Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2021/3762 E. 2023/3825 K. 02.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/3762
KARAR NO : 2023/3825
KARAR TARİHİ : 02.05.2023

TUTUKLU

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2020/2339 E., 2020/1903 K.
SUÇ : Uyuşturucu madde ticareti yapma
HÜKÜMLER : Hükümlerin düzeltilerek istinaf başvurularının esastan reddi
TEMYİZ EDENLER : Sanık … ve müdafileri, Sanık … müdafileri, sanık … ve müdafii

İlk Derece Mahkemesince verilen hükümlere yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararların; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası
gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.
Sanıklar … ve Arif müdafilerinin duruşmalı inceleme talebinin, 7079 sayılı Kanun’un 94 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 299 uncu maddesinin birinci fıkrası gereği takdîren reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKİ SÜREÇ
A. … 3. Ağır Ceza Mahkemesinin, 15.10.2020 tarihli ve 2020/26 Esas, 2020/203 Karar sayılı kararı ile sanıkların uyuşturucu madde ticareti yapma suçlarından, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 188 inci maddesinin üçüncü fıkrası, beşinci fıkrası, 52 nci maddesinin ikinci ile üçüncü fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci fıkrası ile üçüncü fıkrasının birinci cümlesi ve 58 inci maddesi uyarınca 18 yıl hapis ve 60.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmalarına, hak yoksunluklarına ve sanıklar hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmasına karar verilmiştir.
B. … Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin, 16.12.2020 tarihli ve 2020/2339 Esas, 2020/1903 Karar sayılı kararı ile;
Sanık … hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan ve re’sen de istinafa tabi olan hükme yönelik sanık müdafiinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Sanık … hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan ve re’sen de istinafa tabi olan hükme yönelik sanık ve müdafiinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Sanık … hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan ve re’sen de istinafa tabi olan hükümdeki hukuka aykırılık düzeltilerek, hükme yönelik sanık ve müdafiinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi, 303 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Sanık … ve müdafilerinin temyiz sebepleri özetle;
1. Kanuna ve hukuka aykırı olduğuna,

2. Sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair somut inandırıcı yeterli kesin delil olmadığı halde sanığın bu suçtan dolayı cezalandırılması hukuka ve mevzuata aykırılık teşkil ettiğine,
3. Sanık hakkında alt sınırdan uzaklaşılarak ceza tayin edildiğine,
4. Kabul beyanı olmamakla birlikte, bu cezanın verilmesi hukuka uygun olduğu biran düşünse bile, sanık hakkında etkin pişmanlık hükmü uygulanması gerektiğine,
5. Sanığın daha önceden sabıkası olması hakkında ceza verilmesinde indirime gidilmemesine gerekçe oluşturmayacağına,
6. Her türlü şüpheden uzak bir somut kesin delil mevcut olmamasına rağmen, sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 188 inci maddesinin beşinci fıkrası uyarınca artırım yapılması,
7. Sanık uyuşturucu maddeyi içtiği, kullandığı için tarladan çalıp evine getirdiğini, çalma amacının ticaret değil, kullanmak olduğuna,
İlişkindir.
B. Sanık … müdafilerinin temyiz sebepleri özetle;
1. Kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna,
2. Sanıkta ele geçirilen miktar kişisel kullanım sınırında olduğuna,
3. Sanığın uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan cezalandırılmasını gerektirir her türlü şüpheden uzak, kesin kanaate ulaştırabilecek mahiyette bir delil bulunmadığına,
4. Sanığın 5237 sayılı Kanun’un 188 inci maddesinin üçüncü ve beşinci maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verilmesi hukuka ve yasaya aykırı olduğuna,
5. Lehine olan hükümlerin azami derece uygulanmasına,
İlişkindir.
