Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2021/2752 E. 2023/9985 K. 22.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/2752
KARAR NO : 2023/9985
KARAR TARİHİ : 22.11.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/412 E., 2016/20 K.
SUÇ : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ

1. Sanık hakkında İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının, 21.05.2015 tarihli iddianamesi ile sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 191 inci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır.

2. İzmir 38. Asliye Ceza Mahkemesinin, 18.01.2016 tarihli ve 2015/412 Esas, 2016/20 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu ve uyarıcı madde kabul etmek veya bulundurmak suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin birinci fıkrası, 192 nci ve 53 üncü maddeleri uyarınca 1 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğu uygulanmasına karar verilmiştir.

3. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca özetle; usul ve yasaya uygun hükmün onanması yönünde karar verilmesi görüşünü içeren Tebliğname ile dava dosyası Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ

Sanığın temyiz isteği özetle; kararın lehine bozulmasına ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR

Mahkemece, 19.03.2015 tarihli kolluk tutanağında; içinde sanık ile birlikte iki kişi bulanan aracın kuşku üzerine durdurulduğu, dışarıdan bakıldığında, aracın vites kutusu olan yerde Bong tabir edilen bir uyuşturucu içmeye yarayan düzenek ile çarşaf tabir edilen, uyuşturucu madde sarılan kağıt ile arka koltukta, arka paspas üzerinde içinde birer içimlik jamaika tabir edilen maddeler olan katlanmış, üç adet kağıdın görüldüğü, sanığın ve araçtaki dava dışı şahısların yakalandıkları, sanığın uyuşturucu maddenin kendisine ait olduğunu ifade ettiği, uzmanlık raporunda ele geçen maddenin yasak uyuşturucu maddelerden olan AB-CHMINACA maddesi olduğu, sanık hakkında daha önceden 25.06.2014 tarihinde kullanmak için bulundurduğu uyuşturucu madde nedeni ile İzmir CBS nin 2015/60399 sayılı soruşturma dosyasında kamu davasının açılmasının ertelenmesine, hakkında denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, sanığın 25.06.2014 tarihindeki eylemi nedeni ile İzmir 43. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/251 Esas sırasında kamu davasında sanığın cezalandırılmasına karar verildiği, kararın henüz kesinleşmediği anlaşıldığı gerekçesiyle sanık hakkında mahkûmiyet kararı verilmiştir.

IV. GEREKÇE

Kabul edilebilir bir temyiz başvurusu üzerine yapılan inceleme neticesinde;

İddianame içeriğinde, sanık hakkında daha önce işlediği aynı suçtan dolayı verilen kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının ihlal nedeniyle kaldırılarak kamu davası açıldığından bahisle, 19.03.2015 tarihli inceleme konusu bu suç nedeniyle doğrudan 21.05.2015 tarihinde kamu davası açıldığının belirtildiği ancak, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sisteminde (UYAP) sorgulamasında sanık hakkında, daha önce 25.06.2014 tarihli eylemi nedeniyle verilen kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının içeriği, tebliği ya da kesinleşme tarihine ilişkin herhangi bir bilgiye yer verilmediği ve bu evrakın incelenen dosya arasında da bulunmadığı, ayrıca bahsi geçen hükmün Dairemizin 28.11.2022 tarihli ve 2020/6765 Esas, 2022/12367 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verildiği, ancak bozma üzerine dosyanın akıbetinin ne olduğu anlaşılmamakla,

Sanık hakkında daha önce, aynı nitelikteki başka bir suç nedeniyle 5237 sayılı Kanun’un 6545 sayılı Kanun ile değişik 191 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca verilmiş bir “kamu davasının açılmasının ertelenmesi” kararının ihlali üzerine açılan kamu davasında verilen hüküm, aynı Kanun’un 191 inci maddesinin altıncı fıkrası kapsamında doğrudan dava açma koşulunun oluşup oluşmadığı yönünden yapılacak değerlendirmede inceleme konusu davada verilecek kararı da etkileyeceğinin gözetilmesi gerektiği, Dairemizin, 11.07.2023 tarihli ve 2022/13613 Esas, 2023/6376 Karar sayılı kararında da açıklandığı üzere, Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı usulüne uygun kesinleşene kadar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurma suçundan işlenen tüm suçların tek suç olup ancak alt sınırdan uzaklaşma gerekçesi olabileceğinden, söz konusu dosyaların aslı veya onaylı örneğinin getirtilip denetime imkan verecek şekilde dosya içine konulup, incelenen 19.03.2015 tarihli suç yönünden 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin altıncı fıkrası gereği doğrudan dava açma koşulunun bulunup bulunmadığı değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken eksik araştırma ile hüküm kurulması, hukuka aykırı görülmüştür.

V. KARAR

Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle İzmir 38. Asliye Ceza Mahkemesinin, 18.01.2016 tarihli ve 2015/412 Esas, 2016/20 Karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

22.11.2023 tarihinde karar verildi.