Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2021/2532 E. 2023/9344 K. 02.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/2532
KARAR NO : 2023/9344
KARAR TARİHİ : 02.11.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/384 E., 2015/669 K.
SUÇ : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin, hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ

1. Sanık hakkında, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı başlatılan soruşturmada, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 6545 sayılı Kanun ile değişik 191 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca Mersin Cumhuriyet Başsavcılığınca 18.02.2015 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile birlikte tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararı verilmiştir.

2. Mersin Cumhuriyet Başsavcılığının, 12.06.2015 tarihli iddianamesi ile sanığın 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin dördüncü fıkrası yollamasıyla 191 inci maddesinin birinci fıkrası ile 53 üncü maddesi ve 58 inci maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır.

3. Mersin 8. Asliye Ceza Mahkemesinin, 04.11.2015 tarihli ve 2015/384 Esas, 2015/669 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu ve uyarıcı madde kabul etmek veya bulundurmak suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci, 58 inci ve 53 üncü maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve tekerrür hükümleri uygulanmasına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ

Sanığın temyiz isteği özetle; verilen cezanın bozulmasına ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR(İLK DERECE MAHKEMESİNİN KABULÜNE GÖRE)

Mahkemece, olay tarihinde Mersin E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna teslim edilmek üzere götürülen sanığın Mersin Cezaevi kapı altı diye tabir edilen yerde yapılan üst aramasında, çorabının içerisinde beyaz kareli defter kağıdına sarılı uyuşturucu madde ele geçirildiği, sanığın uyuşturucu maddeyi kimden ne şekilde aldığını bilmediğini beyan ettiği, duruşma sırasında alınan savunmasında sanığın samimi ikrarda bulunduğu anlaşıldığı gerekçesiyle sanık hakkında atılı suçtan mahkûmiyetine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE

Kabul edilebilir bir temyiz başvurusu üzerine yapılan inceleme neticesinde;

1. Mersin Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 18.02.2015 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi ve denetimli serbestlik kararının tebliği için, başka suçtan tutuklu bulunduğu ceza infaz kurumuna çıkartılan tebligatın tahliye olması nedeniyle iade dönmesi üzerine, bu defa bildirdiği adrese çıkartılan tebligatın 7201 sayılı Kanun’un 35 inci maddesi uyarınca tebliğ edilmiş sayılarak anılan kararın kesinleştirildiği ve denetimli serbestlik tedbirine uymadığından bahisle hakkında 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin altıncı fıkrası gereğince açılan kamu davası üzerine, yapılan yargılama sonucunda sanığın cezalandırılmasına karar verilmiş ise de; dosya kapsamında sanığın anılan adresine daha önce usulüne uygun olarak yapılmış herhangi bir tebligat bulunmadığı ve dolayısıyla tebligatın usulsüz olduğu ve kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının kesinleşmediği, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı kesinleşmeden tedbirin infazına başlanmasının hukukî sonuç doğurmayacağı gözetilmeksizin denetime başlanıldığı; sanık hakkında kovuşturma şartlarının oluşmaması nedeniyle, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası gereğince kovuşturma şartının gerçekleşmesini beklemek üzere, kamu davasının durmasına ve gerekli tebligat işlemlerinin tamamlanarak, kararın infazına devam edilmesi için dosyanın Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verilmesi yerine, yargılamaya devamla sanık hakkında mahkûmiyet hükmü kurulması,

2. Ceza infaz kurumunda tutuklu bulunan sanığa, denetimli serbestlik müdürlüğünün çağrı yazısıs, ceza infaz kurumu aracılığı ile 02.03.2015 tarihinde “okumak/almak suretiyle” tebliğ edildiği, 5271 sayılı Kanun’un 35 inci maddesinin üçüncü fıkrası gereğince tutuklu bulunan sanığa tebliğ edilen kararın, kendisine okunup anlatılması gerektiği cihetle, sanığa yapılan tebligatın usulûne uygun olmaması,

3. Suç tarihinden önce 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 68 inci maddesi ile değiştirilen 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin beşinci fıkrasının olaya tatbik kabiliyeti bulunup bulunmadığının tesbiti açısından; sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı, bu suç tarihinden önce açılmış başka bir dava veya soruşturma olup olmadığının, varsa sanığın bu suçu diğer davaya konu olan suç nedeniyle verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında veya 6545 sayılı Kanun yürürlüğe girdikten sonra verilmiş olan bir kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı uyarınca tabi tutulduğu tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işleyip işlemediğinin ve önceki dava sonucunun araştırılması, gerektiğinde Denetimli Serbestlik Müdürlüğünden suç tarihinde sanığın infazda olan başka bir tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri kararının bulunup bulunmadığı sorulup belirlendikten sonra;

a) Sanık bu suçu, daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan

tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında veya 6545 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca verilmiş bir “kamu davasının açılmasının ertelenmesi” kararının denetim süresi içinde işlemiş ve önceki suçtan mahkûmiyet kararı verilmiş ise; 6545 sayılı Kanun’un 68 inci maddesi ile değiştirilen 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin beşinci fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıca madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlal nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz.” hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası uyarınca “davanın düşmesine” ve tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri kararı veren ilgili mahkemeye ya da kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı veren ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına ihbarda bulunulmasına karar verilmesi,

b) Sanık bu suçu daha önce işlediği suçtan dolayı verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında veya 6545 sayılı Kanunla değişik 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca verilmiş bir “kamu davasının açılmasının ertelenmesi” kararının denetim süresi içinde işlemiş değilse veya daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında veya 6545 sayılı Kanunla değişik 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca verilmiş bir “kamu davasının açılmasının ertelenmesi” kararının denetim süresi içinde işlemiş ve önceki suçtan mahkûmiyet dışında bir hüküm verilmiş ise; bu suç nedeniyle 6545 sayılı Kanunla değişik 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile birlikte, tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmış olan sanık hakkında 6545 sayılı Kanunla değişik 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin dördüncü fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde gösterilen dava açma şartlarının gerçekleştiğinin sabit görülmesi halinde yargılamaya devam olunarak, suç tarihi itibariyle 6545 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesi hükümleri çerçevesinde bir karar verilmesi, gerekirken eksik araştırma ile hüküm kurulması,

4. Sanığın adli sicilinde yer alan ve tekerrüre esas alınan ilamındaki mahkûmiyetinin, 5237 sayılı Kanun’un 141 inci maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen hırsızlık suçuna ilişkin olduğu ve 5271 sayılı Kanun’un 253 üncü maddesinde yapılan değişiklikle bu suçun uzlaşma kapsamına alındığı anlaşılmış olup; tekerrüre esas alınan bu ilam sebebiyle uyarlama yargılaması yapılarak uzlaşma sağlandığı ve hırsızlık suçu hakkında düşme kararı verildiği anlaşılmakla, sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmayacağı ancak adli sicil kaydındaki diğer sabıka kayıtları da kontrol edilerek sonucuna göre tekerrür hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağına karar verilmesinde zorunluluk bulunması,

5. Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi ve 7242 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesinde yapılan değişiklikler nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması, nedenleriyle hukuka aykırılık görülmüştür.

IV. KARAR

Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Mersin 8. Asliye Ceza Mahkemesinin, 04.11.2015 tarihli ve 2015/384 Esas, 2015/669 Karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesinin birinci fıkrası gereği Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

02.11.2023 tarihinde karar verildi.