Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2021/4731 E. 2022/13614 K. 20.12.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/4731
KARAR NO : 2022/13614
KARAR TARİHİ : 20.12.2022

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suçlar : 1- Kişilerin hayatını ve sağlığını tehlikeye sokacak biçimde ilaç yapma veya satma
2- 5607 sayılı Kanun’a muhalefet
Hüküm : Mahkûmiyet

Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
1- Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 05.06.2007 tarih 2007/8-57 Esas 2007/130 karar sayılı kararında da belirtildiği üzere, 5607 sayılı Yasanın 17. maddesindeki düzenleme karşısında aralarında bağlantı dahi olsa, sahtecilik dışındaki diğer suçların yargılamalarının, kaçakçılık suçu yargılaması ile birleştirilemeyeceği gözetilmeden aynı kovuşturmayla her iki suçtan yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre;
2- 10.12.2022 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanıp, aynı gün yürürlüğe giren 7423 sayılı Yasanın 8. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3. maddesinin 22. fıkrasının “23 üncü” fıkrası olarak değiştirildiği gözetilerek, hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen “Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir.” şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine aynı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği ve anılan madde uyarınca suça konu kaçak eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı tutarındaki miktarın hüküm verilinceye kadar Devlet Hazinesine ödenmesi halinde verilecek cezada indirim uygulanacağının hüküm altına alındığı dikkate alınarak, 5237 sayılı TCK’nın 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası kapsamında igili hükümlerin yasal koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması ve sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
3- Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen 23.03.2015 tarihli raporda, ele geçirilen siyah renkli 3 adet drajenin MDMA içerdiğinin ve TCK’nın 188. maddesi kapsamındaki maddelerden olduğunun belirtilmesi karşısında; bu konuda suç konusu maddelerin tamamının Adli Tıp Kurumuna gönderilerek rapor alınması gerekeceği ve sanıkların eyleminin uyuşturucu madde ticareti suçunu oluşturup oluşturmadığına ilişkin delillerin tartışılması ve sanığın hukuki durumunun belirlenmesi görevinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu dikkate alınarak görevsizlik kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden kovuşturma sürdürülerek Kişilerin Hayatını ve Sağlığını Tehlikeye Sokacak Biçimde İlaç Yapma veya Satma suçundan hüküm kurulması,
4- Gerekçeli kararda ve kısa kararın 1. fıkrasında sanıklar hakkında 5607 sayılı Kanun’a muhalefet suçundan mahkûmiyet hükmü kurulmasına rağmen, hükmün “B-1” olarak gösterilen bölümünde; “Sanıkların eylemi nedeniyle hem 5607 sayılı Yasanın 3/5 maddesine muhalefet suçundan hem de “kişilerin hayatını ve sağlığını tehlikeye sokacak biçimde ilaç yapma veya satma” suçundan cezalandırılması talebiyle kamu davası açılmış ise de; TCK 44 maddesi gereğince işlediği bir fiil ile birden fazla farklı suçun oluşmasına sebebiyet veren kişinin bunlardan en ağır cezayı gerektiren suçtan dolayı cezalandırılacağı düzenlendiğinden, sanıkların üzerine atılı “kişilerin hayatını ve sağlığını tehlikeye sokacak biçimde ilaç yapma veya satma” suçunu işledikleri mahkememizce sabit görülmekle…”denilmek suretiyle çelişki oluşturularak hükmün karıştırılması,
5- Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı hükmü ile 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi ve 7242 sayılı Kanun’un 10. maddesinde yapılan değişiklikler nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
6- Suça konu eşyaların 5237 sayılı TCK’nın 54/4. maddesi uyarınca müsaderesine karar verilmesi gerekirken TCK’nın 54. maddesi gereğince müsaderesine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin BOZULMASINA, CMUK’un 326/son maddesi uyarınca, kişilerin hayatını ve sağlığını tehlikeye sokacak biçimde ilaç yapma veya satma suçundan verilen sonuç ceza yönünden sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 20.12.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.