C. Sanık … ve müdafiinin temyiz sebepleri özetle;
1. Sanığın eyleminin uyuşturucu madde ticareti yapma suçunu değil, kullanmak için uyuşturucu madde
bulundurma suçunu oluşturduğuna,
2. Sanığın tüm dosya kapsamında yer alan delil ve beyanlar neticesinde suçun faili değil, ancak 5237 sayılı Kanun’un 39 uncu maddesi atfıyla yardım edeni olabileceğine,
3. Sanığın tamamen kendi kullanımı için esrar temini gayesinden kaynaklı söz konusu olaya karıştığı, sanığın üzerine atılı suça ilişkin iradesi olmadığına,
4. Şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereği sanığın beraatine, aksi halde lehe hükümlerin üst limitten uygulanmasına karar verilmesi gerektiğine,
5. Usul ve yasaya aykırı olduğuna,
6. Etkin pişmanlık hükmü uygulanması gerektiğine,
7. Uyuşturucu madde satışı ile alakasının olmadığına, satma kastının olmadığına, sadece içmek için toplanmasına ve kurutulmasına yardım ettiğine, sadece içmek için yanında bulundurduğuna, ticari amaçla arkadaşlarına vermediğine,
İlişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Dosya kapsamında sanıkların ifadeleri aşamalarda muhtelif defalar değişmekle birlikte sanık …’ın beyanı, sanıklar … ve …’ın cezaevinden … Cumhuriyet Başsavcılığına yazmış oldukları dilekçeler ve kovuşturma aşamasında her 3 sanığın ikrar içerikli savunmaları ile sabit olduğu üzere sanıkların tam olarak yeri tespit edilmemekle birlikte … İli …köyünde bulunan bir alanda ekili vaziyetteki uyuşturucu maddeyi sanıklardan … ve …’ın topladıkları, bu maddeleri birlikte … İline getirdikleri, … İlinde uyuşturucu maddenin bir kısmının sanık …’ın, bir kısmının ise sanık …’ın ikametinde ve aracında bulundurdukları, gerek tanık beyanı, gerekse sanıkların aşamalarda birbiri ile çelişen beyanlarına nazaran her üç sanığın suça konu uyuşturucu maddeye birlikte sahip oldukları, sanıkların uyuşturucu maddenin kısmen kendisine ait olmadığı, kurutmak amacıyla bulundurdukları ve içmek amacıyla bulundurduklarına
ilişkin savunmalarının ele geçen uyuşturucu maddenin miktarı iitbariyle suçtan kurtulmaya yönelik savunmalar mahiyetinde olduğu, tanık beyanı sanıkların aşamalardaki tevil yollu ikrar içerikli mütenakız savunmaları ve uyuşturucu maddenin miktar ve ele geçiriliş biçimi bir bütün olarak değerlendirildiğinde sanıkların suça konu uyuşturucu maddeyi iştirak halinde satmak amacıyla bulundurdukları, bu suretle üzerlerine atılı uyuşturucu madde ticareti yapma suçunu işledikleri gerekçesiyle sanıkların mahkûmiyetlerine karar verilmiştir.
Sanıkların atılı suçu 3 kişi birlikte işlemeleri nedeniyle cezalarında yarı oranda artırıma gidildiği, sanıkların sabıkalı kişilikleri nedeniyle haklarında 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinin uygulanmadığına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Sanık … hakkında;
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgular konusunda, Bölge Adliye Mahkemesince, adli emanette kayıtlı bulunan ve … Kriminal Polis Laboratuvarı’nca şahit numune olarak alıkonulan suç konusu uyuşturucu maddeler hakkında mahkemesince her zaman müsadere kararı verilmesi mümkün görüldüğü belirtilmekle hükme yapılan eleştiri dışında isabetsizlik görülmediği gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Sanık … hakkında;
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgular konusunda, Bölge Adliye Mahkemesince, gerekçeli karar başlığında sanığın 17.09.2020 olan ikinci kez tutuklandığı tarihin gösterilmemesi suretiyle 5271 sayılı Kanun’un 232 nci maddesinin ikinci fıkrasının (d) bendine aykırılık oluşturmasının mahkemesince düzeltilebilir noksanlık olduğu ve sanığın tekerrüre esas alınan … 27. Adliye Ceza Mahkemesi’nin 2016/242 Esas, 2018/791 Karar sayılı ilamında 5237 sayılı Kanun’un 58 inci maddesinin uygulandığı anlaşılmakla, sanığın ikinci kez mükerrir olduğunun tespit ile cezasının ikinci kez mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi aleyhe istinaf bulunmadığından hükme yapılan eleştiriler dışında isabetsizlik görülmediği gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Sanık … hakkında;
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgular konusunda, Bölge Adliye Mahkemesince sanık
