddesi ile 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanuna eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrasında yer alan, “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Türk Ceza Kanununun 191 inci maddesinde tanımlanan suç nedeniyle yürütülen kovuşturmalarda, hakkında daha önce denetimli serbestlik veya tedavi tedbiri uygulanmayan kişilerle ilgili olarak 191 inci madde hükümleri çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilir.” şeklindeki düzenlemeler ve benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 14/12/2017 tarihli ve 2017/7380 esas, 2017/6802 karar sayılı ilâmında belirtilen hususlar birlikte değerlendirildiğinde, sanık hakkında açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanabilmesi için denetim süresinde işlenen suçun da kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak veya kabul etmek suçu ile aynı neviden olması gerektiğinden, sanığın denetim süresi içerisinde 06/03/2016 tarihinde aynı neviden olmayan trafik güvenliğini tehlikeye sokmak suçunu işlediğinden bahisle hükmün açıklanmasına karar verilemeyeceği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde,
2- 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231. maddesi uyarınca açıklanması geri bırakılan hükmün, sanığın denetim süresi içinde yeni bir suç işlemesi sebebiyle yeniden ele alınıp hükmün açıklanmasına karar verildiğinde, aynı Kanun’un 231/11.
maddesi hükmü uyarınca önceki hükümde değişiklik yapılmadan aynen açıklanması, ancak kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek, cezanın yarısına kadar belirlenecek bir kısmının infaz edilmemesi ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesi veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine dair cezanın bireyselleştirilmesi hükümlerinin tatbik edilebileceği, bunun dışındaki hususlarda hükmün değiştirilemeyeceği gözetilmeden, denetim süresi içerisinde suç işlediği anlaşılan sanık hakkında hükmün aynen açıklanması ile yetinilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek, … 25. Asliye Ceza Mahkemesinin 27/11/2015 tarihli ve 2015/597 esas, 2015/608 sayılı kararı ile … 25. Asliye Ceza Mahkemesinin 30/05/2017 tarihli ve 2017/89 esas, 2017/345 sayılı kararının kanun yararına bozulması istenilmiştir.
C- Konunun Değerlendirilmesinde:
Sanık … hakkında, 07/03/2013 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan … 22. Sulh Ceza Mahkemesinin 29/05/2014 tarihli ve 2014/87 esas, 2014/485 sayılı kararı ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 191/2. maddesi gereğince tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına karar verildiği, kararın kesinleşmesini takiben, sanığın denetimli serbestlik tedbirine uymadığının bildirilmesi üzerine … 25. Asliye Ceza Mahkemesinin 27/11/2015 tarihli ve 2015/597 esas, 2015/608 sayılı kararı ile sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 191/1 ve 62/1. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değiştirilen TCK’nın 191 ve aynı Kanunun 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 7/2. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın 23/12/2015 tarihinde kesinleşmesinden sonra, sanığın denetim süresi içerisinde 06/03/2016 tarihinde işlediği trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan mahkûm edildiğinin ihbar edilmesi üzerine … 25. Asliye Ceza Mahkemesinin 30/05/2017 tarihli ve 2017/89 esas, 2017/345 sayılı kararı ile hükmün açıklanmasına, sanığın 5237 sayılı Kanunun 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezasının aynı Kanunun 51. maddesi gereğince ertelenmesine ve 1 yıl denetim süresine tâbi tutulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
1- … 25. Asliye Ceza Mahkemesinin 27/11/2015 tarihli ve 2015/597 esas, 2015/608 sayılı kararı yönünden yapılan incelemede:
28/06/2014 tarihli ve 29044 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 85. maddesi ile 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanuna eklenen geçici 7. maddede yer alan düzenleme;
(1) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Türk Ceza Kanununun 191’inci maddesinde tanımlanan suç nedeniyle yürütülen kovuşturmalarda, hakkında hâlen denetimli serbestlik veya tedavi kararı uygulananlar bakımından Türk Ceza Kanununun 191’inci maddesi hükümleri çerçevesinde bu tedbirlerin uygulanmasına devam olunur.
