YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/2906
KARAR NO : 2023/10081
KARAR TARİHİ : 23.11.2023
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2016/26 E., 2016/6 K.
SUÇ : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
HÜKÜM : Beraat
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma
Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin, hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
A. Sanık hakkında 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un (6545 sayılı Kanun) 68 inci maddesi ile değişik 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 191 inci maddesinin ikinci ve üçüncü fıkraları uyarınca, Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığının, 24.04.2015 tarihli ve 2015/10353 soruşturma numaralı Kamu Davasının Açılmasının Ertelenmesi Kararı ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, sanığın denetimli serbestlik tedbirinin gerektirdiği yükümlülüklere uymadığının bildirilmesi üzerine kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı kaldırılarak Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığının, 22.12.2015 tarihli ve 2015/8384 Esas sayılı iddianamesi ile sanığın 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır.
B. Şanlıurfa 6. Asliye Ceza Mahkemesinin, 13.01.2016 tarihli ve 2016/26 Esas, 2016/6 Karar sayılı kararı ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca sanığın beraatine ve sanığın eylemine ilişkin usulüne uygun olarak işlemlerin tamamlanması için ihbarda bulunulmasına karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Cumhuriyet savcısının temyiz isteği özetle; sanığın mahkûmiyeti yerine beraatine karar verildiğine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR (İlk Derece Mahkemesinin Kabulüne Göre)
Üzerine atılı kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurma suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle sanığın beraatine ve eylemine ilişkin usulüne uygun olarak işlemlerin tamamlanması için ihbarda bulunulmasına karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
Sanık hakkında kurulan hüküm,
A. Şanlıurfa Mehmet Akif İnan Eğitim ve Araştırma Hastanesinin 14.07.2015 tarihli ve 7359 sayılı yazısında sanığın idrar tetkiklerinde opiat (eroin) tespit edildiğinin bildirildiği anlaşıldığından, sözü edilen uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanımının tespitine ilişkin tetkik sonuçlarının fiziki olarak aslı ya da onaylı örneğinin denetime olanak verecek şekilde dosya içerisinde bulundurulması gerektiğinin gözetilmemesi,
B. 5721 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223 üncü maddesi birinci fıkrasında; “Duruşmanın sona erdiği açıklandıktan sonra hüküm verilir. Beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, mahkûmiyet, güvenlik tedbirine hükmedilmesi, davanın reddi ve düşmesi kararı, hükümdür.” ve aynı maddenin 8 inci fıkrasında “Türk Ceza Kanunu’nda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı ya da soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir. Ancak, soruşturmanın veya kovuşturmanın yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da şartın henüz gerçekleşmediği anlaşılırsa; gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararı verilir. Bu karara itiraz edilebilir.” şeklinde düzenlemenin yer aldığı, tüm bu düzenlemeler karşısında somut olayda; 12.11.2015 tarihli uyarı yazısına ilişkin tebligatın Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliğinin 40 ıncı maddesi meşruhatını içermemesi nedeniye sanık hakkında tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine yönelik kararın infazının devamına karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile beraat kararı verilemeyeceği anlaşılmakla,
Sanık hakkında, 6545 sayılı Kanun’un 68 inci maddesi ile değişik 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin ikinci ve üçüncü fıkraları uyarınca, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile birlikte verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararının içeriğinde, sanığın bu karara itiraz hakkı bulunduğuna ilişkin, itiraz süresi ve mercinin de gösterilmemesi suretiyle usulüne uygun bir yasa yolu bildirimi yapılmadığı için karar sanık tarafından öğrenilmiş olsa bile, 24.04.2015 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının kesinleşmediği ve kovuşturma şartlarının oluşmadığı dikkate alınarak, sanığa kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararına karşı 15 gün içinde Sulh Ceza Hakimliğine itiraz hakkı bulunduğu ihtarı ile birlikte kararın yeniden tebliğ edilmesi gerektiğinden, bu kapsamda inceleme konusu olayda sanığın yükümlülüklere uymaması eylemini, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı kesinleşmeden gerçekleştirdiği anlaşılmakla, sanık hakkında kovuşturma şartlarının oluşmaması nedeniyle, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası gereğince kovuşturma şartının gerçekleşmesini beklemek üzere, kamu davasının durmasına ve gerekli tebligat işlemlerinin tamamlanarak, kararın infazına devam edilmesi için dosyanın Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verilmesi yerine yargılamaya devamla sanığın beraatine karar verilmesi,
Nedeniyle hukuka aykırı bulunmuştur.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Şanlıurfa 6. Asliye Ceza Mahkemesinin, 13.01.2016 tarihli ve 2016/26 Esas, 2016/6 Karar sayılı kararına yönelik Cumhuriyet savcısının temyiz isteği yerinde
görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliği ile BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
23.11.2023 tarihinde karar verildi.