Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2021/2299 E. 2023/9852 K. 21.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/2299
KARAR NO : 2023/9852
KARAR TARİHİ : 21.11.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/405 E., 2016/52 K.
SUÇ : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEMYİZ EDENLER : Sanık
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin, hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Sanık hakkında, Samsun Cumhuriyet Başsavcılığınca kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan dolayı başlatılan soruşturmada, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 6545 sayılı Kanun’la değişik 191 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile birlikte tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararı verilmiştir.
2. Sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gerektirdiği yükümlülüklere uymadığının bildirilmesi üzerine Samsun Cumhuriyet Başsavcılığının 10.03.2015 tarihli iddianamesi ile 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin birinci ila dördüncü fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci fıkrası, 54 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 58 inci maddesinin yedinci fıkrası uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır.
3. Samsun 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 01.02.2016 tarihli ve 2015/405 Esas, 2016/52 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin birinci ila dördüncü fıkrası, 62 nci maddesi, 53 üncü maddesi ve 58 inci maddesi uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile hak yoksunluğuna hükmedilmiştir.
4. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca hükmün onanması yönünde karar verilmesi görüşünü içeren Tebliğname ile dava dosyası Daireye tevdi edilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz isteği özetle; bulunan maddenin kendisine ait olmadığına ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR (İlk Derece Mahkemesinin Kabulüne Göre)
22.12.2014 günü saat 12.45 sıralarında boş arazide durumundan şüphe edilen ve esrar maddesi sardığı anlaşılan sanığın elinde bulunan ve gazete kağıdına sarılı net 2.20 gram maddenin, hint keneviri bitkisinin tütünle karışık kırıntıları olduğunun ayrıca sigara sarım kağıdının eksraktında uyuşturucu niteliğe sahip Tetrahydrocannabinol etken maddesinin kalıntılarının tespit edildiği, sanık hakkında 08.01.2015 tarihinde kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verildiği, hükümlülükleri konusunda uyarıldığı, kararın sanığa 16.01.2015 tarihinde kollukta verdiği MERNİS adresine tebliğ edildiği, söz konusu kararın yerine getirilmesi için Denetimli Serbestlik Şube Müdürlüğüne müracaat etmesi için 22.01.2015 tarihinde tebligat yapıldığı, sanığın herhangi bir müracaatta bulunmadığı, erteleme süresi içinde yükümlülüklerini ihlal ettiği gerekçesiyle mahkûmiyetine karar verildiği anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
08.01.2015 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının sanığın MERNİS adresinde doğrudan 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun (7201 sayılı Kanun) 21 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca muhtara teslim edildiği anlaşılmış olup; aynı Kanun’un 10 uncu maddesinin ikinci fıkrasının, “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmü ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsenmiş olması karşısında, öncelikle bilinen en son adres (bilinen bir adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise MERNİS adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres) esas alınarak, aynı Kanun’un 21 inci maddesinin birinci fıkrasına göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanun’un 21 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından tebligata aynı Kanun’un 23 üncü maddesinin bir ila sekizinci fıkraları ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik’in 16 ncı maddesinin ikinci fıkrası hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği gözetilmeksizin yapılan tebliğ usulsüz olduğundan 08.01.2015 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının kesinleşmediği ve kovuşturma şartlarının oluşmadığı anlaşıldığından;
5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası gereğince kovuşturma şartının gerçekleşmesini beklemek üzere, kamu davasının durmasına ve gerekli tebligat işlemlerinin tamamlanarak, kararın infazına devam edilmesi için dosyanın Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verilmesi yerine, yargılamaya devam edilerek sanığın mahkûmiyetine karar verilmesi, nedeniyle hukuka aykırılık görülmüştür.
V. KARAR
Başkaca yönleri incelenmeyen Samsun 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 01.02.2016 tarihli ve 2015/405 Esas, 2016/52 Karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün gerekçe bölümünde açıklanan nedenle, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
21.11.2023 tarihinde karar verildi.