Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2021/3429 E. 2023/10544 K. 05.12.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/3429
KARAR NO : 2023/10544
KARAR TARİHİ : 05.12.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2016/293 E., 2016/556 K.
SUÇ : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin, hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ

1. Sanık hakkında, Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığınca kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan dolayı başlatılan soruşturmada, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 6545 sayılı Kanun ile değişik 191 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca 23.02.2015 tarihinde kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile birlikte tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararı verilmiştir.

2. Sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gerektirdiği yükümlülüklere uymadığının bildirilmesi üzerine Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığının 11.05.2015 tarihli iddianamesi ile 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin birinci, ikinci, üçüncü fıkraları ile dördüncü fıkrasının (a) bendi, 53 üncü maddesinin birinci fıkrası, 54 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır.

3. Sakarya 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 28.09.2015 tarihli ve 2015/826 Esas, 2015/1039 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan açılan dava yönünden hüküm verilmesine yer olmadığına ve dava açılmasının ertelenmesi kararının aynen infazına karar verilmiştir. Kararın 30.10.2015 tarihinde itiraz edilmeksizin kesinleşmesi üzerine, infazı için dosya Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiştir.

4. Sanık hakkında, hüküm verilmesine yer olmadığı kararı üzerine Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığınca 5237 sayılı Kanun’un 6545 sayılı Kanun ile değişik 191 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca 24.12.2015 tarihinde kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile birlikte tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararı verilmiştir.

5. Sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gerektirdiği yükümlülüklere uymadığının bildirilmesi üzerine Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığının 29.03.2016 tarihli iddianamesi ile 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin birinci ila dördüncü fıkraları, 53 üncü maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır.

6. Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 28.06.2016 tarihli ve 2016/293 Esas, 2016/556 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesi, 58 inci maddesinin birinci, ikinci, altıncı fıkraları uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ile hak yoksunluğuna hükmedilmiştir.

7. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca hükmün bozulması yönünde karar verilmesi görüşünü içeren Tebliğname ile dava dosyası Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ

Sanığın temyiz isteği, kararın usul ve yasalara aykırı olduğuna ilişkindir.

III. GEREKÇE

23.02.2015 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı içeriğinde, sanığın bu karara itiraz hakkı bulunduğuna ilişkin, itiraz süresi ve merciinin de gösterilmemesi suretiyle usulüne uygun bir yasa yolu bildirimi yapılmadığı için karar kesinleşmediğinden kamu davasının durmasına karar verilmesi gerekirken 11.05.2015 tarihli kararla “hüküm verilmesine yer olmadığına” karar verildiği, bu karara müteakip sanık hakkında ikinci kez verilen 24.12.2015 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı içeriğinde de usulüne uygun bir yasa yolu bildirimi yapılmadığı için kararın kesinleşmediği ve sanık hakkında aynı eylemden dolayı 29.03.2016 tarihli iddianameyle mükerrer dava açıldığı, her ne kadar 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin yedinci fıkrasında yer alan, “Aynı fiil nedeniyle, aynı sanık için önceden verilmiş bir hüküm veya açılmış bir dava varsa davanın reddine karar verilir.” şeklindeki düzenleme gereğince mükerrer açılan bu dava nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekmekte ise de, hüküm verilmesine yer olmadığına ilişkin kararın 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin birinci fıkrasında belirtilen hüküm türleri arasında yer almadığı, dolayısıyla zamanaşımı süresini durdurmayacağı dikkate alınarak yapılan inceleme sonucu davanın reddine karar verilmemesinin sonuca etkili olmayacağı gözetilerek yapılan incelemede;

1. Sanığın yargılama konusu eylemi için, 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca belirlenecek cezanın türü ve üst haddine göre aynı Kanun’un 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi gereği 8 yıllık olağan zamanaşımı süresinin öngörüldüğü anlaşılmıştır.

2. 5237 sayılı Kanun’un 67 nci maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca zamanaşımı süresini kesen son işlemin sanığın 11.05.2015 tarihli iddianame uyarınca sorgusunun yapıldığı 28.09.2015 tarihi olduğu ve bu tarihten, temyiz incelemesi tarihine kadar, 8 yıllık olağan zamanaşımı süresinin gerçekleşmiş olduğu belirlenmiştir.

V. KARAR

Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 28.06.2016 tarihli ve 2016/293 Esas, 2016/556 Karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesinin birinci fıkrası gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinin verdiği yetkiye dayanılarak sanık hakkındaki kamu davasının 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası gereği gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle DÜŞMESİNE,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

05.12.2023 tarihinde karar verildi.