(2) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Türk Ceza Kanununun 191’inci maddesinde tanımlanan suç nedeniyle yürütülen kovuşturmalarda, hakkında daha önce denetimli serbestlik veya tedavi tedbiri uygulanmayan kişilerle ilgili olarak 191’inci madde hükümleri çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilir.
(3) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Türk Ceza Kanununun 191’inci maddesinde tanımlanan suç nedeniyle yürütülen kovuşturmalarda, hakkında daha önce denetimli serbestlik veya tedavi kararı verilmiş olup da bu yükümlülükleri ihlal eden kişilerin yargılanmasına devam olunur, şeklinde olup,
5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması ile 6545 sayılı Kanunun 85. maddesi ile 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanuna eklenen geçici 7/2. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararları, gerek uygulanma şartları, gerekse yaptırımlar ve doğuracağı hukuki sonuçlar bakımından birbirinden farklı niteliktedir.
5271 sayılı CMK’nın 231. maddesi düzenlemesine göre; sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünün hukuki bir sonuç doğurmamasını ifade eden ve doğurduğu sonuçlar itibarıyla karma bir özelliğe sahip bulunan hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükmü, denetim süresi içinde kasten yeni bir suçun işlenmemesi ve yükümlülüklere uygun davranılması hâlinde, geri bırakılan hükmün ortadan kaldırılarak kamu davasının 5271 sayılı CMK’nın 223. maddesi uyarınca düşmesi sonucunu doğurmaktadır.
Kanun koyucu, kişi hakkında kurulan hükmün hukuki sonuç doğurmamasını ifade eden hükmün açıklanmasının geri bırakılması ile belirli şartların gerçekleşmesi hâlinde kişilerin işledikleri birtakım suçlardan dolayı adli yönden lekelenmemeleri için bir fırsat tanımak istemiştir.
5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinin 11. fıkrası; “Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar. Ancak mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek; cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkûmiyet hükmü kurabilir” hükmünü taşımaktadır. Buna göre, sanığın denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç işlemesi veya mahkemece kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getirmemesi/getirememesi hâlinde hüküm açıklanacaktır. Denetim süresi içinde kasıtlı bir suçtan mahkûm olunması durumunda hüküm açıklanabilmesi için bu ikinci suçun denetim süresi içerisinde işlenmesi ve kasıtlı bir suç olması yeterlidir.
5320 sayılı Kanunun geçici 7/2. maddesine göre hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi halinde ise; kanuni zorunluluk üzerine verilmiş olan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile aynı hukuki sonuçları doğuracağından, denetim süresi içerisinde işlenen suçun kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçu ile aynı neviden olması gerekmekte olup, sanığın denetim süresi içerisinde aynı neviden olmayan kasıtlı bir suç işlediğinden bahisle hükmün açıklanmasına karar verilemeyecektir.
Anayasa’nın 2. maddesinde yer alan hukuk devletinin temel ilkelerinden biri “belirlilik”tir. Bu ilkeye göre, kanun düzenlemelerinin hem kişiler hem de idare yönünden herhangi bir tereddüde ve şüpheye yer vermeyecek şekilde açık, net, anlaşılır ve uygulanabilir olması gereklidir. Belirlilik ilkesi, hukuki güvenlikle bağlantılı olup birey hangi somut eylem ve olguya hangi hukuki müeyyidenin veya neticenin bağlandığını bilmelidir. Birey ancak bu durumda kendisine düşen yükümlülükleri öngörebilir ve davranışlarını belirler. Hukuk güvenliği, normların öngörülebilir olmasını, bireylerin tüm eylem ve işlemlerinde devlete güven duyabilmesini, devletin de yasal düzenlemelerde bu güven duygusunu zedeleyici yöntemlerden kaçınmasını gerekli kılar. “Hukuki güvenlik” ve “belirlilik” ilkeleri hukuk devletinin unsurlarındandır. Bireyin devlete güven duyması, ancak hukuki güvenliğin sağlandığı bir hukuk devleti düzeninde mümkün olabilecektir. Anayasada öngörülen temel hak ve hürriyetlerin kullanılması ve insan haklarının insan hayatına egemen kılması için Devlet, bireylerin hukuka olan inançlarını ve güvenlerini korumakla yükümlüdür.
