Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2021/4367 E. 2022/7318 K. 07.06.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/4367
KARAR NO : 2022/7318
KARAR TARİHİ : 07.06.2022

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi

Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
Hüküm: Tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyulmaması üzerine hükmün açıklanması suretiyle mahkûmiyet
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10/2. madde ve fıkrasının, “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmü ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsenmiş olması karşısında, öncelikle bilinen en son adres (bilinen bir adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise MERNİS adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres) esas alınarak, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanunun 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından tebligata 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 23/1-8 ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanununun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği gözetilmeksizin, sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı hükmedilen Bakırköy 10. Sulh Ceza Mahkemesinin 15.03.2011 tarihli 2010/2340 esas-2011/340 sayılı kararı ile sanık hakkında ‘’hükmün açıklanmasının geri bırakılması’’ kararının sanığın MERNİS adresine doğrudan Tebligat Kanunu 21/2 gereği tebliğ edildiğinin dolayısıyla tebligatın usulsüz olduğunun anlaşılması karşısında; kesinleşmeyen karara ilişkin verilen sonraki karar ve işlemlerin hukuken geçersiz ve yok hükmünde olduğu, sanığın 23/06/2016 tarihli dilekçesindeki temyiz talebinin 15.03.2011 tarihli karara yönelik olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararları, CMK’nın 231. maddesinin 12. fıkrası gereğince itiraz kanun yoluna tabi olduğundan, itirazla ilgili gerekli kararın yetkili ve görevli itiraz merciince verilmesi için, dosyanın incelenmeksizin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, 07/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.