Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2021/3080 E. 2023/10261 K. 29.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/3080
KARAR NO : 2023/10261
KARAR TARİHİ : 29.11.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/851 E., 2016/24 K.
SUÇ : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin, hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
A. Sanık hakkında, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan dolayı başlatılan soruşturmada, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 6545 sayılı Kanun ile değişik 191 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca 01.04.2015 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile birlikte tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararı verilmiştir.
B. Sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gerektirdiği yükümlülüklere uymadığının bildirilmesi üzerine İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 06.11.2015 tarihli iddianamesi ile 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları ile 53 üncü maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır.
C. İzmir 36. Asliye Ceza Mahkemesinin 28.01.2016 tarihli ve 2015/851 Esas, 2016/24 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesi, 58 inci maddesi ve 53 üncü maddesi uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, tekerrür hükümlerinin uygulanmasına ve hak yoksunluğuna karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık 04.02.2016 tarihli dilekçesi ile temyiz talebinde bulunmuştur.
III. OLAY VE OLGULAR (İlk Derece Mahkemesinin Kabulü)
“İzmir C.Başsavcılığı’nın 06/11/2015 tarih ve 2015/35382 esas sayılı iddianamesi ile; suç tarihinde şüpheliden kullanmak amacıyla bulundurduğu belirlenen uyuşturucu madde ele geçirildiği, şüphelinin üzerine atılı suçu işlediğinin anlaşıldığı, şüpheli hakkında; 28/06/2014 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6545 Sayılı Türk Ceza Kanunu ile bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanunun 68. Maddesi ile değişik Türk Ceza Kanununun 191/2 maddesi ile “Bu suçtan dolayı başlatılan soruşturmada şüpheli hakkında 04/12/2014 tarihli ve 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 171. maddesindeki şartlar aranmaksızın 5 yıl süre ile KAMU DAVASI AÇILMASININ ERTELENMESİ’ne karar verilir.” hükmü gereğince şüpheli hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verildiği, tali karar fişinin düzenlendiği, yine şüpheli hakkında asgari 1 yıl süre ile uyuşturucu maddenin etkisinden kurtulmak maksadıyla tedaviye tabi tutulmak suretiyle DENETİMLİ SERBESTLİK TEDBİRİ UYGULANMASI’na karar verildiği, denetim işlemlerinin yerine getirilmesi için İZMİR Denetim Serbestlik Müdürlüğüne bildirildiği, İZMİR Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce şüpheliye usülüne uygun tebligatın yapıldığı, ancak şüphelinin erteleme süresi içinde kendisine yüklenen yükümlülüklere ve

uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmayıp ihlal ettiği, Denetimli Serbestlik tedbiri kararına uymadığı,” gerekçesiyle sanığın mahkûmiyetine karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
Kabul edilebilir bir temyiz başvurusu üzerine yapılan inceleme neticesinde;
Sanık hakkında, 6545 sayılı Kanun’un 68 inci maddesi ile değişik 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin ikinci ve üçüncü fıkraları uyarınca, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile birlikte verilen denetimli serbestlik tedbiri kararının içeriğinde, sanığın bu karara itiraz hakkı bulunduğuna ilişkin, itiraz süresi ve merciinin de gösterilmemesi suretiyle usulüne uygun bir yasa yolu bildirimi yapılmadığı için karar sanık tarafından öğrenilmiş olsa bile, 01.04.2015 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının kesinleşmediği ve kovuşturma şartlarının oluşmadığı dikkate alınarak, sanığa kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararına karşı 15 gün içinde Sulh Ceza Hakimliğine itiraz hakkı bulunduğu ihtarı ile birlikte kararın yeniden tebliğ edilmesi gerektiğinden, bu kapsamda inceleme konusu olayda sanığın yükümlülüklerine uymaması eylemini, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı kesinleşmeden gerçekleştirdiği anlaşılmakla, sanık hakkında kovuşturma şartlarının oluşmaması nedeniyle, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası gereğince kovuşturma şartının gerçekleşmesini beklemek üzere, kamu davasının durmasına ve gerekli tebligat işlemlerinin tamamlanarak, kararın infazına devam edilmesi için dosyanın Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verilmesi yerine yargılamaya devamla sanık hakkında mahkûmiyet hükmü kurulması, nedeniyle hukuka aykırılık görülmüştür.
V. KARAR
Başkaca yönleri incelenmeyen İzmir 36. Asliye Ceza Mahkemesinin 28.01.2016 tarihli ve 2015/851 Esas, 2016/24 Karar sayılı kararının, gerekçe bölümünde açıklanan nedenle, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğnameye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
29.11.2023 tarihinde karar verildi.