Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2021/5042 E. 2023/210 K. 16.01.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/5042
KARAR NO : 2023/210
KARAR TARİHİ : 16.01.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Uyuşturucu madde ticareti yapma
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle,
Sanık müdafiinin duruşmalı inceleme talebinin, 7079 sayılı Kanun’un 94 üncü maddesiyle değişik 5271

sayılı Kanun’un 299 uncu maddesinin birinci fıkrası gereği takdîren reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKİ SÜREÇ
A. İstanbul Anadolu 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 20/11/2020 tarihli ve 2019/91 Esas, 2020/268 Karar sayılı kararı ile sanığın uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 188 inci maddesinin üçüncü fıkrası, dördüncü fıkrasının (a) bendi, 62 nci maddesi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci fıkrası ile üçüncü fıkrasının ilk cümlesi uyarınca 12 yıl 6 ay hapis ve 25.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
B. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesinin, 19/01/2021 tarihli ve 2020/3617 Esas, 2021/124 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan, hükme yönelik sanık müdafiinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz sebepleri özetle;
1. Soruşturma işlemlerinin ve aramaların hukuka aykırı olduğuna,
2. Delil değerlendirmesinin hatalı yapıldığına ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Olay tarihinde durumundan şüphelenilerek durdurulan tanık …’nin yapılan kaba üst aramasında daralı ağırlığı 0,5 gram gelen uyuşturucu maddenin ele geçtiği, …’in uyuşturucu maddeleri ismini … olarak bildiği bir şahıstan aldığını beyan etmesi üzerine, …’in sanık … ile telefonda haberleşerek buluştukları, sanığın 200 TL karşılığında 8 parça daralı ağırlığı 16,01 gram gelen uyuşturucu maddeyi …’e satarken kolluk kuvvetlerince suç üstü yakalandığı, sanığın yapılan kaba üst aramasında sağ cebinden 9 parça halinde daralı ağırlığı 17,71 gram uyuşturucu maddenin ele geçirildiği

olayda; olayın meydana geliş şekli, elde edilen maddenin miktarı ve satışa hazır niteliği nazara alındığında sanığın suçtan kurtulmaya yönelik savunmasına itibar edilmediği gerekçesiyle sanığın mahkûmiyetine karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
Temyiz incelemesi sonucunda;
Kullanmak amacıyla uyuşturucu madde bulundurma suçundan ayrı soruşturma yürütülen tanık …’in kaba üst aramasında 1 paket 0.2 gram eroin içeren maddenin ele geçirildiği, tanık hakkında işlemler devam ederken sanığın tanığı aradığı, savcı talimatı gereğince tanık tarafından buluşma ayarlandığı, buluşma gerçekleşmesi sonrasında sanığın tanığa 8 paket 14 gram eroin içeren madde satarken yakalandığı, sanığın yapılan kaba üst aramasında ise 9 paket 15.8 gram eroin içeren maddenin ele geçirildiği anlaşıldığından İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarında açıklanan gerekçeler, tüm dosya kapsamına göre usul ve yasaya uygun bulunarak, sanık müdafiinin temyiz sebepleri yerinde görülmemiş, aşağıda belirtilenler dışında hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır.
A. 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesi ile ilgili 7242 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesinde yapılan değişiklikler nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından sanığın durumunun yeniden belirlenmesi hususunda zorunluluk bulunması,
B. Sanığa verilen adli para cezasının 5237 sayılı Kanun’un 52 nci maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca taksitlendirilmesine karar verildikten sonra kararda “ödenmeyen para cezasının hapse çevrileceğinin ihtarı” belirtilmeyerek 5237 sayılı Kanun’un 52 nci maddesinin dördüncü fıkrasının son cümlesine aykırı davranılması,
Değerlendirilmiş; her iki hususun Yargıtay tarafından düzeltilmesi mümkün görülmüştür.
V. KARAR
Gerekçenin A ve B bölümünde açıklanan nedenlerle sanık müdafiinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesinin, 19/01/2021 tarihli ve 2020/3617 Esas, 2021/124 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, BOZULMASINA, bu hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 303 üncü maddesi gereği İlk Derece Mahkemesi hükmünün,
A. 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesinin uygulanması ile ilgili bölümünün çıkarılması ve yerine;

“Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli iptal kararı ile 7242 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikler sonrası oluşan durumuna göre, sanık hakkında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 53 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları ile üçüncü fıkrasının birinci cümlesinin uygulanmasına” ibaresinin eklenmesi,
B. İlk derece mahkemesi hükmünün adli para cezasının taksitlendirilmesine ilişkin hüküm fıkrasında yer alan, “ …tamamının tahsil edileceğinin..” ibaresinden sonra gelmek üzere, “ve ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğinin ” ibaresinin eklenmesi,
Suretiyle, İlk Derece Mahkemesi hükmündeki hukuka aykırılıkların DÜZELTİLEREK, Tebliğname’ye kısmen uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca İstanbul Anadolu 1. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
16.01.2023 tarihinde karar verildi.