hakkındaki hükmün gerekçeli karar başlığında sanığın 17.09.2020 olan ikinci kez tutuklandığı tarihin gösterilmemesi suretiyle 5271 sayılı Kanun’un 232 nci maddesinin ikinci fıkrasının (d) bendine aykırılık oluşturması, mahkemesince düzeltilebilir noksanlık olduğu hususu eleştirilip, tekerrüre esas alınan … 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/723 Esas, 2019/310 Karar sayılı ilamı ile doğrudan hükmedilen 2.240,00TL adli para cezasının karar tarihi itibariyle kesin nitelikte olması nedeniyle tekerrüre esas alınamayacağı görülmekle birlikte, hakkında 5237 sayılı Kanun’un 58 inci maddesi gereğince tekerrür hükümleri uygulanan sanığın adli sicil kaydında tekerrüre esas başkaca mahkûmiyet hükmü bulunması nedeniyle yanlış hükmün tekerrüre esas alınmasının kazanılmış hal teşkil etmeyeceği, sanığın … 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/200 Esas, 2018/367 Karar sayılı ilamı ile 5237 sayılı Kanun’un 179 uncu maddesinin üçüncü ve ikinci fıkraları gereğince hükmolunan 6 ay 20 gün hapisten çevrilme 4.000,00 TL adli para cezasına ilişkin mahkûmiyet hükmü nedeniyle tekerrür olduğu hususunun gözetilmemesi nedeniyle hukuka aykırılık düzeltilerek İlk Derece Mahkemesi hükmüne yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
A Sanık … Hakkında Kurulan Hükümler Yönünden
İlk Derece Mahkemesinin ve Bölge Adliye Mahkemesinin, suçun vasfına ve sübutuna, temel cezaların alt sınır aşılarak belirlenmesine, 5237 sayılı Kanun’un 188 inci maddesinin beşinci fıkrasının uygulanmasına, delillerin tespit ve tayinine ilişkin takdirlerinde bir isabetsizlik bulunmadığı, ihbar, ihbar doğrultusunda yapılan yakalama, ihbara konu sanığın ikametinde ele geçirilen madde miktarı ve tüm dosya kapsamı itibariyle sanığın eyleminin sübut bulduğu, sanık beyanının suçun meydana çıkmasına ve fail veya diğer suç ortaklarının yakalanmasına hizmet ve yardım etme mahiyetinde olmadığından etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına ilişkin yasal koşulların oluşmadığı, 5237 sayılı Kanun’un “Takdiri İndirimler” başlıklı 62 nci maddesinin ikinci fıkrasına göre “Takdiri indirim nedeni olarak, failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri gibi hususlar göz önünde bulundurulabilir….” şeklinde düzenlemeye yer verilmiştir. Mahkemece sanığın sabıkalı kişiliği” şeklindeki yerinde, yeterli ve kanunî gerekçe ile takdirim indirim hükmünün uygulanmamasına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla; sanık … ve müdafilerinin temyiz sebepleri yerinde görülmemiş, hükümde açıklanan gerekçeler, tüm dosya kapsamına göre usul ve yasaya uygun bulunarak, aşağıda belirtilen dışında hükümde hukuka aykırılık tespit edilmemiştir.
Sanığa verilen adli para cezasının 5237 sayılı Kanun’un 52 nci maddesinin dördüncü fıkrası gereğince
taksitlendirilmesine karar verildikten sonra kararda “ödenmeyen para cezasının hapse çevrileceği ihtarı” yerine, “ödenmeyen adli para cezası miktarının kısmen veya tamamen hapse çevrilerek 5275 sayılı Kanun’un 106 ncı maddesinin üçüncü fıkrası gereğince infaz edileceği” ibaresi yazılmak suretiyle 5237 sayılı Kanun’un 52 inci maddesinin dördüncü fıkrasının son cümlesine aykırı davranılmasının,
Hukuka aykırı olduğu, değerlendirilmiş; bu hususun Yargıtay tarafından düzeltilmesi mümkün görülmüştür.
B. Sanık … Hakkında Kurulan Hükümler Yönünden
İlk Derece Mahkemesinin ve Bölge Adliye Mahkemesinin, suçun vasfına ve sübutuna, temel cezaların alt sınır aşılarak belirlenmesine, 5237 sayılı Kanun’un 188 inci maddesinin beşinci fıkrasının uygulanmasına, delillerin tespit ve tayinine ilişkin takdirlerinde bir isabetsizlik bulunmadığı, 5237 sayılı Kanun’un “Takdiri İndirimler” başlıklı 62 nci maddesinin ikinci fıkrasına göre “Takdiri indirim nedeni olarak, failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri gibi hususlar göz önünde bulundurulabilir….” şeklinde düzenlemeye yer verilmiştir. Mahkemece sanığın sabıkalı kişiliği” şeklindeki yerinde, yeterli ve kanunî gerekçe ile takdirim indirim hükmünün uygulanmamasına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla; sanık müdafilerinin temyiz sebepleri yerinde görülmemiş, hükümde açıklanan gerekçeler, tüm dosya kapsamına göre usul ve yasaya uygun bulunarak, aşağıda belirtilen dışında hükümde hukuka aykırılık tespit edilmemiştir.