Tüm bu açıklamalar ışığında;
Somut olayda, … 22. Sulh Ceza Mahkemesinin 29/05/2014 tarihli kararı ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine karar verilmiş olması nedeniyle, 5320 sayılı Kanunun geçici 7/2. maddesindeki koşullar gerçekleşmediğinden 5320 sayılı Kanunun geçici 7/2. maddesine göre değil 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesindeki şartların gerçekleşmesi halinde CMK hükümleri çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebileceği gözetilmeden geçici 7/2. maddeye göre hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi kanuna aykırı ise de; sanığın, hukuki yaptırımlar ve sonuçlar konusunda yanıltılmış olduğu, ceza hukuku prensiplerinden olan “yaptırım ve sonuçlarını aleyhe kötüleştirememe ya da ağırlaştıramama kuralı” gereğince, mahkemesince sanığın lehine olarak kanuna aykırı şekilde verilmiş hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının yok sayılamayacağı, bu hukuka aykırılığın sanık lehine olması karşısında, yeniden yargılama yapılmamak ve aleyhe sonuç doğurmamak üzere, hukuka aykırılığa işaret edilerek, kanun yararına bozma isteminin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
2- … 25. Asliye Ceza Mahkemesinin 30/05/2017 tarihli ve 2017/89 esas, 2017/345 sayılı kararın yönünden yapılan incelemede;
1- Sanık hakkında, … 22. Sulh Ceza Mahkemesinin 29/05/2014 tarihli kararı ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine karar verilmiş olması nedeniyle, 5320 sayılı Kanunun geçici 7/2. maddesindeki koşulların gerçekleşmediği, … 25. Asliye Ceza Mahkemesinin 27/11/2015 tarihli kararı ile 5320 sayılı Kanunun geçici 7/2. maddesine göre değil 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesindeki şartların gerçekleşmesi halinde CMK hükümleri çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebileceği, mahkemesince sanığın lehine olarak kanuna aykırı şekilde verilmiş hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının yok sayılamayacağı, bu hukuka aykırılığın sanık lehine olması karşısında, sanık hakkında açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanabilmesi için denetim süresinde işlenen suçun da kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçu ile aynı neviden olması gerekeceği, sanığın denetim süresi içerisinde 06/03/2016 tarihinde aynı neviden olmayan trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunu işlemesi nedeniyle hükmün açıklanmasına karar verilemeyeceği anlaşıldığından, hükmün açıklanmasına dair karar kanuna aykırıdır.
2- Kabule göre de;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231. maddesi uyarınca açıklanması geri bırakılan hükmün, sanığın denetim süresi içinde yeni bir suç işlemesi sebebiyle yeniden ele alınıp hükmün açıklanmasına karar verildiğinde, aynı Kanunun 231/11. maddesi hükmü uyarınca önceki hükümde değişiklik yapılmadan aynen açıklanması, ancak kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek, cezanın yarısına kadar belirlenecek bir kısmının infaz edilmemesi ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesi veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine dair cezanın bireyselleştirilmesi hükümlerinin tatbik edilebileceği, bunun dışındaki hususlarda hükmün değiştirilemeyeceği gözetilmeden, denetim süresi içerisinde suç işlediği anlaşılan sanık hakkında hükmün aynen açıklanması ile yetinilmesi gerekirken, hapis cezasının TCK’nın 51. maddesi gereğince ertelenmesine karar verilmesi, kanuna aykırıdır.
D- Karar:
Açıklanan nedenlerle,
1- … 25. Asliye Ceza Mahkemesinin 27/11/2015 tarihli ve 2015/597 esas, 2015/608 sayılı hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararının 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, CMK’nın
309. maddesinin 4. fıkrasının (c) bendi uyarınca yeniden yargılama yapılmamak ve aleyhe sonuç doğurmamak üzere gerekli işlemin yapılmasına,
2- … 25. Asliye Ceza Mahkemesinin 30/05/2017 tarihli ve 2017/89 esas, 2017/345 sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, CMK’nın 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılmasına,
Dosyanın Adalet Bakanlığına iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,
27/10/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.