Sanığa verilen adli para cezasının 5237 sayılı Kanun’un 52 nci maddesinin dördüncü fıkrası gereğince taksitlendirilmesine karar verildikten sonra kararda “ödenmeyen para cezasının hapse çevrileceği ihtarı” yerine, “ödenmeyen adli para cezası miktarının kısmen veya tamamen hapse çevrilerek 5275 sayılı Kanun’un 106 ncı maddesinin üçüncü fıkrası gereğince infaz edileceği” ibaresi yazılmak suretiyle 5237 sayılı Kanun’un 52 inci maddesinin dördüncü fıkrasının son cümlesine aykırı davranılmasının,
Hukuka aykırı olduğu, değerlendirilmiş; bu hususun Yargıtay tarafından düzeltilmesi mümkün görülmüştür.
C. Sanık … Hakkında Kurulan Hükümler Yönünden
Sanık …’in karardan sonra 24.03.2021 tarihinde ikinci kez tutuklandığı, tutuklama tarihinin gerekçeli karar başlığında mahalli mahkemesince gösterilmesi mümkün görülmüştür.

İlk Derece Mahkemesinin ve Bölge Adliye Mahkemesinin, suçun vasfına ve sübutuna, temel cezaların alt sınır aşılarak belirlenmesine, 5237 sayılı Kanun’un 188 inci maddesinin beşinci fıkrasının uygulanmasına, delillerin tespit ve tayinine ilişkin takdirlerinde bir isabetsizlik bulunmadığı, ihbar, ihbar doğrultusunda yapılan yakalama neticesinde sanığın sevk ve idaresi altında bulunan araçta ve sanığa ait iki adet adreste yapılan ev aramasında suça konu uyuşturucu maddelerin miktarı ve tüm dosya kapsamı itibariyle sanığın eyleminin sübut bulduğu, sanık beyanının suçun meydana çıkmasına ve fail veya diğer suç ortaklarının yakalanmasına hizmet ve yardım etme mahiyetinde olmadığından etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına ilişkin yasal koşulların oluşmadığı, 5237 sayılı Kanun’un “Takdiri İndirimler” başlıklı 62 nci maddesinin ikinci fıkrasına göre “Takdiri indirim nedeni olarak, failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri gibi hususlar göz önünde bulundurulabilir….” şeklinde düzenlemeye yer verilmiştir. Mahkemece sanığın sabıkalı kişiliği” şeklindeki yerinde, yeterli ve kanunî gerekçe ile takdirim indirim hükmünün uygulanmamasına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla; sanık … ve müdafiinin temyiz sebepleri yerinde görülmemiş, hükümde açıklanan gerekçeler, tüm dosya kapsamına göre usul ve yasaya uygun bulunarak, aşağıda belirtilen dışında hükümde hukuka aykırılık tespit edilmemiştir.
Sanığa verilen adli para cezasının 5237 sayılı Kanun’un 52 nci maddesinin dördüncü fıkrası gereğince taksitlendirilmesine karar verildikten sonra kararda “ödenmeyen para cezasının hapse çevrileceği ihtarı” yerine, “ödenmeyen adli para cezası miktarının kısmen veya tamamen hapse çevrilerek 5275 sayılı Kanun’un 106 ncı maddesinin üçüncü fıkrası gereğince infaz edileceği” ibaresi yazılmak suretiyle 5237 sayılı Kanun’un 52 inci maddesinin dördüncü fıkrasının son cümlesine aykırı davranılmasının,
Hukuka aykırı olduğu, değerlendirilmiş; bu hususun Yargıtay tarafından düzeltilmesi mümkün görülmüştür.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde (A), (B) ve (C) numaralı bentlerinde açıklanan nedenle sanık … ve müdafileri, sanık … müdafileri ile sanık … ve müdafilerinin temyiz istemleri yerinde görüldüğünden … Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin, 16.12.2020 tarihli ve 2020/2339 Esas, 2020/1903 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 303 üncü maddesi gereği İlk Derece Mahkemesi hükümlerinin,

Hüküm fıkrasının, sanıklara verilen adli para cezasının taksitlendirilmesine ilişkin paragrafında “… ve ödenmeyen adli para cezası miktarının kısmen veya tamamen hapse çevrilerek 5275 sayılı Kanun’un 106 ncı maddesinin üçüncü fıkrası gereğince infaz edileceği hususunun sanıklara ihtaratına” ibaresinin çıkarılarak yerine “ve ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğinin sanıklara ihtarına” ibaresinin eklenilmesi,
Suretiyle, İlk Derece Mahkemesi hükümlerindeki hukuka aykırılığın DÜZELTİLEREK, Tebliğname’ye kısmen uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMLERİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca … 3. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise … Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
02.05.2023 tarihinde karar verildi.